SON DAKİKA

logo

ÇİZGİLERİ EĞİK GÖRÜYORSANIZ SİZDE DE SARI NOKTA OLABİLİR

Gözün merkezi görmesinden sorumlu olan ‘makula’ ismi verilen bölgedeki yapısal bozulma sonucunda ortaya çıkan sarı nokta hastalığı (yaşa bağlı makula dejenerasyonu) zamanla görme kaybına neden olabiliyor. Yaşlanma süreci ve diğer nedenlere bağlı olarak başlayan sarı nokta hastalığı, erken dönemde hiçbir şikayet oluşturmadığı için çoğu zaman 2. ve 3. evrede teşhis edilebiliyor. Memorial Kayseri Hastanesi Göz Hastalıkları Bölümü’nden Doç. Dr. Selim Demir, sarı nokta hastalığı ve tedavisi ile ilgili bilgi verdi.


 

Sinir tabakasında ortaya çıkıyor


Gözün keskin görmesini sağlayan yaklaşık bir mercimek tanesi büyüklüğünde olan sinir tabakasında ortaya çıkan hastalığa sarı nokta hastalığı adı verilmektedir. Gözün en arka kısmında yer alan retina (sinir hücre) tabakasında sinir hücreleri her yerde eşit yoğunlukta değildir. Göze gelen ışıkların odaklandığı merkez ‘makula’ olarak adlandırılan ve keskin görmemizi sağlayan yerdir. Makulayı, lutein ve zeaksantin adlı göze özgü sarı pigmentler fazla ışık hasarından korumaktadır. Bu pigmentlerin rengi nedeniyle burası sarı nokta olarak adlandırılır. Bu bölge alan olarak retinanın neredeyse % 5’ini kapsamaktadır fakat görme işlevinin neredeyse % 95’inden sorumludur. Özetle küçük bir alanda çok yüksek metabolik aktivite vardır. Ömür boyu yoğun metabolik aktivite sonucu makula (sarı nokta) artık toksik artıklarını temizleyemez hale gelmekte ve retina hücrelerinin beslenmesi bozulmaktadır. Beslenemeyen sinir hücrelerinin fonksiyonlarını kaybetmesi ve ölmesine sarı nokta hastalığı denilmektedir.  

 

Yavaş yavaş görmeyi tehdit ediyor

 

Sarı nokta hastalığının, ‘kuru tip’ ve ‘yaş tip’ olarak adlandırılan iki farklı çeşidi vardır. Kuru tip en sık görülen sarı nokta hastalığıdır. Kuru tip olarak çok şükür ki yavaş ilerleme göstermektedir. Hastalık başlangıcı ile görmeyi çok ciddi etkileyecek ileri aşamaya gelmesi birçok hastada 10 yıldan daha fazla bir süre almaktadır. Kuru tipte sarı nokta altında temizlenemeyen metabolik artıkların birikmesi ile ‘druzen’ adlı beyaz-sarı renkli noktasal odaklar oluşur. Bunların artması ile sinir hücre tahribatı artar ve görme azalır. Hastalığın yaş tipi ise maalesef ciddi ve ani görme kaybına neden olmaktadır. Ortaya çıkan görme kaybı ağrısızdır. Yaş tip, sarı nokta bölgesinin beslenme bozukluğu sonucu salgıladığı damar büyüme faktörleri (VEGF) nedeniyle kontrolsüz anormal damarlar ve bu damarlardan kanama ve sızıntılar şeklinde gerçekleşmektedir. 

 

60 yaş üzerinde daha sık görülüyor

 

Bu hastalık bir ileri yaş hastalığıdır. Yaş ilerledikçe yapabildiğimiz birçok şeyi eskisi gibi yapamıyorsak, görme fonksiyonu da ileri yaşa bağlı azalmaktadır. Gözün en fazla çalışan bölgesi olan sarı nokta da yaşlanma ile eski performans kaybolmaktadır. Bu hastalık özellikle 60 yaş ve üzerindeki insanlarda daha fazla görülür. Genetik yatkınlık, güneş ışığına maruziyet, sigara kullanmak risk faktörleri arasındadır. Hastalık ilerleyici yapıda olduğu için erken dönemde daha hafif, belli belirsiz şikayetler olabilirken, ileri evrelerde şikayetler artmaktadır. 

 

Kitap okurken çizgiler eğik görülüyorsa...


Çizgilerin eğik görülmesi, cisimlerin olduğundan daha büyük veya küçük görülmesi hastalığın erken görülen şikayetleri arasındadır. Özellikle kitap okurken bazı bölgelerdeki yazıların çukurlaşması ya da eğilmesi sarı nokta hastalığının belirtisidir. Görme bulanıklığı, bakılan yerin merkezini net göremezken kıyıları seçebilmek daha ileri aşamada görülen tablolardır. Glokom (göz tansiyonu) hastalarında hasara bağlı görme alanın kıyılarda daralma görülürken sarı nokta hastalığında bunun tam tersi olmaktadır. Yani hastalar kıyıları görebilirken merkezi görmekte güçlük çekmektedir.





Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2022.07.25 11:26:06
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Çiçekçi dede, kendi yetiştirdiği fidelerle ekonomik gelir elde ediyor

Kahramanmaraş’ta 70 yaşındaki çiftçi, yetiştirdiği çiçek ve meyve fidelerini satarak hem ekonomik gelir elde ediyor hem de huzurlu bir hayat yaşıyor.
Onikişubat ilçesi Kültür Merkezi arkasında kurduğu tezgahlarda köyünde yetiştirdiği çiçek ve meyve fidelerini satan 70 yaşındaki 4 çocuk babası Bilal Demir,55 yıldır aralıksız çalışıyor. İlerleyen yaşında rağmen çalışmayı sürdüren Demir, hem ekonomik olarak gelir elde ediyor hem de insanlara faydalı olarak huzurlu bir yaşam sürdürüyor.
Ömrünün kalan kısmını iyi işlerle geçirmek istediğini belirten 70 yaşındaki Bilal Demir,"55 yıldır çiftçiyim. Çiçekçilikle uğraşıyorum ve ömrümü bu şekilde iyi işlerle geçirmeye çalışıyorum. İnsanlara faydalı işler yapmaya çalışıyorum. Burada kendi ürettiğim çiçekleri, fideleri insanların ihtiyaçları için satıyorum. 14 çeşit kaktüsüm var. 100 çeşit meyve fidanım var. Mezarlıklara dikilecek 15-20 çeşit çiçeklerim var. Fidelerin hepsi soğuk ve sıcağa karşı dayanıklı ve doğal" dedi.
Geceleri bile müşterilerinin geldiğini aktaran Demir," Ben arabada yatıyorum ve geceleri dahi müşterilerim geliyor. İhtiyaçları olanlar söylüyorlar, ben de arabadan inip veriyorum. Gecenin üçünde dahi müşterilerim geliyor. Bazıları uygun buluyor, bazıları pahalı buluyor bu şekilde devam ediyorum" ifadesini kullandı.
Çok huzurlu olduğuna değinen Demir," Boş zamanlarımı kahvehanelerde geçirmek yerine böyle işlerle uğraşarak kendimi insanlara faydalı olmaya adıyorum. Burada hem geçimimi sağlıyorum hem sıhhatliyim hem de huzurluyum"diye konuştu.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.06.24 22:05:00
Son Düzenlenme Tarihi :





Plajdan toplanan çöplerde sergi

Dünyada plaj çöplerinin yüzde 73'ü plastik atıklar. Biliyor musunuz; plastik poşetin 20 yıl, plastik çatal bıçağın 100 yıldan fazla, plastik pipetin 200 yıl, plastik bardağın 450 yıl, plastik şişenin 450 yıl, bebek bezinin ise 500 yıl doğada kaldığını.Büyükşehir Belediyesi’nin, kıyıları ve denizleri tehdit eden plastik kirliliği konusunda farkındalık yaratmak ve plastik kirliliğiyle mücadele edebilmek amacıyla Ekolojik Araştırmalar Derneği (EKAD) ve Türkiye Çevre Eğitim Vakfı (TÜRÇEV) ortaklığıyla başlattığı “Plastiksiz Kıyılar, Plastiksiz Sular” projesi kapsamında Serik Boğazkent Halk Plajı’nda da farkındalık etkinliği düzenlendi toplanan atıklar sergilendi

    Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin, kıyıları ve denizleri tehdit eden plastik kirliliği konusunda farkındalık yaratmak ve plastik kirliliğiyle mücadele edebilmek amacıyla Ekolojik Araştırmalar Derneği (EKAD) ve Türkiye Çevre Eğitim Vakfı (TÜRÇEV) ortaklığıyla başlattığı “Plastiksiz Kıyılar, Plastiksiz Sular” projesi sürüyor. Proje kapsamında Konyaaltı Sahili’nin ardından Serik Boğazkent Halk Plajı’nda da farkındalık etkinliği düzenlendi.  


    Antalya Büyükşehir Belediyesi, Başkan Muhittin Böcek’in planlı, kurallı, kimlikli bir kent için çevre ve doğa dostu çalışmaları kapsamında Antalya’nın kıyılarına ve denizlerine sahip çıkıyor. The Conservation Collective, MAVA Foundation, The GEF Küçük Destek Programı (SGP) ve Sivil Toplum için Destek Vakfı işbirliği ile hayata geçirilen Turquoise Coast Environment Fund – Turkey’in finansal desteği ile yürütülen “Plastiksiz Kıyılar, Plastiksiz Sular” projesi Antalya’nın dünyaca ünlü Konyaaltı Sahili’nin ardından Serik Boğazkent Halk Plajı’nda gerçekleştirildi. 

PLAJDAN TOPLANAN ÇÖPLER SERGİLENDİ

    Proje kapsamında temel çevre bilinci ve ekoloji eğitimi verilen yurt içi ve yurt dışından gönüllü gençler Boğazkent Halk Plajı’nda sahil temizliği yaptı. Sahil temizliğinde pet şişe ve kapakları, plastik bardaklar, izmarit, metal içecek kutuları ve kapaklar, cam içecek şişeleri toplandı ve sınıflandırılarak sergilendi. Tek kullanımlık plastiklerin sahilleri ve denizleri tehdit eden en önemli tehlike olduğu anlatıldı. 

PLASTİĞE ALTERNATİF ÜRÜNLER TANITILDI

    Dünyada plaj çöplerinin yüzde 73’ünü plastik atıkların oluşturduğu vurgulanırken plastik poşetin 20 yıl, plastik çatal bıçağın 100 yıldan fazla, plastik pipetin 200 yıl, plastik bardağın 450 yıl, plastik şişenin 450 yıl, bebek bezinin ise 500 yıl doğada kaldığına dikkat çekildi. Plajları temiz tutmak için sadece belediyenin yaptığı temizlik çalışmalarının yeterli olmayacağı, sahilleri kullananların da daha bilinçli ve duyarlı olması gerektiği söylendi. Kurulan stantlarda tek kullanımlık plastiklere alternatif ürünleri de görme fırsatı bulan vatandaşlar birçoğunu ilk kez gördükleri nişasta bazlı ve doğaya zarar vermeyen bardak, tabak gibi ürünlere yoğun ilgi gösterdi. 

DAHA AZ ATIK DAHA AZ PLASTİK

    Projenin önemine dikkat çeken Antalya Büyükşehir Belediyesi Deniz ve Kıyı Yönetimi Şube Müdürü Mustafa Yıldırım, plastiğin kıyı ve deniz ekosisteminin en büyük problemlerinden biri olduğunu söyledi. Yıldırım, “Tüketim alışkanlıklarımızı gözden geçirmeli, daha az atık ve daha az plastik tüketimi için çaba harcamalıyız” diyerek herkesi duyarlı olmaya davet etti. 

DENİZ KİRLİLİĞİ ÖNLENEBİLİR

    Projenin ortaklarından TÜRÇEV’in  Antalya Koordinatörü Mustafa Ergiydiren de dünyanın en önemli kirlilik sorunlarından bir tanesinin büyük çoğunluğu plastiklerden oluşan deniz kirliliği olduğunu söyledi. Projede görev alan EKAD Eğitim Programları Koordinatörü Biyolog Deniz Candaş ise, sahilleri buna bağlı olarak da denizleri tehdit eden kirliliğin önlenebilir olduğunu ifade ederek sürdürülebilir ekoloji kavramı ve bilincini yaygınlaştırmanın bu noktada birinci öncelik olduğunu söyledi. * Büyükşehir Belediyesi Basın Bürosu



Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.08.05 17:07:15
Son Düzenlenme Tarihi :