ATSO 141 YAŞINDA...
58 bin üyesi bulunan ATSO’nun 141. kuruluş yıl dönümü kutlandı. Törende bir çok konuya değinen ATSO Başkanı Ali Bahar, “141. yıldönümümüz vesilesiyle ATSO ailesinin her bir ferdini kutluyorum” dedi.
ATSO Başkanı Ali Bahar “Yıldönümü günlerinde bir araya gelmek, eski üyelerimizi davet ederek hatıraları tazelemek ve bir durum değerlendirmesi yapmak odamızın eski bir geleneğidir. Tabi gönül ister ki bugünümüzü bütün üyelerimizle birlikte kutlayabilelim. Bu itibarla, 141. yıldönümümüz vesilesiyle ATSO ailesinin her bir ferdini kutluyorum. ATSO ailesi dediğimizde aslında 58 bin üyemizle birlikte onların aileleri, çocukları, çalışanları da Odamızın sorumluluğunu hissettiği büyük aileyi oluşturmaktadır. Bu büyük ailemizin her üyesine nice başarı, birliktelik, refah ve mutluluk dolu yıllar diliyorum. Bu vesileyle 1882 yılında Odamızı kuran Antalyalı iş insanlarını da rahmetle anıyorum. 100 yıl önce Cumhuriyetimizi kurarak milletimizin, Antalya’nın ve ATSO’nun tarihine anlam ve değer katmış büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ü, Cumhuriyetimizin kurucularını, bu vatanı bize emanet eden şehitlerimizi saygı, minnet ve rahmetle anıyorum” dedi.
Antalya
Ticaret ve Sanayi Odasının 141. Kuruluş Yıldönümü dolayısı
ile bir dizi etkinlik düzenlendi. Etkinlikler çerçevesinde önce
Cumhuriyet Meydanında bulunan Atatürk Anıtı önünde çelenk
sunumu gerçekleştirildi. Ardından ise ATSO hizmet binasında tören
düzenlendi. Törende katılımcılara ATSO’nun hizmetlerinin
anlatıldığı kısa film izletildi. Törenin açılış konuşmasını
gerçekleştiren ATSO Meclis Başkanı Ahmet Öztürk, ”Ticaret ve
sanayi odaları büyük iş insanı ile küçük esnafı ülkenin
ortak menfaatlerinde buluşturan kurumlardır. Bu söz konusu
birlikteliği sağlanmasında odaların önemi büyüktür. Aksi
takdirde sektörler kendi menfaatleri peşinde bölünmüş özel
sektör ile ülkemizin ekonomik sosyal istikrarını korumamız
mümkün olmaz. Odamızdan dönem dönem başarılı siyaset adamları
çıkmıştır. Ama bu durum odamızın her türlü faaliyetlerine ve
söylemlerine siyasetin dışında herkesi aynı mesafede duruş
sergilemesine mani olmamıştır. Odamız bu geleneği hep
korumuştur, bundan sonra da koruyacağına inanıyorum.
Cumhuriyetimizin 100.’yıla sayılı günler kaldı. Ülke olarak
bu anlamlı yıla birlik ve heyecanla hazırlanmalıyız. Nasıl ki
deprem gibi felaketlerden sonra bir olabiliyorsak bunu her alanda
gerçekleştirmeliyiz. Son afetler bize gösterdi ki yerel yönetimler
başta olmak üzere planlı adımlar atılmalı ve bundan taviz
verilmemelidir. Artık ülkemizde kısa dönemde planlar yerine uzun
dönemleri içeren projelere ihtiyaç vardır. 141. yılımız
hayırlı uğurlu olsun” dedi.
“141.
yıldönümümüz vesilesiyle ATSO ailesinin her bir ferdini
kutluyorum”
ATSO
Başkanı Ali Bahar ise “Yıldönümü günlerinde bir araya
gelmek, eski üyelerimizi davet ederek hatıraları tazelemek ve bir
durum değerlendirmesi yapmak odamızın eski bir geleneğidir. Tabi
gönül ister ki bugünümüzü bütün üyelerimizle birlikte
kutlayabilelim. Bu itibarla, 141. yıldönümümüz vesilesiyle ATSO
ailesinin her bir ferdini kutluyorum. ATSO ailesi dediğimizde
aslında 58 bin üyemizle birlikte onların aileleri, çocukları,
çalışanları da Odamızın sorumluluğunu hissettiği büyük
aileyi oluşturmaktadır. Bu büyük ailemizin her üyesine nice
başarı, birliktelik, refah ve mutluluk dolu yıllar diliyorum. Bu
vesileyle 1882 yılında Odamızı kuran Antalyalı iş insanlarını
da rahmetle anıyorum. 100 yıl önce Cumhuriyetimizi kurarak
milletimizin, Antalya’nın ve ATSO’nun tarihine anlam ve değer
katmış büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ü, Cumhuriyetimizin
kurucularını, bu vatanı bize emanet eden şehitlerimizi saygı,
minnet ve rahmetle anıyorum” dedi.
“2000
yılında ihracatımız sadece 273 milyon dolardı, bugün 2,5
milyardayız”
Bahar
konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu Ramazan gününde yıldönümü
töreni yaparken, kuşkusuz aklımız, kalbimiz bir tarafı halen
deprem bölgesinde çadırlarda yaşayan vatandaşlarımızla
birliktedir. Deprem felaketi ve günlük ekonomik sıkıntılar
hepimizi yormuştur, yormaya devam etmektedir. Bugün buradan her
vatandaşımıza biraz güç, ümit, güven vermenin görevimiz
olduğunu düşünüyorum. Türkiye, tarihi boyunca zor zamanlar
yaşamış, her zaman zorlukları aşabilmiştir. Bu zorlukları da
aşacağımızdan kimsenin şüphesi olmamalıdır. Türkiye’nin
tarihi, 100 yıl önce sadece 100 üyesi bulunan ATSO’nun tarihi,
100 yıl önce sadece 200 bin nüfusu bulunan Antalya’mızın
tarihi, her üyemize ve genç nesillerimize bu güveni vermelidir.
100 yıl önce Türkiye’nin 29. ili olan Antalya’nın, bugün 5.
İl olması her Antalyalı için büyük bir gururdur. 1990 yılında
toplam nüfusu turistik yatak sayısı 70 binlerde, turist sayısı
1992’de 1 milyon olan Antalya bugün turizmin başkentidir. 2000
yılında 142 bin dekar serası olan Antalya bugün 327 bin dekarla
tarımın başkentidir. 2000 yılında ihracatımız sadece 273
milyon dolardı, bugün 2,5 milyardayız. 2000 yılında odamızın
üye sayısı 25 bin iken bugün 58 bine yükselmiştir. Antalya
bugün şirket kuruluşu, yabancı yerleşimi, inşaat sektörü,
mevduat büyüklüğü gibi çeşitli alanlarda artık Türkiye’nin
dördüncü, hatta bazı alanlarda üçüncü ili konumuna
yükselmiştir.”
Bu
gelişmelerden ATSO üyelerinin gurur duyması gerektiğini belirten
Bahar, “Çünkü bu gelişmede ATSO’nun rolü, katkısı çok
büyük olmuştur. Genç nesiller ve bilmeyenler için bu şehrin her
yerinde, her sektöründe, her konusunda ATSO’nun girişimlerinin,
öncülüğünün, desteğinin olduğunu hatırlatmak isterim.
Antalya tarihine, Kurtuluş Savaşı dönemine, 1950’lere,
1970’lere, 1990’lara, sağlık yatırımlarına, üniversite
kuruluşuna, eğitime, turizm yatırımlarına, organize sanayi
bölgesine, serbest bölgeye, doğal gaz yatırımına, fuar
merkezine, EXPO’ya, kültür ve sanat hayatına, bunun gibi birçok
alana bakanlar ATSO’nun katkılarını göreceklerdir” sözlerine
yer verdi.
“Bu
gurur adına bu görevi üstlenmiş bulunuyoruz”
ATSO’nun,
Antalya’da özel sektörün dünyadaki temsilcisi olduğunu
belirten Bahar, “Antalya ticaretinin belge ve veri merkezidir,
Antalya ekonomisinin vizyonudur, projelerin ve yeniliklerin
öncüsüdür, lobi gücüdür, çözüm ortağıdır, eğitim
kurumudur, 58 bin üyesine her anlamda destek veren lider kuruluştur.
Biz bu büyük kurumun ve güzel şehrimizin geleceğinin
sorumluluğunu düşünerek, bu gurur adına bu görevi üstlenmiş
bulunuyoruz. Bu gururu, bu sorumluluk ve güveni her üyemizin, her
Antalyalının da hissetmesini gönülden ümit ediyorum”
dedi.
"Bugün
bu hedeflerin halen çok uzağındayız"
“Büyük
önder Atatürk “övün, çalış, güven” diye öğüt
veriyordu. Tarihimizle, şehrimizle, kurumumuzla elbette övüneceğiz,
ama sadece övünmekle kalmayacağız, kendimizi değerlendirerek hep
daha iyisini, en iyisini yapmaya çalışacağız” sözlerine yer
veren Başkan Bahar, “Çünkü biz burada kendi kendimizle değil,
dünya ile yarışıyoruz. Bu nedenle Cumhuriyetimizin 100. Yılının,
Odamızın 141. Yıldönümünün, aynı zamanda, ülkemizi ve
Antalya’yı bu açıdan yeniden sorgulama ve değerlendirme zamanı
olduğunu da düşünüyorum. Bir zamanlar Türkiye’nin 2023
yılında 2 trilyon dolar milli gelir, 25 bin dolar kişi başına
gelir, 500 milyar dolar ihracat seviyesine geleceğini konuşuyorduk.
Bugün bu hedeflerin halen çok uzağındayız. Odamızın 2012
yılında yaptığı toplantıda 2023 yılı Antalya’sı için 40
milyar dolar il milli geliri, 20 milyon turist, 20 milyar dolar
turizm geliri, 5 milyar dolar ihracat gibi hedefler açıklanmıştır.
Ayrıca, 2023 yılında Doğu Akdeniz sahil yolunun tamamlanması,
Antalya-İstanbul ve Antalya-Konya hızlı treninin tamamlanması,
Kruvaziyer liman ve salonu yapılması, Aksu’da yat ve çekek
limanı yapılması, şehrimizde imar planlarının revizyonu,
ticaret alanlarının planlanması, görüntü kirliliğinin
önlenmesi gibi hedefler de konulmuştur” dedi.
“Türkiye
ve Antalya olarak topyekün bir kalkınma ve hamlesini hep birlikte
başlatmalıyız”
Hedeflere
ulaşılamadığını belirten Bahar, “Ya hedefler hatalıdır ya
da gerekenleri yapamamışız demektir. 2023 yılı bu konuları
sorgulama, yeni, gerçekçi hedefleri belirleme ve yeni bir heyecanla
güçlü bir yürüyüş başlatma yılı olmalıdır. Çünkü 2023
yılı Cumhuriyetimizin 100. Yılıdır, ikinci yüzyıla
hazırlanmalıyız. Depremle yıkılan şehirlerimizin inşasını,
riskli şehirlerimizin hazırlanması çalışmalarını hızla
gerçekleştirmek zorundayız. 2 milyona yakın vatandaşımız Şubat
ayından sonra şimdi de Ramazan ayını çadırlarda geçiriyor,
gelecek kışı da çadırda geçirme riskiyle yaşıyorlar. Bu
bakımdan Türkiye ve Antalya olarak topyekün bir kalkınma ve
hamlesini hep birlikte başlatmalıyız”
“Dünya
ekonomisinde ve Türkiye ekonomisinde risklerin ve finansal
sorunların arttığı bir dönemdeyiz”
Başkan
Bahar, “Türkiye sanayinin yarıdan fazlası İstanbul ve
çevresindeki 5 ilde toplanmıştır. Giyim, ilaç, otomotiv, makine
gibi sektörlerin yüzde 70-80’i bu illerdedir. İstanbul ve
Marmara bölgesindeki sanayinin bir kısmını içerisinde
üniversitesi, teknoparkı, sosyal konut ve yurt alanı, spor ve
kültür alanları olan, güneş enerjisi kullanan, bütün katı ve
sıvı atıkları yeniden kazanan, yeni OSB’lere taşımalıyız.
Bu OSB’leri üretimde ve ihracatta sıçrama yapacak şekilde
teknoloji şehri gibi kurmalıyız. Biz Antalya OSB’de çevreci
yatırımlarımızla, teknik kolejimizle, teknoparkımızla bu yeni
modelin bir örneğini oluşturmaya başladık. Bizim modelimizin bir
üst versiyonu olan teknoloji şehirlerine geçerek ilerlemeliyiz. Bu
sürecin kolay olmayacağı, topyekun bir çaba, ciddi bir finansman
gerektireceği ortadadır. Dünya ekonomisinde ve Türkiye
ekonomisinde risklerin ve finansal sorunların arttığı bir
dönemdeyiz. Depremin maliyeti, EYT maliyeti, bunların enflasyon,
bütçe ve cari açık etkisi şu anda gündemde olmasa da önümüzdeki
aylarda çok daha fazla konuşulacaktır. Hem bu sorunları çözmek
hem de gerekli yatırımları yapmak için dünya finansmanı ile
barışık olmalıyız” açıklamasına yer verdi."
“Hedeflerimizi
ve eylem planlarımızı birlikte belirlemeliyiz”
“Türkiye
bunu yapabilecek güçtedir, ama bunun için milli birlikle, bilimsel
planlamayla, teknoloji şehri gibi yeni modellerle ilerlemeliyiz”
diyen Başkan Bahar, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:
“Cumhuriyetimizin demokratik, laik, sosyal hukuk devleti olarak
milletimizi çağdaş uygarlığın üzerine çıkarma hedefi, 100.
Yılda hepimizin ortak hedefi olmalı, bu hedefi ve buna yönelik
politikaları siyaset üstü bir anlayışla ele almalıyız. 15 yıl
önce dijitalleşmenin bugünkü düzeye geleceğini, çevre
risklerin, kuraklığın böyle artacağını çok az kişi
görebiliyordu. Artık dünya ekonomisinin yeniden şekillendiğini,
yakın gelecekte yapay zekanın işleri, meslekleri, şehirleri nasıl
dönüştüreceğini görebiliyoruz. Bu dönüşümü, teknoloji ve
çevre faktörünü dikkate alan ortak vizyonumuzu, hedeflerimizi ve
eylem planlarımızı birlikte belirlemeliyiz. Kentsel dönüşüm,
konut ve kira sorunu, imar planlaması, toplu konut ve toplu iş
yerleri sorunlarını ivedi biçimde ortak akılla ele almalı ve
çözüme kavuşana dek takipçisi olmalıyız.”
“Antalya’da
Türkiye’ye örnek olacak, kentsel dönüşüm modeli
başlatmalıyız”
Kentsel
dönüşüm 2012 yılında Afet ve Riskli Yapıların Yenilenmesi
amacıyla çıkarıldığını hatırlatan Bahar, “Bu durumun ne
kadar gerçekleştirildiği, depremin ardından çok münazara
edilmektedir. Kentsel dönüşümün dikey mimari ile değil yatay
mimari yapıda ele alınması gerektiği farklı gruplar tarafından
ifade edilmektedir. Sadece bina olarak tek başına düşünülmemelidir.
Toplumsal, kültürel değişim ile sürdürülebilir çevre
politikalarını da birlikte ele alarak “akıllı şehirler”
oluşturulmalıdır. İmar planlarımızı 20-39 yıllık bir
vizyonla çevre risklerini dikkate alarak, sanayi ve ticaret
ihtiyaçlarını, lojistik-ulaşım ihtiyaçlarını dikkate alarak
gözden geçirmeliyiz. Antalya’da Türkiye’ye örnek olacak,
konut sorununu, kira sorununu çözecek çevreci kentsel dönüşüm
modeli başlatmalıyız. Serbest Bölgemiz ve Sanayimiz için yeni
genişleme alanını teknoloji şehri gibi, soysal alan ve konut
alanıyla birlikte, çalışanlarımızın barınma sorununu çözecek
şekilde kurmalıyız.
“Antalya
bu hedefe güçlü birliktelikle yürümelidir”
Tarım
alanlarını ve su kaynaklarını korumaması gerektiğini belirten
Bahar, “Altyapısı olmayan, yeterli yeşil alanı, sosyal alanı,
ticaret alanı olmayan yerleri yapılaşmaya açmamalıyız.
Ulaştırma projelerimizin gerçekleşmesi için birlikte
çalışmalıyız. İhtisas ticaret merkezleriyle ticaret
sektörümüzün plansızlığını, dağınıklığını aşarak
ticaret sektörüne hak ettiği gücü kazandırmalıyız. Bu hedef
sadece ATSO’nun değil, bütün kurumların ortak hedefi olmalı ve
Antalya bu hedefe güçlü birliktelikle yürümelidir. Çünkü
şehir sadece bir yerleşim yeri değildir, bir kültürdür, ortak
tarih ve değerlerdir, bütün kurumların uyumlu ve koordineli
çalıştığı bir sistemdir. Antalya’da şehir kültürü ve
sistemi olarak eksiklerimizin ve sorunlarımızın varlığını
inkar edemeyiz. Bu konuları konuşup bırakırsak, sonra herkes
arkasına döner, aynı şekilde devam ederse 20 yıl sonra aynı
şeyler tekrar konuşulur. Bu sorunları birlikte aşmalı ve
Antalya’yı, ortak hedeflere bilimin ışığında yürüyen, bütün
kurumların demokratik, katılımcı, şeffaf ve birlikte çalıştığı,
ortaklaşma kültürünü geliştiren, yenilikçi, insana ve doğaya
saygılı önem veren bir kent kültürüne birlikte kavuşturmalıyız”
ifadelerine yer verdi.
"ATSO’nun
141. yılı, cumhuriyetimizin 100. yılı kutlu olsun”
Antalya
ekonomisinin, sanayisi, turizmi, tarımı, ticareti, kültür
ekonomisi ve teknoloji alanlarıyla birlikte 6 motorlu bir uçak
olması gerektiğini belirten Bahar, “Sağlık turizmi, kültür
turizmi, tıp teknolojisi, biyoteknoloji, yazılım, yapay zeka,
tarım teknolojileriyle Antalya ekonomisi, iklim değişikliği ve
afetlere dirençli, tamamen dijital ve akıllı, üreticisi ve
çalışanlarıyla mutlu, güvenli bir rotada hızla ilerlemelidir.
ATSO olarak vizyonumuz, hedefimiz, projelerimiz bu iddiayı en üst
düzeyde taşımaktadır. Kurum kültürümüzü, iş kültürümüzü,
kent kültürümüzü, uluslararası ilişkilerimizi bu istikamette
şekillendirmek suretiyle var gücümüzle çalışacağız. Odamız
tarafından geleneksel olarak her yıl gerçekleştirilen ödül
töreni, son yıllarda odamız kuruluş yıl dönümü ile
birleştirilerek 3 Nisan tarihinde düzenlenmekteydi.
Cumhuriyetimizin 100. Yılı olması nedeniyle, bu yılki ödül
törenimizi 29 Ekim haftasında, Cumhuriyetimizin 100. Yılına
yakışacak bir şekilde gerçekleştirmeyi kararlaştırdık. Bir
son dakika gelişmesi yaşanmaz ise 23 Ekim 2023 akşamı, ATSO
Cumhuriyetin 100. Yılı Ödül Töreninde yine hep birlikte
olacağız. Şimdiden davetimizi sizlere iletmiş olmak istedim. ATSO
ailesi olarak bizim hedefimiz can cana, gönül gönüle, akıl
akıla, hep beraber olmak, birlikte çalışmaktır. Hepinizin
katkısı ve desteğiyle, bu anlayış ve sorumlulukla çalışacağız
ve bu güvenle Ne Mutlu Türküm, Ne Mutlu Antalyalıyım, Ne Mutlu
ATSO Üyesiyim diyeceğiz. ATSO’nun 141. Yılı, Cumhuriyetimizin
100. Yılı kutlu olsun” diye konuştu.
"Bu
şehir İstanbul’dan sonra dünyada en çok bilinen
şehirdir"
Antalya
Valisi Ersin Yazıcı ise konuşmasına şu sözlere yer verdi:
“ATSO’nun 141. yıl dönümünü kutluyorum. Depremde 50 binin
üzerinde insanımızı kaybettik, bir kez daha rahmetle anıyorum.
15 milyon nüfus etkilendi. Depremin travmasının ağır olduğunu
hepimiz biliyoruz. ATSO’nun bölgeye olan katkılarının da
biliyorum, bir kez daha sizlere teşekkür ederim Bu şehir
İstanbul’dan sonra dünyada en çok bilinen şehirdir. 3 yıldır
burada görev yapıyorum. Bu şehrin en küçük esnafından en büyük
şirketine kadar bu sorumluluk ile hareket ettiğinin bilincindeyim.
Bu şehir hem tarım hem da turizmde hizmet üretmeye devam ediyor.
Görmediğim tarla ve urun kalmadı. Ama buradaki tarımın
Türkiye’nin çok önünde olduğunu biliyorum, bundan dolayı çok
mutluyum. Antalya’nın tohum üretimde lider olduğunu burada
görmek beni mutlu etti. Turizm ile ilgili zaten herkes biliyor.
Turizm hizmetinin kalitesini gelen her kesim anlatıyor, ülkem adına
şehrim adına sizin sayenizde gururlanıyorum. Bu yükü gururla
taşıyan bir şehiriz. Bu liderliğimizi kaybetmeden teknolojiyi de
kullanarak her alanda yolumuza devam edelim. Biz büyük bir devlet
ve milletiz. Biz bu kurumlarla buyuyoruz, kanunlarla büyük
olunmuyor. Bu güzel kurumların yaşamasını, bu şehrin yükünü
alarak yoluna devam etmesini diliyorum."
Tören
10 yıl ve daha fazla görev yapanlara verilen plaket taktiminim
ardından sona erdi. Töre Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal,
Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen, Döşemealtı Belediye
Başkanı Turgay Genç, Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali
Çandır, AESOB Başkanı Adlıhan Dere, ANFAŞ Yönetim Kurulu
Başkanı Ali Bıdı, , meclis üyeleri, STK Başkanları, ve çok
sayıda davetli katıldı.
-ABDÜLTALİP GÜNGÖR