ATSO'nun yeni dönem ilk meclis toplantısında üyeler konuştu, Başkan bahar cevap verdi.
ATSO yeni yeni yönetimi ve yeni başkanı ile ilk meclis toplantısını gerçekleştirdi.
Meclis toplantısının son bölümünde bazı meclis üyeleri arasında zaman zaman gerginlik yaşanırken, seçim tansiyonunun halen düşmediği de gözlendi.
Özellikle kırmızı listede yer alan ATSO meclis üyeleri seçimi sandıkta kendilerinin kazandığını, ancak mahkeme kararıyla değiştiğini belirtirken, Ali Bahar’ı eleştirdiler.
MEHMET ÇELİK’İN ELEŞTİRİNE BAŞKAN BAHAR’DAN ANINDA YANIT
Hesapları İnceleme Komisyonunun seçiminin ardından eski komite başkanı Mehmet Çelik, bir konuşma yaparken, komisyonun karma isimlerden oluşmasının daha birleştiriciliği olacağını ifade ederken, yönetimin bunu gerçekleştirmediğini söyledi.
Mehmet Çelik’in, konuşmasının ardından ATSO Başkanı Ali Bahar, Mehmet Çelik’e yanıt verdi, komisyonun 4 + 3 olarak oluşturulması için Meclis Başkanı ile görüştüğünü, ancak 7-8 günlük süreçte geri dönüş alamadığını ifade ederken şunları söyledi:
“Hiç bir söylemimde ve duruşumda farklılık yoktur. Çok değerli meclis başkanımız var. Bundan 8-10 gün önce meclis başkanımla bir yerde buluştuk. Ne için buluştuk ! Meclis sağlıklı geçsin diye. Ben meclis başkanıma şöyle bir teklifte bulundum. Dedim ki meclis başkanım yönetim kurulunu bizim kazanmamız itibariyle 4 üye bizden olsun, 3 üyede diğer arkadaşlarımızdan olsun, hemen ilk meclisimizde arkadaşlarımızı kaynaştıralım teklifi benden geldi. Ben bu teklifi söyledikten sonra 8-10 gün bekledim. Teklifime bir yanıt gelmedi. Sadece bugün meclisin merdivenlerinde bir arkadaşımızdan böyle bir teklif geldi. Ancak, biz listedeki arkadaşlarımıza deklare etmiştik. Hiç kimsenin hayalini kırmamak adına. Ancak, aynı Ali Bahar aynı yakınlıkta size koşacaktır. Hiç bir farkı yok. Ama bunu yaptım Mehmet abi. Sanırım takdir edersin kendime yakışanı yapmışım. “ dedi.
MECLİS ÜYELERİNDEN ELEŞTİRİ VE DESTEK
AYHAN YILDIRIM
“Ben de dahil olmak üzere 117 meclis üyemizi tebrik ederim. Komitelerde güzel bir seçim sonuçlandı. Şunu bilmenizi isterim ki biz 3 seçimi kazandık. Bugün burada insanların iradesine el konulmuş bir şekilde bir yönetim var. Ben bunu 4 yıl boyunca dile getireceğim. İnsanların öz iradesi ile seçilen bir yerde değiliz. Maalesef sözün bittiği yerdeyim. Bir mahkeme kararının insanların öz iradesinin üstünde olmasına bir anlam veremiyorum. İnşallah iyi bir 4 yıl geçiririz. Sonu hepimiz için hayırlı olur”
MUSTAFA AYANOĞLU
“Başkan konuşmasına başladığında biz birlikte yöneteceğiz gibi bir söylemi oldu. Biz birlikte yöneteceğiz gibi bir söylemi oldu. Fakat göreve gelir gelmez bir basın toplantısı yapıldı. Bu basın toplantısı ile şahsıma bir davet gelmedi. Başka arkadaşıma geldiyse de lütfen düzeltin. Arkasından Melek Yatırımcılarla ilgili bir sunum gördük. Bir toplantı yapıldı ve yine bana bununla ilgili bir davet gelmedi. Bunu bir eleştiri olarak algılamayın, madem birlikte yönetecektik böyle bir toplantıya ve basın toplantısına meclis üyelerini neden davet etmediniz? En azından ilkinde bunu yapabilirdiniz !”
EMRAH POLAT
“Turizm Etkinlik Derneği Başkanıyım. Bizim derneğimiz 50 üyeli butik bir dernek. Biz bile başkanlığı birbirimize devrederken çok etik, birbirimizi selamlayarak, makamı devir ettik. 140 yıllık çınarımızda bunu neden başaramadığımızı inanın merak ediyorum.”
YUSUF HACI SÜLEYMAN
“İçinizde burada çok uzun yıllar hizmet etmiş değilim. Bundan bir önceki dönemde yönetim kurulu başkan yardımcısıydım. Bu seçim süreci gerçekten hepimiz için çok zor oldu. Yaklaşık 14 bin civarında oy kullanıldı. Hepimiz kendi sektörümüzdeki arkadaşlarımızdan oy rica ettik. Tabii ki kuralları çercevesinde oylarımızı kullanmaya çalıştık.
Bazı kuralları hatırlayamadık belki. Bu kuralların içerisinde şirketlerin isimlerini doğru yazmak, şubeleri doğru yazmak, yetkili kişilerin yetki belgesinin önceden çıkarıp çıkaramayacağını öğrenmeye çalışmak. Bütün bu seçim çalışmaları sırasında ben 36. grubun temsilcisi olarak Odamızdan seçmenlerin listesini temin edemedim. Sektörümde oy kullanacakların çoğunu tanıdığım için ayaklarına tek tek giderek bu oyu rica ettim. Oy kullanıp kullanamayacağını bilmediğim halde. Ziyaretlerimi yaptım, benim için çok güzel oldu. Ama ziyaretlerimin yarısı oy kullanamayacak olarak karşıma çıktı. Her seferinde sicile gelip bu arkadaşım oy kullanabiliyor mu ! Hayır kullanamıyor, bu arkadaşım oy kullanabiliyor mu, hayır kullanamıyor.
Şimdi özgür iradeden bahsediyoruz. Katılıyorum. Ama herkese eşit davranmaktan da bahsediyorum. Eşit davranmak odanın görevidir. Oda da çalışan arkadaşlarımızın da görevidir. Ama bu konuda eşit bir fırsata sahip olmadığımı düşündüm. Bugün buraya kadar. Aslında böyle bir konuşmayı yapmayı düşünmüyordum. Her şey bitmiş, oluşmuş, yapılmış artık.
Bir gün bir taraf sevinmiş, ikinci gün yargı diyorsunuz ile gittiğinde o yargı kararını hukukun üstünlüğü olarak tanımlandı, peki sonraki yargı kararı hukuki üstünlük olmuyor. İlki de olmuyor. Sadece ortadaki oluyor.
Bunların hepsini geride bırakmamız lazım. Burada Ali Başkan’a sırayla soru sorulurken bize de soruluyor. Bize de çevremizdeki insanlar niye bu seçim halen devam ediyor diyor. Özgür irade hepimizin hakkı. Hiç birimiz diğer bir arkadaşımızın oyunun üzerine ipotek koymamalıyız. Konuldu veya konulduğu zannedildi veya konulmadı. Bugün burada bir seçim daha yapıldı. Sadece kendi aramızda yaptığımız seçim. Bu seçimde bir arkadaşımız geçersiz oy kullandı ve iptal edildi. Geçersizse geçersiz. Oy pusulasının üzerine yıldız yapamazsın kardeşim. Hiç kimse yok bu oy geçerli dedimi demedi. Bu çok güzel bir şey. Biz hepimiz birlikte çalışacağız. Yani o liste seçilmiş, bu liste seçilmemiş demenin bir anlamı yok. Evet üzücü oldu. Böyle bir seçim süreci yaşanmamalıydı. Olmamalıydı. Ama oldu.
Bir üye düştü, neden düştü hata yapılmış. 1 oy fark oldu o fark nereden geldi, o hatadan geldi. Bunları hatırlamamız lazım. Bir şeyleri hatırlayıp, bir şeyleri hatırlamazsak o zaman iyi olmuyor. O zaman ya hepsini hatırlayacağız ya da hepsini unutacağız. İkisinden birisini seçeceğiz.
Bu seçim sürecinde hepimizi kırdıysak, üzdüysek bunların hepsini unutalım, birbirimizi hoşgörüyle karşılayalım, birbirimizi incitecek laflar söyleyerek 4 yılı geçirmeyelim.
Odamızın yargı süreci boyunca yaşadıkları nedeniyle “itibar” soruları da sorulmaya başlandı. Bence bu soruları ortadan kaldıracak olan bu meclistir. Antalya’ya katkımız olsun, sadece Antalya’ya değil Türkiye’ye katkısı olsun. Turizmin ve tarımın başkenti olarak, tarım ve turizm politikalarına etki etmeliyiz diye düşünüyorum.”
KENAN ÇELİK
“İnsanlara baskıyı uygulamanın bir sürü yolu vardır. Kafasına silah dayayarak baskı yaparsınız, insanları korkutarak baskı yaparsınız, ya da ortama o kadar büyük bir güvensizlik havası salgılatırsınız şuna teklif varmış, buna şöyle teklif varmış, şuna şöyle söyleniyormuş, o insaların haberi olmadan ortamda konuşturursunuz, konuşursunuz öyle bir iklim oluşur ki insanlar iradesini gönüllü olarak teslim eder. Bu da iradeye ipotek koymaktır. Ben kırmızı komitede yarışmış, yönetim kurulunda yarışmış, meclis seçimlerinde yarışmış birisiyim. Kırmızı da sonuna kadar oyumu kullandım ama arkadaşlarımın emeklerine de saygı duyuyorum, ama insanların iradelerine korkutarak ipotek konmaz. Bu ortamla konulur ve maalesef bu ortam oluşturuldu. Gerçekleri söyleyeceğiz, gerçekleri konuşacağız”.
ATSO BAŞKANI ALİ BAHAR
ATSO Başkanı Ali Bahar, meclis üyelerinin eleştirilerine de cevap verdi.
Bahar, “ Burada bazı şeyleri miktarınca konuşuyoruz. Çok fazla haklı olmak için konuşma yapmıyorum. Yapmamaya çalışıyorum. Çünkü, ben hayatım boyunca bir yerde bunu öğrendim, hayatımın bir yerinde farklı olmak için değil, mutlu olmak için çalışmalıyız.
Ayhan beyin söylediğine cevap vereyim. Ayhan bunu siz her mecliste dile getirecek olsanız da ben sizin ayağınıza 4 yıl boyunca gelerek bu ortamı yok etmeye çalışacağım. Hem de bütün kalbimle emin olun. Siz söylemeye devam edebilirsiniz, ben bunun için çalışacağım. Ben de size gelmek için elimden geleni yapacağım. Bu benim görevim. Bu koltuğa da böyle bakıyorum.
Melek yatırımcılar Teknopark’ın organizasyonu Mustafacım. Buranın organizasyonu değil. Tam üstüne denk geldiği için buranın organizasyonu gibi gözüktü. OSB’nin bile organizasyonu değil. Biz buna rağmen herkese ulaşmaya çalıştık. Kaldı ki seçim o kadar çok yaklaşmıştı ki, o konsantrasyon bile kendimde yoktu. Ben oraya ancak bir gün katılabildim. Farkında bile değildim, organizasyonun nasıl olduğunun. Bunu da bilmelisin.
Basın toplantısı bu süreçte kimse kimseyi kırmasın üzmesin diye yapıldı. Gidin basın toplantısının içeriğine bakın, şöyle haklıyız, böyle haklıyız, şöyle yaptık, böyle yaptık denilen bir basın toplantısı değil.
Haklı olmak için konuşacak olsam buradan bir sürü argüman sunarım. Bazı arkadaşlarım bu argümanları söyledi. Basın toplantısı aslında birlik ve beraberliğe zarar gelmemesi için yapıldı. İçeriğini tekrar izlerseniz görürsünüz.
Seçim var, sandığa saygımız var, bizim hukuğa olan saygımız da hiç bitmedi. Sadece siz çalışmadınız, hepimiz çalıştık. 49 grubun tamamı çalıştı. Sizler nasıl bir şeylerin hakkının korunmasını bekliyorsanız bizde aynı şeyi istedik. Sizler orada bir argüman görmüş olabilirsiniz. Biraz önceki yıldız gibi. Beraber yaşadık. O yıldız da Ender Kuzucu’nun listesinde çıktı. Yıldız var dediler, koydular kenara, tartışmadık bile. Burada da böyle bir şey görüldüyse, böyle bir durum ortaya çıktıysa, bunun çalıştığınız kesimler için bile hakkının aranması müsbet bir şeydir. Bu bir.
Hemen arkasından İl Seçim Kurulu kararı bozduğu için biz sadece bir basın açıklaması yaptık. Sonrasında ne çıktığını siz de biliyorsunuz. Sonra yine diğer bir hak arama noktasına gidildi, oradan da bir hukuk ve adalet çıktı. En üzmeyecek, kibar şekilde söylüyorum, bu işi toparlamaya çalışıyoruz.
Evren bey devir teslim konusunu söyledi. Ben de çok isterdim devir teslim ile bu işin olmasını ama yaram o kadar çok kanıyordu ki devir bizim işimiz değil, profesyonellerin işiydi. Devreden ilk hamleyi, devir alan da ikinci hamleyi gerçekleştirir. Bunu da germeden anlatmaya çalışıyorum.
Bir de profesyonel kadrolardan bahsedildi. Bu konuda anlatacağım çok şey var. Bakın burada anlatabilirim. Ama yine insanları kırmamak adına, çünkü biz bu kurumu birlikte yönetme konusunda samimiyiz. Samimi olan insan germemeye çalışır, samimi olan insan kurumu bu noktadan itibaren gelmesi gereken en iyi yere taşır. Sürekli laf oluşturacak, geri dönüş oluşturacak, tenis maçına dönüştürecek sistemin içinde olmaz.
Ben de bu sorumlulukla burada kendi çalşacağım birinci kişiyi seçme hakkına sahibim. O kişi size bir kağıt uzatıyor. Ben AOSB yönetim kurulu başkanıyım, Teknopark’ın yönetim kurulu başkanıyım, Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanıyım. Bir çok yerde kurumsal temsilde bulunuyorum. Bana kağıt uzatacak profesyonelleri asgari müşterekte seçme hakkına sahibiz. Çünkü, biz icradayız. Bunu böyle anlayın. Kaldı ki maruz kaldığımız bir takım muameleleri asla unutmadım, asla da anlatmayacağım. Tekrar söylüyorum, ben haklı çıkmaya çalışmıyorum. Mutlu olmaya ve mutlu etmeye çalışıyoruz.
Eleştirilere söyleyeceğim cevaplar en samimi, en hafif şekilde bunlardır. Lütfen birbirimizi kırmayalım, üzmeyelim. Bakın ülkenin önündeyiz.
Bakın şu anda bir yargı sürecinden bahsediliyor. Şu anda bu konuşuluyor. Başka bir açıklama yapmıyorum. Neyse hak, hukuk, adalet bunun için herkes çalışsın, gerekli çalışmasını yapsın. Kaldı ki bu süre bi geldi, bi gitti, bi geldi. Hukuki bir süreç çalıştı. Hukuka saygılıyız, adalete saygılıyız diyorsak bu yolda çalışmaya devam etmeliyiz. Ama birbirimizi bu koltuklarda, bu mekanda, bu çatı altında üzmemizin yeri olmadığını düşünüyorum. Ben süreç boyunca üzmemek için inanın her şeyi yaptım. Bir kutlama göremezsiniz. Konuşmalarımda sakın incitmeyin dışında bir söz duymadınız. Hiç davul zurnalar çalınmadı. Biraz önce bile alkışlarken “sakın” dedim. Hep uyardığım ve konuştuğum şey.
Sizleri üzecek, şahsiyetinizi zedeleyecek, sizleri mahcup edecek en küçük bir şeye, kapalı whatsap grubunda bile izin vermedim. Arkadaşlarımın hepsi de burada ve şahit. Lütfen birbirimize yakınlaşmak için elimizden geleni yapalım ben yapacağım.” dedi.
* FERUDUN ÖZGÜNSÜR