Isparta’da 35 yıldır ahşap oyma sanatı ile ahşaptan biblo, heykeller yapan Fatih Mehmet Sezer, sanatını yaşatmaya çalışıyor.
35 yıldır el sanatları ile uğraşan 70 yaşındaki Fatih Mehmet Sezer, kurduğu küçük atölyesinde yaptığı objelerle ahşap oyma sanatını yaşatmaya çalışıyor. Küçük yaşlarda ağaç oyma sanatına el yatkınlığı olduğu fark edilen Sezer, ahşaptan yaptığı objeleri satıyor. 1966’da Isparta’ya geldiğini dile getiren Fatih Mehmet Sezer, ilkokul yıllarında hem ahşap oyup hem de okuduğunu belirterek, “Ahşap oyma işine başlamadan önce babama sordum, ’Baba ben ahşap oyma işini yapmak istiyorum’ dedim. Babam o zamanlar beni destekleyerek, ’Oğlum yaptığın ne iş olursa arkandayım’ dedi. ’İşini iyi yap kimsenin hakkı yeme, haram yeme, hatta kul hakkı yeme’ dedi bana. Bu şekilde vasiyetidir babamın, o zamandan beri çalışıyorum. Bu şekilde ahşaba şekil verme işini boş zamanlarımda değerlendirmek için yapıyorum fakat isteyen olursa da satıyorum” dedi.
El sanatında kendi kendini geliştirdiğini, hiç ustası olmadığını söyleyen Sezer, yaptığı eserlerin çizimleri ve tasarımlarının kendisine ait olduğunu belirterek, “Ortaokulda ve lisede öğrendiğim çizimler sayesinde elim yatkın çizimlere. Tasarımların çoğu bana aittir. Bazen müşterilerim internetten bir şey beğenir, ’Bunu yapabilir misiniz?’ diye gelir. Ben onu boyutlandırarak çizimini, kesimini yaparım, ’Beğenirsen alırsın, beğenmezsen önemli değil’ derim gider" diye konuştu.
Çoğunlukla çevre illerden sipariş aldığını belirten Sezer, “Antalya’dan, Burdur’dan, Afyonkarahisar’dan müşterilerim var. Yaptığım objeleri süs olarak kullanıyorlar veya hediye götürüyorlar” şeklinde konuştu.
"Öğrenmek isteyene engel yok"
Ahşap oyma sanatında şimdiye kadar 10 kişiye ustalık yapan Sezer, sanatını torunlarına da öğrettiğini söyledi. “Benim ilk göz ağrım torunum var Ceren, buraya geldiği zaman bir şeyler yontar, sonra ’Dede ben bunu boyayabilir miyim?’ der. ’İstediğin renk boyayı seç, ne renk istiyorsan boya’ derim. Engel yok, oturur yapar, ben de uzaktan takip ederim onu. ’Ceren bak bıçağı öyle yapmayacaksın’ derim, yani öğrettiğim insanlar oldu. Şimdi benim çocuklar, gelinim, hatta damatta bazen ’İşi bırak’ diyor da ’Ne yapacağım oğlum’ diyorum. Ben evde oturan birisi olsam çabuk ölürüm. Ceren şimdi ortaokulda, onun üniversiteyi bitirmiş olması lazım bu işi bırakmam için” dedi.
35 yıldır el sanatları ile uğraşan 70 yaşındaki Fatih Mehmet Sezer, kurduğu küçük atölyesinde yaptığı objelerle ahşap oyma sanatını yaşatmaya çalışıyor. Küçük yaşlarda ağaç oyma sanatına el yatkınlığı olduğu fark edilen Sezer, ahşaptan yaptığı objeleri satıyor. 1966’da Isparta’ya geldiğini dile getiren Fatih Mehmet Sezer, ilkokul yıllarında hem ahşap oyup hem de okuduğunu belirterek, “Ahşap oyma işine başlamadan önce babama sordum, ’Baba ben ahşap oyma işini yapmak istiyorum’ dedim. Babam o zamanlar beni destekleyerek, ’Oğlum yaptığın ne iş olursa arkandayım’ dedi. ’İşini iyi yap kimsenin hakkı yeme, haram yeme, hatta kul hakkı yeme’ dedi bana. Bu şekilde vasiyetidir babamın, o zamandan beri çalışıyorum. Bu şekilde ahşaba şekil verme işini boş zamanlarımda değerlendirmek için yapıyorum fakat isteyen olursa da satıyorum” dedi.
El sanatında kendi kendini geliştirdiğini, hiç ustası olmadığını söyleyen Sezer, yaptığı eserlerin çizimleri ve tasarımlarının kendisine ait olduğunu belirterek, “Ortaokulda ve lisede öğrendiğim çizimler sayesinde elim yatkın çizimlere. Tasarımların çoğu bana aittir. Bazen müşterilerim internetten bir şey beğenir, ’Bunu yapabilir misiniz?’ diye gelir. Ben onu boyutlandırarak çizimini, kesimini yaparım, ’Beğenirsen alırsın, beğenmezsen önemli değil’ derim gider" diye konuştu.
Çoğunlukla çevre illerden sipariş aldığını belirten Sezer, “Antalya’dan, Burdur’dan, Afyonkarahisar’dan müşterilerim var. Yaptığım objeleri süs olarak kullanıyorlar veya hediye götürüyorlar” şeklinde konuştu.
"Öğrenmek isteyene engel yok"
Ahşap oyma sanatında şimdiye kadar 10 kişiye ustalık yapan Sezer, sanatını torunlarına da öğrettiğini söyledi. “Benim ilk göz ağrım torunum var Ceren, buraya geldiği zaman bir şeyler yontar, sonra ’Dede ben bunu boyayabilir miyim?’ der. ’İstediğin renk boyayı seç, ne renk istiyorsan boya’ derim. Engel yok, oturur yapar, ben de uzaktan takip ederim onu. ’Ceren bak bıçağı öyle yapmayacaksın’ derim, yani öğrettiğim insanlar oldu. Şimdi benim çocuklar, gelinim, hatta damatta bazen ’İşi bırak’ diyor da ’Ne yapacağım oğlum’ diyorum. Ben evde oturan birisi olsam çabuk ölürüm. Ceren şimdi ortaokulda, onun üniversiteyi bitirmiş olması lazım bu işi bırakmam için” dedi.