SON DAKİKA

logo

Bakan Ersoy: “2030 yılında tüm turizm tesisleri Sürdürülebilir Turizm Sertifikası’na sahip olacak”

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Türkiye’nin Ulusal Sürdürülebilir Turizm Programı çerçevesinde 2030 yılına kadar ülkedeki tüm turizm tesislerinin Sürdürülebilir Turizm Sertifikası’na sahip olacağını iletti. Bakan Ersoy, şu ana kadar toplam belge ve sertifika alan işletme sayısının ise bin 584’e ulaştığını sözlerine ekledi.
Sürdürülebilir seyahat ve turizm için global standartları belirleyen ve bu standartların uygulanırlığını yöneten Global Sürdürülebilir Turizm Konseyi’nin (GSTC) her yıl farklı ülkede düzenlediği Sürdürülebilir Turizm Konferansı, Antalya’da başladı. Bu yıl ilk kez Türkiye’de düzenlenen ve GSTC’nin “imza etkinliği” niteliğindeki konferans, sürdürülebilir seyahat ve turizmin geliştirilmesi ve tanıtımına dahil olan tüm turizm paydaşlarını Akdeniz’in turizm cenneti olan Antalya’da buluşturdu.

"Konferans ile sürdürülebilir turizmle ilgili dünya çapında çok önemli kazanımlar elde edilecek"
Konferansın açılışında konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, GSTC’nin imza etkinliği niteliğinde olan ve sürdürülebilir turizm alanında dünyanın en yetkin uzmanları ile kanaat önderlerinden oluşan konuşmacıları ve katılımcıları bir araya getiren bu önemli konferansın ilk kez Türkiye’de düzenlenmesinden dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Konferans ile sürdürülebilir turizmle ilgili dünya çapında çok önemli kazanımlar elde edileceğini ve böylece GSTC 2023 Küresel Sürdürülebilir Turizm Konferansı’nın tüm katılımcılar için değerli bir bilgi ve fikir alışverişi platformu olduğunu söyleyen Ersoy, konuşmasında Türkiye’nin COVID-19 salgını sırasında hayata geçirdiği Güvenli Turizm Sertifika Programı’na ve daha sonrasında GSTC ile imzalanan iş birliği anlaşmasına da yer verdi.

"Türkiye’nin mavi bayraklı plaj sayısı 531’e yükseldi"
Türkiye’nin bu çalışmalarla global çapta örnek teşkil ettiğini belirten Bakan Ersoy, ülkenin sürdürülebilir seyahat ve turizm konusunda yaptıklarının bununla sınırlı kalmadığını da sözlerine ekledi. Ersoy, Türkiye’nin mavi bayraklı plaj sayısının 531’e yükseldiğini, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne kayıtlı 19 miras alanı bulunduğunu, UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne en çok unsur kaydettiren ilk 3 ülke arasında yer aldığını ve Bisiklet Dostu Konaklama Tesisi Sertifikası kriterlerini karşılayan 42 konaklama tesisine sahip olduğunu söyledi. Bakan Ersoy, sürdürülebilirlik konusunda atılan adımlara Türk mutfağını da ekleme gayretinde olduklarını belirtti ve ayrıca Rami Kütüphanesi, İzmir Kültür Sanat Fabrikası ile Adana Müzesi’nin Biosphere sertifikasına sahip olduklarını da sözlerine ekledi.

2030 yılına kadar ülkedeki tüm turizm tesislerinin Sürdürülebilir Turizm sertifikasına sahip olacak
Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy, Türkiye’nin Ulusal Sürdürülebilir Turizm Programı çerçevesinde 2030 yılına kadar ülkedeki tüm turizm tesislerinin Sürdürülebilir Turizm Sertifikası’na sahip olacağını iletti. Bakan Ersoy, 8 Mayıs ise bin 382 işletmenin 1. Aşama Belgesi aldığını, 3. Aşama Belgesi alan işletme sayısının 202, toplam sayının bin 584 olduğunu ve program çerçevesinde yüzde 100 uygunluk belgesi almaya hak kazanan tüm tesislerin, Bakanlık ve TGA internet siteleri ile Türkiye’nin resmi turizm platformu GoTürkiye’de duyurulduğunu belirtti.

“Turizm büyümesini tehdit eden zorluklar değişmedi”
Konferansın açılışında konuşan GSTC Başkanı Luigi Cabrini ise, sektörün küresel zorluklarla mücadele etmesinden duyduğu rahatsızlığı paylaşarak, şunları söyledi:
“Turizm büyümesini tehdit eden zorluklar değişmedi. İklim değişikliğinin etkileri giderek daha görünür hale geliyor, plastik okyanus ve nehirleri kirletiyor, su kıtlığı artarken, biyoçeşitlilik azalmaya devam ediyor. Turizm, sömürüyü önleme, insana yakışır işi teşvik etme ve erişilebilirliği artırma konusunda gelişmelidir. Toplumlara yarardan çok zarar getirdiği algılanan bir turizme geri dönemeyiz ve dönmek de istemiyoruz.”
Cabrini, Türk yetkililere de şükranlarını dile getirdi ve, “Türkiye’nin turizm yetkililerine yalnızca bizi davet ettikleri için değil, aynı zamanda ulusal sürdürülebilir turizm planı geliştirmek için gösterdikleri iddialı ve ileri görüşlü taahhüt için şükranlarımızı sunuyorum" dedi.

“Antalya’ya getirmekten mutluluk duyuyoruz”
GSTC CEO’su Randy Durban ise GSTC’nin 2023 Küresel Konferansı için Türkiye’de ağırlanmaktan onur ve mutluluk duyduğunu belirterek şöyle devam etti:
“Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı, ulusal sürdürülebilir turizm programı ile cesurca hareket etti. Türkiye’de ve dünyada turizmi daha sürdürülebilir hale getirmenin zorluklarına yönelik çözümlerin paylaşılmasını teşvik etmek için küresel topluluğumuzu Antalya’ya getirmekten mutluluk duyuyoruz.”
GSTC Sürdürülebilir Turizm Konferansı’nın, kamu sektörü, oteller, tur operatörleri, şirketler, akademisyenler, kalkınma ajansları, online seyahat acenteleri ve sivil toplum kuruluşlarının dahil olduğu 45 ülkeden 300’de fazla kişinin katılımıyla düzenlenen ve 4 gün süren konferans programında, birçok eğitim, interaktif çalıştay, toplantı ve sosyal etkinlik yer aldı. Katılımcılar, konferans programı ile sürdürülebilir turizmin geliştirmesi ve tanıtımında uzmanların pratik deneyimlerinden faydalanma imkânı bulurken aynı zamanda Türkiye’nin seyahat cenneti Antalya’yı da keşfetme şansı elde etti.

GSTC sürdürülebilir turizmde küresel standartları belirliyor
Dünyanın en üst çevre ve sürdürülebilirlik platformu olan Global Sürdürülebilir Turizm Konseyi, GSTC Kriterleri olarak da bilinen seyahat ve turizm alanında sürdürülebilirlik sağlamak için oluşturulan küresel standartları düzenliyor ve güncelleyerek yönetiyor. Kâr amacı gütmeyen bağımsız kuruluş, bu kriterler ile sürdürülebilir turizme dair ortak bir anlayış oluşturmayı hedefliyor.

Kaynak : İHA
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.05.10 12:57:47
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Alp Özel: Ticaret Odası’ndan cılız ses çıkartmamalıyız !

ATSO, 36.Grup (Oteller ve benzer konaklama yerleri) Meslek Komitesi üyesi Alp Özel, Güvenli Turizm Sertifikası Uygulaması’nı eleştirdi ve süratle Avrupa’da olduğu gibi Aşı Kartı uygulamasına geçiş yapılmasının bir zorunluluk olduğunu dile getirdi.

ATSO meclisinde Güvenli Turizm Sertifikası uygulaması konusunda sert eleştirilerde bulunan Özel, bu uygulamanın Avrupa’da ve turizmde söz sahibi olan ülkelerde yerinin olmadığını vurgularken, şunları söyledi :
“Antalya’mızda geçtiğimiz ay Turizm Resort kongresi yapıldı. Türsab bir fuar yaptı. Sektörüm adına katılım gösterdiğiniz için teşekkür ediyorum. 
Bizim Antalya’dan şu sesi yükseltmemiz lazım. Bir turizm stratejisi geliştirmesi lazım bu ülkenin. Bu ülke pandemiden dolayı turizmle ilgili hiç bir strateji geliştirmedi. Hiç bir şey yapmadı. Yaptığı tek iş Güvenli Turizm Sertikası. Turizm içinde olmayabilirsiniz. Açın haberleri geriye dönün bir güvenli turizm sertifikasıdır gidiyor. Dünyada karşılığı yok. Yok. Kimse sormuyor. Rusya’da tur alan bir müşteriye güvenli turizm sertifikası arıyormusunuz, soruyormusunuz diye sorduğumda “o ne” cevabı alıyorum. Avrupa’da ilgisi yok. Avrupa’da böyle bir şeyin karşılığı yok. Yurt dışına çıktıysanız insanlar bütün avrupa, bütün dünya aşı pasaportu ile ilgili bir strateji yürütüyor. 
Bizim aklı evvel demeyeyeyim ayıp olacak hepsi dostlarımız, arkadaşlarımız, bu masala öyle bir inandılar ki, bir şeyi çok söylersen, çok tekrarlarsan kendi de inanırya insanların, bunlarda çok inandı. Bir başladı Güvenli Turizm Sertikası gözümüzü açıyoruz, kapıyoruz güvenli turizm sertifikası.
Resort kongresi düzenleniyor, takım elbiseli bir arkadaşımız çıkıyor güvenli turizm sertifikası sayesinde ülkemizde şöyle oldu böyle oldu diyor.
Avrupa’da dünyada karşılığı yok bunun. Biz otelciyiz. Komitede karar aldık geçen ay komitede. Dedik ki komitede, Güvenli Turizm Sertifikasının bir karşılığı yoktur dedik. Sağolun yönetiminiz bunu da TOBB’a göndermiş. Ve arkasından bir sürü ticaret odasından konaklama sektörünü temsil eden meslektaşlarımız aynı fikirdeler ve benzer kararları alıyorlar. Kayseri bunlardan biri. Arkasından 4-5 tane daha geleceğini ben biliyorum. İstanbul’da da bu kararın alınacağını biliyorum. 
Bu bir strateji geliştirme sorunudur. Aşı pasaportuna acilen dönmeliyiz. Çok acil. Gerekirse yarın. Konaklama tesislerine, barlara, kafelere , restaurantlara, otobüslere elinde aşı sertifikası olmayan hiç kimseyi bindirmemeliyiz. Avrupa ne yapıyorsa biz bunu yapmalıyız. 
Ama bunu cesurca söylemezsek eğer, efendim bunlar güvenli turizm sertifikası sayesinde oldu derken, olmadı, yalan atıyorsun demezsek adama bu insanlar bunun doğru olduğunu düşünüyorlar. Etrafında da bir tabaka var arkadaşlarımızın, yöneticilerin,  bu tabakada aman efendim çok iyi yaptın, çok iyi oldu, aferim, böyle gidiyor.
TİCARET ODASI’NDAN CILIZ SESLER ÇIKARTMAMALIYIZ
Ticaret Odası’ndan, buradan cılız ses çıkartmamalıyız. Başkanımız buradan her şeyi açık açık söylemelisiniz. Sayın Davut Başkanım. Görev size düşüyor. Yönetim kurulumuz, yönetim kurulu başkanımız olarak bizi siz etmelisiniz. Turizm temsilcilerimiz bunu söylemiyor çünkü.
ANTALYA TURİZMİ %92,5 DARALDI
Bir konu daha var. 9 milyonu bulduk. Çok güzel, bravo, aferim. Hakikaten iyi. 2020’de sayın başkanımın bilgisi dahilinde bir çalışma yapmıştık, üniversiteden hocalarla birlikte. Dedik ki, %92,5 turizm sektöründe Antalya daraldı. Yani cebimize giren para Antalya’nın büyük heybesine giren para %92,5 düştü. 
Bu sene ne oldu biliyormusunuz arkadaşlar ! 9 milyon turist geldi, %40 geriledik. Ama 2019 yılı ile kıyasladığınız zaman satış fiyatları ve gelirler yarı yarıya azaldı. Dolayısıyla buradaki daralma %70 civarında. Arkadaşlar %70 civarında daralma var arkadaşlar. Burası yangın yeri, Hiç kimse farkında değil. 
Pandeminin ikinci döneminde karar almıştık. Bu oteller bu kredileri ödeyemez, el değiştirirler diye. Süreç ona doğru gidiyor. Buna acil tedbir almamız, yüksek sesle söylememiz lazım. Cılız seslerle söylemek gerekmiyor.”
TUİK’İN VERİLERİNE GÜVENMEK ZORUNDAYIZ
ATSO Başkanı Davut Çetin ise Alp Özel’in büyük bölümü eleştirilerden oluşan konuşması sonrasında şunları söyledi :  “Alp beyin dediği gibi kongrelere katılıyoruz. Bizim üyelerimizin yarısı küçük otel, yarısı büyük otel. Oraya gittiğimizde onlarında anlattıkları doğru şeyler oluyor. Biz her tarafı dinlemek zorundayız. %92,5 - %85 düşüş evet çok önemli. Fakat en son TUİK verisinde bu sene turizm gelirlerimizde kişi başı harcamada %25 artış var. Kendim ölçümleyemediğim için TUİK’in verisine güvenmek zorundayız. Ya geldiklerinde burada yaptıkları alışveriş bilmiyorun ne kadar çarşıdasınız. Çarşı içinde ve AVM’lerde ciddi bir turist var şuanda. Onlarda bu harcamalara girdiği için sadece otel fiyatları baz alınmıyor. Sadece konaklama fiyatları değil. Onlarda da harcamada artış var. 
ÖLÇÜMLEMEK MÜMKÜN DEĞİL
Güvenli turizm sertifikasının faydası var mı yok mu ölçümlemek mümkün değil. Ama rakiplerimize baktığımızda Yunanistan’la aynıyız, İspanya ve italya’dan  gelen turist oranında daha iyiyiz. Bizim turistimiz Avrupa’dan değil Rusya’dan. BDK ülkelerinden. Onun etkisi de vardır. Bunun reklam anlamında etkisi vardır yoktur gerçekten çok zor. Bu doğru uygulamamı değil mi başka bir şey zaten. O serfikanın bize faydası var mı yok mu başka bir şey. “.
* FERUDUN ÖZGÜNSÜR

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2021.12.05 20:49:44
Son Düzenlenme Tarihi :





Rektör Özkan Avrupa şampiyonlarını ağırladı

Türkiye’ye hentbol branşında ilk Avrupa Kupası’nı kazandıran Konyaaltı Belediyesi Kadın Hentbol Takımı, Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan’ı ziyaret ederek verilen destek için teşekkür etti.

Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, EHF Avrupa Kupası’nı Türkiye’de ilk kez kazanan Konyaaltı Belediyesi Kadın Hentbol Takımı ile bir araya geldi. Ziyarete Spor Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdurrahman Aktop, Konyaaltı Belediye Spor Kadın Hentbol Takımı Antrenörü ve Spor Bilimleri Fakültesi Öğr. Gör. Birol Ünsal, Yardımcı Antrenör ve Öğr. Gör. Tufan Dağseven ile Spor Bilimleri Fakültesi Beden Eğitimi Öğretmenliği Bölümü mezunu ve takım oyuncusu Döne Gül Bozdoğan katıldı.
TÜRKİYE’YE KUPAYI İLK DEFA KAZANDIRAN ANTALYA TAKIMI
Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan “2022-23 EHF Hentbol Kadınlar Avrupa Kupası'nı kazanan Konyaaltı Belediye Spor Kadın Hentbol Takımımızla gurur duyuyorum. Akdeniz Üniversitesi ve Konyaaltı Belediyesi iş birliği ile meydana gelmiş olan takımımızın bu başarıyı Türkiye’ye ilk defa yaşatıyor olması ve bu takımın kadınlardan oluşuyor olması bir kadın olarak beni daha da mutlu etti. Kadınlarımız desteklendiği takdirde ülkemizde yaşanmamış ilkleri yaşatabileceklerini göstermiş oluyorlar. Avrupa Kupası’nın kazanılmasında emeği geçen herkesi kutluyorum. Konyaaltı Belediyesi’ne, sporculara, teknik ekibe ve hocalarımıza teşekkür ediyorum.” diye konuştu.
AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ’NİN KATKISI BÜYÜK
Konyaaltı Belediye Spor Kadın Hentbol Takımı Antrenörü ve Akdeniz Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi Bölümü Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi Anabilim Dalı Öğr. Gör. Birol Ünsal, Türkiye spor tarihinde ilk olan Avrupa Hentbol Federasyonu Kupası şampiyonluğunda Akdeniz Üniversitesi’nin çok ciddi katkısı olduğunu vurguladı. Sporcuların birçoğunun Akdeniz Üniversitesi öğrencisi, yüksek lisans öğrencisi ya da mezunu olduğuna değinen Birol Ünsal, “Antrenman alanı olarak Akdeniz Üniversitesi sahalarını kullanıyoruz. Takımımız Spor Bilimleri Fakültemizin laboratuvarı olarak kullanılıyor. Gerek testlerde gerekse sportif performans anlamında hocalarımızdan ciddi destekler görüyoruz. Fiziksel tedavi bakımından da üniversitemizden destek alıyoruz. Dolayısıyla Akdeniz Üniversitesi’nin Avrupa Şampiyonluğunda katkısı büyük. Antalya’mızın takımının bu başarıyı elde etmesin de Konyaaltı Belediyesi ile Akdeniz Üniversitesi’nin ortak çalışmasının bir ürünü diyebiliriz. Rektörümüz Prof. Dr. Özlenen Özkan hocamız başta olmak üzere üniversitemize çok teşekkür ediyoruz.” dedi. Akdeniz Üniversitesi’nin desteğiyle yeni uluslararası başarılara imza atmak istediklerini vurgulayan Birol Ünsal, “Bugüne kadar takım sporlarında hentbolda lig şampiyonlukları kazandık, Türkiye Kupası ve Süper Kupa’yı da şehrimize getirdik. Üniversite takımlarıyla da Avrupa üçüncülüğü ve beşinciliği aldık. Hentbol ve Akdeniz Üniversitesi birbirine çok yakışıyor.” ifadelerini kullandı.
HEDEFİ OLAN SPORCULAR AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ’Nİ TERCİH EDİYOR
Antrenmanlarını yaparken Akdeniz Üniversitesi içerisinde bulunan Mavi Spor Salonu’nu kullandıklarını ve Türkiye’de birçok maçlarını bu salonda oynadıklarını söyleyen Akdeniz Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Beden Eğitimi Öğretmenliği Bölümü mezunu ve takım oyuncusu Döne Gül Bozdoğan, “Yaklaşık on yaşından beri hentbol oynuyorum, 15-16 yaşlarından beri profesyonel takımlarda hentbol oynuyorum. Akdeniz Üniversitesi’nden mezun olmamın sebebi de tabi ki biz en üst liglerde ve hedefi olan takımlarda oynuyoruz. Antalya’da her zaman Türkiye Süper liginde iyi takımlar arasında yer alıyor. Benim gibi hedefi olan sporcular Akdeniz Üniversitesi’ni tercih ediyor ve geldiğimizde okul maçlarında, turnuvalarda her zaman Türkiye’de en üst sıralarda yer alıyorlar.” şeklinde konuştu. -aübsn.

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.05.24 12:42:42
Son Düzenlenme Tarihi :