SERİK DEVLET HASTANESİ 22 Kalem Tıbbi İlaç ve Serum mal alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecek olup, teklifler sadece elektronik ortamda EKAP üzerinden alınacaktır.
Başkan Uysal, hasar gören mahallerde
Başkan Uysal, hasar gören mahallerde
Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, şiddetli
yağış, fırtına ve hortumun hasara neden olduğu mahallerde incelemelerde
bulundu. 3 gün içinde 2’nci kez hortum felaketi yaşayan Antalya’nın önemli sera
merkezlerinden Güzelbağ’da incelemeleri sırasında Başkan Uysal, “Muratpaşa
Belediyesi olarak gerek personelimiz gerekse iş makinelerimizle sahadayız. Ama
çiftçimiz büyük zarar gördü. Antalya,
ivedi olarak afet bölgesi ilan edilmelidir” dedi.
Başkan Uysal, şiddetli yağış, fırtına ve hortumun
hasara neden olduğu mahallerde incelemelerde bulundu, belediye ekiplerinin
geceden başlayan çalışmalarını yerinde denetledi. Başkan Uysal’a, Muratpaşa
Muhtarlar Derneği Başkanı Ahmet Akcan başta olmak üzere muhtarlar ve Muratpaşa
Belediyesi’nin ilgili tüm birimlerinin müdürleri eşlik etti.
‘AFET BÖLGESİ İLAN EDİLSİN’
Başkan Uysal, son 3 gün içinde 2’nci kez hortum
felaketi yaşayan Antalya’nın önemli sera merkezlerinden Güzelbağ’da
incelemeleri sırasında “Antalya’mıza, Muratpaşa’mıza geçmiş olsun. Belediye
olarak oluşturduğumuz ekipler, mahallelerimizde çalışmalarını sürdürüyor.
Mahallerimizde yaşanan maddi hasarları rahatlıkla sararız ancak çiftçimiz büyük
zarar gördü. Bu koşullar içinde, çiftçilerimizin tek başlarına ayakta durmaları
çok zor. Antalya, ivedi olarak afet bölgesi ilan edilmeli” diye konuştu.
Güzelbağ Mahallesi’nde seraları zarar gören, evlerinin çatıları uçan vatandaşları da ziyaret ederek, geçmiş olsun dileğinde bulunan Başkan Uysal, Muratpaşa Belediyesi ekiplerinin meteorolojik uyarılara bağlı olarak teyakkuz halinde olduğuna işaret etti. Başkan Uysal, “Hava şartları normale dönene dek, Muratpaşa Belediyesi’nin ilgili tüm birimleri ayakta kalmaya devam edecek. Komşularımızın, gündelik ihtiyaçlarının karşılanması içinde gerekli tüm hazırlıkları yaptık. Komşularımız, Turunç Masa’nın 444 80 07 numaralı çağrı merkezi üzerinden bize ulaşabilir” dedi.
Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2019.01.28 11:32:39
Son Düzenlenme Tarihi :
Kim bu yönetici?
Salih ÖZGÜNSÜR kaleme aldı... (Not... Bu yazı, 05.02.2023 tarihinde kaleme alınmış ancak yaşadığımız deprem felaketi sebebiyle o dönem yayınlanmamıştır...)
Bir çoğumuz onu, Antalyaspor için doğru zamanda ve doğru yerde yaptığı isabetli açıklamalarıyla tanıyoruz. Güvenlik kamerası görse açıklama yapan basın sözcülerinden ayrılırken, kritik anlarda ortaya çıkıyor; yaptığı bir açıklamayla kimi zaman takımın üzerindeki baskıyı alıyor, kimi zaman ise Antalyaspor’un hakkını en doğru şekilde arıyor. Evet, Antalyaspor Basın Sözcüsü Avukat Adnan Başkan’dan bahsediyorum.
Antalyaspor’un Gaziantep ile oynadığı karşılaşmada talihsiz bir olay yaşandı. Bir Antalyaspor taraftarı, Maraton tribününde merdivenlerden düştü ve yaralanarak hastaneye kaldırıldı. Kulüpten yapılan “hayati tehlikesi yoktur” açıklaması hepimizin yüreğine su serperken, Antalyaspor’un basın sözcüsü Adnan Başkan, maçın bitiş düdüğü ile birlikte galibiyeti kutlamadan soluğu direkt hastane acilinde aldı. Durumu ile ilgili kendisine müdahalede bulunan doktorlardan bilgi aldı, maç sonunda futbolculardan aldığı imzalı formayı, taraftarımıza hediye etti. Taraftarının iyi gününde de, bu örnekteki gibi kötü gününde yanına ilk koşan isimlerden olan Adnan Başkan’ı, biraz da benden dinleyin isterim.
Genç yaşına rağmen 2015 yılında kurduğu avukatlık bürosu ve Türkiye’nin önemli isimlerinin müvekkilliğini yapmasıyla Antalya’nın en önemli avukatlarından biri konumuna gelen Adnan Başkan, aynı zamanda çeşitli iş kollarında yaptığı yatırımlarla da yine Antalya’nın en sevilen ve en başarılı iş adamları arasında yerini almış. Ve benim için en önemlisi, tüm bunları sıfırdan, tırnaklarıyla kazıya kazıya yapmış. Başarılı olduğu girişimler kadar başarısız oldukları da olmuş. Pes etmemiş, inandığı yolda yürümeye devam etmiş, tecrübe kazanmış ve bugünkü statüsüne, saygınlığına “alın teriyle” ulaşmış. Yurt içinde attığı adımlar kadar her Türk genç iş adamının yapması gerektiği gibi, doğru anlarda yurt dışında da hamleler yapmış, çeşitli iş kollarında “tohumlar ekmiş”.
Adnan Başkan ile yaklaşık bir yıl önce, kendisini sert bir dille eleştirdiğim tweetim üzerine attığı mesaj ile tanıştık. Serzenişimin ardından attığı mesajı, gazetemize ziyarete gelerek taçlandırdığı o gün, abi-kardeşliğimiz de başlamış oldu. Aramızdaki dostluk, bugüne kadar artarak devam etti ve ne olursa olsun, her şartta daha da pekişerek, güçlenerek devam edecek. Elbette bu abi-kardeşliğimizi, son günlerde istihbaratını yaptığım ve ulusal boyutta ilgi gören transfer haberleriyle birleştirenler ve kaynağımın Adnan Başkan olduğunu düşünenler de var. Kulağıma geliyor. Tam da bu noktada, kendisine sorduğum “teyit” amaçlı soruları ustalıkla geçiştiren Adnan Başkan’ın yüzüne karşı yaptığım serzenişi, buradan da yinelemek istiyorum. Her ne kadar bilgi alışverişi konusunda defalarca karşı karşıya gelsek de kendisinin bana, benim de ona olan sevgimin çelikten, bükülmez, kırılmaz bir sevgi olduğunu ikimiz de biliyoruz.
Adnan Başkan, genç yaşının da verdiği enerjiyle gençleri yanına çekebiliyor, dillerinden anlıyor ve onların dilleriyle konuşuyor. Ancak bu hitabet yeteneğini sadece gençlere değil, her yaştan insana karşı kullanıyor. Hiç sohbet etmediğiniz o insanla 15 dakika sonra masadan dost olarak kalkabiliyorsunuz. Bu hitabetini kullanırken yapmacıktan uzak ve samimi olduğunu hemen fark edebiliyorsunuz. Bunun bir örneğini, özellikle Antalyaspor’un kaybettiği Trabzonspor karşılaşmasının ve içeride kazandığı Gaziantep karşılaşmasının hemen sonrasında, Twitter’da açılan sohbet odasında gördük. Genelde Türkiye’deki tüm kulüplerde alışkın olduğumuz bir görüntüdür(Antalyaspor hariç); galibiyetten sonra bütün yöneticiler kameralara gözüküp demeç verme yarışına girer. Zor olan, mağlubiyetin ardından çıkıp konuşabilmektir ki, bu mağlubiyet Antalyaspor’daki gibi dönem dönem seri halinde yaşandıysa ekstra baskılı ve ekstra streslidir. Tam da böyle bir günün gecesinde, takımın Trabzonspor’a mağlup olduğu, taraftarların en demoralize ve en sinirli olduğu anda, bahsettiğim sohbet odasına katılarak taraftarları dinleyen, eleştirilerine yanıt veren, kendi düşüncelerini paylaşan Adnan Başkan, o gece hiç şüphesiz taraftarların ümidini korumasına vesile olmuş ve kırılmaların önüne geçmişti. Bu iki maçın ardından sohbet odasında bulunan bir çok taraftar, Adnan Başkan’ın bu kadar samimi ve cana yakın biri olduğunu bilmediklerini ve böyle bir yönetici ile direkt iletişime geçebildikleri için çok mutlu olduklarını söylüyordu.
Adnan Başkan, direkt olarak bir yönetici profilinden ziyade, taraftarlar ile Antalyaspor yönetim kurulu arasında da bir köprü. Kendisine ulaşan taraftarları dinleyen Başkan, gelen eleştirileri yanıtlamakla kalmıyor, önerileri ve fikirleri de “bu fikrini biraz daha geliştir, ben de yönetim kuruluna sunayım; ilk fırsatta bu fikrini gerçekleştirelim” diye cevaplayarak taraftarların da kendisini değerli ve kulübün bir parçası hissetmesini sağlıyor... Özellikle son iki senedir, genel olarak Antalyaspor yönetim kurulunun da bir çabasının olduğu ve takdire şayan bulduğum, okulları ziyaret ederek öğrencilerle buluşma etkinliklerinde yine Adnan Başkan ön plana çıkıyor. Geçtiğimiz aylarda Akseki ve Serik’teki öğrencilere “Antalyaspor’u götüren” Başkan, önümüzdeki günlerde şahsi olarak bildiğim kadarıyla Elmalı, Demre, Kaş ve Kumluca’ya da giderek buradaki öğrencileri hem Antalyaspor’la tanıştıracak hem de öğrencilerin bir Antalyaspor futbolcusunu yakından görmesini ve sohbet etmesini sağlayacak.
İlham veren başarı hikayeleri, hayatlarını tırnaklarıyla kazıyarak oluşturmuş insanları barındırır. Adnan Başkan da bu ilham hikayelerinde yerini alması gereken isimlerden biri. Her şeyden önce dostluğu, abiliği, sıcakkanlılığının yanında ticari zekası ve potansiyeli ile adını uzun yıllar sadece Antalya’da değil, tüm Türkiye’de duymayı istiyorum.
Türkiye’nin gelişmesi, kalkınması ve ilerlemesi için Adnan Başkan gibi genç ve bir yerlere gelebilmek için gerçek alın teri dökmüş iş insanlarına ihtiyaç var. Dilerim, bunu fark etmek için geç kalınmaz… Bu yazıyı bir gazeteci olarak değil, önümüzdeki dönemlerde yerel bazda değil; ulusal bazda çok değerli yerlere geleceğine inandığım bir kişinin kardeşi olarak yazıyorum...