Bakan Kacır: "Hatay’da 4 sanayi sitesinde yapacağımız projelerin bedeli 4 milyar 300 milyon TL olacak"
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Afet Koordinasyon Merkezinde açıklamalarda bulundu. Bakan Kacır, "6 Şubat depremlerinde en ağır can ve mal kaybı yaşayan illerimiz arasında Hatay bulunuyor. Şehrimiz büyük bir yıkımla karşı karşıya kaldı. Tüm Türkiye Hatay’ın açısını paylaştı. Devletimiz afetin yaşandığı ilk andan itibaren büyük bir seferberlik içinde oldu. Depremin yıktığı şehir tamamını ayağa kaldırmak, kadim medeniyetlere ev sahipliği yapan bu coğrafyamızı tekrar eski canlı günlerine döndürmek mutlak hedefimizdir. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak şehirlerimizin ekonomisini eski günlerine döndürmek, üretim ve rekabetçiliklerini yeniden kazandırmak. Bu nedenle çok boyutlu bir çalışma yürüttük. Yatırım teşvikleri, organize sanayi bölgeleri, küçük sanayi siteleri, kobiler ve bölgesel kalkınma projeleri çalışmalarımızın dört ana unsuru. Yatırımların hız kesmemesi, zarar gören yatırımların hızlıca yerine özel destek programlarımızla daha hızlı gerçekleşecek. Hatay ilimizle birlikte depremden en çok etkilenen tüm il ve ilçelerimizde yatırımlara ekstra faiz ve kar payı desteği uygulaması da altıncı bölge teşviklerimizle birlikte sunmuş olduk" diye konuştu.
“Yatırımcılara en kapsamlı teşvik paketlerini deprem bölgemizde sunuyoruz”
Hatay ve diğer deprem bölgelerinde yatırımcılara en kapsamlı teşvik paketlerini sunduklarını dile getiren Bakan Kacır, ”3 bin 397 kişiye istihdam sağlayacak ve sabit yatırım tutarı 13 milyar TL’yi aşan 91 yatırıma Hatay’da cazibe merkezleri programlarımızla teşvik ailesi düzenlendik. Deprem nedeniyle yatırım süreci aksayan yatırımcılarımızı mağdur etmemek adına Hatay’da yapılması planlanan yatırımlar için 335 yatırım teşvik belgesinin süresini talep almaksızın üç yıl uzattık. Son olarak da tüm sağladığımız desteğe rağmen yatırımına devam edemeyecek yatırımcılar için düzenlenen yatırım teşvik belgelerini kapanmış saydık. Yatırımları tamamlanmış saydık. Bu çerçevede 76 yatırım teşvik belgesini yatırımcılara herhangi bir yük getirmeden kapanmış kabul ettik” şeklinde konuştu.
“Hatay’da üretimi daha üçlü hale getirmek için 192 hektarı sanayi alanı ilan edildi”
Deprem bölgelerinde sanayinin çarklarının eskisinden de hızlı dönmesinin en büyük arzusu olduğuna değinen Kacır, ”Şehrimizin üretim potansiyelini önümüzdeki dönemde daha da güçlü hale getirmek için toplamda 192 hektarlık alana sahip üç bölge sayın Cumhurbaşkanımız tarafından sanayi alanı ilan edildi. Belen sanayi alanı, İskenderun sanayi alanı Kırıkhan Roketsan sanayi alanı önümüzdeki yıllarda sanayicilerimize ev sahipliği yaparak üretimimize güç katacak. Türkiye’nin milli teknoloji hamlesinin itici gücü olan savunma sanayinin önde gelen şirketleri arasında yer alan Roketsan, burada kuracağı üretim tesisleriyle şehrimizde önemli bir istihdam ve katma değer potansiyeli oluşturacak. Bir yandan yeni sanayi alanları inşa ederken bir yandan da yıkıma uğramış alanların yerinde dönüşümünü hızlandıracağız. Yıkılan veya ağır hasarlı işletmelerimizin yerinde dönüşümü amacıyla bugün ilk kez olacağımız Antakya Merkez Küçük Sanayi Sitesi’nde ilk etapta yaklaşık 400 milyon lira tutarında 95 işyerinin yapım ihalesini hızla gerçekleştireceğiz. Yatırım programında yer alan ve çalışmaları devam eden 4 sanayi sitemizi en kısa sürede tamamlayarak 379 yeni iş yerini de hızla Hatay’ımıza kazandıracağız. Sadece bu sözünü ettiğimiz 4 sanayi sitesinde yapacağımız projelerin toplam tutarı yaklaşık 4 milyar 300 milyon TL olacak” ifadelerini kullandı.
“Deprem bölgesindeki bütün işletmelerin 2023 KOSGEB borçlarını sildik”
Ekonomide çarkların hızla dönmesini sağlayacak olanların KOBİ’ler olduğuna dikkat çeken Kacır, ”KOBİ’lerin hızla toparlanmalarına destek amacıyla deprem bölgesindeki bütün işletmelerin KOSGEB’e olan 2023 yılı borçları ile hayatını kaybeden işletmecilerin tüm borçlarını sildik. Depremde zarar görmüş iş yerleri için ilk 12 ayı geri ödemesiz. 36 ay vadeli acil destek programını uygulamaya koyduk. Hatay’da 781 işletmemiz bu programdan yararlandı. 291 milyon liralık kredi hacmi oluşturduk ve işletmelerimizde yaklaşık 70 milyon liralık KOSGEB desteği sağladık. Yine KOSGEB’in bir diğer KOBİ destek programı kapsamında KOBİGEL gelişim destek programıyla Hatay’da 24 işletmemize yaklaşık 32 milyon liralık proje desteği sunduk. Sosyal ve ekonomik uyumu teşvik etmek için özel sektörün güçlendirmesi projesi çerçevesinde yine Hatay’dan 129 işletmeye destek sağlayacağız. Yakın dönemde imzasını attığımız Türkiye deprem sonrası ekonomik canlanma projesiyle KOBİ’lerimizin güçlenmesi için 450 milyon dolar tutarında bir dünya kaynağını ülkemize kazandırdık. Bu finansmanla hasar derecesine ve firma ölçeğine bağlı olarak 122 bin liradan 500 bin liraya kadar uzanan bir aralıkta KOBİ’lerimize finansman desteği sağlayacağız. Ve yine destek süresi 36 ay olacak bu programda. KOBİ’lerimiz ilk iki yıl herhangi bir geri ödeme yapmayacak üçüncü yıl içerisindeki geri ödemelerde KOBİ’lerimizden faizsiz olarak tahsil edilecek. En kısa sürede bu destek paketini KOBİ’lerimizin kullanımına açmayı arzuluyoruz” sözlerine yer verdi.
“Hatay’ı sosyal ve ekonomik anlamda hızla ayağa kaldırmak için projeler geliştirdik”
Hatay’ın sosyal ve ekonomik yönden hızlı toparlanması için Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı vasıtasıyla tarımdan turizme, sanayiden ticarete, çok farklı alanlarda projeler geliştirdiklerinin altını da çizen Bakan Kacır, ”Deprem felaketi sonrasında 1 milyar liralık bir ilave kaynağı deprem bölgesindeki bölgesel kalkınma projelerine Hatay’da bu çerçevede 14 projeye 242 milyon lira destek sağladık. Gastronomi kültürünü korumak ve devam ettirmek üzere inşa ettiğimiz gastronomi çarşısı afetten telef olmuş hayvan varlığı fazla olan 4 mahallemizde kurduğumuz süt soğuk zincir altyapısı, ayakkabı sektörü için kurduğumuz ortak kullanım atölyesi. Bunlardan sadece bazıları. Bu mesleklerle, afetten zarar gören 230 çiftçimizin ve 252 sanayici ve esnafımızın doğrudan yararlanacağı projeler yürütüyoruz. Binin üzerinde yeni istihdamı bu projelerle yeniden kazandırıyoruz. Önümüzdeki dönemde hayata geçireceğimiz yeni projelerle de özellikle kadınlarımızın ve gençlerimizin istihdamını desteklemeye devam edeceğiz. Bu projelerde ülkemizde faaliyet gösteren büyük ölçekli işletmelerimizle de yakın iş birliği içinde olacağız Büyük markalarımızın sunacağı sosyal alım garantileriyle üretim odaklı projelerimizin sürdürülebilirliğini sağlamayı amaçlıyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.08.05 14:27:22
Son Düzenlenme Tarihi :
ATSO’DA GÜNDEM SEYAHAT ACENTELERİ
Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Yönetim Kurulu Başkanı Firuz Bağlıkaya ve heyeti, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nı (ATSO) ziyaret etti. ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Davut Çetin’in ev sahipliğinde gerçekleştirilen görüşmede ATSO Başkan Yardımcısı Mustafa Atılgan da yer aldı.
Pandemi en çok turizmi etkiledi
Sektörel konuların ve işbirliği imkanlarının konuşulduğu görüşmede seyahat acentelerinin pandemi döneminde yaşadığı olumsuzluklar öne çıktı. Sektörün yaşadığı zorluklar hakkında yakından bilgisi olduğunu ifade eden ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Davut Çetin, “Sektörün yaşadığı sıkıntıları pandeminin başladığı ilk günden bu yana dile getiriyoruz” dedi.
Türkiye’nin en önemli turizm merkezinin Antalya olduğunu ve pandemiden en çok etkilenen sektörün de turizm olduğunu ifade eden Başkan Davut Çetin, verilen desteklerin sektörlere ve il bazında özel olarak değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Şehirlere ve sektörlere özel destekler sağlanmalı
Pandemi döneminde özellikle turizm acentelerinin büyük zorluklar yaşadığını ifade eden Başkan Davut Çetin, “Bu süreçte ilk günden itibaren hava yolu taşımacılığı yapan firmalara ve seyahat acentelerine özel destekler sağlanması gerektiğini ifade ediyoruz. Geldiğimiz süreçte de özellikle turizm sektörü için seyahat acentelerimizin ayakta kalması için destekler verilmeli. Büyük ölçekli acentelerimizin yanı sıra KOBİ sayılacak seyahat acentelerimizin de verilecek düşük faizli kredi ya da hibeler ile desteklenmesi gerekmekte” şeklinde konuştu.
Verilecek desteklerin acentelerin getirdiği döviz ya da turist sayısına göre sağlanabileceğini de ifade eden Davut Çetin, “Antalya’da turizm zarar gördüğü zaman kentteki sektörlerin tamamını etkiliyor. Turizm sektöründe yaşanan bir olumsuzluk bütün sektörlere yansımakta. Zor bir süreçten geçiyoruz. Bu süreci hep birlikte ayakta kalarak atlatacağız” dedi.
Şehirleri en iyi kentin dinamikleri tanıtır
Antalya’nın yalnızca Türkiye’nin değil dünyanın da en önemli turizm destinasyonlarından biri olduğunu da ifade eden Başkan Davut Çetin, bu sürecin ardından yapılacak tanıtım çalışmasıyla pandemi sonrasına Antalya’nın çok iyi hazırlanması gerektiğini vurguladı. Antalya’nın özel olarak bir tanıtıma ihtiyacı olduğunu belirten Başkan Davut Çetin, “Kültür ve Turizm Bakanlığımızın öncülüğünde kurulan ve çalışmalarını yürüten Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’nın tanıtım için sağlanan bütçesinden kentlere belirli bir pay ayrılmalı. Bu payı da kentlerin dinamiklerinden oluşan bir kurul şehirlerinin tanıtımı için kullanmalı. Bir şehrin en iyi tanıtımını o şehrin dinamikleri sağlayabilir” diye konuştu.
Zenginleşmek için değil hayatta kalmak için destek istiyoruz
Başkan Davut Çetin’in ardından söz alan TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya da Antalya’nın Türkiye’de turizmin en önemli merkezi olduğunu ifade etti. Pandemi döneminde en büyük olumsuzlukları yaşayan sektörlerden birinin seyahat acenteleri olduğunu da ifade eden TÜRSAB Başkanı Bağlıkaya, “Seyahat acenteleri olarak gerçekten çok zor günlerden geçiyoruz. KOBİ sınıfındaki 10 bine yakın seyahat acentemizin ayakta kalmak için önemli desteklere ihtiyacı var. Sektördeki binlerce seyahat acentesine hibe desteği verilmeli. Belli bir süreyi ayakta kalarak atlatmaları için yapılacak hibe desteğinde çok büyük bir yarar olacaktır. Ayrıca bunların yanında istihdamı da koruyacak SGK desteklerinin sektör mensuplarına verilmesi gerekiyor. Bunlarla birlikte acentelerimizin teminat göstermeden krediye ulaşmalarının sağlanması konusunda desteklenmesini bekliyoruz. Seyahat acentelerine ve tur operatörlerine sektörel olarak bir pazarlama desteği sağlanmalı. Bizler bu talepleri zenginleşmek için değil hayatta kalmak için istiyoruz” dedi.
Acente zarar görürse tüm sektör olumsuz etkilenir
Seyahat acentelerinin turizm sektörü içerisindeki en önemli yapılardan biri olduğunu da vurgulayan Bağlıkaya, “Seyahat acenteleri olarak turizm adına üretilen ne varsa bu ürünlerin dağıtım ağıyız. Acentelerimiz ülkemizde yalnızca turistlerin bir yerden bir yere seyahat etmesini ya da yalnızca konaklamalarını sağlayan bir yapı değildir. Bu yüzden 2021 ve daha sonrasında turizm hem ülkemizin döviz getirisini sağlayıp hem de cari açığımızı kapatmak için önemli bir yapı taşı olacaksa seyahat acentelerimizin muhakkak korunması ve ayakta tutulması gerekiyor. Sektör için bugün seyahat acentelerinin zarar görmesi esnaftan, restorancıya, otelciden, müzelere kadar turizmden yararlanan her işletmeye zarar verecektir” şeklinde konuştu.
Acenteler için en önemli ayak tanıtım
Seyahat acentelerinin tanıtımla ilgili olarak da katkı paylarını ödediklerini belirten Başkan Firuz Bağlıkaya, “Ülkenin doğru tanıtılması acentelerin turistleri bir destinasyona çekmek için gereken en önemli ayaklardan biri. Bu konuda da tanıtım için ayrılan fondan destinasyonlara ayrılacak pay ile nokta atış çalışmalar yapılabilir. Tanıtımın tek bir yerden yapılması destinasyonların ihtiyaçlarını tam olarak karşılamayabilir. Kültür ve Turizm Bakanlığımızın başkanlığında çalışan Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı da bu fona aktarılan gelirden mutlaka yüzde 50’sini kentlere tanıtım için bırakmalıdır. Yerelden yapılacak tanıtımları desteklemelidir” dedi.
Pandemi sonrasında da turizmin iyi bir geri dönüş yapmasını beklediklerini ifade eden Başkan Bağlıkaya, “Hem 2021 hem de daha sonraki yıllarda turizm sektörünü daha yukarılara taşımak ve ülkemizin kalkınmasında önemli roller almak için ATSO ile işbirliği içerisinde çalışmaya her zaman hazırız” ifadelerini kullandı.