SON DAKİKA

logo

Geleneksel Antalya Turunç ve Bergamot Kabuğu Reçelleri Tescillendi

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Davut Çetin, Antalya gastronomi kültürünün en tanınmış ürünlerinden olan Turunç Kabuğu ve Bergamot Kabuğu reçellerinin Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından tescil edildiğini bildirdi. Piyaz, Kabak Tatlısı ve Serpme Börek’le birlikte ATSO’nun coğrafi işaret aldığı ürün sayısı 5’e yükseldi.

    Başkan Davut Çetin, ATSO olarak kentin coğrafi ve kültürel değerlerinin tescil ettirilmesi çalışmalarını sürdüklerini belirterek, “Çalışmalarımız sonucu Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından önce Antalya piyazı, ardından kabak tatlısı ve geleneksel serpme böreğimiz tescil edilmişti. Son olarak Antalya gastronomisinin en önemli zenginliklerinden olan Turunç Kabuğu ve Bergamot Kabuğu reçellerinin coğrafi tescil işareti aldığını öğrenmekten büyük memnuniyet duyuyoruz” dedi.

Antalya’nın En Popüler Hediyelik Eşyaları

    Turunç Kabuğu ve Bergamot Kabuğu reçellerinin Antalya sofralarının vazgeçilmezi olmasının yanı sıra, Antalya’nın en popüler hediyelik ürünleri olduğunu da vurgulayan Davut Çetin, “Antalya’dan nereye gitsek, yanımızda mutlaka turunç ve bergamot kabuğu reçeli götürürüz. Yine Antalya’ya gelen ister yerli ister yabancı olsun neredeyse tüm misafirlerimizin yanlarında Antalya reçeli götürdüklerine tanık oluruz. Reçellerimizin coğrafi tescil alması bu bakımdan da büyük önem taşıyor” ifadesini kullandı.

Coğrafi İşaret Ürünün Ekonomik Değerini Artırıyor

    Coğrafi işaret tescilinin hem ürünlerin korunması, toplumda farkındalık oluşması ve gelecek kuşaklara aktarılması, hem de ekonomik olarak daha da değerli bir ürün haline gelmesi bakımından önemli olduğuna dikkat çeken Davut Çetin, “Oda olarak beşinci ürünümüze Coğrafi tescil belgesi aldık. Biz bu duyuruları yaptıkça yurt içinde ve yurt dışından güzel tepkiler alıyoruz. Hemşehrilerimiz yanıksı dondurma, hibeş gibi ürünlere ne zaman tescil alacaksınız diye soruyor. Coğrafi tescil süreci çok titizlik isteyen bir süreç. Arkadaşlarımız tarihi, yapılışı, geleneksel yöntemleri, hikayesi gibi bir çok konuda titiz araştırmalar yapıyor. Bu araştırmalardan sonra Türk Patent ve Marka Kurumumuza başvuruyoruz” dedi.

Mönülerde Daha Çok Antalya Lezzeti Olmalı

    Türkiye’nin en önemli turizm markası Antalya’da gerek turistik işletmeler gerekse restoranların mönülerinde geleneksel lezzetlerin daha fazla yer bulması gerektiğini vurgulayan Davut Çetin, “Neredeyse her konuşmamda turistik tesislerimize ve restoranlarımıza çağrıda bulunuyorum. Antalya’mız sadece kumu, denizi, güneşi, tarihi ve doğal güzellikleriyle değil Gazipaşa’dan Kaş’a, Elmalı’dan Akseki’ye müthiş bir gastronomi zenginliğine sahip. Ancak bu zenginliği biz turistik işletmelerimizin restoranlarında göremiyoruz. Konuklarımıza Antalya’nın lezzetlerini yeterince sunamadığımızı düşünüyorum. Bence bu büyük bir eksiklik. Umarım coğrafi tescilli ürünlerimizin sayısının artması ve kamuoyunda oluşan farkındalıkla beraber işletmelerimiz de kentimizin bu zenginliğini ön plana çıkaracaklardır.”

 

    Türk Patent ve Marka Kurumu Ürünlerin Ayırt Edici Özelliklerini şu şekilde açıkladı;

 

Bergamot Kabuğu Reçeli;

    Antalya Bergamot Kabuğu Reçeli yüzyıldan fazla geçmişi ile il sınırlarını aşan bir üne sahiptir. Hoş kokusu ve damakta bıraktığı kendine özgü aromasıyla Antalya’ya gelen yerli ve yabancı turistlerin tercih ettikleri bir üründür.

    Bergamot (citrus bergamia) sedef otugiller (Rutaceae) ailesine ait olan ve tohumları kapalı olan bir bitki türüdür. Çiçekleri beyaz renkli ve küçük olup meyveleri küre veya armut biçiminde, 5-7 cm çapındaki etli kısmı ekşi ve kabuk kısmı limon sarısı renklidir. Antalya Bergamot Kabuğu Reçelinin en belirgin özelliği bergamot kabuklarının beyaz etli kısımlarının acılığı gidene kadar su ile işlemden geçirilmesidir.

 

Turunç Kabuğu Reçeli;

    Antalya Turunç Kabuğu Reçeli yüzyıldan fazla geçmişi ile il sınırlarını aşan bir üne sahiptir. Hoş kokusu ve damakta bıraktığı kendine özgü aromasıyla Antalya’ya gelen yerli ve yabancı turistlerin tercih ettikleri bir üründür.

    Turunç sedefotu familyasında 1 ila 6 metre boylarında kışın yapraklarını dökmeyen bir ağaçtır. Turunçgillerin anası olup adından anlaşılacağı üzere turunçgiller familyasına adını veren asıl meyvedir. Antalya Turunç Kabuğu Reçeli üretiminde Antalya ilinde üretilen, hasat dönemi kasım-nisan ayları arası olan, yüksek pH ve kirece toleranslı, meyve kabuğu turuncu koyu renkli ve pürüzlü, meyve ağırlığı ortalama 140-170 g olan yerli turunç  çeşidi kullanılır.  

    Antalya Turunç Kabuğu Reçelinin en önemli özelliği hazırlama işlemidir. Diğer reçeller gibi meyvenin kendinden değil meyvenin kabuk kısmı yani meyvenin bir dokusu kullanılarak hazırlanır. Dış kabuğu rendelenen meyvenin 8-10 dilimine ayrılmış incelikteki kabukları acısı alındıktan sonra süzülerek kıvrılır ve şeker şurubunda kaynatmadan önce pamuktan iplere dizilir. İpe dizme işlemi makine ile yapılmaz.

 

 

...

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2021.05.28 10:47:00
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Obezitenin Yetişkinlerde ve Çocuklarda Görülme Sıklığı Hızla Artıyor

Kâğıthane Kızılay Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzm. Dr. Mustafa Ünal, halk sağlığını tehdit eden bir sorun olan Obezite ile mücadelede alınacak önlemlere dikkat çekti. Uzm. Dr. Ünal, “Obez çocuk ve ergenlerin oranı dünya çapında %4'ten %18'e çıktı ”dedi.

Dünyanın en önemli sağlık sorunlarından biri haline gelen Obezite, modern çağın en yaygın ve tehlikeli hastalığı olarak hayatımızda yer alıyor. Kâğıthane Kızılay Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzm. Dr. Mustafa Ünal, “Endüstriyel toplumlarda aşırı kiloluluk ve obezite daha sık görülür hale gelmekte ve özellikle çocuklarda artmaktadır. Fiziksel aktivitenin azalması, yüksek-yağ ve kaloriden zengin hazır gıdaların daha ulaşılabilir olması obezite gelişimini artırır. Obezite gelişmesinde ayrıca birçok faktör rol almaktadır. Bunların içinde genetik, yetersiz egzersiz, aşırı kalori alımı vardır. Bazı ilaçlarda yan etki olarak kilo alımı ile ilişkilidir. Psikososyal faktörlerde obezite gelişmesine katkıda bulunabilir” dedi.

 

Obez çocuk ve ergenlerin oranı dünya çapında %4'ten %18'e çıktı


 2022 yılı Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’nün verilerine göre obezite tanısı alan bireylerin sayısı tüm dünyada 1 milyarı aşmış durumda. Uzm. Dr. Ünal, “Obezite sadece erişkinlerde değil çocuklarda ve gençlerde de hızla artmaktadır. 1975'ten 2016'ya kadar, 5-19 yaş arası aşırı kilolu veya obez çocuk ve ergenlerin oranı dünya çapında dört kattan fazla artarak %4'ten %18'e çıkmıştır” dedi. Obezite tanısını koymada günümüzde kullanılan en yaygın metottun  vücut kütle indeksi olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Ünal, “Obezite, beraberinde pek çok fiziksel, psikolojik, sosyal, ekonomik sorunlar getiren kronik bir hastalıktır. Obezite, Tip  2 diyabetes mellitus (kandaki şeker seviyesinin normalin üzerine çıkması) , koroner kalp hastalığı, hipertansiyon, beyin- damar hastalıkları, solunum güçlüğü, bazı kanser türleri, derin ven trombozu (toplardamarda meydana gelen kan pıhtısı), Mide ve ince bağırsak yolunda oluşabilecek olan ve iltihaplanmaya yol açabilen virüsler-bakteriler, yağlı karaciğer ve siroz, kolesterol yüksekliği, Yumurtalıklarda küçük ve iyi huylu çok sayıda kistin oluşumu, idrar kaçırma, lenfatik sistemdeki bozukluklar, obstrüktif uyku apnesi ve eklemlerde kireçlenme gibi hastalıklara da neden olmaktadır” dedi. 

 

Obezitenin şiddeti arttıkça Tip 2 diyabet gelişme riski de yükseliyor
 

Tip2 diyabet hastalarının %80’nin obez olması nedeniyle önemli bir risk faktörü haline gelmesine neden olduğunu belirten Uzm. Dr. Ünal, “Tip 2 diyabet gelişme riski, obezitenin şiddeti arttıkça yükselir. Obez ve diyabetiklerde hipertansiyon, kolesterol yüksekliği ve aterosklerotik kalp hastalığı dikkati çekecek kadar sık görülmektedir. Bunların yanı sıra ılımlı kilo vermek yeni diyabet gelişimini %30 oranında azalttığı tespit edilmiştir” dedi. Felç(inme), kalp krizleri gibi kalp ve damar hastalıklarından ölümlerin gelişmiş batılı ülkelerde azalma eğilimi gösterirken gelişmekte olan ülkelerde ve Türkiye’de artış gösterdiğini belirten Uzm. Dr. Ünal, “Toplumların beklenen yaşam süresinde görülen uzama nedeniyle yaşlı nüfusun artışı toplumda kalp damar hastalıklarının da artışını da beraberinde getirmiştir. Kalp ve damar hastalıkları açısından olumlu olan husus büyük ölçüde ‘önlenebilir’ olmalarıdır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ); kan basıncı, obezite, kolesterol ve sigara içiminin kontrolü ile kalp ve damar hastalığı görülme sıklığının yarıya indirilebileceğini bildirmektedir. Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) ölüm verileri toplam ölümlerin içinde kalp hastalıklarının payının gittikçe artma eğiliminde olduğunu göstermektedir” dedi.

 

Bireylerin obez olmaları önlenmelidir

 

Ülkemizin nüfus yapısının halen genç nüfus ağırlıklı olup, gelişmekte olan ülkelere benzemekte olduğundan bahseden Uzm. Dr. Ünal, “Çocukluktan itibaren obezite konusunda eğitim verilmeli, yeterli-dengeli beslenme ve fiziksel aktivite yapılmalıdır. Bu amaçla çocukluktan itibaren temel alışkanlıkları kazandırarak obezite ve buna bağlı diyabet, kalp damar hastalıklarını azaltmaya yönelik çalışılmalıdır” dedi. Uzm. Dr. Ünal, sağlıklı kalmak, kalp ve damar hastalığına yakalanma riskinden uzak durmak için ise önerilerini şöyle sıraladı: 


-Sağlıklı beslenin,
-Düzenli fiziksel aktivite yapın
-Tütün ve tütün ürünleri kullanmayın,
-Alkol kullanmayın,
-Kardiyovasküler riskinizi öğrenenin,
-Kilolu veya obez olup olmadığınızı öğrenenin,
-Kan basıncınızı ölçtürün. Yüksek tansiyonunuz varsa tedavi olun
-Kan şekerinizi ölçtürün. Diyabetiniz varsa tedavi olun.
-Kan lipidlerinizi ölçtürün. Yüksek ise tedavi olun.
 -Hekiminizin verdiği diğer sağlıklı yaşam önerilerine uyun. *

KIZILAY Basın Ofisi 


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.05.20 17:28:18
Son Düzenlenme Tarihi :





Afrika aslanı Sultan 6 yavru birden dünyaya getirdi

Antalya’nın Manavgat ilçesinde özel bir hayvanat bahçesinde Afrika aslanı Sultan’ın dünyaya getirdiği 3 erkek, 3 dişi olmak üzere 50 günlük 6 yavru aslan ziyaretçilerin maskotu haline geldi. Ziyaretçiler aslanları kucaklarına alarak istedikleri gibi seviyorlar.
Antalya-Manavgat D-400 Karayolu ..

Antalya’nın Manavgat ilçesinde özel bir hayvanat bahçesinde Afrika aslanı Sultan’ın dünyaya getirdiği 3 erkek, 3 dişi olmak üzere 50 günlük 6 yavru aslan ziyaretçilerin maskotu haline geldi. Ziyaretçiler aslanları kucaklarına alarak istedikleri gibi seviyorlar.
Antalya-Manavgat D-400 Karayolu Ilıca Mahallesi’nde bulunan Türkiye’nin en geniş doğal yaşam parklarından olan hayvanat bahçesinde Afrikalı ‘Sultan’ ismindeki aslanın 6 yavrusu dünyaya geldi. 3 erkek, 3 dişi olmak üzere 50 günlük 6 yavru aslan, ziyaretçilerin maskotu haline geldi. Ziyaretçiler kucaklarına alıp sevdikleri aslan yavrularıyla hatıra fotoğrafı çektiriyor. Hayvanat bahçesinde üç ayrı doğal yaşam parkında 18 yetişkin aslan yaşıyor. Dünya üzerinde bulunan Asya aslanı, Afrika aslanı, beyaz aslan ve deniz aslanı olmak üzere 4 çeşit aslanın bulunduğu park, aynı zamanda dünyada sadece 40 tane bulunan beyaz aslanlardan bir tanesine de ev sahipliği yapıyor.
Öte yandan, 6 yavru aslanın isimlerinin ziyaretçiler tarafından yapılan oylama sonucunda belirleneceği öğrenildi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.06.11 12:50:05
Son Düzenlenme Tarihi :