SON DAKİKA

logo

Bu soru özellikle Elmalı Belediyesi’nin CHP’li üyelerine: Daha güzel bir ATATÜRK köşesi olamaz mıydı ?

CHP’li Meclis Üyesi Mehmet Tufan’ın, “Başkan bu salonu bir elden geçirelim” dediği, Elmalı Belediye Meclis toplantılarının yanısıra, nikah törenlerine, ihalelere, çeşitli toplantılara evsahipliği yapan belediye hizmet binasının en üst katının mevcut hali adeta içler acısı.

Meclis toplantılarında başkanın hemen arkasında yeralan Atatürk Posterine’de dikkat çeken bazı vatandaşlar, özellikle Elmalı Belediyesi’nin CHP’li üyelerine seslenerek, “Daha güzel bir Atatürk köşesi olamaz mıydı ?, Ya da daha büyük bir Atatürk posteri  olamaz mıydı ? diye sorarlarken, "Önümüzdeki süreçte burada meclis toplantıları yapılmayacak, ancak görsel açıdan hiçte güzel olmayan bu salonda nikahlar kıyılmaya, toplantılar ve seminerler düzenlenmeye devam edilecek.  Yani, Atatürk’ün resmi orada hep kalacak. O halde burada bir düzenleme yapılması şart.  Bugüne kadar bu küçük ayrıntıyı görmeyen sadece CHP’li Meclis üyelerini değil, Ak Partili, İYİ Partili ve MHP’li meclis üyelerini de eleştiriyoruz. Onlarında  başkanlık makamına gerekli uyarıları yapmaları gerekirdi. Hadi salon baştan aşağı elden geçirilmiyor, hiç olmazsa güzel bir Atatürk köşesi  oluşturulabilirdi” dediler.


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2020.11.29 17:25:45
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






İşyeri yıkılınca, ağır hasarlı kamyoneti dükkanı oldu

Hatay’da, mobilya ve plastik doğrama ustası Mecvet Göçmen, depremde üzerine güneş enerjisi kazanının düşmesiyle kabin bölümü ağır hasar alan kamyonetiyle depremzedelerin yardımına koşuyor. Kamyonetini dükkanı haline getiren Göçmen, trafikte bazı sürücülerin, "Arabanın tavanını kaldır, tamir ettir, böyle sürülmez” gibi uyarılarda bulunduğunu belirtti.
6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremler 11 il içinde en büyük yıkıma Hatay’da neden oldu. Kentteki bir çok insan kurulan konteyner kentlere yerleşirken, bazı vatandaşlarda çevre köylerdeki arazilerine prefabrik yada konteyner kurulumu yaptırmaya başladı. Antakya’da 27 yıldır mobilya ve plastik doğrama işi yapan 3 çocuk babası 50 yaşındaki Mecvet Göçmen’in depremde işyeri ağır hasar aldı, evi yıkıldı. Göçmen’in bina altında park halindeki kamyonetinin üzerine sarsıntıyla birlikte çatıdan güneş enerjisi kazanı düştü. Çift kabin kamyonetinin arka bölümü ağır hasar alan Göçmen, iş yeri de ağır hasar alınca tüm malzemelerini aracına taşıdı ve müşterilerinin ihtiyacına yetişmeye başladı. Tek kabine dönen kamyonetini yürüyen işyerine çeviren Göçmen, depremzedelerin talebine yetişmek için gece gündüz çalışıyor.

"Çatıya çıkarak kurtulduk"
Depremde evi yıkılıp işyeri ağır hasar alan Mecvet Göçmen, ”Binamız 3 katlıydı, zemine çöktü. Biz çatıya çıktık ve öyle kurtulduk. Yani kıyameti yaşadık biz o gün. İş yerimiz tamam yıkılmamış ama hasar böyleydi. Her şeyimiz dağılmıştı. Her şey kırık döküktü. Burada 27 yıldır çalışıyordum. Arabam şu binanın hemen yan tarafında duruyordu. Sarsıntıda güneş enerjisi depolarından biri çatıdan yuvarlanıp, aracımın üstüne düştü. Aracım bu hale geldi. Burada her yer yıkıldığı için, sanayide olmadığı için yaptıramadık. Yeni yeni artık sanayi açılıyor” diye konuştu.

"İhtiyaçlara yetişiyorum"
Hatay’da insanların kendilerine barınacak evler yaptırdığını ifade eden Göçmen, “Bizde bunlara yetişmek için işimizin peşindeyiz, arabayı ondan dolayı yaptıramıyoruz. 27 yıldır kapı ve pencere, cam işi yapıyoruz. Şuan yeni yapılan binalara kapı ve pencere takıyoruz. Bina dediğimiz, konteynerler, prefabrikler bunlara kapı, pencere, cam takıyoruz. Yoğunluktan dolayı aracı yaptıracak zamanım yok. İnsanların ihtiyaçlarına yetişmeye çalışıyoruz. Arabamı tamirci ustasına versek, en az bir ay arabasız kalacağım. Ondan dolayı aracımı şuan yaptırmıyorum. İnsanlarımızın ihtiyaçlarına yetişmeye çalışıyorum. Arka koltuğa eşya dolduruyorum. Çoğu insan “Arabanın tavanını kaldır, tamir ettir, böyle sürülmez” gibi uyarılarda bulunuyor. Durumumuz var, yaptırabiliriz ama bu süreçte zaman kaybı olacak. Ondan dolayı askıya aldık. Gidebildiğimiz kadar gideceğiz. Sonra yaptıracağız” dedi.

"Dükkanım arabam oldu"
Ön kapıyı açılmaması için içeriye bağladığı iple tutan Göçmen, “Trafikte böyle ilerliyoruz. Diğer kapımız açılıyor. Arka kapılar hiç açılmıyor. Bu şekilde işimizi yürütmeye çalışıyoruz. Seyyar çalışıyorum. Bu araba her şeyimiz ondan dolayı tamire veremiyorum. Takımlarım eşyalarım içinde. Aracım çok sağlammış. Bizi yarı yolda bırakmadı. Bu zor günlerde işimizi görüyor. Benim dükkanım, işim, her şeyim bu arabam” ifadelerini kullandı.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.06.06 17:44:08
Son Düzenlenme Tarihi :





BAŞKAN UYSAL: BELEDİYENİZİ BORÇ BATAĞINA SAPLAMAK İSTEMİYORSANIZ SAÇMA SAPAN İŞLERE GİREMEZSİNİZ

Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal FOX TV’de İlker Karagöz ile Çalar Saat Hafta Sonu proğramına katıldı.

Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal FOX TV’de İlker Karagöz ile Çalar Saat Hafta Sonu proğramına katıldı.
Başkan Uysal, Muratpaşa Belediyesi’nin yatırımlarıyla ilgili açıklamalarda bulunurken, ilçe merkezinin asfaltının komple sökülerek yenilendiğini ve bunda da 400 kilometre hedefine ulaşıldığını, toplamda 450 km yolun yeniden asfaltlanacağını belirtti.
Kısıtlı süre nedeniyle hızlı bir sunum yapmak zorunda kalan Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal şunları söyledi:  “Biz her yıl aşevimiz kanalıyla binlerce kişiye düzenli yemek yardımı yapıyoruz. Bunun için gıda malzemesi alım ihalesi yaptık. Bu ihale şartnamesi gereği bizim %20 fazla malzeme alma hakkımız var. Ama firma ihale miktarını dahi zor tamamladı. "Başka mal veremem" dedi." İsterseniz beni zorlayın veya başka yaptırımlarda bulunun" dedi.
Biz asfaltımızı kendimiz döküyoruz. Asfaltta 3 yıl önceye göre 3,5 kat fark var. Çok net bir rakam. Piyasa güvensizleşti. Kur %60 yükseliyorsa aslında piyasaya yansıyan zam %100 oluyor. Çünkü, geleceğe güven azaldığı zaman piyasadaki bütün aktörler batmayayım diye, ne olacağı belli değil bir miktar hata payı koyuyor.
Biz şöyle yapmıştık. Muratpaşa’nın merkez ilçesi. 513 bin nüfusu var. Doğalgaz çalışması yapıldı. Bizim 450 kilometre ara yolumuz var. Biz bu yolları toprağa kadar söküp yeniledik. 400.üncü kilometresinin törenini yapacağız. Bunun için 230 milyon lira civarında net para ödemişiz. 3 yıl öncesi ortalaması baz alınarak. Bugün olsa 3,5 katı. Müteahhitlik payını da koyarsak bir daha asla yapılamazmış. Bir de asfaltı biz kendi tesislerimizde üretiyoruz. maliyet olarak da çok düşük. 
Gelirlerimizde TUİK’in açıkladığı enflasyona yakın. Artıyor ama giderlerle mütenasip bir artış değil. Şimdi yeniden değerlemeyi %36,5 olarak açıkladılar. 
BELEDİYENİZİ BORÇ BATAĞINA SAPLAMAK İSTEMİYORSANIZ SAÇMA SAPAN İŞLERE GİREMEZSİNİZ.
Eğer batak bir ekonomi kurmak istemiyorsanız, çok yüksek faizlerle belediyenizi batırmak istemiyorsanız, belediye bütçenizin 7 katını borçlanırsanız , milletin geleceğinden çalan saçma işlere girmezseniz mecburen bir miktar daralıyorsunuz.
Öncelikli hizmetlere yöneliyorsunuz. Bana göre gıdaya öncelik vermeliyiz. Ne olacağı belli değil. Sosyal harcamaları esas almalıyız. Diğer bütün alanlarda tasarruf etmeliyiz.
Üç yıl önce bir spor kompleksi başlamıştık 2-2,5 yıl önce. Yüzme havuzu dahil 45 milyon lira idi maliyeti. Şu an topyekün aynı şekilde ihale etsek 140 milyon lirayı bulacaktı. Bu krizde kıyamette binalarımızı erteleyebiliriz dedik, biraz beklettik. Asfaltı bekletmedik. Gün günden kötü geliyor onu hallettik. 
Parklarımızı güneş enerjili parklara çevirmeye devam ediyorum. 
Bizim esasen bu krizleri yaşayacağımız inovasyonsuzluğumuzdan, vuruşlarımızın eksik olmasından, startab projelerimizin olmamasından, çok cılız kalmasından. Uzun yıllardır belli. Bizim ihracatımızın yapısı konvensiyonel ve ithalata dayalı. Bizim zaten sıkışacağımız 10 yıldır belli.  Bizim ihracatımızın yetersiz olduğu sır değil. Bunu sürdüremeyeceğimiz sır değil. Biz bulma para ile şuanda buralara kadar geldik. Dışardan gelen paraya nereden geldin demiyoruz. Biz pasifik adalarına rakip olduk aslında ekonomi olarak. Üretime dayalı ekonomiz yoksa eninde sonunda sıkışıyorsunuz, bulma para da bitiyor. Ne kadar, nereye kadar para bulabilirsiniz ! Yapısal olarak ekonominin üretime dayanması lazım.
Türkiye’nin 30 yıl önce vuruş çılgınlığı yaşıyor olması lazımdı. Dünya böyle yapıyor.  
ÇEVRECİ KOMŞU KART
Biz Çevreci Komşu Kart ile geri dönüştürülebilir atıklarımızı topluyoruz. Sıfır atık bizden başladı diyebiliriz. 2015'den beri bütün atıkları paraya bağladık, ekonomiye geri döndürüyoruz. İnsanlara parasal ödül veriyoruz. Sivil Toplum ve İnovasyon Merkezi kurduk, yeni projelere ücretsiz ofis veriyoruz, mentörlük hizmeti veriyoruz, o buluşu sonuna kadar destekliyoruz ve sık sık buluş yarışmaları düzenliyoruz. 
Biz bütçemizi her yıl internetten halkımıza oylatıyoruz. 
Robotik kodlama, temel yazılım eğitimi. 30 yıldır okullarımızın her yerine girmiş olması lazımdı. Ekomik olarak buraya geldik ama herkes çok sürpriz olmuş gibi konuşuyor. 
İnsanlarımız umutsuz olmasın. Yargı bağısmızlığından şikayet eden Kırcamili hemşehrilerimiz umutsuz olmasın. 
Türkiye’miz bunları aşacak güçte. Genç nüfusuyla, yeni yaklaşımlar, yeni beyinleriyle, vizyonlarıyla dünyaya bakan insanlarıyla hemen bunlar aşılabilir. Sistemik sorunları, anayasal sorunları, yargı bağımsızlığını, demokrasiyi, 5 yıllık 10 yıllık bir planlamayla Türkiye bahara adım adım atabilir.  
Ama üretmeden mümkün değil. Para bulmak, kayıt dışı paraları Türkiye’ye davet etmek bunlar sıkıntılı oluyor. Antalya cezaevinde yatanların yarısından fazlası uyuşturucu ticaretinden yatıyor. O paraların maliyeti oluyor.
İYİ Kİ TURİZM VAR
İyi ki turizm var.  Buradan büyük döviz kazanıyor memleketimiz. Ama bizim yaptığımız şey biraz otelcilik. Havaalanı operasyonu ve otelcilik. Turizmcilik olabilmesi için ülkemizin çiçek açması lazım. Antik kentlerimiz var ortalama 400'er ziyaretçisi yok. Kenti içini Kaleiçi festivali, kaleiçi çalışmaları ile bir miktar ivmelendirdik. Çok daha yolun başındayız. Potansiyelimizin %30'unu yapıyoruz. Ekonomimizin en toplu para kazandığı yer orası. “

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2021.12.05 09:51:14
Son Düzenlenme Tarihi :