Olay, saat 15.15 sıralarında Taşyayla köyü Belenkuyu mevkiinde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, Mehmet Belenkuyu’ya ait olduğu öğrenilen evin bacasından yangın çıktı. 112 Acil Çağrı Merkezine yapılan ihbar üzerine bölgeye itfaiye ekipleri, Bucak Orman İşletme Müdürlüğü ekipleri, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ev yangınının ormanın kıyısında olmasından dolayı arazözlerin de destek verdiği yangın, itfaiye ekiplerince söndürüldü. Yangın söndürme çalışmalarına 3 itfaiye, 4 arazöz katılırken, ambulansta herhangi bir yaralanmaya karşı hazır bulundu. Yangında ev tamamen kullanılamaz hale geldi. Yapılan ön incelemede yangının bacadan çıktığı öğrenildi.
Olay, saat 15.15 sıralarında Taşyayla köyü Belenkuyu mevkiinde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, Mehmet Belenkuyu’ya ait olduğu öğrenilen evin bacasından yangın çıktı. 112 Acil Çağrı Merkezine yapılan ihbar üzerine bölgeye itfaiye ekipleri, Bucak Orman İşletme Müdürlüğü ekipleri, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ev yangınının ormanın kıyısında olmasından dolayı arazözlerin de destek verdiği yangın, itfaiye ekiplerince söndürüldü. Yangın söndürme çalışmalarına 3 itfaiye, 4 arazöz katılırken, ambulansta herhangi bir yaralanmaya karşı hazır bulundu. Yangında ev tamamen kullanılamaz hale geldi. Yapılan ön incelemede yangının bacadan çıktığı öğrenildi.
Altınbeşik Mağarası son yılların en yüksek rekorunu yakaladı
Antalya’nın İbradı ilçesindeki dünyaca ünlü Altınbeşik Mağarası’nı 8 ay içinde 100 bin yerli ve yabancı turist ziyaret etti. Geçtiğimiz yıl yılın ilk 8 ayında 80 bin ziyaretçi ağırlayan Altınbeşik, bu yıl ise yılın ilk 8 ayında ziyaretçi sayısı 100 bini aşarak bugüne kadar son yılların en yüksek z..
İbradı ilçesi Ürünlü Mahallesinde bulunan Altınbeşik Mağarası yerli ve yabancı ziyaretçilerin akınına uğruyor. Mağarayı 8 ay içerisinde 100 bin kişiden fazla kişi ziyaret etti. Gezi botları ile mağaranın güzelliklerini keşfe çıkan günde ortalama 400 ila 500 yerli ve yabancı ziyaretçi, Antalya’nın bu cennet köşesine hayran kalıyor.
“Rekor ziyaretçi”
Mağaranın işletmesini yürüten İbradı Belediyesi personeli ve Altınbeşik Mağarası işletme sorumlusu Yılmaz Özdoğan, mağaranın Türkiye’nin dört bir yanından gelen yerli ve yabancı ziyaretçiler tarafından her geçen gün daha da büyük ilgi gördüğüne dikkat çekti.
Geçen yıllara göre hem yerli, hem de yabancı ziyaretçilerin daha fazla ilgi gördüğünü ve geçtiğimiz yıllara göre rekor yakaladıklarını söyleyen Özdoğan, “Dünyanın dört bir köşesinden ziyaretçileri kabul ediyoruz. Yılın ilk 8 ayında 100 bin bandını açtık. Bu bizim için geçen yıllara göre çok daha iyi rakamlar. Özellikle yerli ziyaretçilerimizde de büyük artış görülmektedir. Avrupa pazarından ve Rus ülkelerinden verimli ziyaretçi akını var. Bilindiği gibi Altınbeşik Milli Parkı Türkiye’nin en büyük, Dünyanın ise 3. Büyük yeraltı gölü Mağarası. Muntazam turkuaz bir su ve bir birinden güzel traverten oluşumların ev sahipliği yaptığı bir yer. Bu sebeple gelen ziyaretçilerimiz son derece memnun kalıyorlar. Günlük ziyaretçi sayımızı 400-500 civarına kadar çıkardık. Özellikle iç piyasadan çok ciddi bir ziyaretçi sayımız var. Yine hafta sonları cumartesi pazar günlük 800-1000 arasında ziyaretçilerimiz geliyor. Bu sayı ise bizim için muhteşem bir tempo ve muazzam bir aksiyon” diye konuştu.
“Anlatılmaz, sadece yaşanır”
Mağarayı Antalya’dan ziyarete gelen Mücahit Özdemir, arkadaşları ile birlikte Altınbeşik mağarasını özellikle gezmeye geldiklerini söyleyerek, “Burası Dünyanın 3. Türkiye’nin en büyük yeraltı gölü mağarası olduğunu biliyordum. Sosyal medyada hep karşıma çıkıyordu. İçerisi muhteşem. İçeride Pamukkale’yi andıran travertenler var. Turkuaz rengi suyu ile harika bir yer. İçeride isminin aldığı beşik harika. Mağaranın ilginç olan bir özelliği ise içerisinin sıcaklığı 16-17 derece civarında. Herkesin gelip görmesi gereken bir yer” şeklinde konuştu.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.09.02 12:43:33
Son Düzenlenme Tarihi :
Kireçlenmesi olan hastalar için 9 öneri
Romatoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Erdal Gilgil, romatizma hastalarına önerilerde bulundu.
Tam anlamıyla tedavisi mümkün olmayan, kişiye yaşamı boyunca eşlik eden romatizmal hastalıklar özellikle yol açtıkları hareket kısıtlılığı nedeniyle hayat standardını düşürüyor. Hastalığın ileri aşamaların..
Tam anlamıyla tedavisi mümkün olmayan, kişiye yaşamı boyunca eşlik eden romatizmal hastalıklar özellikle yol açtıkları hareket kısıtlılığı nedeniyle hayat standardını düşürüyor. Hastalığın ileri aşamalarında hastalar zorunlu ihtiyaçlarını bile zorlukla yerine getirebiliyor. Romatizmanın yol açtığı olumsuz etkilerle olabildiğince geç karşılaşmanın yolu ise yaşam alışkanlıklarını değiştirmekten geçiyor. Memorial Antalya Hastanesi Romatoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Erdal Gilgil, romatizma hastalarına önerilerde bulundu.
“Kireçlenme de romatizmal bir hastalıktır”
Kaslar, kemikler, eklemler ve bu yapıları birleştiren bağlarda ağrı ve hareket kısıtlılığına, bazen de şişlik ve şekil bozukluğuna neden olan hastalıklara genel olarak romatizma denildiğini belirten Prof. Dr. Erdal Gilgil, “Romatizmal hastalık her yaş, cinsiyet ve ırktan insanda gelişebilir. Birkaç farklı romatizmal hastalık şekli vardır ve bazı insanlar bazılarına diğerlerinden daha duyarlıdır. Hastalığa genetik ve çevre faktörleri, cinsiyet ve yaşın etkili olduğu bilinmektedir. Romatizmal hastalıklar genel olarak iltihabi olanlar ve olmayanlar olarak sınıflandırılabilir. Halk arasında bilinen, kireçlenme olarak isimlendirilen artroz hastalığı iltihabi olmayan romatizmadır” dedi.
“Kireçlenmede ilk belirti; ağrı”
Kireçlenme kalça, diz, ayak bileği, omuz gibi büyük eklemlerin yanı sıra el parmakları gibi küçük eklemlerde de olabileceğine işaret eden Gilgil, “Kadınlarda erkeklere göre daha fazladır. Hastalığın asıl nedeni eklem kıkırdağının zamanla incelmesi, aşınması ve sonunda yırtılmasıdır. Kireçlenmede hastalar öncelikle ağrıdan yakınırlar. Ağrı başlangıçta uzun aktiviteler sonrası başlar, dinlenince ve basit ağrı kesicilerle geçer. Zamanla ağrı daha kısa aktivitelerle başlar ve daha uzun sürer. Daha da ilerleyince ağrı sürekli bir hal alır ve hiçbir ilaç ile kontrol edilemez. Ağrıyla birlikte eklemlerde tutukluk oluşur ve hastaların hayat standardı düşmeye başlar. Kireçlenme ilerledikçe hastalar zorunlu ihtiyaçlarını bile güçlükle giderirler” ifadelerini kullandı.
9 öneri
Son olarak romatizma hastalarına önerilerde bulundu Gilgil, şunları söyledi:
“Hastaların ideal kilolarına inmesi, ekleme binen yükleri azalttığından hem hastalığın ilerlemesini azaltır hem de uygulanan tedavi yöntemlerinin etkinliğini ve süresini arttırır. Eklem kireçlenmesinden korunmak için eklemleri zorlayıcı egzersizlerden kaçınmak gerekir. Bu rahatsızlıkta düşük yoğunluklu egzersiz, yürüyüş, yüzme ve bisiklet gibi aktiviteler önerilirken, ağırlık kullanılarak yapılan sporlar ve uzun mesafe koşuları önerilmez. Su, eklemlere binen yükü azalttığı için yüzme ve yürüyüş en uygun sporlardandır. Egzersiz düzenli olarak yapılmalıdır. Ağrılı durumlarda eklemler baston, dizlik ya da korse kullanılmalı ve eklem üzerine binen yük azaltılmalıdır. Eklem bölgesinde ısı artışı olduğu dönemlerde sıcak uygulamalardan kaçınılarak lokal soğuk uygulamaları yapılmalıdır. Kronik dönemde ise sıcak su torbaları, sıcak havlular faydalıdır. Diz kireçlenmesini önlemek için, çömelme ve diz çökmeden kaçınmalı, bele binen yükü azaltmak için ağırlık kaldırmaktan kaçınılmalıdır; öne eğilen hareketler yapılmamalı, oturuş şekline dikkat edilmeli, el ve omuz kireçlenmesini engellemek için mümkün olduğu kadar titreşimli alet kullanılmamalı, ağırlık tek elle taşınmamalıdır. Ayrıca omuz artrozu olan hastalar baş üstü aktiviteleri uzun süre yapmamalıdır. Kireçlenmeden korunmak için hafif ve ortopedik tabanlı ayakkabılar giyilmeli, düz ve yüksek topuklu ayakkabı kullanılmamalıdır. Katı yağlardan kaçınılmalı, zeytinyağının ve sebzelerin ağırlıkta olduğu Akdeniz diyetine geçilmelidir. Omega-3’ten zengin yağlı balıklar sıkça tüketilmeli, ancak bu yüksek dozda Omega-3 içeren ilaçların kullanılması gerektiği anlamına gelmez. D vitamini alımı ihmal edilmemelidir.”