SON DAKİKA

logo

Antalya’da 7 katlı apartmanda çıkan yangın korkuttu

Antalya’da 7 katlı apartmanın 6’ncı katındaki dairede çıkan yangın itfaiye ekipleri tarafından söndürüldü. Yangında dairenin bir odası kullanılamaz hale gelirken, evde kimsenin olmadığı öğrenildi.
Yangın, saat 15.00 sıralarında Muratpaşa ilçesi Sinan Mahallesi Ali Çetinkaya Caddesi üzerindeki 7 katlı apartmanın 6’ncı katında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, daireden dumanların yükseldiğini görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda itfaiye ekibi, polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, yangını kısa sürede söndürdü. Yangın esnasında yoldan geçen yerli ve yabancı vatandaşların yanan daireye meraklı bakışları ise dikkatlerden kaçmadı.
Yaralanma ya da can kaybına neden olmayan yangınla ilgili polis ekipleri inceleme başlattı.

Kaynak : İHA
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.04.01 17:23:54
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






3 çocuğunu geride bırakıp evi terk eden eşine gözyaşlarıyla seslendi

Adana’da 3 çocuk annesi kadının ölen babasının emekli maaşını almak için kocasından boşanmak istediğini söyleyerek evi terk ettiği iddia edildi. 3 çocuğuyla kalan Serkan Tanrısever, gözyaşları içinde eşine seslenerek eve geri dönmesini istedi.
Sebze meyve satarak geçimini sağlayan Serkan (41) ve ev hanımı Gamze (31) Tanrısever çifti 14 yıl önce kaçarak evlendi. Çiftin bu evlilikten 3 çocukları dünyaya geldi. Çift merkez Seyhan ilçesine bağlı Şakirpaşa Mahallesi’nde mutlu bir evlilik sürerken, 4 sene önce Gamze Tanrısever’in babası Yusuf Bozan (67) hayatını kaybetti. Bozan’ın hayatını kaybetmesinin ardından Gamze Tanrısever’in yakınları, iddiaya göre ’Kocandan boşan, babanın emekli maaşını al’ diye baskı yaptı. Genç kadın aklına yatan bu fikir nedeniyle eşinden boşanmak istedi. Ancak Serkan Tanrısever böyle bir durumun dolandırıcılık olduğunu söyleyip eşinden boşanmak istemedi. Gamze Tanrısever sürekli bu fikri eşine sunup boşanma isteğini yineledi. 2 Temmuz Pazar günü ise Gamze Tanrısever, eşini ve 3 çocuğunu arkada bırakarak Şakirpaşa Karakolu’na gitti. Burada polise şiddet gördüğünü ve boşanmak istediğini söyleyen genç kadın, kadın sığınma evine yerleştirildi.

"Gamzem ne olur geri dön"
3 çocuğuyla bir başına kalan Serkan Tanrısever, gözyaşları içinde eşine seslendi. Eşinin fotoğrafını öpüp çok sevdiğini belirten Tanrısever, "Gamzem ne olur geri dön. Benim eşimi akrabaları doldurdu. Eşim onların dolduruşuna geldi. Bana mutlu değilim diyor ancak ben çalıştığım bütün parayla eşimi mutlu etmeye çalışıyorum, eşime ve çocuklarıma bakıyorum" diye konuştu.
"Kedi bile yavrusunu bırakıp gitmiyor" diyen Tanrısever, "3 çocuğumla şu anda ortada kaldım. Ev sahibi de beni evden çıkarıyor. Karpuz satıyordum ancak çocuklara baktığım için karpuz da satamıyorum şu anda. Ne olur Gamzem evine dön. Ben ona hiç vurmadım, şiddet uygulamadım. Ben eşimi çok seviyorum. Devlet büyüklerim ne olur bize yardım etsin, beni eşimle barıştırsınlar" dedi.
Çiftin en büyük çocukları Çağan Efe ise annesinin sürekli babasının maaşını almak için boşanmak istediğini söyledi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.07.06 10:08:43
Son Düzenlenme Tarihi :





Kalp hastalarında bütüncül yaklaşım tedavi başarısını arttırıyor

Bütüncül yaklaşımda ’hastalık’ yerine ’hasta’ olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Fatma Yiğit, eforla ortaya çıkan nefeste daralma hissi, soluk taşması, nedensiz oluşan çarpıntı, çarpıntıya eşlik eden baş dönmesi, göz kararması ve baygınlığın, kalp hastalığı açısından uyarıcı bir belirti olabileceğini söyledi.
Başkent Üniversitesi Dr. Adana Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatma Yiğit, kalp hastalığı belirtileri, tanı ve tedavide bütüncül yaklaşımın önemiyle ilgili açıklamalarda bulundu.
Kalp ve damar hastalıklarında en sık görülen ve en tipik şikayetin göğüs ağrısı olduğunu belirten Prof. Dr. Fatma Yiğit, "Özellikle eforla yani hareketle ortaya çıkan, göğsün ortasında veya sol tarafında, sol kola veya sırta yayılan, 5 ile 10 dakika arasında süren, dinlenmekle geçen, baskı tarzındaki ağrı kalp hastalığı açısından önemli bir belirtidir. Eforla ortaya çıkan nefeste daralma hissi, soluk taşması, nedensiz oluşan çarpıntı, çarpıntıya eşlik eden baş dönmesi, göz kararması ve baygınlık, kalp hastalığı açısından uyarıcı bir belirti olabilir. Beynin kan akımının geçici olarak azalması sonucunda ortaya çıkan ve kendiliğinden düzelen şuur kaybı yani bayılma da önemli belirtilerden biridir. Bacak şişliği, geceleri yastık sayısını artırma ihtiyacı, ani nefes darlığı ile uyanma, yeni gelişen halsizlik, yorgunluk, bitkinlik, kollarda güçsüzlük de kalp hastalığını akla getirmelidir. Kalp ve damar hastalıkları herhangi bir belirti vermeyebilir. Hipertansiyon, hiperlipidemi, diyabeti olan ve sigara kullanan kişiler, 45 yaşın üstündeki erkekler, 55 yaşın üstündeki ve menopoza giren kadınlar, ailesinde erken yaşta kalp hastalığı ve obezite olan kişiler riskli gruptadır. Yoğun kaygı ve depresyon da kalp hastalığı için risk teşkil etmektedir. Bu nedenle kalp ve damar hastalıkları açısından risk taşıyan kişilerin şikayetleri olmasa da düzenli aralıklarla kontrole gitmelerini öneriyoruz" diye konuştu.

"Bütüncül yaklaşımda hastalık yoktur hasta vardır"
Genel tıpta bütüncül yaklaşımın kişiyi belirli bir hastalık üzerinden değil, tüm ihtimaller üzerinden inceleyerek altta yatan esas soruna yönelip onu tedavi etmeyi hedeflediğini bu nedenle bütüncül yaklaşımda ’hastalık yoktur, hasta vardır’ vurgusu yapan Prof. Dr. Yiğit, "Kalp hastalığı özelinde, hastanın demografik özellikleri, kalp hastalığı risk faktörleri, eşlik eden diğer hastalıkları da göz önüne alınarak değerlendirme yapılır. Bu yaklaşımla, erken ve doğru tanıyla birlikte en etkin ve en az yan etkisi olan tedavi hedeflenmektedir. Tanı için hastadan alınan tıbbi öykü önemlidir. Hastalığın gelişimi kişinin yaşı, cinsiyeti, eğitim durumu, sosyokültürel çevresi, ekonomik düzeyine göre farklılık gösterir. Her hastaya aynı yöntemle yaklaşmak uygun olmaz. Fizik muayenesi de yapıldıktan sonra kalp hastalığı düşünülen veya kalp hastalığı yönünden yüksek riskli olan kişilere bütüncül yaklaşımın bir sonucu olarak, eşlik eden diğer hastalıklar göz önüne alınarak uygun görülen tetkik ve testler yapılır. Böylelikle hastayı oluşabilecek komplikasyonlardan korumuş oluruz. Şikayeti olmayan ve sadece kontrol maksatlı gelen kişilerde de gereksiz tetkikten ve bunun doğuracağı risklerden kaçınmak için risk düzeyine göre tetkikler yapılır. Son zamanlara kullandığımız ve kalp hastalığının erken teşhisine yardımcı olan sanal anjiyografi (koroner bilgisayarlı tomografik anjiyografi) yöntemiyle, kalp damarları görüntülenir, darlık veya tıkanıklık tespit edilir, plak olup olmadığı tespit edilir. Kalp damar darlığı bu plaklar üzerinde gelişir. Yine bu yöntemle doğumsal kalp hastalıkları, damar stentleri, by-pass damarları, kalpten çıkan ana damarlar ve kalp kapakları da değerlendirilmektedir. Tanı sonrasında bütüncül bir yaklaşımla uygulanan tedavinin başarı oranı artmaktadır. Tedavi düzenlenirken diğer almakta olduğu ilaçlarla etkileşim açısından dikkatli olunur ve tedavinin etkinliği artarken yan etkisi azalır. Ayrıca kişilere hastalığı nedir, tedavisi nedir ve yan etkileri nelerdir, tedavi edilmezse riski ne olur, kontrol gerektiriyorsa ne sıklıkla yapılmalıdır, acil durumların neler olabileceği ve bu durumda ne yapılması gerektiği nasıl irtibata geçileceği detaylıca konuşulmaktadır" diye bilgi verdi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.07.28 18:02:05
Son Düzenlenme Tarihi :