SON DAKİKA

logo

Kaymakamlık aracılığıyla deprem bölgesine 25 nci yardım tırıda ulaştı

Elmalı Kaymakamlığı, merkez üssü Kahramanmaraş olan 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki iki depremin hemen akabinde deprem bölgesinde AKUD’un belirlediği noktalara Elmalılı vatandaşların yardımlarını tırlarla ulaştırmaya başladı.

    Elmalı'dan bugüne kadar; giyim eşyasından yiyeceğe, odundan sobaya, seyyar tuvaletten çadıra, ilaçtan tüp ve mutfak gereçlerine kadar tam 25 tır dolusu insani yardım malzemesinin yanısıra yine onlarca özel araçla kurtarma çalışmalarından kullanılmak üzere hiltiden, demir kesme makinalarına, kürekten kazmaya kadar teknik malzemeler deprem bölgesine ulaştırıldı. Sözkonusu malzemeler Gaziantep, Osmaniye, Kahramanmaraş ve Hatay’da AFAD toplama merkezlerine gönderirdi.
KAPALI SPOR SALONU
YARDIM TOPLAMA
MERKEZİ OLDU
Kapalı spor salonu deprem sonrasında Elmalı Kaymakamlığı’nca, deprem bölgesine gönderilecek  yardımların toplanma, derlenme merkezi oldu. Kaymakamlık tarafından görevlendirilen personellerin dışında yüzlerce Elmalılı gönüllü, bir yandan yine Elmalılılar tarafından adeta sel gibi gibi yapılan  yardımları taşıdı, bunları bölüm bölüm ayırdı, diğer yandan da tırlara yüklenmesine yardımcı oldu.
KAPALI SPOR SALONU 
DEPREMZEDE İÇİN 
MİNİ ÇARŞI OLDU
Deprem bölgesine gönderilecek yardımların toplandığı kapalı spor salonunun bir bölümü yeniden düzenlenerek Elmalı’da misafir edilen depremzedelerin ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri mini bir çarşı oldu.
Ulaşımları sağlanan depremzedeler kapalı spor salonunda kendileri ya da yakınları için ihtiyaç duydukları giyecekleri görerek, beğenerek ve seçerek alıyorlar. Evlerde kalan depremzedeler yemek yapma imkanına sahipse, yine kapalı spor salonunda yiyecek bölümünden kuru erzakları da alabiliyorlar.
ELMALI’DAKİ 
DEPREMZEDEYE
ADRESE TESLİM GIDA YARDIMI
Elmalı Kaymakamlığı’nca alınan yeni bir kararla,  depremzede için gıda yardımlarının ikamet ettikleri noktaya kadar götürülecek ve adreste teslim edilecek.  * Sinem YÜKSEL

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.02.19 19:56:28
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






DAİMFED yerinde dönüşüm projesi başlattı

Doğu Akdeniz İnşaat Müteahhit Birlikleri Federasyonu (DAİMFED) asrın felaketinin yaşandığı depremlerden sonra mahalle mahalle yerinde dönüşüm projesini başlattı.
DAİMFED Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu, "Deprem bölgesinin bir an önce ihya ve inşasını sağlamak için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca 17 Temmuz’da başlatılan ‘Yerinde Dönüşüm’ projesi için DAİMFED kendine sosyal sorumluk adına görev atfetti. DAİMFED’ e bağlı müteahhit birlikleri ve temsilciliklerimizle ortak hareket başlattık. Depreme dayanıklı olmayan ya da ikamet işlevini kaybeden bir binanın yıkılarak, bulunduğu arsanın mevcut imarında değişiklik yapılmadan, bunun yerine sağlam ve depreme dayanıklı bir bina inşa edilmesine yerinde dönüşüm denir. Bu anlamda vatandaşlarımıza gerekli olan desteği DAİMFED olarak vermeye devam edeceğiz" dedi.
DAİMFED Genel Başkan Yardımcısı Sayım Azmaz, ise “Yerinde dönüşümün amacı, bu yapıların yıkılıp yeniden inşa edilmesi ve hem can hem de mal kaybının önlenmesini sağlamak. Hasarlı binaların yıkılmasının ardından inşa edilen sağlıklı binalar sayesinde doğal afetlere karşı daha hazırlıklı olunmasının yanında insanlarımızın asayiş olarak da daha refah dolu bir yaşamın önünü açmaktır. Bunların oluşmasıyla sosyalleşmeyi de sağlayacaktır. DAİMFED olarak vatandaşlarımıza bu konuda uzman ve kurum yetkilileri ile birlikte yardımlarımız sürecektir” diye konuştu.
DAİMFED Kentsel Dönüşüm ve Mevzuat Başkanı Timuçin Güvercin’de konuyla ilgili olarak “Bizler Müteahhitler olarak konunun ehemmiyetinin farkındayız. Vatandaşlarımıza sektör olarak her türlü desteğe ve yardıma hazırız. Burada DAİMFED olarak önceliğimiz konu hakkında olması gereken şeyleri vatandaşlarımıza bilgilendirmektir. Yerinde Dönüşüm noktasında aklınıza gelecek her sorunun cevabı için yol gösterici olmaya çalışıyoruz. Çoğu zaman olumsuzluk oluşturacak durumlar inşaat tamamlanana kadar anlaşılamamakta ve aylarca mahkeme salonlarında sürüncemede kalabilecek geri dönüşü olmayabilen bir yola girilmektedir. İşte bunun için "Yerinde Dönüşüm” de karar verilirken yaptığımız bu proje toplantıların gayesi bilgilendirmektir. Bu anlamda şu ortaya çıkmaktadır ki "danışmanlık hizmeti" almaksızın yola çıkmamak gerekmektedir. Bu konuda DAİMFED olarak vatandaşlarımızın yanında olduğumuzu vurgulamakta yarar görüyorum” dedi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.08.20 15:58:38
Son Düzenlenme Tarihi :





ALKÜ’de afet sürecinde kadın olmak konuşuldu

Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi Kadın ve Aile Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (ALKÜKAM) tarafından, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından afetlerde kadınların rolü ve işlevlerini temel alan “Afet Sürecinde Kadın Olmak” konusu ele alındı. ALKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Nilgün Tatar, “Türkiye bir afet ülkesidir. Afetlerde kadınların dezavantajlı duruma düşmemesi için afetlerden ders çıkarmalıyız” dedi.
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından bölgeye yardım ve destek sağlamakta tek yürek olan Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ), deprem ve afetlerde neler yapılması gerektiğini yönünde bilimsel çalışmalara da imza atıyor. Bu çerçevede; Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi Kadın ve Aile Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (ALKÜKAM) tarafından Dr. Öğr. Üyesi Hatice Gülsoy moderatörlüğünde “Afet Sürecinde Kadın Olmak” konulu video konferans gerçekleştirildi. Video konferansa; Dokuz Eylül Üniversitesi İİBF Kamu Yönetim Bölümü Prof. Dr. Zerrin Toprak Karaman, ALKÜ Sağlık Hizmetleri MYO Öğr. Gör. Zehra Aslan, Sinop Üniversitesi Afet Yönetimi Öğr. Gör. Fatma Gündüz katılarak sunumlar yaptılar.

"Deneyimlerden ders çıkarabilmek afet yönetiminde büyük başarı sağlar"
Afet Sürecinde Kadın Olmak isimli video konferansın açılış konuşmasını yapan ALKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Nilgün Tatar, “Dünyanın farklı coğrafyalarında çeşitli afetler meydana geliyor. Bunların sonucunda can ve mal kayıpları meydana geliyor. Ülkemizde de Kahramanmaraş merkezli depremlerde afetlerden etkilenen bireylerin sayısı oldukça fazla oldu. Kayıplarımız unutulamayacak kadar büyük. Uluslararası araştırmalarda doğal afetler sürecinde toplumun farklı kesimlerindeki kadınlar, erkekler, çocuklar, gençler ve yaşlıların etkilenme düzeyleri farklı olarak ortaya çıkıyor. Afetten etkilenen bireylerin afet süreci ve afet sonrasında yaşama uyun süreçleri ve bu sürecin güçlendirilmesi oldukça önemli bulunuyor. BM öncülüğünde yürütülen afetlere dirençli toplum oluşturulmasını hedefleyen çalışmaların tamamlayıcı unsuru toplumsal cinsiyet perspektifi olarak bakılıyor. Afet yönetiminde güçlü aktörler olarak kabul edilen kadınlar, sahip olduğu becerileri ve farkındalıklarıyla bu sürece büyük katkı sağlayacak roller üstlenmekte. Bunun yanında kadınlar afetlerde dezavantajlı durumlarla da karşı karşıya kalabilmekte. Bu nedenle deneyimlerden ders çıkarabilmek, afet yönetiminde büyük başarı sağlayacaktır. Bu konularda bizleri bilgilendirecek Afetlerde Kadın Olmak isimli seminere katılmaktan mutluluk duyuyorum. Seminere katkı sunun hocalarımıza teşekkür ediyorum” dedi.

Afet değil bilgisizlik, tedbirsizlik, savunmasızlık, ihmal öldürüyor
Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Tatar’ın ardından Afet Bilinci ve Yönetimi konulu sunum yapan ALKÜ Sağlık Hizmetleri MYO Öğr. Gör. Zehra Aslan, afetlerin birbirinden ayrılması ve kategorilendirilmesi gerektiğine vurgu yaptı. Sorular üzerinden nelerin afet olduğunu anlatan Aslan, “Doğa olaylarının yanında insan kaynaklı olaylar da afet oluyor. Göç konusu da bir afet olarak tanımlanıyor. Bunun yanında hastalık ve salgınlar da afet olarak tanımlanabilir mi soruları gündeme geliyor. Afet yönetimi kanununda bu konu “Toplumun tamamını veya belli kesimleri için, fiziksel ekonomik ve sosyal kayıplar doğuran, normal hayatı ve insan faaliyetlerini durduran veya kesintiye uğratan doğal, teknolojik ve insan kaynaklı olayların tamamı” afet olarak tanımlanmıştır. Afet bilinci ülkemiz için çok önem arz ediyor. Afet bilinci olduğunda can ve mal kayıpları en aza indiriliyor. Afet değil bilgisizlik, tedbirsizlik, savunmasızlık, ihmal öldürüyor” dedi.

"Türkiye’de afet yönetimi çok önemli"
Dokuz Eylül Üniversitesi İİBF Kamu Yönetim Bölümü Prof. Dr. Zerrin Toprak Karaman, Afetlerde Yöneticinin Sorumlulukları ve İkna Kapasitesi başlıklı sunumunu anlattı. Prof. Dr. Toprak, afetlerde kadınlarla ilgili yapılan çalışmaların birçoğunun dezavantajlar konusu olduğu hakkında bilgi verdi. Afetlerde kadın yöneticilerin de az olduğunu söyleyen Toprak, “Yöneticilikte artık nasıl etkin olabilirim düşüncesi ağırlıklı olmaya başladı. Bunun için yöneticilerde kadın ya da erkek olmanın yanında yöneticiliğin etkinliği konuşuluyor. Afet yönetimi doğrudan güvenlik ile ilgili güçlü bir karakter taşımakta. Aynı zamanda yöntemsel olarak, yöneticinin taşıdığı siyasi idari sorumluluk gereği, bürokratik, hiyerarşi ve kurullar bütünü, yetenek ve kapasiteye dayanan profesyonellik gibi kısmın modern hatta geleneksel katı yönetim unsurlarını birlikte öne çıkarmaktır. Ancak bu yapısallıkta iş birliği, karşılıklı bağımlılıklar müzakereci demokratik yapılanmalar ihmal edilmemelidir. Sürekli afetle karşılaştığımız için afet yönetimi çok önem arz ediyor. Yöneticinin başarıyı da başarısızlığı da kabul etmesi gerekiyor. Türkiye’de afetleri önlem için Türkiye Acil Müdahale Planı hazırlanmıştır. Bunun yanında afet yönetim süreçleri ile ilgili çalışmalar da bellidir. Bu çaptaki afetlerde öncelik sırasına göre hızlıca hareket etmek ve gönüllüleri doğru yönlendirmek hayati önem taşıyor” şeklinde konuştu.

"Bazı sebepler kadınları afetler karşısında daha kırılgan hale getirebiliyor"
Doğa veya insan kaynaklı afetler toplumu oluşturan bireyleri farklı şekilde etkilediğini söyleyen Sinop Üniversitesi Boyabat MYO Afet Yönetimi Öğr. Gör. Fatma Gündüz, buna karşılık her bireyin afetler karşısında verdiği yanıtın farlı olduğuna dikkat çekti. Afetlerin etkileri, kadınlar, çocuklar, yaşlılar ve engelliler üzerinde yıkıcı olabildiğini hatırlatan Gündüz, “Tehlike tiplerine, kimlerin maruz kaldığına, hazırlıklı olmaya, bireysel ve toplumsal kapasiteye bağlı olarak afetin etkileri değişiklik göstermektedir. Afet ve cinsiyet alanında yapılan bilimsel araştırmalar, kadının ve erkeğin afetlerden farklı şekillerde etkilendiğini ve ’başa çıkma kapasitelerindeki farklılıkları ile bunlara etki eden değişkenleri ortaya koymaktadır. Afetlerde kadın ve erkeklerin etkilenme şekilleri ve kırılganlık düzeyleri de farklılaşmaktadır. Kadınları afetler karşısında kırılgan/savunmasız hale getiren etkenler sosyokültürel gerçeklerle ilişkili olabilmektedir. Normal şartlarda eğitime ve kaynaklara erişim güçlükleri, kısıtlı hareketlilik, kamusal alanda görünür olmama, fırsat eşitsizlikleri gibi sebepler onları afetler karşısında daha kırılgan hale getirebilmektedir. Aynı zamanda toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin unsurlar sebebiyle kırılganlık düzeyleri değişkenlik gösterebilmektedir. Afetler sırasında kadınların "bakıcı ve koruyucu rolleri" kişisel başa çıkma kapasitelerine ek bir yük getirebilmektedir. Yaşlı ve engelli bireylerin bakımının yanı sıra tahliye sırasında, çocuklar ve hayvanların taşınması kadınların sorumluluğunda görülmektedir. Ayrıca şiddet, cinsel saldırı, insan ticareti ve istismar ile karşı karşıya kalabilmektedir. Kadınların büyük çoğunluğunun tırmanma ve yüzme pratiğinin olmaması afetlerde özellikle; sel, heyelan ve tsunami nedeniyle can kayıpları ile sonuçlanmıştır” dedi.
Afet Sürecinde Kadın Olmak isimli video konferansa yoğun katılım olurken, Moderatör Dr. Öğr. Üyesi Hatice Gülsoy, katılımcılara ALKÜ adına teşekkür ederek, çalışmalarında başarılar diledi. Video konferansın ardından ALKÜKAM tarafından konuşmacılar adına TEMA Sivas Uzunbağ Hatıra Ormanına fidan bağışı yapıldı.

Kaynak : İHA
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.04.05 13:39:07
Son Düzenlenme Tarihi :