SON DAKİKA

logo

Medikal sarf malzeme satın alınacaktır

ANTALYA AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ HASTANESİ

(3560) ALGOLOJİ (AĞRI) BİLİM DALI İHTİYACINA 5 KALEM MEDİKAL SARF MALZEME ALIMI mal alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecek olup, teklifler sadece elektronik ortamda EKAP üzerinden alınacaktır.

 Basın İlan Kurumu’nun ilan portalı ilan.gov.tr’de yer alan ilana göre İhale 09.06.2022 - 10:00'da Antalya Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Satınalma Müdürlüğü İhale Komisyon Odası Dumlupınar Bulvarı Kampüs ANTALYA adresinde yapılacaktır. * DETAYLAR İÇİN TIKLAYIN



Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2022.05.17 21:13:48
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






81 İlin hava kalitesi “Ulusal Hava Kalitesi İzleme Ağı” ile kontrol ediliyor

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü Laboratuvar, Ölçüm ve İzleme Dairesi Başkanlığı'nda Türkiye'nin hava, su ve toprak kalitesi anlık olarak takip ediliyor. 
Bu kapsamda 365 hava kalitesi izleme istasyonu ile tüm illerin hava kalitesi 7/24 izlenirken, beş yıllık hava kalitesi incelediğinde partikül madde parametresinde yüzde 4 oranında, Kükürt dioksit parametresinde yüzde 46 oranında, Karbon monoksit parametresinde yüzde 18 oranında, Azot dioksit parametresinde yüzde 3 oranında, Ozon parametresinde yüzde 8 oranında, olmak üzere, hava kalitesinde ortalama yüzde 16 oranında iyileşme sağlandı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ÇED, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü’ne bağlı Laboratuvar, Ölçüm ve İzleme Dairesi Başkanlığı’nın Ankara’nın Gölbaşı ilçesinde yer alan Sürekli İzleme Merkezine (SİM)  aktarılarak izleniyor.
“Hava Kalitesinde son beş yılda ortalama yüzde 16 iyileşme sağlandı”
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Türkiye'nin hava kalitesinin artırılması için çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Türkiye’deki son beş yıla ait hava kalitesi verileri de incelendi. Buna göre; Partikül madde parametresinde yüzde 4 oranında, Kükürt dioksit parametresinde yüzde 46 oranında, Karbon monoksit parametresinde yüzde 18 oranında, Azot dioksit parametresinde yüzde 3 oranında, Ozon parametresinde yüzde 8 oranında, olmak üzere, hava kalitesinde ortalama yüzde 16 oranında iyileşme sağlandı.
“Ulusal Hava Kalitesi İzleme Ağı bugün itibariyle 365 Hava Kalitesi İzleme İstasyonuna ulaşmış olup; şu an itibariyle tüm illerimizde hava kalitesi 7/24 izlenmektedir”
Bakanlık’tan yapılan açıklamada,  Türkiye’de Ulusal Hava Kalitesi İzleme Ağı çalışmaları 2004 yılında başladığı belirtilerek, “2005 yılında SO2 ve PM10 parametreleri ülkemizin çeşitli illerinde 36 Hava Kalitesi İzleme İstasyonu ile izlenmekte iken ilerleyen yıllarda istasyon yer ve durumuna binaen SO2 ve PM10 parametreleri yanında CO, NOx, O3 ve PM2,5 parametreleri de izlenmeye başlanmıştır. Ulusal Hava Kalitesi İzleme Ağı bugün itibariyle 365 Hava Kalitesi İzleme İstasyonuna ulaşmış olup; şu an itibariyle tüm illerimizde hava kalitesi 7/24 izlenmektedir. Tüm dünyada yaygın olarak kullanılan, Hava Kalitesi İndeksi (HKİ) denilen bu sınıflama sistemi ile havadaki kirleticilerin konsantrasyonlarına göre hava kalitesi iyi, orta, kötü, tehlikeli vb. şeklinde derecelendirme yapılıyor.” bilgisi paylaşıldı.
Hava kalitesi izleme istasyonlarının kurulması için gerekli hava kalitesi ön değerlendirme projeleri, 2008 yılında başlamış olup, 2016 yılı itibariyle ülkemizde hava kalitesi izleme ağı Güneydoğu Anadolu Temiz Hava Merkezine bağlı iller hariç olmak üzere başarıyla tamamlanmıştır. 2021 yılı sonu itibariyle ise, ön değerlendirme proje çıktılarına göre kurulması gereken istasyonlar ile ilave edilecek parametrelerin kurulumları tamamlanmıştır. 
“Hava kalitesi izleme istasyonlarından elde edilen veriler hem www.havaizleme.gov.tr hem de Ulusal Hava Kalitesi İzleme Ağı mobil uygulamasından kamuoyu bilgisine sunuluyor”
Bakanlık açıklamasında, Bakanlığa ait 4 adet mobil hava kalitesi ölçüm aracının bulunduğu ve söz konusu araçların, özellikle hava kirliliği şikâyetlerinin yoğun olduğu bölgelerde ölçümler yaptığı ifade edilerek şu bilgiler paylaşıldı:
“Alanın hava kalitesi düzeyi ile ilgili bilgi sahibi olunması sağlanıyor. Hava kalitesi izleme istasyonlarından elde edilen verilerin hem www.havaizleme.gov.tr hem de Ulusal Hava Kalitesi İzleme Ağı mobil uygulamasından kamuoyu bilgisinin sunulmasının yanında, Resmi İstatistik Programı çerçevesinde aylık ve yıllık haber bültenleri hazırlanarak, yayımlanmaktadır. Ülkemiz 18.03.2003 tarih ve 25052 sayılı Resmi Gazete' de yayımlanarak yürürlüğe giren anlaşma ile Avrupa Çevre Ajansı (AÇA) ve Avrupa Bilgi ve Gözlem Ağı (EIONET)'na 01.05.2003 tarihinde üye olmuştur. Söz konusu anlaşma gereği, hava kalitesi izleme istasyonlarından elde edilen verileri her yıl AÇA’ ya raporlanmaktadır.”
Yapılan açıklamada, Sürekli İzleme Merkezi’nde hava kalitesi izleme istasyonlarından elde edilen verilerin detaylı incelenmesiyle birlikte, denetimlere ışık tutacak raporlar oluşturulmakta ve çevre kirliliğine yönelik her türlü izin, izleme ve denetimlere esas teşkil eden veriler ortaya konulmakta olduğu ifade edildi. Ayrıca, hava kalitesinin düştüğü noktalarda ise denetimlerin arttırılması da sağlanmakta olduğu belirtildi.
* Çevre Bakanlığı Basın

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.07.10 13:29:43
Son Düzenlenme Tarihi :





MAKÜ'de Hasat Zamanı

Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi'nde (MAKÜ) ekilen bitkilerin hasadına başlandı. 
MAKÜ Tarım Hayvancılık ve Gıda Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Merkez Müdürlüğü tarafından yürütülen çalışmalarda yaklaşık 3 bin dekar alana ekilen arpa, korunga, tritikale ve yulaf gibi farklı yem bitkilerinin hasadı gerçekleştiriliyor.
Prof. Dr. Hüseyin Dalgar: “Edinilen Tecrübe ve Akademik Bilgi Verime de Yansıyor”
Ekilen bitkilerin hasadının verimli geçtiğini belirten Rektör Prof. Dr. Hüseyin Dalgar, hasat ile ilgili şunları söyledi: Kampüsteki yaklaşık 3 bin dönüm ekilebilir arazi her yıl olduğu gibi bu yıl da ekildi. Şu an hasat yapılıyor. Daha önceki yıllardaki tecrübelerden edindiğimiz bilgiler ve yağışların etkisiyle oldukça iyi bir verim söz konusu. Hayvancılık alanında pilot üniversite olmamız hasebiyle yem bitkileri konusunda çok ciddi araştırmalar yapıyoruz. 8 ayrı yem bitkisi üniversitemizin arazilerinde ekiliyor. Bunlar hasat edildikten sonra laboratuvar ortamında analizleri yapılıyor. 
Buradan elde edilen sonuçlarlahem bilimsel yayın olarak literatüre katkı sağlanıyor hem de ilgili sektörlerle paylaşılıyor. 
Bu çerçevede ekilebilir durumdaki tarıma elverişli 3 bin dönüm arazinin bu yıl 2 bin 400 dönümü ekilmiş durumda ve hasatı yapılıyor. Şu anda 600 dönüm arazi ise ıslah amaçlı nadasa bırakıldı. Burada tritikale, korunga, yulaf, arpa, buğday gibi çok sayıda farklı ürün var. Bu ürünler az su isteyen, besin değeri ve verimi yüksek ürünler. Ekibimiz bunlar üzerinde her yıl verimi artıracak şekilde denemeler yapıyor. Bu hasattan elde edilen ürünlerin bir bölümü üniversitemizin MAKÜ Çiftliği olarak adlandırdığımız Uygulama ve Araştırma Merkezi'ndeki hayvanlarımızın beslenme ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kullanılıyor. Bir bölümü de piyasada ihtiyacı olan kesimlere satılmak suretiyle değerlendiriliyor. Bu aynı zamanda üniversitemize bir öz gelir sağlıyor.
“Devletimizin Her Metrekare Arazisine Sahip çıkarak Ülke Üretimine Katkıda Bulunuyoruz”
Yapılan çalışmalar hakkında açıklamalar yapan Rektör Prof. Dr. Dalgar sözlerine şöyle devam etti: Burada önemli olan bizim diğer sektörden farklı olarak yaptığımız öne çıkan husus şu: üniversitemizde büyükbaş hayvanların sıvı gübresi biyogaz tesisiyle yapılan bir protokol çerçevesinde biyogaz tesisine veriliyor. Enerji üretimi yapıldıktan sonra da bunlar sıvı gübre olarak araziye dökülüyor. Bu konuda yapılan çalışmalarda; arpada dekarda ortalama 300 kilo civarında bir verim söz konusuyken bu sene bu sıvı gübrenin etkisi ve yapılan bilimsel iyileştirmelerin etkisiyle 500 kilo gibi bir verime ulaşılmış durumda. Uzman ziraatçı hocalarımızın bize vermiş olduğu bilgiler bu yönde. Bu oldukça sevindirici. Tabii bu bilgiyi biz sektörle de paylaşıyoruz. 
Üniversite olarak hem arazimizi değerlendiriyoruz hem de bu arazide bilimsel yayınlar, bilimsel çalışmalar, araştırmalar yapıyoruz ve buradan elde ettiğimiz sonuçları da sektörle paylaşıyoruz. İnşallah bundan sonraki dönemde hayvancılık alanında yaptığımız başarılı çalışmaları bitkisel üretim alanına da taşıyacağız. Bunu da önümüzdeki aylarda hem üniversitemiz personeliyle hem de Burdur halkıyla ve kamuoyuyla paylaşacağız. Bitkisel üretim konusunda Burdur'un önemli bir potansiyeli olduğunu biliyoruz. Bu potansiyeli harekete geçirmek noktasında akademik bir yapılanma içerisindeyiz. 
Hasadımızın hayırlı bereketli olmasını diliyorum. Biz devletimizin her metrekare arazisine sahip çıkmaya, her metrekare arazisini bu ülkenin üretimine katkı sağlayacak noktada değerlendirmeye devam edeceğiz. Çalışmalarımızdan elde edilen sonuçları, başta Burdur olmak üzere tüm ülke, tarım ve hayvancılık sektörüyle de paylaşıp onların da bu bilgilerden ve tecrübelerden yararlanması çabası içerisindeyiz.
Tarım Hayvancılık ve Gıda Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Merkez Müdürü Prof. Dr. Şenol Güzel ise bitkisel üretim arazisi içerisinde hasadı yapılan bitkilerin sağmal gruptaki hayvanların beslenmesi için kullanıldığını belirterek şunları söyledi: Yaptığımız bu çalışma ile mısır silajına da alternatif üretiyoruz. Kurak arazide yapabileceğimiz ve hayvanlara yedirebileceğimiz silajı, yeşil ot silajından karşılamak için bu faaliyetleri yürütmekteyiz. Bu silajları MAKÜ Kampüs alanımızda bulunan çiftliğimize taşıyoruz ve oradaki hayvanların beslenmesini sağlıyoruz.
Gerçekleştirilen silaj çalışmalarında bitkisel üretimler ile ilgili bilgiler veren Öğr. Gör. Müge Güvenç: “Arazimizde 600 dönem yulaf, 700 dönümü arpa, 530 dönümü korunga, 15 dekar alanda yonca, 450 dekar alanda tritikale hasadı gerçekleştirilecek olup 600 dekar alanı da nadasa bıraktık. Bu alanda yeşil ot silajı olarak yulaf kullanıldı. Başaklanma öncesi süt dönemi arasında biçildi, silajlandı. Tane hasadımıza da bugün itibariyle başladık.” ifadelerini kullandı.
MAKÜ, Toprağın Sürdürülebilirliğine de Katkı Sağlıyor
Toprak ıslahı hakkında konuşan Öğr. Gör. Dr. Bekir Tosun ise “Üniversitemiz arazisini organik madde kaynakları kullanarak her sene 400 dekar olacak şekilde ıslah etmeye çalışıyoruz. Bunun bize ne faydası oldu? Üniversite olarak kimyevi gübre kullanımını yaklaşık olarak yüzde 80 oranında azaltmış bulunduk. Böylelikle hem üniversitemize katkı sağlayarak hem de toprağın sürdürülebilirliğini artırdık” diye konuştu.

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.08.03 09:50:09
Son Düzenlenme Tarihi :