Saadet Partisi İl Başkanı Ramazan Düzen, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Düzen, “ Herkes huzur içinde olmak ister. Huzurun temel şartı, adaletin tesisidir” dedi.
Saadet Partisi İl Başkanı Ramazan Düzen, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Düzen, kısa bir zaman sonra yapılacak seçimlerin Türkiye’nin gidişatını ciddi manada etkileyeceğini belirterek; “Sadece bir hava değişimi meydana gelmeyecek. Ciddi manada, ülkede yönetim anlayışı değişecek. Güzel bir ülkede yaşıyoruz ama herkesin kendine mahsus sıkıntıları var. Antalya’da daha özel problemler var. Bunları da biliyoruz. Bu problemlerin bütün olarak ortadan kalkması, ülkemizin daha güzel bir iklime kavuşması gerekiyor. Bunun sağlanabilmesi o kadar da kolay olmayacak gibi geliyor. Ama attığımız adım, inşallah iktidarı ayın 14’ünde değiştirecek. Bu ülkede insanların talep ettiği birtakım hususlar var. Nereye gidersek gidelim bu değişmez. Her yerde aynı manzarayla karşı karşıya kalırız. Herkes huzur içinde olmak ister. Huzurun temel şartı, adaletin tesisidir” diye konuştu.
Düzen değerlendirmesini şöyle sürdürdü; “Bir ülkede herkesin kendi geçimini sağlayacak kadar bir gelire sahip olmasını devlet mutlaka tesis etmelidir. Yeterli sayıda eğer kendi geçimini sağlayan insan bulunmuyorsa burada çok ciddi bir problem var manasına gelir. Biz, bunu gerçekleştirmeye mecburuz. 85 milyonluk bir ülkede siz bunu temin etmek istiyorsanız her sahada insanlara iş imkanı sağlayacak yatırımlar yapmaya mecbursunuz. Birçok noktada devlet tesisleri, arsalar, sanayi tesisleri bütünüyle satıldı. Bunların satılmasının meydana getirdiği boşluğu özel sektör ve şahıslar dolduramadı. Böyle olunca da biz, maalesef güçlü bir ülke olma özelliğini adım adım kaybettik. İnsanlarımız da kendi yaşadıkları topraklarda huzurlu bir imkana kavuşamamış oldular.”
Türkiye’de 12 milyona yaklaşan, sosyal yardımlardan istifade ederek hayatını idame ettirmeye çalışan insanlarımız var olduğunu ifade eden Düzen, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İşsizlik sayısı aldı başını gitti. Bugün rakamlara bakıldığı zaman, sanki işsizlik daha az sayıdaymış gibi gösteriliyor. Ama şunu kimse dikkate almıyor. Bugün, Türkiye’de 12 milyona yaklaşan, sosyal yardımlardan istifade ederek hayatını idame ettirmeye çalışan insanlarımız var. Bu ne manaya geliyor? Bu insanlar çalışamıyorlar, çalışmıyorlar. Sadece devletin verdiği birkaç kuruşla geçinmeye çalışıyorlar. Bu insanlar, aslında mağdur insanlar. Geçimlerini sağlamak için herhangi bir yerde işe başvursalar hemen gelirleri ortadan kaldırılıyor. Bunun için teşebbüste de bulunamıyorlar. Halbuki bunlar işsizler. Bunlar, geçimlerini sağlayamayan mağdur insanlar. Bunları eklediğiniz zaman, Türkiye’deki işsizlik rakamları bizim tahminlerimizin çok üstüne çıkıyor. Yüzde 3-4’müş. Değil, yüzde 10-15 civarına varan bir işsizlik var Türkiye’de. Bunu ortadan kaldırmak istiyorsanız bugünkü tedbirlerle üstesinden gelemezsiniz. Tam tersine işsizlik artar. Güven ortamı olmayınca elinde parası bulunan insanlar da yatırım yapmazlar.
14 Mayıs’ta oylarımızı kullanırken aslında işsiz olan insan, ‘Ben iş istiyor muyum, istemiyor muyum’, o istikamette oy kullanacak. Çalışıyor ve geçimini sağlayamıyorsa ‘Ben geçimimi sağlayacak kadar bir ücret almak istiyor muyum, istemiyor muyum’, onun oyunu kullanacak. Ben, bunu laf olsun diye söylemiyorum. Bu bir gerçek. Şu anda çalışan insanlar kendi geçimlerini sağlayamıyorlar.” -Parti Bsn.