MATSO : “İş insanlarına Schengen vizelerinde kolaylık sağlansın”
Manavgat Ticaret ve Sanayi Odası (MATSO), Schengen vize başvurularında yaşanan gecikmeler ile olumsuz olarak değerlendirilen vize başvurularının olumlu değerlendirilmesi için Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne (TOBB) ilgili bakanlıklar nezdinde gerekli girişimlerde bulunulması için resmi bir yazı ile talepte bulundu.
MATSO, Schengen vize başvurularında yaşanan gecikmeler ile olumsuz olarak değerlendirilen vize başvuruların olumlu değerlendirilebilmesi için TOBB’a resmi bir yazı ile talepte bulunuldu.
Başkan Seydi Tahsin Güngör imzası ile TOBB’a ilgili bakanlıklar nezdinde gerekli girişimlerde bulunulması için gönderilen resmi yazıda; iş insanlarının Avrupa Birliği ile kurduğu ticari ilişkiler nedeniyle Avrupa’ya sık sık seyahat ettiklerini ve Schengen vizesi alırken yaşadığı gecikmeler ile yaşadıkları olumsuzluklara vurgu yapılarak vize başvurularının olumlu değerlendirilebilmesinin önemine vurgu yapıldı.
MATSO Başkanı Seydi Tahsin Güngör yaptığı açıklamada Avrupa Birliği ülkelerinin önemli bir Pazar olduğunu belirterek Avrupa pazarında Schengen’e üye ülkelerle ticari bağlantı kurmak isteyen iş insanlarının Schengen vizesi alarak üye ülkeler arasında geçiş yaparak yeni iş bağlantıları kurduğunu söyledi.
TÜRKİYE’NİN AB ÜLKELERİNE YAPTIĞI İHRACATTA ÖNEMLİ ARTIŞ VAR
Türkiye’nin Avrupa Birliğine yapılan ihracatta önemli gelişmeler kaydettiğini belirten Başkan Güngör, “Her geçen yıl ihracat miktarımız artarak devam etmektedir. İhracat gerçekleştirilen en önemli pazar Avrupa Birliği olarak göze çarpmaktadır. AB, 2022 yılında 103,1 milyar dolar ile ihracatımızdan yüzde 40,6 oranında pay almakta olup toplam ihracatımızda ilk sırada yer almaktadır. Ayrıca AB, ülkemizin ihracatında olduğu gibi ithalatında da ilk sırada yer almaktadır. 2022 yılı rakamlarına göre; Türkiye, 364 milyar dolarlık toplam mal ithalatının 93 milyar dolarlık kısmını (yüzde 25,6’lık pay) AB’den gerçekleştirmiştir.
Ülkemiz iş insanlarının Avrupa Birliği ile kurduğu bu ticari ilişki nedeniyle Avrupa’ya yaptıkları ziyaret sayıları da paralel olarak artış göstermiştir. Avrupa pazarında Schengen’e üye ülkelerle ticari bağlantı kurmak isteyen iş insanlarımız Schengen vizesi alarak üye ülkeler arasında geçiş yaparak yeni iş bağlantıları kurmak istemektedirler. Fakat iş insanlarımızın yapmış olduğu Schengen vizesi başvuruları ya gecikmekte ya da olumsuz dönmektedir.
Bu durum ticari ilişkisi bulunan ya da yeni ticari bağlantı kuracak olan iş insanlarına zorluklar yaşatmaktadır. İş insanlarının Schengen ülkelerine giriş yapmak ve üye ülkeler arasında geçiş yaparak yeni pazarlar oluşturmak için Schengen vizesi almaları elzemdir. İş insanlarımızın Schengen vize başvurularında yaşanan gecikmeler ile olumsuz olarak değerlendirilen vize başvurularının olumlu değerlendirilebilmesi son derece önemlidir” diye konuştu.
* MATSO BASIN
Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.08.23 11:46:22
Son Düzenlenme Tarihi :
Depremde ailesinden geriye fotoğraf albümü kaldı
Antalya'nın Serik ilçesinde yasayan Esra Durgut, Antakya'da meydana gelen depremde anne, baba ve kardeşlerini kaybetti. Elinde ailesinden sadece bir fotoğraf albümü kalan kadın, büyük acı yaşadığını belirterek, "Kendimi boşlukta ve kimsesiz hissediyorum" dedi.
Mehmet Demirci
ANTALYA (İHA) -
Depremden önce en son annesi Gülten Gülaslan (44) ile görüşen Esra Durgut, ayakkabı imalat işiyle uğraşan baba Yusuf Gülaslan'ın (49) pazar günü yaptıkları sabah kahvaltısının resimlerini attığını belirterek, "Demek ki son kahvaltılarıymış" dedi. Kız kardeşi Gülşah Gülaslan'ın üniversiteyi yeni bitirdiğini belirten acılı kadın "Kız kardeşim sözlüydü, sevgilisi onu 14 Şubat sevgililer gününde toprağa koydu" dedi. Erkek kardeşinin 15 yaşında lisede okuduğunu ve genç yaşta depremde hayatını kaybettiğini söyledi.
"Hepsini kaybedince boşlukta kimsesiz gibi hissediyorum"
Durgut yaşanılanları şöyle anlattı:
"Antakya merkezde yaşıyorduk biz. Annem, babam, kardeşlerim. Depremde hepsi vefat etti. 4 katlı apartmanın giriş katında oturuyorlardı. Ben haberi dayımlardan aldım. Telefonları çalıyordu ama cevap veren yoktu, ulaşamadık. Annem babam 1 ay önce yanıma ziyarete gelmişlerdi ama her gün görüntülü konuşuyorduk. En son annemle görüştük. Çalıştığı yeri gösterdi, 'yoruluyorum' dedi. Babam da pazar günü yaptığı sabah kahvaltısının resimlerini atmıştı. Demek ki son kahvaltılarıymış. O gün annemle çok konuşamamıştık, internet olmayınca, yorgundur diye akşam da aramamıştım. Sabah da haberleri geldi. Hepsini kaybedince boşlukta kimsesiz gibi hissediyorum."
"Sevgililer gününde sevgilisini toprağa koydu"
Tarif edilemeyen bir duygu yaşadığını belirten Durgut, “Kız kardeşim üniversite mezunuydu, erkek kardeşim daha 15 yaşındaydı, lisede okuyordu. Babam ayakkabı imalatçısıydı, annem de yeni işe başlamıştı. Hepsini kaybettim, yalnız kaldım. Deprem haberini alınca hemen Antakya'ya gittik. Gece oradaydık, enkaz yerine geldiğimde evimiz tanınmayacak haldeydi. Orada 6 aylık çocuğumla çadırda kaldık. Eşim enkazın başında kaldı, her gün bir umut bekledik ama olmadı. Hepsinin 8. gün art arda enkazdan cesetleri çıktı. Ertesi gün 14 Şubat'tı hatta kız kardeşimin sözlüsü de oradaydı. Sevgililer gününde sevgilisini toprağa koydu" dedi.
ANTALYA (İHA) -
Depremden önce en son annesi Gülten Gülaslan (44) ile görüşen Esra Durgut, ayakkabı imalat işiyle uğraşan baba Yusuf Gülaslan'ın (49) pazar günü yaptıkları sabah kahvaltısının resimlerini attığını belirterek, "Demek ki son kahvaltılarıymış" dedi. Kız kardeşi Gülşah Gülaslan'ın üniversiteyi yeni bitirdiğini belirten acılı kadın "Kız kardeşim sözlüydü, sevgilisi onu 14 Şubat sevgililer gününde toprağa koydu" dedi. Erkek kardeşinin 15 yaşında lisede okuduğunu ve genç yaşta depremde hayatını kaybettiğini söyledi.
"Hepsini kaybedince boşlukta kimsesiz gibi hissediyorum"
Durgut yaşanılanları şöyle anlattı:
"Antakya merkezde yaşıyorduk biz. Annem, babam, kardeşlerim. Depremde hepsi vefat etti. 4 katlı apartmanın giriş katında oturuyorlardı. Ben haberi dayımlardan aldım. Telefonları çalıyordu ama cevap veren yoktu, ulaşamadık. Annem babam 1 ay önce yanıma ziyarete gelmişlerdi ama her gün görüntülü konuşuyorduk. En son annemle görüştük. Çalıştığı yeri gösterdi, 'yoruluyorum' dedi. Babam da pazar günü yaptığı sabah kahvaltısının resimlerini atmıştı. Demek ki son kahvaltılarıymış. O gün annemle çok konuşamamıştık, internet olmayınca, yorgundur diye akşam da aramamıştım. Sabah da haberleri geldi. Hepsini kaybedince boşlukta kimsesiz gibi hissediyorum."
"Sevgililer gününde sevgilisini toprağa koydu"
Tarif edilemeyen bir duygu yaşadığını belirten Durgut, “Kız kardeşim üniversite mezunuydu, erkek kardeşim daha 15 yaşındaydı, lisede okuyordu. Babam ayakkabı imalatçısıydı, annem de yeni işe başlamıştı. Hepsini kaybettim, yalnız kaldım. Deprem haberini alınca hemen Antakya'ya gittik. Gece oradaydık, enkaz yerine geldiğimde evimiz tanınmayacak haldeydi. Orada 6 aylık çocuğumla çadırda kaldık. Eşim enkazın başında kaldı, her gün bir umut bekledik ama olmadı. Hepsinin 8. gün art arda enkazdan cesetleri çıktı. Ertesi gün 14 Şubat'tı hatta kız kardeşimin sözlüsü de oradaydı. Sevgililer gününde sevgilisini toprağa koydu" dedi.