Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen, 14 Mayıs Genel Seçimleri kapsamında halk buluşmaları yapan Millet İttifakı ile birlikte Ilıca Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlarla bir araya geldi. Millet İttifakı’nın halk buluşmasına, Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen, CHP Manavgat İlçe Başkanı Oykun Başar, İYİ Parti Manavgat İlçe Başkanı Hüseyin Ergen, SAADET Partisi Manavgat İlçe Başkanı İlhami Demiral, Demokrat Parti Manavgat İlçe Başkanı Aylin Tezcan Çelik, CHP Antalya 3’ncü sıra Milletvekili Adayı Aliye Coşar, İYİ Parti Antalya 2’nci sıra Milletvekili Adayı Aykut Kaya, ve ittifakın yönetim kurulu üyeleri katıldı. Yüzlerce Ilıcalı, Millet İttifakı üyelerini büyük bir samimiyet ve sıcaklıkla karşıladı. Millet İttifakı İlçe Başkanları ve Milletvekili adayları 13.Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçilmesi halinde, yapılacak olan proje ve hizmetlerle ilgili bilgi aktardı. Vatandaşlar ise, zorlaşan hayat ve ekonomik koşulların kendilerini yıprattığını belirterek değişime ihtiyaç duyduklarını ve Kemal Kılıçdaroğlu’na destek vereceklerini söyledi.
BAŞKAN SÖZEN; “15 MAYIS’TA BAHAR GELECEK”
Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen, 13.Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun toplum tarafından büyük bir ilgi ve destek gördüğünü belirterek 15 Mayıs sabahı daha yaşanılabilir bir Türkiye’ye kavuşacaklarını söyledi. Başkan Şükrü Sözen, “13. Cumhurbaşkanı Adayımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve Millet İttifakı’nın halkımıza verdiği umut ve enerji bizleri aydınlığa, adalete, liyakata ve güzel yarınlara kavuşturacak. İnancım o dur ki, halkımız kendisi ve çocuklarının geleceği için en doğru kararı vererek ilk turda bu işi bitirecek. Ilıca Mahallemizde birçok turizm çalışanı var. Asgari ücret konusunda örnek vereyim. Asgari ücretli Avrupalı uçağa biniyor ülkemize geliyor bizim ülkemizde neredeyse en lüks otelde 1 ay tatilini yapıyor, hediyesini alıyor ve en önemlisi maaşını arttırarak uçağa binip geri gidiyor. Biz aldığımız asgari ücretle gümrüğe bile gidemiyoruz. 8 bin 500 lirayı bu ülkenin insanına bir lütuf gibi gördüler. Neyin içinde olduğumuzun farkında olmalıyız. Her şeyi seçim arifesinde yaptıkları gibi seçimden sonra insanlara hakaret eder gibi zam yapacağız diyorlar. Neden taahhütlerinizi seçim arifesine biriktiriyorsunuz. Bu toplum not alır. Verebileceğiniz bir şey varsa bu milleti mağdur etmeyin ne veriyorsanız seçimden önce verin. Bu ülkede 10 milyon işsiz var. Bu kadar gencin işsiz olduğu bir sürede sırtımızda taşıdığımız 12-13 milyon göçmen var. Bu kentte yaşayan, üreten insanların yurtdışı hayalleri kurduğunu biliyoruz. Orada insana ve yaşam koşullarına değer veriliyor deniyor. Bunları hak etmiyoruz. Adaletin dört dörtlük işlediği ve insanlara göre kurgulandığı kanaatinde asla değilim. Bu ilke insanının en büyük güvencesi adalet mekanizmasının olduğu şekilde işletilmesidir. Bir borç ve borçlu toplum haline geldik. Temelinde ise borçlu insana her şeyi yaptırma düşüncesi vardı. Bir dönem bankalara 4-5 kişi götürerek aldığınız kredi kartını, bankanın önüne stant çıkararak zoraki sizlere vermeye çalışıyorlardı. Herkesin cebinde bir kaç tane kredi kartı. Hepsinin borcuyla birbirini kapatıyoruz. Bizler bu süreci hak ediyor muyuz ya da bizler insanız bunları mı yaşamamız lazım diye bu süreçleri sorgulamamız lazım. Seçim sandıkları her zaman önünüze gelmiyor. Yaşadıklarımızın bizim hakkımız mı yoksa çok daha iyi şeyleri mi hak ediyoruz. Halimizden memnun değilsek, bu ızdırabı hak etmiyoruz diyorsak Millet İttifakı’nın yanında olmamız gerekiyor” dedi.
ARTIK CEZALANDIRILMAK İSTEMİYORUZ
Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen, konuşmasının devamında farklı düşünen ve çok sesliliğin baskı altında olduğunu da söyledi. Başkan Sözen, “Bizler çocukluğumuzda siyasileri izlerken nezaketi de görüyorduk. Siyasette hoşgörü, kabullenmek ve dinlemek vardı. Siyasette parmak sallamak yoktu. Herkes siyasi sürelerde söyleyeceklerini söylerdi, sonrasında normale dönerdi. Ama bugün katı siyaset var öyle değil. Bu siyaset anlayışının cezalandırdığı bir kişi de Manavgat Belediye Başkanı olarak benim. Sizlerin verdiği görevle orda hizmet etmeye çalışıyorum ama yaşadıklarımı bir ben bilirim. Hangi siyasi anlayışta olursa olsun tek adamın ülkenin geleceğine yönelik tek başına karar almaması gerektiğini ve bunun yanlış olduğu dün de söyledik bugün de yarın da devam ederse yarın da söyleyeceğiz. Bizler demokratik, çok sesli ve konuşmaya alışan yapılarız. Yapıcı eleştiriye ve yanlış gördüğümüz şeyleri irdelemeye alışmışız. Bizler, bastırılan, sindirilen ve sürekli parmak sallanan bir toplum olmaktan yorulduk arkadaşlar” dedi.
SÖZEN ; “YANGIN SONRASI YALNIZ BIRAKILDIK”
Manavgat Orman yangınları sonrasında yeniden ayağa kalmak için mücadele ettiklerini söyleyen Başkan Şükrü Sözen, iktidardan hiçbir destek göremediklerini söyledi. Sözen, “Her şey tozpembe gitmiyor. Hafızalarımızı tazeleyelim çünkü karar arifesindeyiz. Bu kent Cumhuriyet tarihinin en büyük yangınını yaşadı. Biz bu yangında başarılı çıktık ve az hasarla atlattık deseler bile işin aslı öyle değil. O sürelerde liyakatlı ve işi bilen uzman insanlar alanda değildi. Sadece siyaset alandaydı. Manavgat’ı hiç tanımayan kaymakamları ve belediye başkanlarını getirip bizim önümüze koordinatör diye atadılar. Siyasetçiler alanlarda gezip talimat verdiler. Bu 70 bin hektar ormanının ve köylerimizin yok olup gitmesini getirdi. Devamında yangından yanan evleri yapıp teslim edeceğiz dediler. Her türlü faturamızda doğal afet bedeli ödüyoruz. O biriken paralarla devlet benim elimden tutar yaralarımı sarar diye düşünürken üzerinde rakam yazmayan makbuzları imzalatmaya çalıştılar. Üzerinde birim fiyatı yazmayan ne kadara mal olacağı belli olmayan senedi insanımız nasıl imzalasın. 2 bin tane yanan evin 400 tanesi yapılabildi. Gerisi halen çocuğunun yanında konteynır içinde. Binlerce kamyon içerisinde o yanan ağaçları sattılar bir tek insana yakacak odunu vermediler. O para kazanan müteahhitlerin bozduğu yolları bize yap dediler. Doğal afet bölgesiyiz bizim katkı görmemiz lazımken birde bize bunları söylediler. Olur yapalım hibe istemiyoruz kredi verin dedik onu da vermediler. Bunları unutmamak gerekir” dedi.
HALKA YALAN SÖYLÜYORLAR
İktidar partisinin milletvekillerinin her fırsatta halka yalan yanlış bildi verdiklerini belirten Başkan Sözen, Manavgat Belediyesi’ne yönelik söylenen iddiaların gerçeklerle alakasının olmadığını vurguladı. Sözen, “Buradan Manavgat’ın iki tane iktidar milletvekiline sesleniyorum. Her seçim arifesinde söz verdiğiniz Manavgat Üniversitesi nerede. Sorun bunu. Yıllardır şimdi ihaleye çıktı, yarın başlayacak dedikleri çevre yolu nerede. Bu ülkenin en çok vergi toplayan şehirlerden bir tanesiyiz. 350 bin bakanlık onaylı turizm yatak kapasitemiz var. Kışın hepimiz işsiz kalıyoruz oteller ve işletmeler kapalı. Turizm çalışanı kışın borçla yaşıyor. Kaç kere bu yılın bütçesine alındı dedikleri Organize Sanayi Bölgesi’ne neden başlanamadı. Komşumuz Alanya’da her türlü hastane mevcutken biz yıllar önce yapılmış uzmanları olmayan, doktorların terk ettiği ve kötü bir yönetim anlayışı sergilendiği bir hastaneye neden reva görülüyoruz. Bunu sormayıp neyi soracağız. Bunları sormak bizim borcumuz. Bakın dün, Ulualan’da hastane temeli atıldı. Çok ilginç. 100 m2 yeri tel örgüyle çevirdiler. Ortada ne proje var ne de başka bir şey. Yine seçim arifesi. Çok üzüldüm. Orada kıymetli bayan milletvekili arkadaşım belediyeden dolayı plan gecikti ondan bu kadar geciktik dedi. Bu toplumun önünde yanlış demeyeceğim yalan bilgi verme hakkını sen kendinden nerden buluyorsun. Seni oraya toplum çıkıp oraya yalan yanlış bilgiler söyle diye göndermedi. Bütün belgelerimiz elimizde. Bizden 2015 yılı itibariyle ne zaman talep edildiyse hem büyükşehir hem Manavgat Belediyesi planlamasını yapmış ellerine teslim etmiş. Bunları televizyonda da detaylı olarak bütün Manavgat’ın izleyeceği şekilde açıklayacağım. Çarşaf çarşaf söyledikleri yalanı ortaya koyacağım. 2 yıl sonra da demişler ki halkın tepkisinden dolayı 30 dönüm alana hastane olmaz yanındaki yerin de planlamasını yap orayı da dahil edelim yeniden çalış. Dönmüşüz o sürede devam meclislerini de yaparak onu da plana dahil ederek önlerine çıkarmışız. Hiçbir gecikmemiz yok. Sonra bize gelmişler ruhsat için. Düşünün iş bilmezliği. Manavgat Belediyesi’ne itfaiye ruhsatı için gelip müracaat ediyorlar. Dev bir hastanenin teknik kadrosu. Bizler de demişiz ki, işi bilmiyorsanız bir sorun. İtfaiye raporunu yasa gereği büyükşehir belediyesi verir demişiz ve geriye göndermişiz. Yıl bu arkadaşlar. Bütün işlemler geçtikten sonra aradan 2 buçuk yıl geçmiş ve Manavgat Belediyesi bizi geciktirdi diye halkın önünde o hanımefendi yalan söylüyor. Biz bir telefon kadar yakınız bizden talep etti canlı hayvan pazarının yerini verdik diyor. Sanki babasının mülkünü bağışlıyor. Be hanımefendi kardeşim, 6 yıl uğraştım sizden orayı alabilmek için onlarca kez size yazı yazdım. Nasıl aldım biliyor musun. Bizi sevdiğin için değil. Hastane inşaatının başlayabilmesi için bu planı acele yap diye iktidar partisinin il ve ilçe başkanı geldi. Bende her ikisine de hep istiyorsunuz ama bende canlı hayvan pazarı yapmak için 6 yıldır buranın sizden tahsisini istiyorum önce burayı verin bende bu işlemi hayata geçireyim diyerek aldım. Aldıktan sonra 6 kere ihaleye çıktım. Canlı hayvan pazarını neticeye götürelim diye. Yapabildin mi diyor bize. Ya biraz insan sıkılır. Bu ülkeyi bu ekonomik koşullara getirdiniz, yaklaşık maliyet ortaya çıkıp imal sürecine geçinceye kadar fiyat 2-3 katına çıkıyor. Hiçbir müteahhit önünü göremediği için ihaleye girmek istemiyor. Onun için yapamadım. Bundan senin utanman lazım benim değil. Bunları sorgulamak bizim görevimiz değerli dostlarım” dedi.
ULUALANI YEDİRTMEYİZ
Zorlaşan ekonomik koşulların belediyeleri de etkilediğini ifade eden Başkan Sözen, EYT ve Ulualan konusuyla ilgili yaşadıkları sıkıntılara da değindi. Sözen, “Sizler gibi belediyeler de ekonomik sıkıntılar yaşıyor. Biz konuştuk diye gidip temel atıyorlar. Millet İttifakı’nın liderleri konuşuyor onlar icraate döküyor. EYT’yi en çok biz konuştuk onlar çıkardı. Ama ekonomik koşullardan dolayı bu konuda Manavgat Belediyesi’nin üstüne binen yük 300 milyon lira. Hiçbir belediyenin bu yükün altından kalkma şansı yok. İller bankasının yardımcı olacağını söylediler. Defalarca müracat etmemize rağmen onu da alamadık. Halkın verdiği yetkiyi cezalandırma aracı olarak görmeyen bir Millet İttifakı’na ben de derdimi anlatacağım. Oyumu buraya vereceğim ve o günü bekliyorum. Bir konu da var. Bir kentin ayağa kalktığı Ulualan’ımız var. 2018 yılında gündeme getirdiler. Yalan söylüyorlar ve Manavgat Belediyesi’ni karalamaya çalışıyorlar. Bir tek evrak çıkarın da göreyim. Manavgat Belediyesi 2018 yılında nasıl feryat ettiyse bugün de aynı şekilde orası halkındır ve halkın kalacaktır diyor. Orayı yemeye ömrünüz yetmeyecek çok net şekilde söylüyorum. Bu kentin hepsi turizmden ekmek yiyor çünkü turizmle bağlantılıyız. Derdimiz 12 ay turizmin olmaması ve kışın bütün otellerin kapalı olması. Bunu nasıl bertaraf ederiz. Ulualan’ı halka yönelik planlarsak. Biz istiyoruz ki halkın kullanacağı aktivite, spor alanları, dev konserlerin yapılacağı ve ticari alanların içinde olduğu bir yer olsun ve orası bir cazibe merkezi haline gelsin. Oranın kullanımıyla oteller kapanmasın ve hayat devam etsin. Ama bunlar neyi reva görüyor. Adını sanını bilmediğimiz 4 kişiye 3 bin dönümü veriyorlar. Dava ile iptal ettirdik. Bütün stk yöneticilerine, sendikalara ve siyasi partilere teşekkür ediyorum. O gün ortak verdiğimiz mücadele ile iptal edildi. Ne hikmetse hep seçim arifelerinde akılları çalışıyor aynı planı hiç değiştirmeden yine gündeme getirdiler. Yangında kullandığımız pisti bile iptal edip golf alanı yapacaklar. Bütün kente hareket getirecek boğaz ağzındaki marinayı iptal edip o tahsisi alan kişiye verecekler. Marinayı da kaldırıyorlar. Aynı kavgayı veriyoruz. Bizlerde diyoruz ki ey bu kentin görev verdiği iki tane kıymetli vekil, kente yapılan bu haksızlığa ne zaman ses çıkaracaksınız. Bırakın ses çıkarmayı destekliyorlar. Bir tek kelime duydunuz mu ağızlarından. Neden seçim arifesinde bunu yapıyoruz halk bizi cezalandıracak diye niye diyemiyorsunuz. Bu işin çözümü çok basit. Bizi yönetemiyorlarsa ve iyi şeylere layık olduğumuzu düşünüyorsak ve gelecek kaygısı duymamak istiyorsak demokratik parlamenter sistemi yeniden getirmek durumundayız. Bu sistem geri geldiğinde derdimizi anlatacağız. Birbirimize öfke ve kinle bakmaktan kurtulacağız. Ben mutlu olmayanlardanım. Ama şunu iyi biliyorum Manavgat’ta dahil olmak üzere her gün evine aç giren on binler var. Sosyal hizmet birimlerimiz yetemiyor. Bizimle beraber yeniden bahar gelecek ve ülke selamete çıkacak diyen Millet İttifakı burada. Seçimlerin ülkemize hayırlar getirmesini diliyorum. Ben 15 Mayıs’ta güzel ve umut dolu bir sabaha uyanacağımıza inanıyorum. Her şey çok güzel olacak” dedi.