SON DAKİKA

logo

Defne Devlet Hastanesi’nde günlük poliklinik sayısı 1000’e ulaştı

2 ay gibi kısa bir sürede tamamlanarak hizmete giren Hatay Defne Devlet Hastanesi Başhekimi İmadettin Alpay Özkaya, günlük poliklinik sayılının 1000’i bulduğunu belirterek, randevulu randevusuz hiçbir vatandaşı geri çevirmediklerini kaydetti.
24 Mart’ta temeli atılan ve 2 ay gibi kısa sürede tamamlanıp Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ziyaretiyle hizmete açılan Defne Devlet Hastanesi’nde yoğunluk devam ediyor. 4 gündür hizmette olan hastanede ortopedi, çocuk, kadın doğum, acil gibi bölümlerde ihtiyaç doğrultusunda poliklinik sayısı arttırıldı. Randevulu veya randevusuz hastaneye gelen vatandaşların hiçbiri hizmet almadan geri çevrilmiyor.
"1000’i aştı"
Defne Devlet Hastanesi Başhekimi İmadettin Alpay Özkaya, depremden sonra bir ihtiyacın Defne Devlet Hastanesi’nin kısa sürede açılmasıyla giderildiğini söyledi.
Defne için beklenen istenen bir hizmetin hayata geçtiğini ifade eden Özkaya, “Çok şükür hizmete başladık. Şuan 22 polikliniğimiz aktif olarak çalışıyor. Hasta sayımız her geçen gün artıyor. Binin üzerinde günlük poliklinik sayımız var. Hasta sayısı arttıkça, özellikle hangi branşlarda bir yığılma varsa o poliklinik sayısını arttırıyoruz. Ortopedi, kadın doğum, dahiliye, çocuk, radyoloji bölümlerine talep var. Bunların sayısını 3’e kadar çıkardık. Şuanda hastanemiz tam teşekkülü. Tomografi, MR, dijital röntgen, laboratuvar sistemlerimiz var. Görüntüleme sistemleriyle ilgili randevularımız vermeye başladık. Talep oldukça, vatandaşlarımız neye ihtiyacı varsa o alanı genişleteceğiz” diye konuştu.
"Acil servis 24 saat hizmette"
Ameliyathanelerin kısa süre içinde hizmete gireceğinin altını çizen Özkaya, “Yataklı servislerimiz faaliyette. Vatandaşlarımın tüm hizmetleri alabilmesi için elimizden geleni yapıyoruz. Tam teşekküllü hastane alt yapımız var. Acil servisimiz zaten 24 saat devrede. Yataklı servislerimizde 10 geçen hastamız var. Halkımızın ilgisi çok yoğun ama sebepleri var. Antakya içinde teşkilatlı bir hastane olarak bir burası var. Sadece Defne’den değil bir çok ilçemizden hastamız geliyor” dedi.
Özkaya, akşam polikliniklerinin de hizmete girdiğini, belirli branşlarda hizmet verdiklerini kaydetti.
"Hiçbir hasta geri çevrilmiyor"
Bilgilendirme ekranlarının yanı sıra ek oturma bölümlerinin yerleştirildiğine değinen Özkaya, “Günlük bini aşan hasta sayısında bizimde hiç hesap etmediğimiz, sandalye sayıları, sedye sayıları, bu kadar hasta geleceğini bilmiyorduk. Hastalar geldikçe aynı gün içinde takviye yaptık. Kimse ayakta kalsın istemiyoruz. Bize gelen hastanın tedavisi bizde mümkünse sonuç alabilecekse kesinlikle başka bir yere sevkini yapmıyoruz. Randevusu olsun olmasın. Randevusuz gelebilir. Şuan için çok fazla bir hastane seçeneğimiz yok. Bizden hizmet almak için buraya kadar gelmişse biz onun cevabını vermek durumundayız. Doktorlarımız hiçbir hastayı geri çevirmiyor” diye konuştu.
Oğlunu hastaneye getiren Lokman Subaşı, "Hastaneye ilk gez geldim. Güzel bir hastane olmuş. Ummadığımız bir zamanda hastane açıldı. Allah razı olsun ilaç gibi geldi. Bizim ilçedeki hastanede eksik bölüm çok, burada her şey var" dedi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.05.25 14:48:13
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






2021 Manavgat yangınlarında köylerini terk etmemişlerdi

TOD ile birlikte orman yangınlarının önlenmesi konusunda çok önemli bir çalışmaya imza atan Büyükşehir Belediyesi, 2021 yılındaki büyük Manavgat yangınında köylerini terk etmeyerek alevlerle mücadele eden Ahmetler Mahallesi'nden projeyi başlattı. Projeyle orman yangınlarına karşı bilinçli müdahale ve dayanışmanın önemi anlatılırken, bilgilendirme yapıldı.

Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük orman yangını olarak kayıtlara geçen 2021 yılındaki Manavgat yangınında köylerini terk etmeyerek alevlerle mücadele eden Ahmetler Mahallesi şimdi de yangınla mücadele çalışmalarına öncülük ediyor. Büyük Manavgat yangınının ardından Türkiye Ormancılar Derneği (TOD) ile “Orman Yangınlarının Önlenmesine Yönelik Çalışmalar” konusunda iş birliği protokolü imzalayan Antalya Büyükşehir Belediyesi, projenin başlangıcını Ahmetler Köyü’nde yaptı. 

 

Antalya Büyükşehir Belediyesi ile Türkiye Ormancılar Derneği arasında Manavgat yangının ardından ormanlık alanları korumak ve çoğaltmak amacıyla imzalanan iş birliği protokolü kapsamında eğitimler başladı. Çevresel duyarlılığın arttırılması, orman ve diğer açık alan yangınları ile ilgili eğitim, bilgilendirme ve bilinçlendirme etkinlikleri düzenlenmesini amaçlayan protokol kapsamında ilk eğitim Manavgat’ın Ahmetler Mahallesi’nde verildi. Eğitimde 2021 yılında yaşanan Manavgat yangınında Ahmetler Mahallesi sakinlerinin yaptığı gibi bilinçli müdahale ve dayanışmanın önemi vurgulandı.

ÖNLEME ÇALIŞMALARI ÖNEMLİ

Yangını söndürmek kadar yangın öncesi yapılacak önleme çalışmalarının büyük önem taşıdığının vurgulandığı eğitimde, yangınların yerleşim yerlerine sıçramaması için alınması gereken önlemler ve yangınlarla mücadelede etkili yöntemler konusunda fikir alışverişi yapıldı. Yangınların yerleşim yerlerine zarar vermeden kontrol altına alınabilmesi için mahalle sakinleriyle yapılan fikir alışverişi ve verilen eğitimler ile gelecekteki yangın felaketlerine karşı daha hazırlıklı olunması hedefleniyor.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BİR GERÇEK

Eğitime katılan Antalya Büyükşehir Belediyesi İklim Değişikliği Şube Müdürlüğü’nde görevli Çevre Mühendisi Özlem Kılıçarslan, iklim değişikliği gerçekliğine dikkat çekerek, şunları söyledi: “Antalya’mızın yüzde 56’sı ormanlar ile kaplı. Yeşil alanı geniş bir şehir ve 2021 yılında hepimizi derinden üzen çok büyük bir orman yangını yaşadık. Bu yangında 75 bin hektarlık bir alan kaybedildi. İklim değişikliği mücadele anlamında yeşil alanların korunması bu kapsamda farkındalık çalışmalarının oluşturulması da çok önemli. Manavgat yangınında çok büyük bir mücadele veren Ahmetler Mahallesi sakinleri ile bir tecrübe paylaşımı yapmak istedik. Yoğun sıcak dalgalarının etkisiyle orman yangını riski her geçen gün çok daha artıyor. Bundan sonraki eğitim süreçlerimizde burada yaşanılanlardan dersler çıkartarak ormanlarımızın korunmasında nasıl bir mücadele vermeliyiz bunu konuşacağız.” 

İZOLASYON ZONU KURULMALI 

Türkiye Ormancılar Derneği Üyesi Orman Yüksek Mühendisi Rumi Sabuncu ise yangının yerleşim alanlarına sıçramaması için orman içerisinde izolasyon zonu kurulmasının şart olduğunu ifade etti. Ormanda başlayan bir yangının orman içerisinde yer alan yerleşke bölgesine sıçrama ihtimalinin çok yüksek olduğunu söyleyen Sabuncu “100 metrelik bir izolasyon zonu kurulması gerekiyor. Bölgedeki ağaçların en az 3 metre ara ile genişletilmesi, tepelerin birbirine değmeyecek hale getirilmesi, bu ağaçların altlarındaki kuru dalların kesilmesi, merdiven görevi yaparak örtü yangınını tepe yangınına taşıyan yerdeki kolay yanıcı çalı ve aromatik bitkilerin temizlenmesi gerekiyor ”dedi.

BİLİNÇLENMEDEN YANGINLAR ÖNLENEMEZ

Antalya Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı’nda görev yapan itfaiye eri Kutluay Galip Kaya yerel halkı bilinçlendirmeden yangınların önlenmesinin çok zor olduğunun altını çizerek, “Burada vatandaşlarımıza orman yangınları, orman yangınlarının risklerini, orman yangınlarında ne yapmamız gerektiğini, sonrasında orman yangınlarının mülklere sirayet kısmına alınacak önlemler ve mülk yangınlarında alınacak önlemleri anlattık. Daha sonra bir anket çalışmamız oldu. Eğitimlerimiz kırsal kesimde ve ormana yakın kısımda yaşamını sürdüren vatandaşlar için devam edecek” ifadelerini kullandı.

DAYANIŞMA VE MÜCADELEYİ GÖSTERDİK

Eğitime katılanlar arasında bulunan Ahmetler Mahalle sakini Duran Öz, Manavgat yangınında Ahmetler Mahallesi sakinlerinin gösterdiği dayanışma ve mücadele ruhunun tüm Türkiye’ye örnek olması gerektiğini söyledi. Öz, “ İnsanların o günleri hatırlaması ve oluşabilecek olası bir yangın durumunda bilinçli bir şekilde yaklaşması çok önemli. Bu eğitimler sayesinde bu bilincin tüm vatandaşlarımızda oluşmasını sağlayacak olan tüm çalışma arkadaşlarımıza, emeği geçenlere teşekkür ediyorum” dedi.



Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.07.23 10:57:50
Son Düzenlenme Tarihi :





ATB Başkanı Çandır, tarımsal girdi fiyatlarını değerlendirdi

Antalya Ticaret Borsası (ATB) ve Antalya Tarım Konseyi (ATAK) Başkanı Ali Çandır, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Ocak ayı Tarımsal Girdi Fiyatları Endeksini (Tarım-GFE) değerlendirdi.
Ocak ayı Tarım-GFE’nin aylık yüzde 6,24 ilan edildiğini belirten Çandır, "Bu rakam, son 9 yılın en yüksek ikinci Ocak ayı enflasyonu oldu. Ocak ayında ortalama aylık enflasyonun yüzde 1,5 olduğu düşünülürse yeniden ortalamanın çok üzerinde bir enflasyon ilan edildiğini söylemek mümkün" dedi.
Tarım-GFE’nin yıllık 95,99 olarak açıklandığını belirten Ali Çandır, şunları kaydetti:
"Ocak ayı rakamı, hala son 8 yılın en yüksek rakamı olmuştur. Geçtiğimiz Mart ayında yüzde 105,70 ile üç haneli olarak açıklanmaya başlanan yıllık tarımsal girdi maliyetleri enflasyonu o tarihten bu yana artarken, Ocak ayı itibarıyla yüzde 95,99 ile hem iki haneye gerilemiş hem de geçen aya göre düşüş göstermiştir. İlan edilen rakamlar, Ocak ayları itibarıyla nispi yüksek bir dönem içerisinde olduğumuzu göstermektedir. Özellikle yıllık düzeyde geçmişe göre hala rekor düzeylerde bulunmaktayız."
Ocak ayı Tarım-GFE’nin alt kalemlerine bakıldığında tarımda kullanılan mal ve hizmetlerin fiyatlarında aylıkta yüzde 5,77 ve yıllıkta yüzde 95,54 artış olduğunu belirten Çandır, tohumda yüzde 4,21, enerjide yüzde 1,81, gübrede yüzde eksi 4,86, ilaçta yüzde 2,94, veteriner hizmetlerinde yüzde 21,45, yemde yüzde 3,79 ve diğer kalemlerdeki yüzde 35,17’lik değişimlere dikkat çekti. Aynı kalemlerin Ocak ayındaki yıllık değişimlerine bakıldığında tohumda yüzde 115,38, enerjide yüzde 59,35, gübrede yüzde 81,69, ilaçta yüzde 79,44, veteriner hizmetlerinde yüzde 46,16, yemde yüzde 117,25 ve diğer kalemlerde ise yüzde 115,10 artış ilan edildiğini belirten Çandır, "Tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmetlerin fiyatlarında ise aylık yüzde 9,61 ve yıllık yüzde 76,90’lık artış ilan edildi" diye konuştu.
TÜİK’in açıkladığı Ocak ayı tarımsal üretici fiyat endeksi Tarım-ÜFE’nin aylık yüzde 11,08 ve yıllık yüzde 142,84 ilan edildiğini hatırlatan Ali Çandır, "Tarımsal faaliyetlerde bulunanlar açısından son bir yıllık eğilim sürekli sektörün aleyhine seyrederken; Nisan, Mayıs ve Temmuz aylarında üretici lehine bir durum yaşanmıştı. Ocak ayında makas, yine üretici lehine dönmüştür. Önümüzdeki aylarda bu eğilimin devam etmesi, üretici kesim için birikmiş zararları kapatmak açısından olumlu beklentidir" değerlendirmesinde bulundu.
Yurt içi ve yurt dışı üretici enflasyonlarının da tarım sektörünü dolaylı olarak etkilediğini söyleyen Başkan Çandır, "Ocak ayında açıklanan aylık yüzde 4,00 ve yıllık yüzde 50,98 düzeyindeki yurt dışı üretici enflasyonu ile aylık yüzde 4,15 ve yıllık yüzde 86,48 düzeyindeki yurt içi üretici enflasyonu genel olarak sektörün geçmişten gelen maliyet yükünü gelecekte de taşımaya devam edeceğini göstermektedir, Ancak bu ay özellikle yurt dışı üretici enflasyonu rakamının geçen aya göre düşük artışla ilan edilmesi, tarımsal girdi fiyatları üzerinde olumlu etki yapabilecektir" şeklinde konuştu.
Ocak ayında tüketici enflasyonu TÜFE’nin aylık yüzde 6,65 ve yıllık yüzde 57,68 olarak açıklandığına dikkat çeken Başkan Çandır, "Tüketici taraftaki gıda enflasyonu aylık yüzde 6,62 ve yıllık yüzde 71,00 olmuştu. İşlenmemiş gıda enflasyonu ise Ocak’ta aylık yüzde 9,22 ve yıllık yüzde 68,80 düzeyinde ilan edilmişti. Yaş meyve sebze enflasyonu ise aylık yüzde 6,39 ve yıllık 57,22 olarak ilan edilmişti. Tüketici taraftaki bu rakamlar, üreticilerin maruz kaldığı maliyet artışlarını, yaklaşık yarı yarıya tüketiciye yansıtabildiğini göstermektedir" ifadelerini kullandı.

Kaynak : İHA
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.03.22 10:38:29
Son Düzenlenme Tarihi :