SON DAKİKA

logo

Manavgat’ta sıcak asfalt çalışması

Antalya Büyükşehir Belediyesi, içme suyu alt yapısını yenilediği, Manavgat’ın Seydiler-Cevizler-Hacıali Mahalleleri grup yolunda deforme olan bölümleri asfaltlıyor.
Antalya Büyükşehir Belediyesi, ASAT Genel Müdürlüğü’ne bağlı ekipler, Manavgat’ın Seydiler-Cevizler-Hacıali mahallelerinde eskiy..

Antalya Büyükşehir Belediyesi, içme suyu alt yapısını yenilediği, Manavgat’ın Seydiler-Cevizler-Hacıali Mahalleleri grup yolunda deforme olan bölümleri asfaltlıyor.
Antalya Büyükşehir Belediyesi, ASAT Genel Müdürlüğü’ne bağlı ekipler, Manavgat’ın Seydiler-Cevizler-Hacıali mahallelerinde eskiyen içme suyu alt yapısını tamamen yeniledi. Yenileme çalışmasını ardından Seydiler-Cevizler-Hacıali mahalleleri grup yolunda deforme olan bölümlerde asfalt çalışmasına başladı. 4 kilometrelik Seydiler, Cevizler ve Hacıali Mahalleri yolu ekiplerin hızlı çalışmaları ile kısa sürede tamamlanacak.
Seydiler Mahalle sakinlerinden Hüseyin Şahin, ‘’İçme suyu çalışmamız tamamlandı. Çalışmalardan sonra yolumuz üzerinde araç geçişi sırasında ciddi sıkıntılar yaşanıyordu. Büyükşehir Belediyesi hemen çalışmalara başladı. Mahalle yolumuz asfaltlanıyor. Çalışmalardan dolayı Antalya Büyükşehir Belediye Başkanımız Muhittin Böcek’e teşekkür ediyorum” dedi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.05.18 12:46:15
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






İsraf Ettiğimiz Akşam Yemeği İklim Krizini Tetikliyor

Sanayi Devrimi ile birlikte hayatımıza giren ve günümüzde iklim krizi olarak adlandırılan ve çağımızın en büyük sorunu küresel ısınmanın en büyük sebebi karbon ve sera gazı emisyonlarındaki artış. Yaklaşık 300 yıl önce başlayan ve etkilerine bugün daha fazla odaklandığımız Sanayi Devrimi ile birlikte başlayan doğal kaynakların hızla bozulması ve tüketilmesi bugün en üst seviyelerde. Öyle ki bugün geçmişe göre 1.5 dünya hızında tüketiyoruz. 

 

Doğal kaynakların hoyrat kullanımı ve tüketimi sonucu kirlenen hava, su ve toprak kaynakları, iklim değişiklikleri, temiz gıdaya ulaşım, eşit şartlarda yaşam gibi olgular günümüzde sürdürülebilirlik kavramını çokça duymamıza ve bu anlamda önlemler almak için farkındalık artırıp hayata geçirmemize sebep oldu. 

 

Doğal dengenin yeniden inşası için çalışıyoruz

 

Bozulan dengenin yeniden onarılması için bireysel alınan önlemlerin yanında endüstrilerin de ekonomik kalkınma ile birlikte çevre ve temiz ve sağlıklı gıda için çalışmalarını hayata geçirmesi gerekiyor. Doğadan aldığımızı yeniden yerine koymak adına önemli adımlar atan şirketlerden bir tanesi olan Novozymes, sürdürülebilirliğe odaklanarak dünyanın acil ihtiyaçlarına doğa ve bilim kaynaklı çözümler sunuyor. 

 

Novozymes A/S'nin iştiraki olarak 25 yıldır Türkiye’de faaliyet gösteren şirket, yerel sanayiye ve ekonomiye katkıda bulunmak ve müşterilerine özel çözümlerle hizmet vermek için yeteneklerini geliştirerek hizmet ağını ve sunduğu çözüm kapasitesini artırmaya devam ediyor. 

 

Geçtiğimiz günlerde Türkiye’deki faaliyetlerinin 25. yılını kutladıkları etkinlikle konuşan Novozymes Türkiye Ülke Müdürü ve Orta Doğu Tüketici Biyolojik Çözümleri Direktörü Pınar Tunçkol, Novozymes’ın sunduğu bilime dayalı biyoçözümler sayesinde ev temizlik ürünleri, insan sağlığı, deri ve tekstil ürünleri, biyoenerji, su ve su atıkları, gıda ve tarım gibi 40 endüstriden kaynaklanan karbon emisyonlarının azaltılmasını destekleyip, üretimin daha verimli olmasını sağladıklarını ve gıda israfını engelleyen çözümleri ile dünyanın sınırlı kaynaklarını daha etkin kullanılmasına olanak sağladıklarını ifade etti.

 

Gıda israfı karbon ayak izini artırıyor

 

Pınar Tunçkol, konuşmasına şöyle devam etti: “Tüm dünyada gıda israfı ve kaybının yıllık karbon ayak izinin 3,3 milyar ton olduğu düşünülüyor ve gıda atıklarının yüzde 61’i mutfaklarımızdan çıkıyor. Örneğin; insanların yüzde 20’den fazlası ekmek kuruduğunda, son kullanma tarihi gelmese dahi çöpe attıklarını ifade ediyor. İstanbul’da bulunan Teknoloji ve İnovasyon Merkezi de dahil olmak üzere Novozymes’in ürettiği ve ekmeğin daha uzun süre taze kalmasını sağlayan enzimler sayesinde, yaklaşık 30 yılda tahminen 80 milyar somun ekmeğin çöpe atılması önlendi ve 45 milyon ton karbondioksit salınımı engellenmiş oldu. Novozymes, farklı sektörlerde ürettiği enzimler ile sağladığı üretkenlik, verimlilik ve kaynakların doğru kullanımı sayesinde üretimden, tüketimden veya israftan kaynaklanan milyonlarca ton karbondioksit salınımını engelliyor.”

 

Tunçkol son olarak şunları söyledi: “Türkiye’deyiz çünkü, ülkemizin gücüne inanıyor ve buradaki üreticilerimizin yerelden globale üretimlerini destekleyerek onların ihtiyaçlarına özel çözümler sunabilmek istiyoruz. Biz, inovasyonlarımızı, içerisinde bulunduğumuz coğrafyayı anlayarak ve ona özel çözümler üreterek yaratıyoruz. Doğanın gücünü ve potansiyelini kullanarak dünyanın ve ülkemizin geleceğini şekillendirmek üzere çalışıyoruz. Çalışma felsefemizin ve çözümlerinizin ardında yatan bilim sayesinde endüstrilere ve tüketicilere yarınımızı yeniden düşünme çağrısında bulunuyoruz. Ortak geleceğimiz için ilerici adımlar atabilmek adına onları çözümlerimiz ile destekliyoruz ve cesaretlendiriyoruz.”




Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.06.29 14:03:16
Son Düzenlenme Tarihi :





Bir defada binlerce yumurta bırakıyor, hayvan ve insanın kanını emerken anestezi uyguluyor

Kene sezonunun açıldığını belirten Akdeniz Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Çetin, Türkiye’de 50’ye yakın kene çeşidinin bulunduğunu ve büyük bir kısmının köpek kenesi olduğunu bildirdi. Bu türün özelliklerinden de bahseden Çetin, “İnsan ve hayvan vücuduna..

Kene sezonunun açıldığını belirten Akdeniz Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Çetin, Türkiye’de 50’ye yakın kene çeşidinin bulunduğunu ve büyük bir kısmının köpek kenesi olduğunu bildirdi. Bu türün özelliklerinden de bahseden Çetin, “İnsan ve hayvan vücuduna tutunmak için, tutunacakları bölgeye anestezik maddeler salgılarlar. Biz bunu hissedemeyiz. Yatıştırıcı ve uyuşturucu maddeler salgılıyorlar. Ayrıca kan emecekleri için kanın pıhtılaşmasını engelleyen antikoagülan maddeler salgılarlar. Bu kan emme sırasında kanın rahat bir şekilde hayvanın vücuduna akmasını sağlar. Yine uyuşturucu madde de bizim onu hissetmememizi sağlar. Çoğu insan bunu fark etmez” dedi.
Türkiye’de kene sezonu açıldı. Özellikle yaz aylarında hayvanların yanı sıra vatandaşların da korkulu rüyası olan keneler hakkında Akdeniz Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Çetin, önemli bilgiler paylaştı. Türkiye’de 50’ye yakın kene türü olduğunu kaydeden Prof. Dr. Hüseyin Çetin, bunların büyük bir kısmının insanları ve hayvanların kanını emen cinslerden oluştuğunu kaydetti. Türkiye’de genelde kedi ve köpeklerde görülen kene cinsinin var olduğunu belirten Çetin, “Türkiye’de 4 türle temsil edilen köpek kenesi bulunuyor. Daha çok köpeklerin kulaklarının içi, göz ve baş kısmı ya da başka kısımlardan kan emerek besleniyor. Hayvan kan emmesini bazen birkaç gün, bazen birkaç haftada tamamlıyor. Bu tutunma olayı da birkaç haftaya kadar sürüyor. Kene kan emmesini tamamladıktan sonra düşüyor ve yumurtlamaya başlıyor” diye konuştu.
Kenenin hayvanlar üzerindeki tahribatında bahseden Çetin, eğer bir hayvanı yüzlerce kene emerse bunun kansızlık problemine yol açabileceğini, kenenin hastalık taşıması halinde ise bu durumun emilen hayvana da bulaştığını kaydetti.

Emerken anestezi uyguluyor
Çetin, köpek kenesinin hayvan ve insanlardan kan emerken anestezik işlemler uyguladığını aktararak şu bilgileri paylaştı:
“Keneler insan ve hayvan vücuduna tutunmak için, tutunacakları bölgeye anestezik maddeler salgılarlar. Biz bunu hissedemeyiz. Yatıştırıcı ve uyuşturucu maddeler salgılıyorlar. Ayrıca kan emecekleri için kanın pıhtılaşmasını engelleyen antikoagülan maddeler salgılarlar. Bu kan emme sırasında kanın rahat bir şekilde hayvanın vücuduna akmasını sağlar. Yine uyuşturucu madde de bizim onu hissetmememizi sağlar. Çoğu insan bunu fark etmez. Bazıları sivilce sanıp ‘bu nereden çıktı’ der. Köpeklerde bu uyuşturucu maddeler kısmi felç oluşmasına sebep olabiliyor. Hayvanın hareketini bozabiliyor.”

“Kene sizin gözle görünmeyecek bir yerinize de tutunabiliyor”
Sahipli, sahipsiz hayvanların genellikle park alanlarında kenelere maruz kalabileceğini belirten Çetin, aynı durumun insanlar için de geçerli olduğunu vurguladı. Çetin, “Bu tutunma olayı birkaç saat sonrasında başlıyor. Bazen siz hayvanı severken vücudunuza bu keneyi alabiliyorsunuz. Kene sizin gözle görünmeyecek bir yerinize de tutunabiliyor. Hastanelerin genelde acil servislerine bu tür de vakalar çok sıklıkla geliyor. Her kene ısırması hastalık anlamına gelmiyor. Çevremizde çok kene tutunması olmuş ama problem olmayan insanı görüyoruz. Bu türdeki insanların kene tutunmasını fark ettiği zaman bir sağlık kuruluşuna gitmesi gerekiyor. Kenenin doktor ya da sağlık çalışanı tarafından çıkartıldıktan sonra bir kan sayımı yapılıyor” ifadelerine yer verdi.

“1 defada 10 bin yumurta bırakabiliyor”
Kenelerin kan emme işlemi sonrası çiftleşme evresine geçtiğinde oldukça yüksek miktarda yumurtalama gerçekleştirdiğini de aktaran Çetin, “Dişi kene çok kan emip çiftleştikten sonra bir defada binden fazla yumurta bırakabiliyor. Bazen bu sayı bazı türlerde 10 bine kadar çıkabiliyor. Bizim köpek kenesi olarak belirttiğimiz tür, yaklaşık bin 500 ile 4 bin arasında yumurta bırakabiliyor. Bu sayı kanı ne kadar emdiği ve ne kadar beslendiğine bağlı bir durum. Ve bir kene kan emdiğinde normaldeki büyüklüğünün 10-15 katına kadar ulaşabiliyor. Kan emdikten yaklaşık 2-3 hafta sonrası yumurtlama başlıyor ve daha sonrası bu yumurtalardan 2 hafta sonra larva bireyler çıkmış oluyor. Dişi yumurtlamayı genelde toprakta güvenli bölgelerde gerçekleştirir. Kendi vücudunun 3-4 katı büyüklükte yumurta bırakabilir” şeklinde konuştu.

“Kan emmiş bir keneye kesinlikle dokunmamak lazım”
Çetin, son olarak kenelere çıplak elle temas edilmemesi gerektiğini vurgulayıp, “Vatandaşlarımızın arasında köpek, kedi ve ineklerin üzerindeki kedileri çıplak elle tutarak atılması ile ilgili yanlış bir davranış var. Kan emmiş bir keneye kesinlikle dokunmamak lazım. Çünkü kan yoluyla bulaşabilecek hastalıklar var. Siz keneye dokunduğunuz zaman elinize kan bulaşır ve hastalık da bulaşabilir. Mümkün olduğunca hayvanları veteriner hekime götürmelisiniz” ifadelerini kullandı.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.05.23 11:41:03
Son Düzenlenme Tarihi :