SON DAKİKA

logo

Madde bağımlıları ilaçsız tedavi olup, meslek sahibi olarak normal hayatlarına dönüyor

Isparta’da Uyuşturucu, Bağımlılıklarla ve Alkolizmle Mücadele Derneği’nin (UYUMDER) kurmuş olduğu iyileştirme merkezine gelen madde bağımlısı kişiler; at bakıcılığı, kütüphane, hobi bahçesi, ahşap ve demir atölyesi, oyun salonu ve su terapisi gibi birçok etkinlik sayesinde ilaçsız tedavi oluyor. Merkezde 8 yılda 500’den fazla genç, madde bağımlılığından kurtularak normal hayatlarına meslek sahibi olarak döndü.
Uyuşturucu, Bağımlılıklarla ve Alkolizmle Mücadele Derneği ilaçsız rehabilitasyon yöntemiyle madde bağımlısı gençlere umut oluyor. 51 dönüm araziye kurulan olan merkezde at çiftliği, kütüphane, hobi bahçesi, ahşap ve demir atölyesi, oyun salonu ve havuz gibi birçok etkinlik alanı bulunuyor. Her dönem Türkiye’nin birçok ilinden sayılı kişi kabul eden merkezde madde bağımlısı kişiler, kurs, etkinlik ve farklı aktivitelerle rehabilite oluyor. Merkezin hizmet verdiği 8 yıllık süreçte 500’e yakın genç madde bağımlığından kurtularak, meslek sahibi oldu.
UYUMDER Başkan Yardımcısı Yaşar Erbil, 2014 yılında kurulan derneğin Türkiye’de uyuşturucu bağımlılıklarının üzerine kurulan ilk dernek olduğunu belirterek, “51 dönüm arazide 2018 yılında rahmetli Mustafa Kaya’nın binamızı yaptırmasıyla biz buraya yerleştik. Toplamda 500’e yakın gencimiz rehabilite oldu” dedi. Dernekte tedavi gören kişilerin rehabilite süreçlerinden bahseden Erbil, “Öncelikle çocuklarımızın yoksunluk dediğimiz kriz aşaması var. Oradaki yoksunluk süreci bittikten sonra vücut temizliği daha sonra hayata adaptasyon kurslarımız var. Atabey Halk Eğitim Merkezi çerçevesinde yaklaşık 12 kursumuz var. Özellikle ağaç şekillendirme, oyma ve boyama sanatı olan kamelya, piknik masası yaparak bütün kurumlara ve kooperatiflere gönderiyoruz. Hem çocuklarımız akşama kadar burada vakit geçiriyor, hem de derneğimize gelir amaçlı burada imkanlar sunuyoruz. Burası sabah 9’da başlayıp akşam 5’e kadar sürüyor” dedi.

“Resmi belgeli olarak işlere yerleştirilip, iş sahibi oluyorlar”
Tedavi alan bireylerin hocalar ve eğitmenlerle birlikte dernekte birçok kursu aldıktan sonra iş imkanı sağlandığını belirten Erbil, “Aşçı yardımcılığı, aşçılık kursu, ağaç şekillendirme, oyma boyama sanatı, kaynakçılık, oksijen kaynakçılığı, gaz altı kaynakçılığı kursu, hayvan yetiştirme kursu, sportif ve kültürel faaliyetler olarak boks kursu, vücut geliştirme kursu, masa tenisi gibi eğitimler veriyoruz. Özellikle yakın çevre illerden çok başvuru oluyor. Iğdır’dan, Hakkari’den kardeşlerimiz geliyor. Son 2 aydır da Avusturya’dan ve Suriye’den maalesef kardeşlerimiz geldi. Burada bulunanlar çoğunlukla farklı illerden gelenler. Elimizden geldiği kadar başka canlar yanmasın, başka aileler ağlamasın diye burada hizmet veriyoruz” diye konuştu.

"Burada hem iş sahibi hem de rehabilite oluyorlar"
Tedavi süreçleri tamamlanan bireylerin resmi belgeli olarak meslek sahibi olduklarını vurgulayan Yaşar Erbil, “Gaz altı kaynakçılık kursu alan kaç tane yavrumuzu sağ olsun organize sanayiye yerleştirdik. Antalya’daki birçok otele aşçı yardımcısı ve aşçılık kursumuzu bitiren kardeşlerimizi yerleştirdik. Aynı zamanda ağaç ve mobilya sanatını bitirenler buradaki mobilyacılar çarşısında bu kardeşlerimizi işe aldılar. Ve tedavileri bittikten sonra onları yerleştirdik. Herhangi bir sıkıntıları olmasın diye devamlı kontrol altındalar. İl dışında olanlara telefonları ile ulaşıyoruz. Hem burada rehabilite oluyorlar hem de maddeye bulaşan yavrularımız resmi belgeli olarak işlere yerleştiriyorlar; burada hem iş sahibi hem de rehabilite oluyorlar” ifadelerini kullandı.

“Burada bağımlılıktan ’Asla kurtuluş yok’ gibi deyimler yok”
Yaklaşık 9 yıllık süreçte 500’e yakın gencin rehabilite olduğunu söyleyen Erbil, “Gidip de sonradan pişman olup gelen kardeşlerimizde var. Biz onları yine alıp yine rehabilite ediyoruz. Geldikleri süreçte bizim en az 6 aylık bir programımız var. Bunun 3 ayı vücut ve beyin temizliği. Diğer 3 ayda hayata adaptasyon dediğimiz kültürel ve sportif faaliyetler devam ediyor. Eğer kalmak isterlerse 6 aydan sonra eğitmen statüsüne geçiyor. Burada gençlerimizde telefon ve internet yok zorlu bir süreç kolay değil. Burada bağımlılıktan asla kurtuluş yok gibi deyimler yok. Bir kanser gibi erken teşhisle kurtulamayacakları hiçbir madde yok, buraya gelip arınıp hayatlarına devam ediyorlar” açıklamalarında bulundu.

“Burada herkes birbirini tedavi ediyor”
Dernek atölyelerinde mobilya, kaynak, güvercin yuvaları, tavuk kümesleri, hayvan barınakları, mantar çadırları ve kitap kafe gibi birçok seçeneğin olduğunu belirten Yaşar Erbil, “Burada herkesin belirli bir süreden sonra kabiliyetine göre burada eğitmenlerimiz yönlendiriyorlar. Burada gün yaşam alanlarının temizlikleriyle başlıyorlar ve daha sonra hocalarımız gözetiminde hastane programı olanlar hastaneye gidiyorlar. Birçoğu mobilya atölyesinde zamanını geçiriyor. Akşam bu sorumlulukları bittikten sonra sportif ve kültürel faaliyetlerle devam ediyorlar. Bunlar da masa tenisi, bilardo, dışarıda yüzme havuzu, içeride saunamız var, bunlara katılıyorlar. Müzik terapi ve su terapisi var. Haftada bir gün mehteran kursumuz var, Türkiye’nin ilk ve tek artık bağımsızlarından oluşan mehteran takımımız var. Buradaki eğitmenlerimiz de burada tedavi olan kişiler. Burada herkes birbirini tedavi ediyor” şeklinde konuştu.

“Diğer insanlar da kurtulabilir benim gibi”
UYUMDER derneğine 2020 yılında gelerek 8 aylık tedavi sürecini başarıyla tamamlayan 25 yaşındaki Hüseyin Eğridir, 3 yıldır dernekte eğitmen olduğunu belirterek, “Başta biraz zorlandım. Zor bir süreçten geçtim. Ama cefa olmadan sefa olmaz, bunları zorlanarak başarmaya çalıştık ve başardık. Şu an gayet iyiyim ve burada eğitmenim. Tüm öğrencilere yardımcı oluyorum. Severek yapıyorum, gönüllü olarak kaldım burada. Diğer insanlar da kurtulabilir benim kurtulduğum gibi. Biraz zor oluyor ama başarabiliriz hep beraber. Başarılamayacak hiçbir şey yok. Ben bu bağımlılıktan kurtularak örnek olarak da kalmayı tercih ettim. Çok memnunum. 8 ay kaldım. Başta tedavi sürecinde sauna tedavisi aldım. Çalışma programları olsun nasıl davranacağım, dışarıya nasıl hazır olacağımız, konuşma programları, beyin dersi hepsini baştan sona tamamladım. Dışarıdakilere söylemek istediğim tedaviyi denemelerini tercih ederim. Zor bir şey değil. Başta zorlanabiliriz ama başaramayacak hiçbir şey yok. Tedaviye gelmelerini tavsiye ederim” dedi.
Muğla Köyceğiz’den tedavi olmak için gelen 45 yaşındaki Osman Gedik, ortalama 30 yıllık bir bağımlılık süreci olduğunu belirtti. Süreç içerisinde AMATEM gibi değişik tedavi sistemleri yaşadığını fakat başarılı olamadığını belirten Gedik, “Bir buçuk yıldan beri buradayım, temizim ve rahatım. 6 aylık zaman zarfı içinde tedavi bitmiş oluyor ve diğer arkadaşlar kalmak istediklerinde eğitmen olarak kalabiliyor ve ben de kaldım. Çünkü 30 yıllık bağımlılık 3 ayda bitecek değildi. Onun için buradayım. En azından burası rahat ve kendimizde kaybettiğimiz duyguları tekrar kazanmaya başlıyoruz ve kendimizi daha iyi ifade ediyoruz. Diğer arkadaşlar da en büyük faktör benim görüşümce kendi istemesi lazım, kaybettiklerinin farkına varması lazım. Biz de bu şekilde arkadaşların görmemiş olduğu konuları resimleri göstermeye çalışıyoruz. Bizim en büyük avantajımız bu. En azından biz kendimiz yaşadık. Buraya gelenleri yargılamadan ve yadırgamadan eğitmeye çalışıyoruz. Sadece biz bağımlılar değil, örneğin alkollü trafiğe çıkmak yasak, o da bir suç. Yani bizi toplumdan dışlamak yerine kazanmaları daha iyi olur diye düşünüyorum” diye konuştu.

“Maddelerle dertleştim, onlarla savaştım”
Bağımlılık yaşayan bireyler için ilk temasın çok önemli başlama sebebi olduğunu belirten Gedik, “Örneğin merak veya bazı kişilere kendimizi kanıtlamak o ortama girmek bilmediğin bir şeyi tanımak, tanıdığın zaman vazgeçilmiyor, bağımlılık yapıyor. O ortamdan uzak durmak gerekiyor. Bundan uzak durmak için aile ve arkadaşlarımızı iyi seçmemiz lazım, kendimizi ifade edebileceğimiz arkadaşlar seçmemiz lazım. Ben kendimi örnek verirsem ben kendi üzüntümü de, mutluluğumu da ifade edememişim. Alkol ve diğer maddelerle dertleştim, onlarla savaştım, dünyam küçüldükçe küçüldü. Burada bunun farkına varıyorsun ve kaybettiğin değerleri kazanıyorsun sağlık, zaman gibi. Çok büyük kavramların burada anlamını önemsiyoruz” şeklinde konuştu.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.07.27 17:24:02
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Önce kardeşleriyle tartıştı, sonra evi ateşe verdi

Antalya’nın Döşemealtı ilçesinde kardeşleriyle kavga eden genç, önce kirada oturdukları evi, sonra da motosikleti yaktıktan sonra kaçtı. Yangında ev kullanılamaz hale gelirken, şüpheli, birkaç sokak ileride polis ekiplerince yakalandı.
Yangın, saat 12.00 sırasında Döşemealtı ilçesi Yeniköy Mah..

Antalya’nın Döşemealtı ilçesinde kardeşleriyle kavga eden genç, önce kirada oturdukları evi, sonra da motosikleti yaktıktan sonra kaçtı. Yangında ev kullanılamaz hale gelirken, şüpheli, birkaç sokak ileride polis ekiplerince yakalandı.
Yangın, saat 12.00 sırasında Döşemealtı ilçesi Yeniköy Mahallesi Kazım Karabekir Caddesi üzerindeki 3 katlı evin son katında çıktı. Ertuğrul G. (29), evde kirada yaşadıkları annesi ve kardeşleriyle öğle saatlerinde tartıştı. Ertuğrul G., bir süre sonra elinde benzin bidonuyla eve geri geldi. Tartışmaya devam eden Ertuğrul G., odalara benzin döktükten sonra ateşe verip motosikletiyle kaçtı. Sinirini alamayan şüpheli birkaç sokak ilerledikten sonra motosikleti de ateş verdi. İhbarla bölgeye çok sayıda itfaiye ve polis ekibi sevk edildi. Şüpheli ara sokaklarda Döşemealtı İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerince yakalandı. Evin çatı olması nedeniyle alevler kısa sürede her yeri sardı. Antalya Büyükşehir Belediyesi itfaiye ekiplerinin müdahalesine rağmen ev kullanılamaz hale geldi. Ekipler yangına hem bina içinden hem de merdivenli araçla havadan müdahalede bulundu. Alt kata dolan yoğun duman nedeniyle itfaiye ekipleri evdeki muhabbet kuşlarını da kurtardı. Yangın haberini alıp eve gelen alt kattaki kadın muhabbet kuşlarına kavuşunca büyük mutluluk yaşadı. Yangında ev kullanılamaz ile gelirken, olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Evde yangının başlangıcı ve alevlere teslim olduğu anlar vatandaşların cep telefonu kamerasına yansıdı.
Olayı gören Muhammet Yaşar, "Kardeşler sabah kavga etti. Sonra polisler geldi, götürdü. Bir tanesi geri geldi, elinde benzin bidonuyla ve evi yaktı. Giderken kendi motosikletini de yaktı" dedi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.07.05 16:49:37
Son Düzenlenme Tarihi :





Mısır çiftçinin yüzünü güldürecek

Türkiye’nin en önemli mısır üretim merkezlerinden Adana’da bu sene mısırda verimin yüzleri güldürmesi bekleniyor. Çiftçiler, lisanslı depolardaki mısırların bir an önce yeni mısır için boşaltılmasını ve fiyatların hasattan önce açıklanmasını istiyor.
Türkiye’nin 8,3 milyon tonluk mısır üretiminin yaklaşık yüzde 14’ünü karşılayan Adana’da ’sarı altın’ olarak adlandırılan mısırda hasat yaklaştı. Kent genelinde 2020’de yaklaşık 700 bin dönüm alanda ekilen mısırda 820 bin ton rekolte gerçekleşirken, bu rakamlar 2021’de 665 bin dekarda 810 bin ton, geçen yıl ise 800 bin dönümde 1 milyon 50 bin ton olarak kayda geçti. Bu sene de yaklaşık 865 bin dönüm alanda mısır ekimi gerçekleşirken, yağışlı hava nedeniyle mısırdan 1 milyon 200 bin ton rekolte hedefleniyor. Ayrıca mısırda verimin bu sene çiftlerin yüzünü güldürmesi bekleniyor. Ancak buğday ve geçen seneki mısırlar nedeniyle lisanslı depoların yaklaşık yüzde 60’ının dolu olduğu öğrenildi. Çiftçiler ise bu nedenle mısırlarını lisanslı depolara dökememe endişesi yaşıyor.

“Depolarda yer açılmasını istiyoruz”
İhlas Haber Ajansı’na konuşan Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, “Bu sene havaların serin gitmesinden dolayı kent genelinde 1 milyon 200 bin ton rekolte bekliyoruz. Ancak fiyatlar daha açıklanmadı ve biz Ağustos ayının başında fiyatların açıklanmasını bekliyoruz. TMO tarafından geçen sene alınan mısırların çoğu lisanslı depolarda dolu. Adana genelinde ise depoların yüzde 60-70’i dolu. Bu depoların bir an önce boşalıp mısır için yer açılmasını istiyoruz. Bir an önce depoların boşalmasını bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

“Mısır bizim için olmazsa olmaz”
Mısırda verimin çiftçinin yüzünü güldüreceğini anlatan Doğan, “Verim açısından çiftçinin yüzü mısırda bu sene gülecek ancak ortada fiyat yok. Geçen sene fiyat 5 bin 700 lira açıklandı ancak şu anda fiyatlar geçen seneden daha düşük. Yeni mahsulün fiyatının açıklanmasını bekliyoruz. TMO depoları boşaltmadan biz ürünü nereye gönderebiliriz? Mısır bizim için olmazsa olmaz. Bu sene buğday ve mısır ekim alanları arttı” dedi.
Öte yandan, Doğan, buğdayda olduğu gibi mısırda da bin liralık primin verilmesini beklediklerini söyledi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.07.20 18:03:04
Son Düzenlenme Tarihi :