SON DAKİKA

logo

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ZARARLI SAYISINI ARTIRIYOR

Antalya Ticaret Borsası (ATB) ile Antalya Tarım Konseyi (ATAK) işbirliğinde düzenlenen “Yeşil Mutabakat Yolunda Antalya’da Bitki Koruma Ürünlerinin Sürdürülebilir Kullanımı” başlıklı Panel online düzenlendi. Gazeteci Umut Özdil moderatörlüğünde düzenlenen panele, Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği (BAİB) Başkan Yardımcısı Berdan Ber, Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Karaca, Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Basım, Biyolojik Mücadele Ürünleri Üreticileri ve Tedarikçileri Derneği (BİOTED) Başkanı Özgür Ateş, Finike Meyve Üreticileri Birliği Başkanı Celal Bülbül, Kumlucalı üretici Adil Ulukaya katıldı. Panelde, iklim değişikliği, iklim krizinin tarıma etkileri, tarımsal üretimde kullanılan ürünlerin çevreye etkileri ile Avrupa Birliği Yeşil Mutabakata uyum gündeme geldi.

Antalya Ticaret Borsası (ATB) ile Antalya Tarım Konseyi (ATAK) işbirliğinde düzenlenen “Yeşil Mutabakat Yolunda Antalya’da Bitki Koruma Ürünlerinin Sürdürülebilir Kullanımı” başlıklı Panel online düzenlendi. Gazeteci Umut Özdil moderatörlüğünde düzenlenen panele, Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği (BAİB) Başkan Yardımcısı Berdan Ber, Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Karaca, Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Basım, Biyolojik Mücadele Ürünleri Üreticileri ve Tedarikçileri Derneği (BİOTED) Başkanı Özgür Ateş, Finike Meyve Üreticileri Birliği Başkanı Celal Bülbül, Kumlucalı üretici Adil Ulukaya katıldı. Panelde, iklim değişikliği, iklim krizinin tarıma etkileri, tarımsal üretimde kullanılan ürünlerin çevreye etkileri ile Avrupa Birliği Yeşil Mutabakata uyum gündeme geldi.

HER YIL 40 BİN ÜRETİCİ TARIM İLAÇLARINDAN ÖLÜYOR

Galip Umut Özdil, Dünya Sağlıklı Örgütü verilerine göre, dünyada her yıl 40 bin üreticinin tarım ilaçlarından dolayı hayatını kaybettiğini belirtirken, çevreye uyumlu üretim ve tüketici sağlığının korunmasının önemini vurguladı. Özdil, tüketicinin ucuz ürün ve görsel olarak mükemmel ürün talebi olduğunu söylerken, “Arz da bu şekilde şekilleniyor. Bu süreçte sadece çiftçinin adaptasyonu değil, tüketicinin de sağlıklı ürün tüketimi konusunda bilinçlendirilmesi gerekli” dedi.

SICAKLIK ZARARLI BÖCEKLERİ ARTIRIYOR

Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Karaca, iklim değişikliğinin son dönemlerin en önemli konusu olduğunu belirtirken, etkilerinin herkese dokunur hale geldiğini söyledi. İklim değişikliğinin zararlıların etkisini artırdığını kaydeden Karaca, özellikle böceklerin küresel ısınmadan en fazla etkilenen grup olduğuna dikkat çekti. Küresel ısınmayla sıcaklığın kuzeye doğru kaydığını, böceklerin ise her 10 yıl için 6.1 kilometre kuzeye doğru hareket ettiğini kaydeden Karaca, “Böcekler iklim değişikliğine bizden daha hızlı ve fazla adapte oldukları için ürünlere vereceği zararın artacağı öngörülüyor” dedi. 2 derecelik sıcaklık artışının bir yıldaki döl sayısını 1-5 arasında artıracağının tahmin edildiğini, özellikle yaprak bitlerinin üreme potansiyelinin sıcaklık artışıyla artacağına dikkat çeken Karaca, “Tarımsal ilaçlar 24 farklı hastalığın tetikleyicisi. Doğaya zarar vermeden zararlıların popülasyonunu artırmalıyız. Bunun için de entegre mücadele şart” dedi.

 

BİTKİLERDE SALGIN HASTALIK UYARISI

Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Basım, sıcaklığın artmasıyla nemin de arttığını bunun da virüs ve bakteriyel hastalıkların artışına neden olduğunu belirtirken, “İklim değişikliği bazı hastalık risklerini artıracak ve bazılarını azaltacaktır” dedi. Hızla değişen iklim ve istikrarsız hava dönemlerinde salgın tahminlerinin daha zor olacağını söyleyen Basım, bitkilerle ilgili viral hastalık ve salgın uyarısında bulundu. Basım, “Hastalıkla mücadeledeki stratejiler iklim değişikliğine göre değiştirilmeli. Hastalık tahmin ve uyarı sistemleri geliştirilmeli. Hastalığa dayanıklı çeşitler geliştirilmeli ve ıslah çalışmaları yaygınlaştırılmalı” diye konuştu.


İHRACATIN DEVAMI İÇİN YEŞİL MUTABAKAT UYUMU ŞART

BAİB Başkan Yardımcısı Berdan Ber, Batı Akdeniz ihracatının geçen yıl 2 milyar dolar iken, bunun 585 milyon dolarının yaş meyve sebze ihracatının oluşturduğuna dikkat çekti. Yeşil Mutabakat’ın sektör için önemine vurgu yapan Ber, Yeşil Mutabakatı ile uyumlaşmanın AB'ye yönelik ihracatta önemli olduğunu söyledi. Küresel ısınma dikkate alınarak tarım alanlarına yönelik yeni yatırımların gerekliliğine işaret eden Ber, ihracatın devamı için üretimin de istikrarlı bir şekilde yapılması gerektiğini söyledi. Yaş meyve sebzede rakip olan ülkelerden İspanya, Fransa ve İtalya’nın kimyasal ilaç kullanım oranının Türkiye’den fazla olduğunu belirten Ber, ancak bu ülkelerde üreticinin daha sağlıklı bilgilendirilerek, kalıntı sorunun azaltıldığına kaydetti. Biyolojik mücadeleye verilen devlet desteği ile pestisit kullanımının azaltılmasına yönelik adımların önemli olduğunu belirten Ber, sulama sistemlerinin geliştirilmesinin ve enerjiden de tasarruf sağlamak için yapılan girişimlerin iklim krizine yönelik olumlu gelişmeler olduğunu söyledi.

 ENTEGRE MÜCADELE VURGUSU

 BİOTED Başkanı Ahmet Özgür Ateş, kalıntı sorununun çözümü ile ilgili önerilerini paylaşırken, “Kalıntı sorununun çözümü biyolojik ve biyoteknik mücadele temelli entegre ürün yönetimi sistemlerinin yaygınlaşmasıyla mümkündür” dedi. Özgür Ateş, entegre mücadelenin yaygınlaşması, biyolojik ve biyoteknik mücadele sektörünün gelişmesi için bazı adımlar atılması gerektiğini söylerken, şunları kaydetti:

 “Yaş meyve ve sebzede denetlemelerin hasat öncesi etkinlikleri artırılmalı ve pestisit kullanımı, kontrollü olarak azaltılmalıdır. Güvenli gıda konusunda ürün bazında somut hedef ve politikalar oluşturulmalı ve bir başarı hikayesi hedeflenmelidir. Sürdürülebilir tarım için gençlerin köyden şehre göçünü durduran politikalar geliştirilmeli, çiftçinin geliri arttırılmalıdır. Akıllı tarım teknolojilerinin uygulamaya geçmesi için eğitim çalışmaları yoğunlaştırılmalı, altyapı geliştirilmesine yönelik teşvikler arttırılmalıdır. Tüketicinin biyolojik mücadele ile üretilmiş ürünleri ayırt etmesini sağlayacak bir sistem kurulmalıdır. Biyolojik ve biyoteknik mücadele yöntemleri kullanılarak üretilmiş sebze ve meyvelerin markalaşması teşvik edilmelidir. Üreticiyi ikna etmeye yönelik teşvik ve destekleme uygulamaları, etkin biçimde devam ettirilmeli ve yaygınlaşması için eksiklikler giderilmeli. Kalıntı sorunumuz sadece ihracatla ilgili bir mesele değildir. Kalıntı sorunu Türk halkının beslenmesiyle ilgili de önemli bir halk sağlığı sorunudur.”

 Finike Meyve Üreticileri Birliği Başkanı Celal Bülbül, zararlı kontrolü için geliştirdikleri alternatif uygulamalarla ilgili bilgi verdi. İklim değişikliğinin etkilerini azaltmak içtin plastik ambalaj kullanımının azaltılması, ot ilacı kullanımının ortadan kaldırılması, sentetik kimyasalların kullanımının sınırlandırılması, mazot tüketiminin azaltılması, doğal faydalı böcek popülasyonunun artırılması gibi önerilerde bulundu. Üretici Adil Kağan Ulukaya, biyolojik mücadeleye geçiş deneyimini paylaştı.


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2021.10.04 13:13:37
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap







Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.05.05 13:43:16
Son Düzenlenme Tarihi :





CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: İhtiyaç duyduğumuz, özlemle beklediğimiz yönetim tarzı budur

Döşemealtı Belediyesi’nin toplu açılış törenine katılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek ve Döşemealtı Belediye Başkanı Turgay Genç’in konuşmalarını dinledikten sonra, “İhtiyaç duyduğumuz, özlemle beklediğimiz yönetim tarzı budur” dedi.

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının bir bölümü şöyle:
“Öncelikle şunu ifade edeyim, belediye başkanımız (Turgay Genç) son derece güzel bir konuşma yaptı. Önce tarihi anlattı, sonra size verdiği sözleri anlattı ve bu sözleri nasıl gerçekleştirdiğini anlattı. Ardından Büyükşehir Belediye Başkanımız, kul hakkı yenmeyeceğini, çalışmaların bütün toplumun duyabileceği şekilde yapıldığını, ihalelerin yayınlandığını, dolayısı ile şeffaf bir yönetimin egemen olduğunu iki belediye başkanımız da açıkladı. İhtiyaç duyduğumuz, özlemle beklediğimiz yönetim tarzı budur. Sizden toplanan vergilerin, sizden toplanan kaynakların, sizin için harcanırken maliyetinin ne olduğunu, sizlerin de bilme hakkı var. Bu, demokrasimiz için son derece değerlidir ve bunun böyle olması lazım. Sadece Döşemealtı mı? Hayır. Sadece Antalya Büyükşehir mi? Hayır. Sadece diğer belediye başkanlarımız mı? Hayır. Türkiye’deki bütün belediye başkanlarımız, aynı inanç ve kararlılıkla görev yapıyorlar. Dolayısı ile bütün belediye başkanlarıma şükran borçluyum, hepinizin huzurunda belediye başkanlarımızı kutluyorum. Bir şehirde yaşamanın sorumlulukları vardır. Örneğin, caddede gezerken yerlere bir şey atmamak gibi. Örneğin kentin temizliği gibi. Örneğin, çocukların daha güzel okuma olanakları olmasının gerektiği gibi. Belediye başkanımız Turgay Genç, önemli bir başarıya daha imza atmış, onu da gördük. Siyaseten söz verilen, ama gerçekte programda dahi olmayan, oy aldıktan sonra bir bakarız şimdilik idare edelim anlayışıyla siyaset yapan bir anlayışı da, bir hastaneyi yaparak tarihe gömmüş. Evet, burası Antalya’ya bir hayli uzak. Burada tam teşekküllü bir hastane olması lazım. Sizin isteğiniz bu, sizin talebiniz bu. Talebi birileri yerine getiremiyorsa, hiç meraklanmayın, Cumhuriyet Halk Partisi var ve onların belediye başkanları var. Onlar yapacaklardır. Dolayısıyla bizim üzerinde ısrarla durduğumuz, samimiyetle durduğumuz konu, halka hizmet etmektir. Belediye başkanı arkadaşlarıma şunu söyledim, “yoksul mahallelerden başlayarak, bütün mahallelerde kreş açacaksınız. Kadın, güven içince evladını kreşe getirecek. Çocuklar oynayacaklar, müzik öğrenecekler, kendilerini geliştirecekler, sosyal gelişmeleri olacak, öğretmenlerin nezaretinde uyuyacaklar, akşam anneleri onları özgüvenle alacak ve tekrar evine götürecek. Hiç bir ayrım yapmayacaksınız belde halkı hakkında. Efendim şu mahalle bana oy vermedi oraya hizmet götürmeyeyim, anlayışı hiç olmayacak. Tam tersine herkese eşit hizmet götüreceksiniz. Bu bizim temel felsefemiz. İnşallah yakında göreceksiniz, az kaldı, bu felsefeyi bütün Türkiye’ye yayacağız. Bütün Türkiye bu felsefeden yarar görmüş olacak.” Kentte yaşamanın tabii sorumlulukları var, güzellikleri var. Doğa ve çevreyi bir araya getirmemiz lazım. Özellikle gençler, doğa konusunda son derece duyarlılar. Çevre konusunda son derece duyarlılar. Evet, temiz bir çevre istiyorlar. Yeşillik görmek istiyorlar. Beton ormanı görmek istemiyorlar. Bazı kentleri, beton ormanına döndürdüler, ağaç yok, kuş yok, neredeyse canlı yok. İnsanlar dört duvar arasına hapsedilmiş gibi. Bizim görevimiz, kenti yaşanabilir kılmak. Yeşillikleriyle, parklarıyla, geniş caddeleriyle, tiyatro salonlarıyla, eğlence merkezleriyle o kente aynı zamanda entellektüel derinliği kazandırmak. Bizim temel hedeflerimizden birisi de bu.”


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2021.11.18 07:57:05
Son Düzenlenme Tarihi :