Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Selahattin Kumru, menopoz sonrası görülen kanamaların kanser habercisi olabileceği konusunda uyarılarda bulundu.
Yeniden başlayan kanamaların ciddi bir hastalığın habercisi olabileceğini ve bu kanamaların yüzde 20’sinde kansere dönebilecek lezyonlar..
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Selahattin Kumru, menopoz sonrası görülen kanamaların kanser habercisi olabileceği konusunda uyarılarda bulundu.
Yeniden başlayan kanamaların ciddi bir hastalığın habercisi olabileceğini ve bu kanamaların yüzde 20’sinde kansere dönebilecek lezyonlar tespit eden uzmanlara göre, menopoz döneminde hiçbir akıntı ya da kanama beklenmez. Bu nedenle vakit kaybetmeden bir uzmana başvurmak önemli.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Selahattin Kumru, yeniden başlayan kanamaların ciddi bir hastalığın habercisi olabileceğini vurguladı. Kumru, kendi yaptığı çalışmalar sonucunda, menopoz sonrası kanamaların yüzde 20’sinin kanser ya da kanser öncülü lezyonlar içerebildiği sonucuna ulaştıklarını söyledi.
“Menopoz döneminde hiçbir akıntı olmaz”
Kadınların adet dönemi dışındaki tüm kanamaların ciddiye alınması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Selahattin Kumru, “Kadınlar genellikle menopoz sonrası kanamalarında yeniden adet gördüklerini düşünüyor. Oysa menopoz, rahim içinin tamamen suskunlaştığı, hiçbir akıntının olmadığı bir dönemdir. Doğası gereği östrojen hormonunun vücutta azaldığı, adetin tamamen bittiği bir dönemdir. Dolayısıyla kanama ya da herhangi bir akıntı durumunda oyalanmadan bir hekime başvurmaları son derece önemli. Çünkü, erken teşhis ve tedavi fırsatını kaçırmamak gerekir” diye konuştu.
“Erken teşhis için jinekolojik muayene şart”
Kanamanın neden kaynaklandığını öğrenmenin doğru tedaviye başlamadaki önemine değinen Kumru, kanamanın pek çok nedeni olabileceğini belirtti. Selahattin Kumru, “Menopoz sonrası kanamaların polip, endometriyal atrofi, endometriyal hiperplazi, vijanal atrofi, rahim kanseri, rahim kanseri öncülü lezyon, rahim ağzı kanseri, rahim ağzı kanseri öncül lezyonu gibi çeşitli sebepleri mümkün olabilir. Tüm bunların tespit edilebilmesi için önce jinekolojik muayene yaparak, ultrasonografi ve biyopsiler ile bu kanamaların sebebini anlıyor ve tedavisine öyle başlıyoruz” ifadelerine yer verdi.
Kumru, erken teşhisin hayati öneme sahip olduğunu, özellikle menopoz dönemine giren kadınların bu türden bütün akıntıları ciddiye alarak mutlaka jinekolojik muayene olmaları gerektiğini belirtti.
Yeniden başlayan kanamaların ciddi bir hastalığın habercisi olabileceğini ve bu kanamaların yüzde 20’sinde kansere dönebilecek lezyonlar tespit eden uzmanlara göre, menopoz döneminde hiçbir akıntı ya da kanama beklenmez. Bu nedenle vakit kaybetmeden bir uzmana başvurmak önemli.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Selahattin Kumru, yeniden başlayan kanamaların ciddi bir hastalığın habercisi olabileceğini vurguladı. Kumru, kendi yaptığı çalışmalar sonucunda, menopoz sonrası kanamaların yüzde 20’sinin kanser ya da kanser öncülü lezyonlar içerebildiği sonucuna ulaştıklarını söyledi.
“Menopoz döneminde hiçbir akıntı olmaz”
Kadınların adet dönemi dışındaki tüm kanamaların ciddiye alınması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Selahattin Kumru, “Kadınlar genellikle menopoz sonrası kanamalarında yeniden adet gördüklerini düşünüyor. Oysa menopoz, rahim içinin tamamen suskunlaştığı, hiçbir akıntının olmadığı bir dönemdir. Doğası gereği östrojen hormonunun vücutta azaldığı, adetin tamamen bittiği bir dönemdir. Dolayısıyla kanama ya da herhangi bir akıntı durumunda oyalanmadan bir hekime başvurmaları son derece önemli. Çünkü, erken teşhis ve tedavi fırsatını kaçırmamak gerekir” diye konuştu.
“Erken teşhis için jinekolojik muayene şart”
Kanamanın neden kaynaklandığını öğrenmenin doğru tedaviye başlamadaki önemine değinen Kumru, kanamanın pek çok nedeni olabileceğini belirtti. Selahattin Kumru, “Menopoz sonrası kanamaların polip, endometriyal atrofi, endometriyal hiperplazi, vijanal atrofi, rahim kanseri, rahim kanseri öncülü lezyon, rahim ağzı kanseri, rahim ağzı kanseri öncül lezyonu gibi çeşitli sebepleri mümkün olabilir. Tüm bunların tespit edilebilmesi için önce jinekolojik muayene yaparak, ultrasonografi ve biyopsiler ile bu kanamaların sebebini anlıyor ve tedavisine öyle başlıyoruz” ifadelerine yer verdi.
Kumru, erken teşhisin hayati öneme sahip olduğunu, özellikle menopoz dönemine giren kadınların bu türden bütün akıntıları ciddiye alarak mutlaka jinekolojik muayene olmaları gerektiğini belirtti.