Fibromiyalji hastalığı olan kişilerin birinci derece yakınlarında hastalığın görülme sıklığı arttığını belirten Uzm. Dr. Ayşe Yener Güçlü, “Uyku bozuklukları, düşme ya da motorlu araç kazası gibi büyük fiziksel travmalar, bir yakının kaybedilmesi gibi ruhsal travmalar, bazı viral hastalıklar, roma..
Fibromiyalji hastalığı olan kişilerin birinci derece yakınlarında hastalığın görülme sıklığı arttığını belirten Uzm. Dr. Ayşe Yener Güçlü, “Uyku bozuklukları, düşme ya da motorlu araç kazası gibi büyük fiziksel travmalar, bir yakının kaybedilmesi gibi ruhsal travmalar, bazı viral hastalıklar, romatoid artrit, ankilozan spondilit gibi bazı romatizmal hastalıklar fibromiyalji oluşmasını tetikleyebiliyor” dedi.
Memorial Antalya Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümünden Uzm. Dr. Ayşe Yener Güçlü, hareketsiz yaşamın kronik ağrı ve yorgunluk sendromu olarak da bilinen “Fibromiyalji Sendromu” hakkında bilgi verdi ve tedavisi için tavsiyelerde bulundu. Fibromiyaljinin vücutta ağrı ve hassasiyetin yanı sıra yorgunluk ve uyku sorunlarına neden olan kronik bir hastalık olduğunu belirten Güçlü, “Fibromiyaljiye neyin sebep olduğu tam olarak bilinmiyor ancak uyku bozuklukları, düşme ya da motorlu araç kazası gibi büyük fiziksel travmalar, bir yakının kaybedilmesi gibi ruhsal travmalar, bazı viral hastalıklar, romatoid artrit, ankilozan spondilit gibi bazı romatizmal hastalıklar fibromiyalji oluşmasını tetikleyebiliyor. Hastalığı olan kişilerin birinci derece yakınlarında hastalığın görülme sıklığı artıyor” dedi.
“Ekonomik düzey yükseldikçe görülme sıklığı da artıyor”
“Fibromiyalji sendromu; kaslarda yaygın ağrı ve hassasiyet, uyku bozukluğu, yorgunluk, halsizlik ve sabah tutukluğu ile kendini gösteren kronik yumuşak doku romatizmal ağrı sendromudur” diyen Güçlü, “Sendromun en önemli özelliği vücudun belli noktalarında aşırı hassasiyet olmasıdır. Uzun süreli ağrı ve özürlülüğe yol açan hastalıklar arasında fibromiyalji sendromu iş gücü kaybı açısından ön sıralarda yer almaktadır. 25-55 yaşlarında ve kadınlarda daha sık olmakla birlikte hastalık erkeklerde ve çocukluk döneminde de görülebilmektedir. Eğitim ve ekonomik düzeyi ortalamanın üzerinde olan kişilerde daha sık görülmektedir” sözlerine yer verdi.
"Vücudun daha çok kullanılan boyun ve bel bölgesinde daha yoğun hissedilir"
Güçlü fibromiyaljide görülen belirtiler şu şekilde sıraladı:
“Vücudun her yerinde ağrı ve sertlik. Yorgunluk, bitkinlik. Depresyon ve kaygı. Uyku sorunları. Düşünme, hafıza ve konsantrasyon ile ilgili problemler. Migren dahil baş ağrıları. Bel ve bölgesinde daha çok hissediliyor. Ağrı ve yaygın ağrı fibromiyalji sendromunda en sık görülen şikayettir. Ağrılar, vücudun daha çok kullanılan boyun ve bel bölgesinde daha yoğun hissedilir. Omuz, dirsek, diz ve ellerde de ağrı olabilir. Hastalar vücudunun bir tarafının diğer taraftan daha çok ağrıdığını ifade eder. Hastalığın nedeni bilinmemektedir. Uyku bozuklukları, düşme ya da motorlu araç kazası gibi büyük fiziksel travmalar, bir yakının kaybedilmesi gibi ruhsal travmalar, bazı viral hastalıklar, romatoid artrit, ankilozan spondilit gibi bazı romatizmal hastalıklar hastalığın oluşmasını tetikleyen faktörlerdir.”
"11 bölgede ağrının tespit edilmesi tanı koydurucudur”
Güçlü, Fibromiyalji şikayetlerini arttıran durumları ise şöyle açıkladı:
“Yorgunluk, yüksek çalışma temposu, psikolojik gerginlik, gribal enfeksiyonlar, gürültü, uzun süre oturma ya da uzun süre ayakta durma, tekrarlayan hareketler.”
3 aydır devam eden ağrıları göz ardı etmeyin uyarısında bulunan Güçlü, “Fibromiyalji teşhisinin konulması çok da kolay değildir; çünkü hastalığa özgü bir laboratuvar testi yoktur. Ancak altta yatan romatoid artrit, lupus gibi başka hastalıklara da eşlik edebilir. Bu nedenle biyokimya ve kan tahlilleri istenmeli ve tiroit fonksiyon testleri yaptırılmalıdır. Tetkikler altta yatan bir hastalık yok ise genellikle normal olarak bulunur. Radyolojik tetkikler diğer hastalıkları dışlamak için yapılabilir. En az 3 aydır devam eden yaygın ağrı olması ve vücudun belli bölgelerine (önceden tanımlanmış 18 hassas nokta) bası uygulandığında 11 bölgede ağrının tespit edilmesi tanı koydurucudur” dedi.
Lokal enjeksiyonlara başvuruluyor
Güçlü, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:
“Fibromiyalji sendromu tedavisinde kullanılan ilaçlar; ağrıyı azaltmak, yorgunluğu gidermek, uykuyu düzenlemek ve depresyonu tedavi etmek amacıyla kullanılır. Bu hedefle başta antidepresanlar ve ağrı kesiciler olmak üzere uyku düzenleyiciler ve kas gevşetici ilaçlar kullanılır. Bunu dışında hassas noktalar üzerine lokal enjeksiyonlar da yapılabilir.”
Fibromiyalji tanısından sonra uygulanması gerekenleri anlattı
Uzm. Dr. Ayşe Yener Güçlü, fibromiyalji tanısından sonra uygulanması gerekenleri şöyle anlattı:
“Egzersiz, yumuşak doku romatizmalarında tedavi ve korunma yöntemidir. Özellikle gevşeme egzersizleri, germe egzersizleri, kardiovasküler kondüsyon egzersizleri, düşük yoğunlukta yürüyüş, yüzme ve bisiklete binme, su aerobiği gibi aktiviteler faydalıdır. Hastalara yatmadan önce uykuyu etkileyecek alkol, sigara, çay, kola, kahve gibi maddeleri alınmamaları önerilir. Fizik tedavi uygulamalarında ise sıcak uygulama, derin ısıtıcılar ve ağrı kesici özelliği olan elektriksel stimülasyon ve masaj ile olumlu sonuçlar alınmaktadır. Ayrıca kaplıca kürleri önerilir. İklimin fibromiyalji gelişiminde etkisi yoktur, ancak soğuk ve nemli hava fibromiyalji sendromunda şikayetleri artırır. Sıcak ve kuru havada, masaj ve yapılan spor aktivitelerinde semptomlarda azalma görülür.
Memorial Antalya Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümünden Uzm. Dr. Ayşe Yener Güçlü, hareketsiz yaşamın kronik ağrı ve yorgunluk sendromu olarak da bilinen “Fibromiyalji Sendromu” hakkında bilgi verdi ve tedavisi için tavsiyelerde bulundu. Fibromiyaljinin vücutta ağrı ve hassasiyetin yanı sıra yorgunluk ve uyku sorunlarına neden olan kronik bir hastalık olduğunu belirten Güçlü, “Fibromiyaljiye neyin sebep olduğu tam olarak bilinmiyor ancak uyku bozuklukları, düşme ya da motorlu araç kazası gibi büyük fiziksel travmalar, bir yakının kaybedilmesi gibi ruhsal travmalar, bazı viral hastalıklar, romatoid artrit, ankilozan spondilit gibi bazı romatizmal hastalıklar fibromiyalji oluşmasını tetikleyebiliyor. Hastalığı olan kişilerin birinci derece yakınlarında hastalığın görülme sıklığı artıyor” dedi.
“Ekonomik düzey yükseldikçe görülme sıklığı da artıyor”
“Fibromiyalji sendromu; kaslarda yaygın ağrı ve hassasiyet, uyku bozukluğu, yorgunluk, halsizlik ve sabah tutukluğu ile kendini gösteren kronik yumuşak doku romatizmal ağrı sendromudur” diyen Güçlü, “Sendromun en önemli özelliği vücudun belli noktalarında aşırı hassasiyet olmasıdır. Uzun süreli ağrı ve özürlülüğe yol açan hastalıklar arasında fibromiyalji sendromu iş gücü kaybı açısından ön sıralarda yer almaktadır. 25-55 yaşlarında ve kadınlarda daha sık olmakla birlikte hastalık erkeklerde ve çocukluk döneminde de görülebilmektedir. Eğitim ve ekonomik düzeyi ortalamanın üzerinde olan kişilerde daha sık görülmektedir” sözlerine yer verdi.
"Vücudun daha çok kullanılan boyun ve bel bölgesinde daha yoğun hissedilir"
Güçlü fibromiyaljide görülen belirtiler şu şekilde sıraladı:
“Vücudun her yerinde ağrı ve sertlik. Yorgunluk, bitkinlik. Depresyon ve kaygı. Uyku sorunları. Düşünme, hafıza ve konsantrasyon ile ilgili problemler. Migren dahil baş ağrıları. Bel ve bölgesinde daha çok hissediliyor. Ağrı ve yaygın ağrı fibromiyalji sendromunda en sık görülen şikayettir. Ağrılar, vücudun daha çok kullanılan boyun ve bel bölgesinde daha yoğun hissedilir. Omuz, dirsek, diz ve ellerde de ağrı olabilir. Hastalar vücudunun bir tarafının diğer taraftan daha çok ağrıdığını ifade eder. Hastalığın nedeni bilinmemektedir. Uyku bozuklukları, düşme ya da motorlu araç kazası gibi büyük fiziksel travmalar, bir yakının kaybedilmesi gibi ruhsal travmalar, bazı viral hastalıklar, romatoid artrit, ankilozan spondilit gibi bazı romatizmal hastalıklar hastalığın oluşmasını tetikleyen faktörlerdir.”
"11 bölgede ağrının tespit edilmesi tanı koydurucudur”
Güçlü, Fibromiyalji şikayetlerini arttıran durumları ise şöyle açıkladı:
“Yorgunluk, yüksek çalışma temposu, psikolojik gerginlik, gribal enfeksiyonlar, gürültü, uzun süre oturma ya da uzun süre ayakta durma, tekrarlayan hareketler.”
3 aydır devam eden ağrıları göz ardı etmeyin uyarısında bulunan Güçlü, “Fibromiyalji teşhisinin konulması çok da kolay değildir; çünkü hastalığa özgü bir laboratuvar testi yoktur. Ancak altta yatan romatoid artrit, lupus gibi başka hastalıklara da eşlik edebilir. Bu nedenle biyokimya ve kan tahlilleri istenmeli ve tiroit fonksiyon testleri yaptırılmalıdır. Tetkikler altta yatan bir hastalık yok ise genellikle normal olarak bulunur. Radyolojik tetkikler diğer hastalıkları dışlamak için yapılabilir. En az 3 aydır devam eden yaygın ağrı olması ve vücudun belli bölgelerine (önceden tanımlanmış 18 hassas nokta) bası uygulandığında 11 bölgede ağrının tespit edilmesi tanı koydurucudur” dedi.
Lokal enjeksiyonlara başvuruluyor
Güçlü, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:
“Fibromiyalji sendromu tedavisinde kullanılan ilaçlar; ağrıyı azaltmak, yorgunluğu gidermek, uykuyu düzenlemek ve depresyonu tedavi etmek amacıyla kullanılır. Bu hedefle başta antidepresanlar ve ağrı kesiciler olmak üzere uyku düzenleyiciler ve kas gevşetici ilaçlar kullanılır. Bunu dışında hassas noktalar üzerine lokal enjeksiyonlar da yapılabilir.”
Fibromiyalji tanısından sonra uygulanması gerekenleri anlattı
Uzm. Dr. Ayşe Yener Güçlü, fibromiyalji tanısından sonra uygulanması gerekenleri şöyle anlattı:
“Egzersiz, yumuşak doku romatizmalarında tedavi ve korunma yöntemidir. Özellikle gevşeme egzersizleri, germe egzersizleri, kardiovasküler kondüsyon egzersizleri, düşük yoğunlukta yürüyüş, yüzme ve bisiklete binme, su aerobiği gibi aktiviteler faydalıdır. Hastalara yatmadan önce uykuyu etkileyecek alkol, sigara, çay, kola, kahve gibi maddeleri alınmamaları önerilir. Fizik tedavi uygulamalarında ise sıcak uygulama, derin ısıtıcılar ve ağrı kesici özelliği olan elektriksel stimülasyon ve masaj ile olumlu sonuçlar alınmaktadır. Ayrıca kaplıca kürleri önerilir. İklimin fibromiyalji gelişiminde etkisi yoktur, ancak soğuk ve nemli hava fibromiyalji sendromunda şikayetleri artırır. Sıcak ve kuru havada, masaj ve yapılan spor aktivitelerinde semptomlarda azalma görülür.