SON DAKİKA

logo

Başkan Topaloğlu’ndan pazar esnafına ziyaret

Kemer Belediye Başkanı Necati Topaloğlu, ilçe genelinde kurulan pazar yerlerinde esnaf ziyaretlerini sürdürüyor.

Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılan ilçe merkezindeki sebze ve meyve pazarında tezgah açan pazar esnafını ziyaret eden Belediye Başkanı Topaloğlu, esnafla sohbet ederek hayırlı işler temennisinde bulundu.
 
Diğer günler otopark olarak da kullanılan pazar yerine alışveriş için gelen vatandaşlarla da sohbet eden Başkan Topaloğlu, “Her Mahalleye bir pazar yeri” projesi kapsamında Kuzdere, Arslanbucak ve Çamyuva’dan sonra Göynük ve Beldibi mahallelerinde de kapalı pazar yerlerini en kısa sürede yapacaklarını söyledi.

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.05.29 18:59:26
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






ATSO Başkanı Çetin: Antalya’da kapanış saatleri 24’e uzamalı

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Davut Çetin ve Meclis Başkanı Süleyman Özer, yeniden başlayan normalleşme dönemde Antalya’nın en önemli cazibe merkezlerinden biri olan Kaleiçi’ni ziyaret etti. İşletmelerin yeniden faaliyete geçmesinden dolayı hayırlı olsun diyen Davut Çetin ve Süleyman Özer, işletmelere mevsimlik çiçek de armağan etti.

En büyük problem kapanış saatleri

Yeni normalleşme döneminde faaliyetlerini tekrar başlatan Kaleiçi’nde bulunan işletmeleri ziyaret eden ATSO Başkanı Davut Çetin, burada muhtarlar, dernekler ve işletme yöneticileriyle bir araya geldi. Kaleiçi bölgesinde faaliyet gösteren iş yerlerinin yaşadığı sıkıntıları dinleyen Davut Çetin, özellikle 21.00 olan kapanış saatlerinin işletmeler için büyük problem olduğunu söyledi.

ATSO’dan Kaleiçi işletmelerine çiçek

Kaleiçi’nde bulunan 2 bine yakın işletmeye çiçek dağıtıldığını belirten Başkan Davut Çetin şöyle konuştu;

“Bugün Kaleiçi’nde bulunan üyelerimize yeni normalleşme süreci ile ilgili olarak hayırlı olsun demeye geldik. Ziyaretimizde işletmelerimize mevsimlik çiçekler hediye ettik. Buradaki işletmelerimize biraz da moral olsun istiyoruz.

Kaleiçi’ndeki işletmeler 2 aydır kapalı. Son bir buçuk yıldır dördüncü kez açılış yapıyorlar. Bugün burada hem Kaleiçi derneklerinin temsilcileriyle, hem işletmelerle hem muhtarlarımızla bir araya gelerek bir toplantı gerçekleştirdik. Bu toplantıda çok serzeniş oldu. En önemli serzeniş de kapanma saatleri konusunda. Bildiğiniz gibi kapanma saat 21.00’da başlıyor. Turizmin başladığı ve turizmin başkenti olan bir şehirde kapanma saatlerinin 21.00 olmaması gerekiyor.

Turist az gelse de şu an kentimize günlük 11-12 bin turist girişi var. Bu sebepten dolayı artık Antalya’daki kapanış saatlerinin 24.00 civarına çıkarılması gerekiyor. Antalya’nın yeniden yaşamaya başlaması gerekiyor.

Biz hep yurtdışı turizmini konuşuyoruz. Antalya’nın iç turizm ile ilgili de büyük bir potansiyeli var. Bu potansiyelin korunması için de kapanış saatlerinin mutlaka 24.00’a kadar uzamalı. Bununla ilgili ATSO olarak girişimlerde bulunduk. Umuyoru

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2021.06.04 10:47:59
Son Düzenlenme Tarihi :





Acılı anne terk etmediği deprem bölgesinde arkadaşlarına destek oluyor

Kahramanmaraş merkezli depremlerden en çok etkilenen Hatay’da, deprem nedeniyle iki çocuğu ve annesini kaybeden depremzede kadın, kendi acısını bir kenara bırakarak depremi yaşayan arkadaşlarına umut ışığı oluyor. Tedavisi sonrası deprem bölgesine dönen acılı anne Elçin Ezer, hem Hatay’ı hem de depremzede arkadaşlarını terk etmiyor.
Hatay’ın Antakya ilçesinde iki çocuğu Mertcan Ölmez (13) ve Nazlı Ölmez (8) ile annesi ve babasıyla beraber depreme evde yakalanan Elçin Ezer, enkaz altından 96 saat sonra sağ kurtarıldı. Annesi ve iki çocuğunu depremde kaybeden Ezer, yaşadığı tüm acılara rağmen hayattan kopmadı. Tedavisi sonrası hemen deprem bölgesine gelen Ezer, kendi imkanlarıyla edindiği çadırda kalarak depremi yaşayan arkadaşlarına umut olmaya çalışıyor. Arkadaşlarını ve deprem bölgesini terk etmeyen Ezer, zaman zaman evinin bulunduğu bölgeye de giderek annesi ve iki çocuğunun kokularını duyduğunu söyledi.

“Depremin biteceğini ve buradan çıkabileceğimizi düşündük”
Depremin olduğu gece hiç uyumadığını ve deprem sırasında çocuklarını uyandırdığını söyleyen acılı anne Elçin Ezer, “Deprem gecesi zaten hiç uyumamıştım. Bir şeyler olacağını zaten hissetmiştim. Cumartesi ve Pazar çocuklar çok mutlu bir şekilde yaşadılar o günlerini. Kendi odamızda yakalandık. Kızım yanımda yatıyordu. Oğlum kendi yatağında. Annem de bizimleydi. 04.05’te telefonu elimden bıraktım. Kızım o gece bana ‘Anne beni sararak uyur musun’ demişti. Kızımı sardım sarsıntıyla kalktım. Annemi uyandırdım. Annem çocukları uyandırmamı söyledi. İkisini de uyandırdım. Oğlum bilinçli bir şekilde ‘Anne telefonları alır mısın’ dedi. Depremin biteceğini ve buradan çıkabileceğimizi düşündük” dedi.

“Kızım bana ‘Anne ölmek istemiyorum’ dedi”
Yaklaşık 50 saniye sonra binanın yıkıldığını söyleyen Ezer, “50. saniyede tavanın üzerine çöktüğünü hissettim. Kızımın elini tutuyordum. Oğlum ve annem koridorda yakalandı. Kızımla irtibat kuruyordum. ‘Anne iyi misin’ diyordu. ‘Kızım nefesini yorma’ diyordum. Sadece parmak temasıyla iletişim kuruyorduk. Yağmuru üzerimizde hissettik. Kızım ilk önce bana ‘Anne ölmek istemiyorum’ dedi. Ben onu sakinleştirmeye çalışıyordum. ’Bizi buradan çıkaracaklar’ diye teselli ediyordum. ‘Anne seni çok seviyorum’ dedi. ‘Ben de seni çok seviyorum ama nefesini tüketme’ dedim. Üçüncüsünde ‘Anne ben ölürsem sakın ağlama, üzülme’ dedi. Birinci günün akşamına kadar da kızım yaşadı” diye konuştu.
Antalya’dan gelen eski eşinin sayesinde enkazdan çıkarıldığını ifade eden Ezer, “Maalesef oğlum ve annem ilk düştüklerinde can vermişlerdi. Ben onları hiç görmedim. Çıkarıldıklarında da yoktum. Çok zor bir geceydi. Enkaz altında geçen günlerin nasıl geçtiğini sabah ve akşam ezanıyla anlıyordum. Dördüncü gün çıkabildim enkazdan. Sabah ezan okundu. Biri bana adımla hitap ediyordu. Ben elime taş alarak ses yaptım. Bana seslenen Antalya’dan gelen eski eşimdi. Kızımı sordu. ’Kızım yanımda öldü’ dedim. Oğlumu sordu. ‘Hiç duymadım sesini’ dedim. Ekipleri getireceğini beni çıkaracağını söyledi. Sabah ezanından sonra çalışmaya başladılar. 13.15’te beni çıkarabildiler” dedi.

“Ben enkaza gittiğimde sanki çocuklarımın kokusu varmış gibi hissediyorum”
Çocukları ve annesinin cenazesine katılamadığını belirten Ezer, “Ben kızımın, oğlum ve annemin mezarını Antakya’ya gelene kadar görmedim. Cenazelerine katılamadım. Ben 40. günde geldim Antakya’ya. 31 Mart’ta babamı Adana’da hastanede bırakıp buraya geldim. Enkaz yığını da olsa insan memleketinde huzur buluyor. Çünkü çocuklarımın, annemin burada olduğunu biliyorum. Evet zor, acı. Ben yürümeye çıktığımda ayaklarım beni istemsiz bir şekilde enkaza götürüyor. Hiçbir şeyim yok. Evim yok. Ama ben enkaza bile gittiğimde sanki çocuklarımın kokusu varmış gibi hissediyorum” dedi.

“Babam yanımda olursa acım hafifler”
Babasının enkazdan 16 saat sonra çıkarıldığını ancak şu an Adana’da tedavi gördüğünü söyleyen Ezer, babasını da yanına alarak konteynerde kalmak istediğini söyledi. Şu an çadırda kalan Ezer, “Çok zor bir dönemden geçiyoruz. Biz burada felaketi, kıyameti yaşadık. Dilerim bir daha olmaz insanlarımız da ders alsın. Kimse kimseyi üzmesin. İki dakikaya sığdı bütün hayatımız. Şimdi çadırda kalıyorum. 28 Şubat’ta yaptığım konteyner başvurusunun sonuçlanmasını bekliyorum. Dilerim sonuçlanır. Hayatta kalan tek varlığım babam. Babam da enkazda kaldı 16 saat sonra çıkarıldığını söylediler bana. Bütün aileyle beraber yaşıyorduk. Zaten ayağından engeli vardı. Hastanede şu an bakım altında ama yanımda olursa acım hafifler. Şu an konteyner başvurumun sonuçlanmasını bekliyorum” diye konuştu.

“Ben gözyaşlarımı tutamıyorum ama o benden daha metin duruyor”
Arkadaşı Rahşan Atahan ise, acılı anne Elçin Ezer’e destek olmaya çalıştığını ancak gözyaşlarını tutamazken, Ezer’in kendisinden daha güçlü olduğunu söyledi. Rahşan Atahan, “Bana teyze diyen iki çocuğu kaybettim ben. Elçin’in çocuklarını. Enkazda kalmadık ama sarsıntı nedeniyle çocuklarım da yaralandı. Kayıplarımız çok. Dostlarımız, anılarımız gitti. Hayatımız 1,5 dakikada alt üst oldu. Ben onu asla anlayabileceğimi düşünmüyorum. Çok inanılmaz feci bir kayıp. Elimden gelen her şekilde destek olmaya çalışıyorum ama bakıyorum kimi zaman o benden daha güçlü duruyor. Ben gözyaşlarımı tutamıyorum ama o benden daha metin duruyor. Çok daha dayanıklı. Umut oluyor” dedi.

“Yüreği çok geniş ama acısının tarifi yok”
Elçin Ezer ile çadır kentte tanıştığını söyleyen Mehtap Yılmaz da, “Yüreği çok geniş ama acısının tarifi yok. Ben onu yakın bir zamanda tanıdım çadırda. Kaybettiklerimiz kadar çok güzel dostluklarımız oldu. Kader arkadaşıyız. Hayatta kalmaya çalışıyoruz. Ben burada hayvanlar için kalıyorum. Hayvanlarla ilgili gönüllülerden destek istiyorum” ifadelerini kullandı.

Kaynak : İHA
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.04.15 12:08:20
Son Düzenlenme Tarihi :