Konyalılar Camii Ramazan’da ibadete açılıyor

Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, belediye ve vatandaş işbirliğiyle yeniden inşa edilen ve 16. Yüzyıl Osmanlı mimarisinin müstesna örneklerinden biri olan Konyalılar Cami’nin Ramazan ayının ilk teravih namazı ile beraber ibadete açılacağını müjdeledi.

Kepez Belediyesi, mülkiyet ve imara ilişkin sorunlarını çözerek, modern yapılaşmanın önünü açtığı mahallelerde, gecekondu yıllarında yapılan ve artan nüfus ihtiyacını karşılayamayan camilerin yenilenmesine de öncülük ediyor. Bu kapsamda 1979 yılında yapılan Konyalılar Camide, Düdenbaşı Mahallesi’nde yeniden inşa edildi. Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, Ramazan ayında ibadete açılacak Konyalılar Cami’nde incelemelerde bulundu.

CAMİİ YENİDEN İNŞAA EDİLDİ

Konyalılar Caminin yapımının tamamlandığını bildiren Başkan Tütüncü, “İnşallah bu Ramazan ayında açılışını gerçekleştireceğiz. Cami’mizin Antalya’ya, Kepez’e, Konyalı hemşehrilerimize, Konyalıların yoğun olarak yaşadıkları Düdenbaşı Mahallemize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Bu eser sivil mimarinin medeniyet mirasımız içinde bütün güzellikleri barındıran Antalya’daki en güzel uygulamalarından birisi. Bu camiyi buraya kazandırdığımızdan dolayı büyük bir mutluluk duyuyorum. Konyalılar camini Ramazan ikliminde açacak olmamızdan dolayı ayrıca bir sevinç içinde olduğumu ifade etmeliyim. “ dedi.

EL ELE, GÖNÜL GÖNÜLE BAŞARDIK

Konyalılar caminin birkaç açıdan çok önemli olduğuna değinen Başkan Tütüncü, “En önemli yanı şu; Burası Kepez… Burası bizim dönemimizde ciddi değişen, dönüşen adeta kabuk değiştiren, yüzü yenilenen bir ilçe oldu. 2009 göreve geldiğimizde burada hep gecekondular vardı. Alt yapı problemleri, mülkiyet problemleri, imar problemleri hep bunlarla mücadele eden Kepez vardı. Konyalılar camide bu mahalle yeni kurulurken inşa edilen bir mabetti… 2009 ile birlikte başlayan değişim dönüşüm sürecinde mahallemiz yenilendi, yollarımız yenilendi, mülkiyet sorunları çözümlendi, tapularımız verildi, binalarımız yenilendi. Bütün bunlarla birlikte o eskinin derme çatma görüntüleri yerini modern görüntülere bıraktı. Bu cami o dönemden kalan bir yer olduğu için birlikte el ele, gönül gönüle verdik ve güzel bir sanat eserini ortaya çıkardık. “diye konuştu.

16. YÜZYIL OSMANLI MİMARİSİ

Konyalılar camiyle ilgili ikinci önemli hususunda; Bu caminin mimarimizin en seçkin örneklerinden olan 16. Yüzyıl Osmanlı mimarisinin müstesna örneklerinden biri olduğunu da sözlerine ekledi. Mimar Sinan’dan izler taşıdığını belirten Başkan Tütüncü, “İlham kaynağı Sokullu Mehmet Paşa Camisidir. Ve Sokullu Mehmet Camisi’nin de bizim medeniyetimizde en önemli özelliklerinden bir tanesi Mimar Sinan’ın çinileriyle temayüz etmiş iki camisinden biri olmasıdır. Bu cami on yıllar boyunca ayakta kalacak. Mahallemiz, hayır severlerimiz hep birlikte el birliğiyle, gönül birliğiyle bizden daha çok yaşayacak bir esere imza attık. Bu esere emek veren herkese çok teşekkür ediyorum. İnşallah Ramazan ayının ilk teravih namazını da bu camide kılacağız.” dedi.

Kaynak : Haber Merkezi

Ekleme Tarihi : 2023.03.19 11:02:58

Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap

15 milyon gül yaprağından çıkıyor, litresi 10 bin euroya kadar alcı buluyor

Güller, göller, diyarı olarak anılan Burdur’da az bilinse de nesillerdir yapılan gül yetiştiriciliği birçok ailenin geçim kaynağı. Hasat zamanına kadar gözü gibi baktıkları gülleri toplayıp suyunu ve yağını çıkaran yetiştiriciler bunları ilaç ve kozmetik alanında kullanıma sunuyorlar. İklim şartlarından dolayı eskiye nazaran daha az verim alınsa da gül yetiştiriciliğinin ata mesleği olmasından dolayı devam ettiriyorlar. 15 milyon gül yaprağına tekabül eden 4 ton gülden çıkan 1 litre gül yağı geçtiğimiz yıl 10 bin euroya kadar alıcı bulmuştu.
Burdur’un Ağlasun İlçesinde gül yetiştiriciliği ve gül yağı işletmeciliği yapan Ertaş Ailesi de bunlardan biri. Dedelerinden kalma mesleği 3 nesildir devam ettiren aile hem kendi bahçelerine diktikleri, hem de köylülerden aldıkları gülleri yine dedelerinden kalma kendi fabrikalarında işleyerek geçimlerini sürdürüyorlar.
Ağlasun’da hem gül yetiştiriciliği yapan hem de bölgedeki gülleri fabrikasında işleyen Ziraat Mühendisi Sefa Ertaş; “Gül yağı fabrikamız var. Aynı zamanda bölgede gül üretimi yapıyoruz. Yaklaşık 500 dönüme yakın gül bahçemiz var. Isparta gülü üretiyoruz. Gülümüz diktikten itibaren bir yıl içerisinde hasat yapmaya hazır hale geliyor. Mayıs ayında hasadımız başlar, haziran ayında biter. Bir aylık bir toplanma süreci olur. Bu bir ay içerisinde her gün gül toplarız. Bu gülleri hem kendi bahçelerimizden toplayıp hem de köylü halkımızdan alarak kendi gül yağı fabrikamızda işleriz. Bu güller Burdur ve Isparta’da yetişiyor sadece. Bunun nedeni de bölgenin iklim şartlarından kaynaklanıyor. Türkiye’nin her yerinde bu gül yetiştirilebilir ancak kaliteli yağ ve kaliteli gül suyu, gül mayası gibi ürünleri alabilmemiz için bu bölgenin iklim şartları daha uygundur” açıklamasında bulundu.

Gülü seven dikenine katlanır
Gül üreticisi Fatma Kazan ise gül yetiştirmenin zorluklarından bahsettiği konuşmasında; “Biz çiftçilik ile uğraşıyoruz, gül yetiştiriyoruz. Gülü yetiştirirken budanması, dibinin çapalanması, gübrelenmesi, ilaçlanması gibi zorlukları var. Gülleri toplarken ise ne kadar çok çalışan olursa o kadar kolay oluyor. Tabi gülü toplarken ellerimize diken batıyor ama gülü seven dikenine katlanır. Para kazanmamız için mecburen bunlara katlanmak zorundayız. Bazen karşımıza yılan çıkıyor, kertenkele çıkıyor biz onlardan onlar bizden korkup kaçıyor. Ama yapacak bir şey yok çalışmaya devam ediyoruz” sözlerini sarf etti.

Önceden günde 50 ton gül işlerdik şimdi ise ayda 50 ton işleyebiliyoruz
Üç kuşaktır gül yetiştirip yağını çıkaran Yüksel Ertaş; “Bu meslek bize atadan kalma bir meslek. Zamanında bizim atalarımız, dedelerimiz 12 kiloluk ibrik kazanlarda kaynatıyorlardı gülü. Odunla, su fıçısıyla yani ilkel yöntemler kullanıyorlardı. Ama şimdi artık son yıllarda biraz daha değişti. Fueloil ile buhar ile güllerimizi kaynatıyoruz. 1989 yılından beri aynı şekilde bu işi yapmaya devam ediyoruz. Tabi bu yıllarda biraz güllerde ama hava şartlarından ama iklimden dolayı gül ürünlerinin biraz rekoltelerinin düşük olduğu, ürünlerin az olduğu tespit edildi. Ama biz yine de üretime devam ediyoruz ve devam edeceğiz. Eskiden günde 50 ton gül işliyorduk ancak şimdi iklimsel değişikliklerden dolayı ayda 50 ton gül işleyebiliyoruz..” dedi.

“60 yıldır burada gül üretiyoruz”
Gül deyince akla hep Isparta’nın geldiğini ancak Burdur’da da yıllardı gül üretimi yapıldığını dile getiren Ertaş; “Gül üretimi Isparta’nın Dere mahallesinde başlatılmış. Tabi ondan sonrada Burdur’da da üretilmeye başlanmış. Çünkü Burdur- Isparta arasında 25 kilometre bir fark var. İklim de benzer olduğu için iki yerde de yetiştirilebiliyor. Gül üretimi rakımın 950 ile 1250 arasında olduğu yerde yapılıyor. Gül toplama işlemi sabah günün ağarması ile başlar en geç saat 10 a kadar biter. Çünkü öğlen sıcağına kaldığında uçucu yağ olduğu için gülün yağı uçar, rekoltesi düşer. Onun için göller yöresinde aynı Isparta’da olduğu gibi Burdur’da da gül yetiştirilir. Burdur bilinmiyor ama çok eskiden beri yani neredeyse 60 yıldır burada da mazisi var.” şeklinde konuştu.

“4 ton gülden 1 litre gül yağı”
Hasat döngüsünün nasıl olduğunu da anlatan Ertaş; “Ürünlerimizi sabah 05.00 gibi toplamaya başlıyoruz. Hem Yeşilbaş Kasabamızda hem de kendi bahçelerimizde toplayıp kantarlarımızda topladığımız gülleri saat 12.00- 13.00 gibi fabrikamızda bulunan kazanlarımıza dolduruyoruz. Bu kazanlarımız bakırdır çünkü ateşte daha çabuk ısınıyor daha geç soğuyor. Bir kazan bir buçuk ton su 500 kilo da gül basıyoruz. Burada güller iki buçuk saat kısık ateşte buhar ile kaynıyor. Oradan çıkan yağlı suyu damıtma sistemi ile damıtarak 2 ton olana kadar bekliyoruz. 2 ton yağlı suya ulaştığımızda tekrar kazana aktararak tekrar kaynatıyoruz ve gül yağını elde ediyoruz. 4 ton gülden 1 litre gül yağı elde ediyoruz. Bu da 15 milyon gül yaprağına tekabül ediyor. Yine aynı şekilde 1 litre gül suyu alabilmek için de 1 ton gül yaprağı işliyoruz” dedi.
Oldukça zahmetli olan gülyağı çıkarma işlemi sezonun iyi geçmesi durumunda üreticinin de yüzünü güldürüyor. 2023 yılı gülçiçeği fiyatlarının Ekim ayında açıklanması beklenirken gülyağı geçtiğimiz yı litresi 10 bin euroya kadar alıcı bulmuştu.

Kaynak : İHA

Ekleme Tarihi : 2023.06.19 14:19:14

Son Düzenlenme Tarihi :

Eğitime maddi destek sağlayan hayırsever Vali'ye ne dedi ?

Hayırsever Nevzat İnan i; “Öncelikle protokolün imzalanmasındaki katkılarınızdan dolayı sizlere teşekkür ediyorum. Eğitime ne kadar önem veren bir Vali olduğunuzu bu süreçte bir kez daha yakından gördüm. Protokolümüz, çocuklarımız için ülkemiz için ve Antalya’mız için hayırlı olsun.” diye konuştu.

Vali Ersin Yazıcı, hayırsever Nevzat İnan ile yapımı devam eden 8 derslikli anaokula “Mesude İnan Anaokulu” adı verilmesine dair protokol imzaladı. Protokolde eğitime verdikleri katkıdan dolayı hayırseverlere teşekkür eden Vali Yazıcı; “Eğitim kalitemizin artması noktasında Antalyalı hayırseverlerimizin katkısı çok büyük. Desteklerinden dolayı hayırseverlerimize teşekkür ediyorum.” dedi.

Antalyalı hayırseverlerin eğitime katkısı tüm hızıyla devam ediyor. Vali Ersin Yazıcı, Doğa Etiket ve Ambalaj Sanayi Ticaret AŞ adına hayırsever Nevzat İnan ile nakdi yardım karşılığında Kepez Duraliler Mahallesinde yapımı devam eden 8 derslikli anaokula “Mesude İnan Anaokulu” adı verilmesine dair protokol imzaladı. Antalya Valiliği’nde imzalanan protokol törenine Vali Yazıcı’nın yanı sıra İl Milli Eğitim Müdürü Emre Çalışkan, hayırsever Nevzat İnan ve eşi Mesude İnan katıldı.

Allah Sizin Gibi Gönlü Güzel İnsanların Sayısını Arttırsın

Antalyalı hayırseverlerin eğitime çok büyük katkılar sunduğuna değinerek sözlerine başlayan Vali Yazıcı; “Antalya’da göreve başladığım günden bu yana daha önce karşılaşmadığım kadar hayırseverle karşılaştım. Turizmin başkenti Antalya aynı zamanda hayırseverlerinde başkenti. Bu şehir gönlü bol insanların yaşadığı bir başkent adeta. Bu iş sadece para işi değil. Aynı zamanda gönül işi. Sizin gibi gönlü güzel insanların başardığı bir iş. Değerli katkılarınızdan dolayı tekrardan çok teşekkür ediyorum. Allah sizin gibi gönlü güzel insanların sayısını artırsın. Rabbim hayrınızı kabul etsin.” dedi.

Yapılan Bu Destekler Geleceğimiz İçin Çok Önemli

Eğitime çok önem veren biri olarak eğitimle ilgili konuların kendisini çok mutlu ettiğini ifade eden Vali Yazıcı şunları kaydetti: “Ülkemizi ve milletimizi daha da ileriye taşıyacak yegâne güç çocuklarımızdır. Onların iyi bir eğitim alıp, dürüst insanlar olarak topluma kazandırmak bizlerin en önemli görevidir. Bunu da ancak ve ancak eğitimle yapabiliriz. Çocuklarımızı iyi bir eğitimden geçirerek ülkemizin yarınlarına hazırlamalıyız. Bu aşamada da hayırseverlerimizin desteği bizleri çok mutlu ediyor. Eğitim kalitemizin artması noktasında Antalyalı hayırseverlerimizin katkısı çok büyük. Desteklerinden dolayı tekrardan hayırseverlerimize teşekkür ediyorum. Unutmayalım ki yapılan bu destekler geleceğimizin teminatı çocuklarımızın eğitimine önemli katkılar sunuyor.”

Meslek Liselerimizi Kıymetlendirmeli ve Önem Kazandırmalıyız

Antalya’nın turizm cenneti olduğunu ve her yıl rekor üstüne rekor kırdığını belirten Vali Yazıcı; “Otellerimiz ciddi sayıda insana iş olanağı sağlıyor. Dolayısıyla sadece Turizm Meslek Liselerine değil normal meslek liselerine de çok ihtiyacımız var. Çünkü otellerde pek çok farklı iş kolu oluyor. Bu elemanların yetiştirilebilmesi içinde ciddi manada Meslek Liselerine ihtiyacımız var. Meslek Liselerimizi kıymetlendirmeli ve önem kazandırmalıyız.” şeklinde konuştu.

Eğitime Ne Kadar Önem Veren Bir Vali Olduğunuzu Yakından Gördüm

Protokole desteklerinden dolayı Vali Yazıcı’ya teşekkür ederek sözlerine başlayan hayırsever Nevzat İnan ise; “Öncelikle protokolün imzalanmasındaki katkılarınızdan dolayı sizlere teşekkür ediyorum. Eğitime ne kadar önem veren bir Vali olduğunuzu bu süreçte bir kez daha yakından gördüm. Protokolümüz, çocuklarımız için ülkemiz için ve Antalya’mız için hayırlı olsun.” diye konuştu.

Okul Protokolü’nün imzalanmasının ardından Vali Ersin Yazıcı hayırsever Nevzat ve Mesude İnan çifti ile hatıra fotoğrafı çektirdi.

SON DAKİKA