SON DAKİKA

logo

Hastalya Antalya’da yıldızlar geçidi

Sektörün güçlü markalarından Hastalya Otomotiv, niş ve rüya araç teslimatları ile Mercedes-Benz’in Akdeniz’deki temsilcisi olmaya devam ediyor.
Hastalya Otomotiv olarak müşteri memnuniyeti prensiplerini bölgenin dışında tüm Türkiye’de sağlamak istediklerini belirten Yönetim Kurulu Başkan Vekili İrfan Tüzün, “Müşterilerimiz kendilerini temsil edecek rüya araçlarını seçiyorlar ve biz de güçlü ve dinamik satış-pazarlama kadromuz ile müşterilerimizin deneyimlerini kusursuz kılmak için itina ile çalışmalarımızı yürütüyoruz. Acenteliğe geçiş ile birlikte Hastalya Otomotiv olarak müşteri memnuniyetimizi sadece çevre illerde değil tüm Türkiye genelinde sağlamak hedefindeyiz. Otomotiv sektöründeki 53 senelik tecrübemiz ile tercih edilen ve müşterilerin mutlu olarak ayrıldığı bir acente olmak önceliğimizdir” şeklinde konuştu.

Kaynak : İHA
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.05.11 17:06:00
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Karavanı atölyeye dönüştürdüler, ürettikleri ürünleri satarak dünyayı geziyorlar

(İHA) - Antalya'da yaşayan Esra ve Ömer Aydoğan çiftinin 15 yıldır hayalini kurdukları dünya turu planı, atölyeye dönüştürdükleri karavanla gerçeğe dönüştü. Antalya'dan yola çıkan çift, karavanda ürettikleri deri ürünleri pazaryerlerinde satarak dünyayı gezecek ve Türk kültürünü tanıtacak. 
 
  Antalya’da yaşayan Esra ve Ömer Aydoğan çifti, 15 yıl önce dünyayı gezmek için hayal kurmaya başladı. Bunun için bir süre önce karavan satın alan Aydoğan çifti, satın aldıkları karavanı hem ev hem de atölye olarak kullanacak şekilde tasarladı. Dünyayı gezmek için 10 gün önce yola Antalya’dan yola çıkan çift, Ege Bölgesindeki illeri gezerek Kastamonu’ya ulaştı. Aydoğan çifti, atölyeye çevirdikleri karavanda deri, taş ve çelikten ürettikleri takı ürünlerini pazaryerlerinde açtıkları tezgahta satışa sunuyor. Satışını yaptıkları deri ve takı ürünlerinden elde ettikleri gelir ile Karadeniz Bölgesi'ndeki illeri gezecek olan çift, daha sonra Gürcistan’a gidecek. Gürcistan’da bir süre deri üzerine eğitim almayı planlayan çift, daha sonra dünyayı gezmek için kendilerine rota belirleyecek. Kastamonu’da birkaç gün konaklayan Aydoğan çifti, şehrin tarihi ve kültürel yerlerini gezerek şehirden ayrıldı.   
 
  “Deri sanatını geliştirerek el işçiliğiyle yaptığımız ürünlerle dünyayı gezmeyi planlıyoruz” 
  El işçiliğiyle yaptıkları ürünleri pazaryerlerinde satarak dünyayı gezmeyi ve planladıklarını söyleyen Ömer Aydoğan, “28 yıllık devlet memurluğu hayatını bitirerek emekliliğe ayrıldım. Yaklaşık 15 yıldır hayalimiz olan dünya turuna karavanla başlamış bulunmaktayız. Dünya hayalimiz sürekli vardı, dünyayı gezmek istiyorduk ama sadece gezmekle kalmasın istedik. Gezdiklerimizi ve gördüklerimizi kendimize saklamayalım, gezerken kendi kültürümüzü yansıtalım istedik. Gerekirse de halk ile iletişim içerisinde olup gittiğimiz toplumların kültürlerinden de yararlanalım istedik. Bununla ilgili ne yapabiliriz ve geziyi nasıl anlamlandırabiliriz diye değişik fikirler üzerinden çalışırken deri sanatıyla tanıştık. Deri sanatını geliştirerek yaptığımız ürünlerle dünyayı gezmeyi ve gezimizi de bu şekilde finanse etmeyi planladık. Tamamen kendi ürettiğimiz el işçiliği derilerle yerel halk ile iletişim içerisinde olup, satış ve hediyeleşme yaparak gerekli kültür aktarımını sağlamak düşüncesiyle Antalya’dan dünyayı geçmek üzere eşim ile birlikte yola çıktık. Ege sahillerinden bulunduğumuz Kastamonu’ya kadar geldik. Buradan da yine Karadeniz sahili üzerinden Samsun, Ordu, Trabzon, Rize, Artvin’den yurtdışına doğru devam etmeyi düşünüyoruz. İlk olarak Gürcistan’a gideceğiz. Ardından o zamanki duruma göre diğer ülkeleri değerlendireceğiz” dedi. 
 
  “Hem üretiyoruz hem yaşıyoruz hem geziyoruz” 
  Hem ürettiklerini hem de gezdiklerini ifade eden Ömer Aydoğan, “Biz, aşağı yukarı karavan hayatına geçeli 1 ay oldu. Antalya’dan da yola çıkalı 10 gün oldu. Bir ay süreyle karavanı deneyip test ettik. Testleri bitirdikten sonra 10 gündür de tam zamanlı olarak yollardayız. Hem üretiyoruz hem yaşıyoruz hem geziyoruz. Daha çok günlerimiz doğada geçiyor. Bugüne kadar yaşadığımız şehirden, şehirlerden kalmaktansa, bina ve yapılardan uzaklaşarak doğa ile bütünleşip bu şekilde yaşamayı tercih ettik” diye konuştu. 
 
  “Karavanı hem atölye hem karavan hem de yaşam alanı olarak planladık” 
  Karavanın birçok yerini kendilerinin yaptığını belirten Ömer Aydoğan, “Çünkü sadece karavan olarak değil, hem atölye hem karavan hem de yaşam alanı olarak planladık. Gezerek üretimde yapabileceğimiz şekilde hazırladık. Mutfak, yatak odası, banyoyu arka tarafa tasarladık. Ön tarafa da atölye, atölyenin tezgahı, derilerimiz ve onları koyabileceğimiz bölümler. Bu şekilde tasarladık. Burada yaptığımız ürünleri birebir gittiğimiz şehirlerde halk ile bütünleşerek satışını ya da hediyeleşmeyi yaparken aynı zamanda yerel yöneticilerle de görüşerek pazaryerlerinde tezgah açarak satış yapabilmeyi umuyoruz. Kastamonu’da pazaryerinde tezgahımızı açtık ve burada satışımızı yaptık” şeklinde konuştu. 
 
  “Karadeniz sahili boyunca gezerek Gürcistan’a kadar gideceğiz” 
  Karadeniz sahili boyunca gezerek Gürcistan’a kadar gideceklerini söyleyen Esra Aydoğan ise, “Kimya okudum, 10 yıl özel sektördü çalıştım. Daha sonra özel sektörde yapamayacağımı anlayınca kendime özgü bir şeyler aradım. Bende deri ile tanıştım. Deri işi yaparken Ömer ile tanışıp evlendim. Beraber deri işini yapmaya başladık. Pazarlarda tezgah açıp takı yaptım, doğal taş yaptım, taşlardan takılar yaptım, çantalar yaptım. Bu şekilde bir yerlere gelmeye çalıştık. En önemlisi karavanda eşinin destek olması, eşimin bazı şeyleri yapabilmesi bunlar karavanda yaşamak için çok önemli. En büyük desteğim eşim. Benim için burası ev konforundan daha rahat karavanda yaşamak. Çünkü burada hem çalışıyorum hem üretiyoruz hem satıyoruz hem geziyoruz her şey bizim elimizin altında. Dört duvar arasında değiliz. En güzeli bu. Sahil boyu Kastamonu’dan çıkıp Sinop, Samsun, Ordu, Rize, Trabzon, Artvin gibi illerin hepsini gezip son olarak Gürcistan’ın Batum şehrine gitmek istiyoruz. Şu anda Kastamonu’dan çıkamadık, birkaç günlük için geldik ama Kastamonu insanı, havası bizleri çok cezbetti. Ne zaman çıkarız bilemiyoruz ama yola çıktığımızda sevdiğimiz bir yer olursa Kastamonu gibi orada da birkaç gün geçiririz. Gürcistan’dan sonra yolumuz bizi nereye götürürse oraya gideceğiz. Nerede mutlu olursak, nereyi seversek, oralarda yaşamayı düşünüyoruz” ifadelerini kullandı. 

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.06.13 12:47:07
Son Düzenlenme Tarihi :





ATSO Başkanı Bahar: "Para politikasının devamlılığı yıllık enflasyonu düşürecek"

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bahar, "Birçok mal grubuna yapılan zamlar, hem yıllık hem de aylık enflasyonda hızlı bir artışa neden olmuştur. Mali tedbirler çerçevesinde piyasayla uyumlu bir etki söz konusu. Para politikasının devamlılığı yıllık enflasyonu düşürecek" dedi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Temmuz ayı enflasyon oranlarını değerlendiren Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bahar, en yüksek aylık artışın akaryakıt zamlarının etkisi ile ulaştırma grubunda olduğunu kaydetti. 2023 Temmuz ayı enflasyonu beklentiler dahilinde önceki aya göre TÜFE’de yüzde 9.49, Yİ-ÜFE’de yüzde 8.23 olarak açıklandığını kaydeden Başkan Bahar, "Yıllık enflasyon ise tüketici fiyatlarında yüzde 47.83, yurt içi üretici fiyatlarında yüzde 44.50 olmuştur. 2023 yılı son 7 aylık enflasyon yüzde 31.14 olurken 12 aylık ortalamalara göre enflasyon yüzde 57.45 olarak gerçekleşti" dedi.
Mali tedbirler, döviz kuru gelişmeleri ve ücret artışlarının etkisiyle enflasyonun Temmuz’da yıllık yüzde 47,8 ile piyasa beklentileriyle uyumlu gerçekleştiğini kaydeden Bahar, "Fiyat istikrarının sağlanmaya çalışıldığı bir süreçteyiz. Para politikamızın olumlu bir etkisi söz konusu. Bu şekilde devam edebilirsek yıllık enflasyonun düşüşüne şahit olacağız" diye konuştu.

Ulaştırmada artış
TÜFE ile aylık harcama grupları itibarıyla en yüksek artışın yüzde 15.75 ile ulaştırma, yüzde 13.61 ile sağlık, yüzde 11.92 ile lokanta ve oteller gruplarında gerçekleştiğini dile getiren Başkan Bahar, "En az aylık artış gösteren grup ise yüzde 2.67 ile eğitim olmuştur. Yıllık bazda ise en yüksek artışlar Haziran ayında olduğu gibi yüzde 82.62 ile lokanta ve otellerde, yüzde 75.95 ile sağlık, yüzde 60.72 ile gıda ve alkolsüz içecekler harcama gruplarında olduğu görülmüştür. Çekirdek enflasyon da yüzde 56.09 ile manşet enflasyon gibi yüksek bir ivme kazanmış olup, yıllık bazda Yİ-ÜFE ilk kez 3 yıl sonra ÜFE’nin gerisinde kalmıştır" şeklinde konuştu.

Aylık enflasyon seviyesi
Birçok mal grubuna yapılan zamların artışa etkisi olduğunu dile getiren Başkan Ali Bahar, "Haziran ayında asgari ücrette yapılan artışlar, KDV ve ÖTV başta olmak üzere vergi artışları, TCMB’nin beklentinin altında faiz artışına gitmesi nedeniyle döviz kurlarında yaşanan yukarı yönlü trend ve akaryakıta yapılan zamlar hem yıllık hem de aylık enflasyonda hızlı bir artışa neden olmuştur. Aylık enflasyon son 1,5 yılın en yüksek seviyesinde, yıllık enflasyonda ise 8 aylık iyileşme ivmesi yön değiştirmiştir" dedi.
Yıllık ortalama enflasyonun cari hızının TÜFE’de yüzde 60-70, ÜFE’de yüzde 90-100 bandında seyrettiğini dile getiren Bahar, "Enflasyonun yüksek seyretmesinde akaryakıt ürünlerinde yaşanan fiyat artışlarının etkili olduğu görülürken, yıllık bazda gıda fiyatlarının yüzde 60’ın üzerinde yüksek seyrettiği görülmektedir" ifadelerini kullandı.

Tahıl koridoru problemi
Ücret ve fiyat sarmalı, OPEC’in petrol üretimindeki devam eden kesintileri nedeniyle petrol fiyatlarındaki artış trendinin önümüzdeki aylarda da enflasyona etki edeceğini dile getiren Bahar, "Gıda enflasyonu başta olmak üzere birçok mal kaleminde enflasyonun artış trendinin devam etmesi beklenmektedir. Bunun yanı sıra, tahıl koridoru anlaşmasının Rusya tarafından sonlandırılması, Ukrayna’nın tahıl limanlarının Rusya tarafından vurulması sonucu buğday fiyatları 5 ayın en yüksek seviyesine (7,77 dolar/kg) çıkmıştır" dedi.
Türkiye’nin tahıl koridorundan en fazla ürün olan üçüncü ülke olmasına dikkati çeken Başkan Bahar, "Bu nedenle, yaşanan tahıl kıtlığı ve yağlı tohumlardaki açık sadece gıda enflasyonunu tetiklemekle kalmayıp, açlığa, yetersiz beslenmeye ve salgınlara dönüşebilir. Akaryakıt, gübre gibi tarımsal girdilerdeki zamların yanı sıra aşırı sıcaklar tarımsal üretimi olumsuz etkiliyor. Tarımda gıda güvencesi sorunu için gerekli adımların atılması acil bir konudur" diye konuştu.

Gelir-Yaşam maliyeti
Özellikle gıda başta olmak üzere temel mal ve hizmetlerde yaşanan artışın dar ve sabit gelirli vatandaşların alım gücünde erimeye yol açtığına dikkati çeken Başkan Ali Bahar, "Asgari ücrete, memur ve emeklilere yapılan zamlar dar gelirli ve sabit gelirli vatandaşlarımızın satın alma gücünün iyileştirilmesi bir yandan yoksullukla mücadele açısından pozitif katkı sağlasa da, akaryakıt, doğal gaz, KDV ve ÖTV artışları nedeniyle yapılan zamlar ve enflasyon oranları riski artırıyor. Özellikle hem aylık hem de yıllık düzeyde yüksek seyreden gıda enflasyonu, gelirlerinin önemli miktarını gıdaya ayıran dezavantajlı vatandaşlar için enflasyonun etkilerini artırmaktadır" ifadelerini kullandı.

Turizm avantajı
Rasyonel politikalara dönüş kapsamında 22 Haziran’da TCMB’nin faiz oranlarını ilk kez arttırdığı ve bundan sonraki süreçte fiyat istikrarının politikalarda temel öncelik olduğunu ifade ettiklerini hatırlatan Başkan Bahar, "Temmuz 2023’de tekrar 250 baz puan faiz artışı ile piyasaya sıkılaşma politikası sinyalini devam ettirmektedir. Ancak döviz kuru yılbaşından bu yana, yüzde 40’tan fazla değer kaybetmiştir. TCMB yılsonu dolar beklentisini şimdiden 28,46 TL’den 31,42 TL’ye yükseltmiştir" dedi.
Yaz aylarında turizm faaliyetlerinin döviz girişi nedeniyle avantaj kazandırdığını vurgulayan Bahar, "Sonbahardan itibaren zayıflaması ile döviz kurlarına dikkat edilmelidir. Haziran ayında bütçe açığı, cari açık ve kurlar ile kur artışı kaynaklı maliyet artışları, kalıcı fiyat istikrarı önünde engel teşkil etmektedir. TL’deki değer kaybı kur geçişkenliği etkisiyle önümüzdeki dönemde enflasyon üzerinde belirleyici olmaya devam edecektir" diye konuştu.

Enflasyonla mücadele için güven
Enflasyonla mücadelede halkın enflasyonun düşeceğine dair beklentisi ve bu beklentinin satın alma davranışlarına yansımasının önemli olduğuna işaret eden ATSO Başkanı Ali Bahar, "Sıkı para politikasının yanı sıra üretimde yapısal dönüşüm, hukukun üstünlüğü, TCMB’nin bağımsızlık ve şeffaflık algısının iyileştirilmesi gibi faktörler sayesinde uzun vadeli yabancı sermaye girişlerine ihtiyaç vardır. Bu konuda devletimizin uyguladığı politikayı destekliyoruz" dedi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.08.04 17:29:14
Son Düzenlenme Tarihi :