SON DAKİKA

logo

4 ay Adrasan’da temizlik yapan Deniz Süpürgesi şimdi Van Gölü’nde

Antalya’nın Adrasan bölgesinde deniz süpürgesi 4 ay boyunca hem katı hem de sıvı atık toplayarak deniz temizliği için Adrasan’da deniz temizliği yaparak yaklaşık 2 ton sıvı atık toplamıştı.  
Garanti BBVA ve TURMEPA işbirliğinde gerçekleşen Mavi Nefes Projesi kapsamında Van Gölü’nde temizliğe başladı.  
Sürdürülebilirlik stratejisi kapsamında iklim kriziyle mücadeleyi önceliklendiren Garanti BBVA’nın 2021 yılında DenizTemiz Derneği/ TURMEPA işbirliğiyle deniz kirliliğini azaltmak ve önlemek amacıyla Marmara Denizi’nde başlattığı ‘Mavi Nefes Projesi’ bu kez Türkiye’nin doğusuna Van Gölü’ne uzandı.
Göl ve çevresinde yaşanan kirlilikle baş etmek adına ‘Ahtapot 6’ deniz süpürgesi 12 ay boyunca Van Gölü’nde faaliyet gösterecek. 
Van Gölü'ndeki su kirliliğini azaltarak biyoçeşitliliğin korunmasına fayda sağlayacak olan Mavi Nefes Projesi ile birlikte bölge halkında çevre bilincinin artmasına da katkıda bulunmak hedefleniyor.    
ADRASAN’DA 4 AY ATIK TOPLADI
Mavi Nefes Projesi kapsamında Eylül 2021’de Marmara Denizi’nde yaşanan müsilaj sorununun çözümüne katkı sağlamak için iki deniz süpürgesiyle müsilaj ve katı atık temizliği başlamıştı. Temmuz 2022’de Marmara’nın dışına çıkılarak deniz turizminin yoğun olduğu Antalya’nın Adrasan bölgesinde de bir deniz süpürgesi 4 ay boyunca hem katı hem de sıvı atık toplayarak deniz temizliği için çalıştı. 
VAN GÖLÜ ÜÇÜĞNCÜ BÖLGE 
  Konuyla ilgili bilgi veren Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ, “Garanti BBVA olarak parçası olduğumuz topluma karşı sorumluluğumuzu bilinciyle, iklim kriziyle mücadeleye yönelik öncü çalışmalara imza atıyoruz. Çalışmalarımızda atık yönetimi ve temiz gelecek kritik öneme sahip bulunuyor. Bu konuda birlikte hareket ettiğimiz TURMEPA ve değerli yönetimiyle uzun soluklu ve daha da yaygınlaşacak iyi bir işbirliğimiz var. Geçtiğimiz yıllarda doğa daha önce karşılaşmadığımız bir şekilde alarm verdi ve deniz ekosisteminde yaşayan binlerce canlı türünü etkileyen müsilaj sorunu kendini çok güçlü şekilde gösterdi. Bu nedenle 2021 yılında DenizTemiz Derneği/ TURMEPA işbirliğiyle deniz kirliliğini önlemek amacıyla “Mavi Nefes Projesi’ni başlattık. 21 Eylül 2021- 31 Mart 2023 tarihleri arasında deniz süpürgeleriyle Marmara Denizi’nden 132 bin 400 kg katı atık toplandı ve uygun olanlar geri dönüşüme kazandırıldı. Projemizin birinci yılı dolmadan ise Marmara’nın dışına çıkarak su kirliliği sorunu yaşayan bölgelere destek olmanın mutluluğunu yaşadık. 
Geçtiğimiz yaz, yat turizminin yaygın olduğu Adrasan’da deniz temizliği yaparak yaklaşık 2 ton sıvı atık topladık. Şimdi de Van Gölü’nde temizleme çalışmalarına destek oluyoruz. Mavi Nefes ile Marmara dışındaki denizlerimiz ve su kaynaklarımızı da temiz tutmak ve Türkiye çapında çevre bilinci konusunda farkındalık oluşturmaya katkıda bulunmak bizler için mutluluk verici. Kirliliğin önüne geçmek, çevremize ve dünyamıza iyi bakmak için gereken her türlü aksiyonu almaya devam edeceğiz” dedi. -iha

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.04.28 11:53:46
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Bin 500 yıl önce depremle birlikte denizin yuttuğu şehir tekne turlarının merkezi oldu

Akdeniz’de 6. yüzyılda yaşanan iki büyük deprem sonrası sulara gömülen Kekova Bölgesi-Batık Şehir-her yıl yüzlerce yerli yabancı turistin uğrak yeri oluyor. Neredeyse bir uygarlığı sonlandıran bu büyük felaket sonrası sahil kesimleri su altında kalan şehrin üzerinden bugün tekneler geçiyor. Bölgen..

Akdeniz’de 6. yüzyılda yaşanan iki büyük deprem sonrası sulara gömülen Kekova Bölgesi-Batık Şehir-her yıl yüzlerce yerli yabancı turistin uğrak yeri oluyor. Neredeyse bir uygarlığı sonlandıran bu büyük felaket sonrası sahil kesimleri su altında kalan şehrin üzerinden bugün tekneler geçiyor. Bölgenin tarihi konusunda bilgiler paylaşan Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nevzat Çevik, “O dönemden sonra hayatın azaldığını, uygarlığın önceki gibi ilerlemediğini ve neredeyse terk edildiğini arkeolojik verilerden ve Sionlu Nikolaos’un Vitası’ndan anlayabiliyoruz” dedi.

Her ne kadar M.S. 141’deki gibi büyük depremler olduysa da sonrasında kentlerin onarılıp hayatın devam ettiği biliniyor. Ancak özellikle 529 ve 540 yıllarında yaşanan büyük depremler sonucu Demre ilçesi Kekova Yarımadası’nı da içeren Orta Likya’daki büyük bir bölge sular altında kaldı. Depremler sonrası oluşan tsunami ve salgın hastalıklar bölgede yaşayan uygarlığı neredeyse yok etti. Batık Şehir adı verilen bölge bugün yerli yabancı turistlerin akınına uğruyor. Karadan ulaşımın olmadığı bölgeye turlar düzenlenip tekneler şehrin üzerinden geçiyor. Denizin altında kalan şehrin yapıları ise gözle görülüyor ve turistler o anları fotoğraflıyor.

"Plakalar denize doğru 2 metreden fazla kayarak bütün bölgedeki kentleri içine gömülmesine sebep olmuş"
Antalya’nın Demre ilçesinde sürdürülen Myra - Andriake Kazıları Başkanlığını yapan Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Prof. Dr. Nevzat Çevik, tarihi olayın yaşandığı bölge hakkında bilgiler paylaştı. Kekova’daki yerleşimlerin batmadan önce üzerinde yoğun yaşamın olduğu bir bölge olduğunu kaydeden Prof. Dr. Çevik, 529 ile 540 yıllarında yaşanan büyük depremler ve sonrasında yaşanan tsunami ile salgın hastalıklarla neredeyse 200 yıl boyunca bölgenin sessizliğe büründüğünü söyledi. Çevik, “Sadece Kekova bölgesi değil, Andriake, Finike, Kaş çevresinde bütün bölge batmış. Bu batığın da en erken ne zaman olabileceğine dair fikirlerimiz var. Batık kentlerin sulara gömülmüş yapılarının tarihleri felaket için bir alt tarih sınırı veriyor. Kapağına dek sulara batmış lahit ya da Andriake Limanı’nın tamamı batmış rıhtım caddesinde lentosuna kadar sulara gömülmüş yapılar bölgenin battığını gösteriyor. 6. yüzyıldaki büyük depremlerde, plakalar denize doğru 2 metreden fazla kayarak bütün bölgedeki kentlerin sulara gömülmesine sebep olmuş. Bundan sonra o kentlerin sahil kısımlarındaki hayatın bittiğini özellikle denize yakın limana ya da sivil yerleşime ilişkin konut gibi diğer yapıların sulara gömülmüş olmasından anlıyoruz. Üst kısımlarına Hristiyanlık döneminde hayatın devam ettiğini görüyoruz ancak klasik ve Helenistik Çağ ile Roma’nın bir kısmında o kentlerin sahil kısmı kullanılıyordu, özellikle Simena, Teimiussa, Aperlai ve Kekova Adası ve çevrelerindeki yapıların sahile yakın olanları tamamen sular altında kaldı. Bugün tekne gezginlerinin gördüğü yarısı sular altında kalmış basamaklar ve yapılar bu batışın sonucudur” dedi.

"Dönemin Akdeniz’deki en büyük limanı da işlevini yitirdi"
Oluşan tablo sonrası batık ve dolgularla beraber Akdeniz’in en büyük antik limanı Andriake’nin de işlevini kaybettiğini aktaran Çevik, “Andriake’deki kazılarda MS 7. Yüzyıl sonrasına ilişkin buluntu ele geçmemesi bu nedenledir. Kekova’da çok sayıda liman ve sığınaklar var. Özellikle Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerinde yoğun bir deniz trafiği var. Andriake antik Akdeniz’in en büyük limanlarından biri olduğu için orada çok büyük bir uluslararası gemi trafiği yaşanıyordu. Liman işlevini yitirince bu kullanım çok azaldı. Bunun temel nedeni depremler. Binlerce deprem oluyor. Özellikle Fethiye – Burdur hattında ana bir hat var. O hattaki büyük depremler de Likya’yı etkilemiş. Akdeniz içindeki büyük depremler de bütün bu kentlerin etkilenmesine yol açmış. Depremler sonrası tsunami ve salgınlar gibi etkenler de oradaki uygarlığı, kültürü ve yerleşim popülasyonunu derinden etkiliyor ve hayatı değiştiriyor. O dönemden sonra hayatın azaldığını, uygarlığın önceki gibi ilerlemediğini ve yerleşimlerin terk edildiğini arkeolojik verilerden de görebiliyoruz. Bu oluşumlar şimdi muhteşem görüntüler oluşturan pitoresklere dönüşmüş durumda. Doğanın ve kültürel kalıntıların terkediliş sonrası oluşturduğu doğal sarmal eşsiz bir kültürel peyzaj oluşturmuş durumdadır. Bu nedenle Kekova sadece en berrak denizi ve Dalmaçya tipi etkileyici doğası ile değil su altında kalmış kalıntıları ile de akıl almaz bir görsellik oluşturuyor” ifadelerini kullandı.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.09.04 14:31:53
Son Düzenlenme Tarihi :





Gazipaşa Güreşleri için geri sayım başladı

Ga­zi­pa­şa’da 23 Nisan Pazar günü Koru sa­hil­de bu­lu­nan Halk Büfe ya­nın­da 1. Ga­zi­pa­şa Yağlı Gü­reş­le­ri ya­pı­la­cak. Ga­zi­pa­şa Be­le­di­ye­si Kül­tür ve Sos­yal İşler Mü­dür­lü­ğü ta­ra­fın­dan dü­zen­le­nen gü­reş­ler­de altın ke­mer­li baş­peh­li­van­lar da olmak üzere yak­la­şık 600 peh­li­van er mey­da­nı­na çı­ka­cak.
Ga­zi­pa­şa Be­le­di­ye­si, 1. Ga­zi­pa­şa Yağlı Gü­reş­le­ri için ha­zır­lık­la­rı­nı sür­dü­rü­yor. Bu yıl ilki dü­zen­le­necek Ga­zi­pa­şa Yağlı Gü­reş­le­ri’nde Tür­ki­ye’nin dört bir ya­nın­dan ge­lecek yak­la­şık 600 peh­li­van güreş se­ver­le­re he­ye­can dolu anlar ya­şa­ta­cak.
ALTIN KE­MERLİ BAŞ­PEHLİVAN­LAR GAZİPAŞA YAĞLI GÜ­REŞ­LERİ’NDE
Ga­zi­pa­şa Be­le­di­ye­si ta­ra­fın­dan dü­zen­le­nen Yağlı Gü­reş­ler­de Tür­ki­ye’nin ünlü baş­peh­li­van­la­rı; Ali Gür­büz, Cen­giz­han Şim­şek, İsmail Ba­la­ban, Turan Ba­la­ban, Yusuf Can Zey­bek, İsmail Erkal, Orhan Okulu, Ali İhsan Bat­maz ve Men­de­res Sal­tuk başta olmak üzere 40 baş­peh­li­van er mey­da­nın­da kol bağ­la­ya­cak. Ga­zi­pa­şa Be­le­di­ye­si Yağlı Gü­reş­le­ri, 23 Nisan Pazar günü ya­pı­la­cak. Gün boyu sü­recek mü­sa­ba­ka­lar saat 10.00’da baş­la­ya­cak.
* HABER MERKEZİ

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.04.14 11:11:19
Son Düzenlenme Tarihi :