Antalya Ticaret Borsası Mayıs ayı Meclis Toplantısı yapıldı.
Yönetimin bir aylık çalışmasıyla ilgili üyelerin bilgilendirildiği Meclis’te, ATB Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır tarım, ekonomi ve gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Antalya ekonomisinin geri gittiğine dikkat çeken Başkan Çandır, mecliste yaptığı konuşmada şunları söyledi : “Yüz yılı aşkın bir süredir demokrasiye, özgürlüğe ve hukuka olan bağlılığımızın esası olan seçimlerimizi barış içinde yapıyoruz. Bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz. 14 Mayıs’taki seçimlerden sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi aritmetiği belirlenmişken, Cumhurbaşkanlığı seçimi 28 Mayıs ikinci turuna kalmış durumdadır” dedi.
PAZAR GÜNÜ VATANDAŞLIK GÖREVİMİZİ YERİNE GETİRELİM
Başkan Çandır, “İkinci tur seçimde vatandaşlık görevimizi yerine getireceğiz. Pazar günü yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimlerinin hayırlı olmasını dilerim. Tüm vatandaşlarımızı demokratik hakları olan oy kullanmaya davet ediyorum. Seçimin vatanımız, milletimiz ve devletimiz için hayırlara vesile olmasını dilerim. Demokratik, laik, sosyal, hukuk devleti ilkelerine hepimiz bağlılığımızı korumalıyız. Bu ortak paydada vatanımızı, devletimizi ve cumhuriyetimizi bölünmez bütünlükle korumayı 100 yıldır başardık. Eminim ilelebet korumaya devam edeceğiz. Seçimler ve iktidarlar gelir geçer. Bahsettiğim ortak paydamız esas, gerisi teferruat” diye konuştu.
EKONOMİK İKLİM İYİLEŞTİRİLMELİ
28 Mayıs seçimi sonrasında herkesin ortak beklentisinin yaşanan kronik sorunlara sürdürülebilir çözümler üretilmesi olduğunu ifade eden Başkan Çandır, “Böylece öngörülebilirliği tesis edecek ve güveni sağlayacak bir ortamın da hazırlanması mümkün olacaktır. Ülkemiz genelinde olduğu gibi kentimiz ve sektörümüz için de bu beklentimiz bakidir” dedi.
Son dönemdeki düzenlemeler ve ekonomik tercihlerle finansmana erişim koşullarının kısıtlandığını, bunun kaçınılmaz sonucu olarak girişimci kesimlerin cari ve yatırım faaliyetlerinde ihtiyaç duyduğu krediye erişiminin de ciddi boyutta zorlaştığını vurgulayan Başkan Ali Çandır, şunları söyledi: “Haziran ayından itibaren bu sıkışıklığı ortadan kaldıracak ve ekonomiyi, üretimi, ticareti doğal işleyişine ve rekabete açacak düzenlemeler uygulamaya konmalıdır. İş dünyasının seçimden sonraki dönemde ana beklentileri finansman dışında özellikle enflasyon, istihdam, ihracat ve yatırım gibi temel makroekonomik iklimin iyileştirilmesidir. Öngörülebilirliği ve sürdürülebilirliği hazırlayan politikaların biran önce uygulamaya konmasıyla 2023 yılını kaybetme riskini azaltabiliriz. Doğrusu bu politikalar da öyle karmaşık ve imkânsız politikalar değildir.” dedi.
ANTALYA GERİ GİTTİ
Antalya ekonomisinin hizmet ve tarım üzerine kurulu olduğunu, sanayimiz son dönemde ağırlığını artırsa da bu ağırlığın özellikle tarımın ağırlığının azaltılması ile sağlandığını kaydeden Çandır, son 30 yılın ortalamasıyla değerlendirildiğinde ülkede 7. sıralarında seyreden Antalya ekonomisinin performansa sahipken özellikle son 5 yıldır ilk 10’a girmekte zorlandığını söyledi.
Tarımın kılcal damarlara kadar uzanan ekonomik etkisine dikkat çeken Başkan Çandır şunları söyledi: “Antalya’mız için hayati bir öneme sahip olduğunu sürekli tekrarladığımız tarım sektörü, kentimizin en ücra köşesinden en merkezi sokağına kadar her yerine nüfuz eden, insanların ekonomilerine doğrudan etkileyen en yaygın sektördür. Toplam ekonomi içindeki tarımın ağırlığı her ne kadar yüzde 10 civarında bulunsa da bu payın tüm kente ve insanımıza yayılımı, çok geniştir. Tarım sektörümüzdeki bir birimlik iyileşme ya da kötüleşme doğrudan ve şiddetli düzeyde tüm insanlarımıza yansımaktadır.”
TARIMSAL ÜRETİM GÜÇ KAYBETTİ
Tarımsal üretim ve ticaretle uğraşanların genel olarak güç kaybettiğini ifade eden Çandır, “Bunun nedenlerini ve nasıl düzeltilebileceğini kapsamlı raporlarımızla yıllardır paylaşmaktayız. Hemen belirtmek isterim ki bunların bir kısmına son derece hızlı ve olumlu tepkiler aldık. Önemli bir kısmıyla ilgili beklentilerimiz devam etmektedir. Çünkü bizim sektörümüzle ilgili düzenlemeler etkisini akşamdan sabaha göstermez. Örneğin son 5 yılımızda sektör olarak gerekli ilerlemeyi sağlayamadık. Bunun sonucunda adım adım sektörden uzaklaşma ve istihdam kaybı yaşanmıştır. Bu durumun en büyük nedeni, sektörümüzde fiyatların maliyetlere bağlı olarak değil arz-talep ilişkisine bağlı olarak oluşmasıdır. Bu dönemde maliyetler geometrik olarak artmış ve zayıflayan taleple fiyatlar baskı altında kalmıştır. Sektörümüz, bir bütün olarak reel kazanç elde edememiş ve zayıflamıştır” diye konuştu.
BANKA KREDİLERİ KOMİTELERİN GÜNDEMİNDE
Tarım sektörünün stratejik sektör olması gerektiği ifadesini yineleyen Başkan Ali Çandır, ATB Meslek Komitelerinde yapılan değerlendirmeler hakkında bilgi verdi.
Çandır, şunları söyledi : “Komitelerde, bankaların kredi musluklarını kapatmalarıyla ilgili geniş kapsamlı şikayetler dile getirildi. Şirketlerimizin yüzde 95’inden fazlası KOBİ ölçeğindedir ve sermaye yapısı güçlü değildir. Dolayısıyla üyelerimiz şirketlerin finansmana erişimini, yatırım, üretim ve istihdam odaklı olarak kolaylaştıracak icraatları yeni kabineden beklemektedirler. Üyelerimiz, Merkez Bankası-bankalar ve piyasa işlemleri bakımından uygulanmakta olan farklı döviz kurlarından şikayet etmektedir. Hangi fiyattan işlem yapılacağı konusunda ciddi zorlukların ve zararların ortaya çıktığını ifade etmişlerdir. Yine bankaların uygulamakta olduğu kredi faiz oranlarıyla ilgili de aynı şikayetler söz konusudur. Tarım sektörüne özgü ve ihtiyaçlarını karşılayan bir sosyal güvenlik modelinin uygulamaya konması istenmiştir. Kentimizde arpa ve buğday hasadı başlıyor. İklim bu yıl üreticinin yanında oldu. Verim ve rekoltenin yüksek olacağı bir hasat dönemi bekliyoruz. Tüm çiftçilerimize ve üyelerimize bereketli ve bol kazançlı bir hasat dönemi diliyorum. Üyelerimizin ve üreticilerin beklentisi, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin buğday ve arpa alım taban fiyatlarını bir an önce açıklamasıdır. Meslek komitelerimizde özellikle yaş sebze, kesme çiçek ve tıbbi aromatik bitkiler kapsamlı ürünlerde zararlılarla mücadelede zorlanıldığı dile getirilmiştir. Gerek iklim koşulları gerek diğer sebeplerle kalite kayıpları yaşanmasından şikâyet etmişlerdir. Bu kapsamda yeşil mutabakata uygun ve etkili ilaçların kurumlar tarafından geliştirilmesi talebinde bulunmuşlardır.”
* ABDÜLTALİP GÜNGÖR
Kaynak : Abdültalip GÜNGÖR
Ekleme Tarihi : 2023.05.24 15:03:42
Son Düzenlenme Tarihi :