SON DAKİKA

logo

Diz ve Kalça Protezi Ameliyatlarında Robotik Cerrahi Dönemi

Robotik ortopedi ameliyatı olarak da bilinen robotik protez cerrahisi, hastalara ve operasyonu gerçekleştiren cerraha önemli konfor sağlıyor. Ameliyat öncesinde yapılan planlama sayesinde beklenmeyen sonuçlar öngörülebiliyor. 
Cerrahi sonrasında hastanın yaşam kalitesi artarken, yerleştirilen protezlerin ömrü de daha uzun oluyor. 
Memorial Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Fatih Karaaslan, robotik protez cerrahisi hakkında bilgi verdi.
Diz ve kalça cerrahisinde robot teknolojisi
Tıp alanında hızla gelişen teknolojiler, cerrahi müdahalelerin doğruluğunu ve etkinliğini artırmak için önemli fırsatlar sunmaktadır. Son yıllarda ortopedi ve travmatoloji alanında gerçekleşen en önemli yeniliklerden biri de, robotik cerrahinin diz ve kalça artroplastisi (protez ameliyatları) ameliyatlarına entegre edilmesidir. Robotik cerrahi, ortopedi hekimlerinin daha hassas, ölçülebilir ve kişiye özgü işlemler gerçekleştirmesini sağlayarak, hastaların iyileşme sürecini olumlu yönde etkilemektedir.
Kontrol edilebilir cerrahi ortam
Robotik cerrahi, ortopedi hekiminin el becerisini ve deneyimini artıran, daha kontrol edilebilir bir ortam sağlayan robotik sistemlerin kullanımını içermektedir. Diz ve kalça artroplastisi ameliyatlarında kullanılan robotik cerrahi, ortopedistin önceden planlama yapmasına, cerrahi sırasında gerçek zamanlı görüntüleme ve navigasyon araçlarıyla yönlendirilmesine ve daha hassas protez yerleştirmesine olanak sağlamaktadır.
Protezin en doğru şekilde yerleştirilmesine olanak tanıyor
Robotik cerrahide, ortopedistler ameliyat öncesi bir planlama süreci gerçekleştirmektedir. Hastanın röntgen ve bilgisayarlı tomografi sonuçları, üç boyutlu modelleme ve sanal cerrahi simülasyonlar aracılığıyla bilgisayar ortamında analiz edilir. Bu sayede ortopedistler, protezin doğru yerleşimini belirleyebilir ve ameliyat öncesi komplikasyon denilen istenmeyen sonuçları önceden tahmin edebilir ve önleyebilir hazırlıkları yapabilir.
Ameliyat sırasında robotik cerrahi, ortopediste gerçek zamanlı navigasyon sağlamaktadır. Ortopedist, önceden planlanmış yol tariflerini takip ederken, robotik sistem hekime gerekli yönlendirmeleri yapar. Ortopedistin cerrahi aletleri, robotik sistem tarafından kontrol edilerek daha hassas hareketler gerçekleştirilir. Bu sayede ortopedist, daha güvenli ve ölçülebilir bir şekilde protez yerleştirebilir.
Robotik cerrahinin hastalar açısından avantajları
- Robotik cerrahi, diz ve kalça artroplastisi ameliyatlarındaki başarı oranını artırırken, hastaların iyileşme süresini kısaltmaktadır.
- Daha hassas protez yerleştirilmesi, daha az doku hasarı ve daha az kan kaybı anlamına gelmektedir.
- Daha küçük kesiler, hastaların ağrı seviyelerini azaltırken, iyileşme süresini kısaltmaktadır ve sonuç olarak hastanede kalış süresini azalmaktadır. Bu da hastaların daha hızlı bir şekilde günlük yaşamlarına dönmesini sağlamaktadır.
- Robotik cerrahi, diz ve kalça artroplastisi ameliyatlarında cerrahi müdahaleleri daha güvenli, hassas ve etkili hale getiren bir teknolojidir. Hastaların iyileşme sürecini hızlandırırken, ortopedistlerin de daha iyi sonuçlar elde etmesine yardımcı olmaktadır.
Cerrahi sonrasında uyulması gerekenler
* Robotik cerrahi sonrasında dize ve kalçaya yerleştirilen protezlerin ömrünün daha uzun olması için bazı kurallara uyulması gerekir. 
* Cerrahi sonrasında protezlerin ömrünün klasik tekniklere göre yapılan ameliyatlara göre daha uzun olması öngörülmektedir.
* Protezi zorlayacak uzun süreli hareketlerden kaçınılmalıdır.
Hekimin uygun gördüğü egzersizler düzenli olarak yapılmalıdır.
* Protezin ömrü kilo kontrolüne bağlıdır. Kişinin ideal kiloda olması protezin ömrünü de uzatacaktır.
* Günlük aktivitelerin yanı sıra hafif sporlar ameliyattan sonra yapılabilmektedir.
* Memorail basın

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.07.02 14:57:22
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






MOBİL KULLANICILARIN HACKLENMESİNE SEBEP OLAN 3 YAYGIN HATA

Özellikle son senelerde internet kullanıcılarının neredeyse hepsinin gündeminde siber saldırılar yer alıyor. Öyle ki, mobil kullanıcıların %61’i geçtiğimiz yıl en az 1 kere siber saldırıya uğradığını söylüyor. Akıllı telefonların en az bilgisayarlar kadar siber saldırganların hedefinde olduğunu ve %100 güvenli olmadığını belirten Siberasist Genel Müdürü Serap Günal, mobil cihazlarda yapılan 3 yaygın hatayı ve kullanıcıların verilerini nasıl koruyabileceklerini paylaşıyor.

 

Akıllı telefon kullananların birçoğu cihazlarına gereğinden fazla güveniyor ve herhangi bir virüs koruma uygulaması kullanmayı reddediyor. Kullanıcılar, virüs koruma uygulamasına ihtiyaç olmadığını, telefonlarının zaten oldukça güvenli olduğunu ve olası bir duruma karşı korumayı yine cihazın yapabileceğini, siber saldırganların da zaten akıllı telefonları çok hedeflemediğini düşünürken Siberasist Genel Müdürü Serap Günal, akıllı telefonlara siber suçluların erişmesini sağlayan 3 büyük hatayı ve kullanıcıların cihazları nasıl koruyabileceklerini aktarıyor.

 

1. Herkese açık Wi-Fi ağlarına dikkat edin. Özellikle son yıllarda her yerde ücretsiz internet bulmak mümkün. Herkese açık olan bu Wi-Fi ağları bazı durumlarda oldukça güvensiz olabiliyor. Bir Wi-Fi ağı, ağa katılmak için parola istemediğinde düşük güvenlikli sayılır çünkü herkes katılabilir ve siber suçlular katılan herkesin cihazına erişim sağlayabilir. Hatta daha kötü senaryoda ise bu saldırganlar kimlik bilgilerinizi, kredi kartı verilerinizi veya başka kişisel bilgilerinizi çalmak için tuzak olarak ücretsiz bir Wi-Fi ağı kurabilir. Bu ağlara katılarak siber saldırganların kucağına düşmüş olan kullanıcıların bu gibi durumlardan korunmak için bir VPN kullanması, şifresiz ağlara katılmamaya özen göstermesi ya da direkt bilinmeyen hiçbir ağa katılmaması gerekiyor.

 

2. Güvenliği düşük şifreler tercih etmeyin. Günümüzde ziyaret ettiğimiz neredeyse tüm sayfalar ve uygulamalar üyelik istiyor. Bu da kullanıcıların onlarca hesap için şifre belirlemesi ve giriş yaparken de her şifresini hatırlamasını gerektiriyor. Bu nedenle kullanıcılar zor şifreler yerine hatırlayabilecekleri daha kolay şifreleri tercih ediyor. Bir siber güvenlik şirketinin mobil cihaz kullananlarla gerçekleştirdiği bir ankete göre, katılımcıların %8’i “0000”, “1111”, “2222”, “3333” vb. basit şifreler tercih ettiğini, %8’ininse “1234” gibi birbirini tekrarlayan şifreler kullandığını gösteriyor. %11’iyse akıllı telefonlarına parola bile koymadığını belirtiyor. Tahmini kolay bir şifre kullanmak cihazları savunmasız bırakırken, siber saldırganların da erişimini kolaylaştırıyor. Bu nedenle mutlaka bulunması zor, karışık, en az 1 büyük, 1 küçük harf ve bir sembol içeren şifreler kullanmaya özen gösterilmeli.

 

3. Güvenlik çözümü kullanmayı reddetmeyin. Yapılan çalışmalar ortaya koyuyor ki, internet kullanıcılarının yarısı kişisel aktiviteleri için en çok akıllı telefonunu kullanıyor. Aynı ankete katılanların %61’i geçtiğimiz yıl içinde en az bir siber tehdide maruz kaldığını, %36’sı dolandırıcılık mesajları aldığını ve %23’ü de kimlik avıyla karşı karşıya kaldığını aktarıyor. Buna rağmen, katılımcıların %15’i akıllı telefonunda herhangi bir güvenlik ürünü kullanmadığını da belirtti. Kötü amaçlı yazılımların özellikle Android cihazlarda ciddi tehlike yaratabildiğine dikkat çeken Siberasist Genel Müdürü Serap Günal, Truva Atı, takipçi yazılımlar, casus yazılımlar ve ekran kilitleyiciler gibi birçok tehdide karşı savunmasız olan bu cihazlarda bir güvenlik önlemi alınmasının ciddi önem arz ettiğini aktarıyor. IOS işletim sisteminin Android cihazlardan daha güvenli görünse de bu durumun kullanıcıların yüzde yüz güvende olduğu anlamına gelmediğini de belirten Günal, IOS kullanıcılarının da hesaplarının ele geçirilme, dinlenme, dolandırıcılık ve kimlik avına maruz kalabileceğini, bu nedenle kullanılan cihazların işletim sisteminin ne olursa olsun, mutlaka bir mobil güvenlik uygulaması ile korunması gerektiğini, bu tür uygulamaların kişisel verileri koruyabileceğini, olası bir güvenlik açığı durumunda uyarı verebileceğini ve hangi platformdaki hesap şifrelerinin değiştirilmesi gerektiğini kullanıcılara bildirebileceğini dile getiriyor.



Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2021.11.18 07:46:49
Son Düzenlenme Tarihi :





Aşk-ı muhabbet “perde” dedi

Kemer Belediyesi Kemer Sanat Gönüllüleri Tiyatro Topluluğu tarafından sahnelenen “Aşk-ı Muhabbet” adlı tiyatro oyunu “sahne” dedi. Kemer Belediyesi Kültür Salonu’nda sergilenen oyun izleyenlerden büyük alkış topladı.

İki perdeden oluşan tiyatro oyununu izleyenler arasında Kemer Belediyesi Meclis Üyeleri Mustafa Tıraş, Hasan Ali Acar, CHP İlçe Kadın Kolları Başkanı Sema Özdemir, Belediye Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Mehmet Derya Baytekin de yer aldı.
 
Emine Öney'in yönettiği oyun izleyenler tarafından büyük alkış topladı. Yaklaşık iki ay boyunca, her hafta sonu oyunun sergileneceğini belirten Öney, “Sanat birleştirici ve iyileştirici bir güçtür. Eylül ayından bu yana Kemer Belediyesi Kültür salonunda eski ve yeni katılımcılarımızla tiyatro çalışmalarımızı sürdürdük. Oyunun hazırlanmasında yanımızda olan ve bizi destekleyen Kemer Belediye Başkanı Necati Topaloğlu’na ve ekibine Kemer sanat gönüllüleri topluluğu olarak teşekkür ediyoruz. Oyun 13. Yüzyıl Osmanlı Döneminden ve dönem yazarlarından İbrahim Şinasi’nin yazdığı ilk tiyatro eserinin farklı biçimde yorumlayan, komedi tarzında bir eserdir. ‘Her şey Kemer için, Kemerliler içindir.’ Tüm tiyatro severleri bekliyoruz.” dedi. 
 
Aşk-ı Muhabbet, Nisan 1-2, 8-9, 15- 16, 22- 23, 29- 30 ve Mayıs 6- 7, 10- 12, 20- 21, 27- 28 tarihlerinde de gösterimde olacak.

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.04.02 18:10:44
Son Düzenlenme Tarihi :