SON DAKİKA

logo

Uludağ Enerji’nin ‘Hatay Yaşam ve Gelişim Kampüsü’ hizmete açıldı

Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen depremlerin ardından bölgeye entegre olarak, destek ve yardımlarını aralıksız sürdüren Uludağ Enerji, depremin sosyal etkilerini hafifleterek günlük hayata adaptasyonu desteklemek için Hatay’da hazırlanan "Yaşam ve Gelişim Kampüsü Projesini hizmete açtı. Bursa Uludağ Üniversitesi ile Panoffect’in destek sağlayacağı ve 2 yıl sürecek projeden, 40 binden fazla kişinin yararlanması planlanıyor. Proje alanının yer aldığı kampüste sanat, oyun ve meslek atölyeleri ile psikolojik danışmanlık hizmetinin yer alacağı 9 konteyner bulunuyor.
Uludağ Enerji’nin “Yaşam ve Gelişim Kampüsü” Projesi’yle, depremzedelere sosyal, duygusal ve psikolojik danışmanlık hizmetleri verilmesi hedeflenirken; depremzedelerin bütçelerine katkı sağlayacak mesleki gelişimlerinin desteklenmesi de amaçlanıyor. Oluşturulan kampüsle; okul öncesi ve ilkokul çağındaki çocukların keyifli vakit geçirebilecekleri şekilde dizayn edilen oyun atölyesinde düzenlenecek etkinliklerle çocukların sosyal, duygusal, bilişsel ve fiziksel gelişimlerine katkıda bulunulması hedefleniyor. Şirket aynı zamanda çocuk ve gençlerin müzik, dans, tiyatro ve resim okulu olarak kurgulanan sanat atölyeleriyle ilgilenmelerini ve yeteneklerini geliştirmelerini sağlamayı hedefliyor. Antakya Halk Eğitim Merkezi ve TOÇEV ile iş birliği yapılarak kurgulanan kadınlara yönelik meslek atölyelerinde ise deprem sonrası ailesini kaybeden ya da farklı sebeplerle çalışmak zorunda olacak bireylere meslek edindirmek, mesleki becerilerini geliştirmek isteyenler içinse istihdam edilebilirliğini artırmak için eğitimler düzenleniyor. Katılımcılar, eğitimler sonunda istihdama yönlendirme ve üretilen ürünlerden gelir elde etme konusunda da desteklenecek.

“Bölgeye uzun vadede destek olacağız”
Projeyle ilgili açıklamalarda bulunan Uludağ Enerji CEO’su İsmail Ergüneş, “Şirket olarak ilk günden itibaren deprem bölgesinde bulunmaya ve insanların yaralarını sarmaya çaba gösterdik. Arama kurtarma ekibimiz depremlerin ilk saatlerinde arama kurtarma çalışmalarına destek için Bursa’dan afet bölgesine giderek çalışmalara katıldı. Kesinti yaşanan yerlerde şebekenin tekrar ayağa kaldırılması için görevli arkadaşlarımız bölgeye intikal ettiler ve gerekli onarım işlemlerini gerçekleştirdiler. Temel ihtiyaçların karşılanması adına yardım tırlarımızı da depremzedelere ulaştırdık. Acil ihtiyaçların giderilmesinden sonra ise bölgede kalıcı bir proje geliştirmek adına Yaşam ve Gelişim Kampüsü projemizi devreye aldık. Bu projemiz sadece bir başlangıç değil, aynı zamanda bölge için sürdürülebilir bir çalışma modelini de temsil ediyor. 2 yıl sürecek olan projemizden 40 bin kişinin yararlanmasını planlıyoruz. Projenin gerçekleşmesine katkı sağlayan Bursa Uludağ Üniversitesi ve Panoffect şirketine teşekkür etmek istiyorum” ifadelerini kullandı.
Uludağ Enerji’yle proje çerçevesinde yaptıkları iş birliğine de değinen Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, “Yaşam ve Gelişim Kampüsü Projesi’nin açılışıyla birlikte, üniversitemiz olarak sadece eğitimde değil, toplumun her alanında var olduğumuzu ve katkı sağlamaya hazır olduğumuzu bir kez daha gösteriyoruz. Toplumun ihtiyaçlarına duyarlılıkla yaklaşan ve onların hayatlarında pozitif izler bırakmayı hedefleyen bir üniversite olarak bu projeye destek vermekten mutluluk duyuyoruz. Alanında uzman hocalarımızla her detayında yer aldığımız bu projeye sürdürülebilir bir katkı sağlamayı hedefliyoruz. İlgili atölyelerde, üniversite öğrencilerimizin uzmanlığı ve sevgi dolu rehberliğiyle çocuklarımızın hayal güçlerini beslemek ve yeteneklerini keşfetmelerine destek olmayı hedefliyoruz” dedi.
Projenin bir diğer partneri olan Panoffect CEO’su Salih Subaşı ise, “Panoffect olarak, böylesine anlamlı bir projenin destekçileri arasında yer alıyor olmaktan büyük gurur duyuyoruz. Bu projenin temelinde yatan sevgi ve dayanışma unsurları, bizim için çok değerli. Deprem felaketinden etkilenen çocuk, genç ve yetişkinlerin sosyal hayata uyumlarını hızlandırmak amacıyla kurulan ve destekçileri arasında yer aldığımız kampüsün açılışını gerçekleştirdik. Depremin yaralarını birlikte sarmak için çalışmaya, yardımlaşmaya ve birlikte olmaya devam ediyoruz” şeklinde konuştu.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.07.31 19:08:36
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Elmalı’nın da bulunduğu 8 ilçede “Şok Denetimler”

Antalya Emniyet Müdürlüğü birimlerince Elmalı, Muratpaşa, Kaş, Serik, Finike, Gazipaşa, Korkuteli ve Kumluca’da genel asayiş ve kamu düzeninin devamlılığının sağlanması amacıyla eş zamanlı 18 farklı noktada 79 ekip, 212 personel ile “Şok Uygulamalar” gerçekleştirildi.
Yapılan denetimlerde: 
- 1703  şahıs sorgulandı,
- 644 araç kontrol edildi, 
- 40 araç sürücüsüne idari yaptırım cezası uygulandı,
- 6 yoklama kaçağı şahsa gerekli tebliğ yapıldı,
- 3 şahsa “Uyuşturucu Madde Bulundurmak ve Kullanmak” suçundan adli işlem yapıldı.
- 3 araç trafikten men edildi, 
- 1 aranan şahıs yakalandı. * Abdültalip GÜNGÖR

Kaynak : Abdültalip GÜNGÖR
Ekleme Tarihi : 2023.10.05 21:32:45
Son Düzenlenme Tarihi :





Antalya’da tarlada milyonluk halı nöbeti: Güneş batınca başlayıp, doğunca bitiriyorlar

Antalya’da Türkiye’nin dört bir yanından toplanan 20 bine yakın el dokuması halı ve kilim, restore edilip mikroplardan arındırılmak üzere tarlalara seriliyor. Arazi sahipleri, açık arazide serilen ve fiyatı 3 bin ile 400 bin TL arasında değişen halıları hırsızlık ve yağmur olaylarına karşı korumak..

Antalya’da Türkiye’nin dört bir yanından toplanan 20 bine yakın el dokuması halı ve kilim, restore edilip mikroplardan arındırılmak üzere tarlalara seriliyor. Arazi sahipleri, açık arazide serilen ve fiyatı 3 bin ile 400 bin TL arasında değişen halıları hırsızlık ve yağmur olaylarına karşı korumak için sabaha kadar nöbet tutuyor.
Döşemealtı ilçesinde kışın buğday ekilen tarlalar, yaz aylarında hasatın yapılmasıyla halı işletmelerine açılıyor. Arazi sahipleri ya da işletmeler, aralarında yüz yıllık tarihi olanların da bulunduğu halı ve kilimleri önce tamir ediyor, ardından mikroplardan arındırmak için steril havuzlara sokuyor. Daha sonra güneşe serilen halı ve kilimlerin renkleri soldurulup pastele dönüşmesi sağlanıyor. Milyonluk halı ve kilimler, güneşin altında belirli aralıklarla tersi ve düzü çevrilerek nemi ve sıcağı iyi şekilde alması ve renklerin tonlamasının sağlamlaşması sağlanıyor. Serildikleri alanı "halı tarlasına" çeviren el dokuması halı ve kilimler, güneşin altında mikroplardan arınıp, renk tonları oturduktan sonra müşterilerine veriliyor.

Güneş batınca geliyorlar, doğunca gidiyorlar
80 dönümlük arazide serili yaklaşık 20 bin halı görsel şölen oluşturuyor. Aralarında 400 bin liralık halının da bulunduğu halılar, akşam saatlerinde ise arazi sahipleri tarafından değişmeli nöbetle sabaha kadar hırsızlara ve yağmura karşı korunuyor. Güneşin batmasıyla birlikte araziye kangal köpekleriyle gelen gençler, halı tarlasının çevresini kolaçan ediyor. Tarlanın üç tarafına koyulan römorklarda da akşam yemeği yeniliyor, çay, kahve ve meşrubat içerek nöbet tamamlanıyor. Nöbet sırasında uykusu gelenler ise bu römorklarda uyuyabiliyor.

“Nöbet sabaha kadar sürüyor”
Nöbet tutan gençlerden Halil Mert Topkara, kış aylarında ekilen tarlaların mahsul verdikten sonra biçildiğini ve ardından tarlanın halılar için kullanıldığını söyledi. Halıların son derece değerli olduğuna işaret eden Topkara, “Akşamları değişmeli nöbet tutuyoruz. Tehlike durumu olması durumunda çalılıklar tarafına köpeklerle bakıyoruz. Gerektiğinde sopalarla gidiyoruz. Üç römorkumuz var, orada uyuyoruz. Sabaha kadar sürüyor nöbet, ardından diğer ekip devam ediyor” dedi.
Nöbet tutan Sami Çelik de, “Akşamları kontrol yapıyoruz. Gündüz çalışıyoruz, işler bitince sabaha kadar römorklarımızda kalıyoruz” diye konuştu.

“10-15 bin dolar değerinde halılar var”
Halı işletmeciliği yapan Hasan Topkara, 80 dönüm arazide 20 bine yakın el dokuması halı olduğunu kaydetti. Halıların çok değerli olduğunu belirten Topkara, “100 dolardan tut, 10-15 bin dolar değerinde halılar var. Halılarımızı korumak için nöbet tutuyoruz. Genelde burada hırsızlık olayları olmuyor ama yine de nöbetimize devam ediyoruz, tedbiri elden bırakmıyoruz. En büyük derdimiz ise yağmur. Gece hava bozup yağmur yağacak diye de bekliyoruz. 7/24 buradayım diyebilirim” ifadelerini kullandı.
Raziye Topkara ise gece nöbetinin sorunsuz ve eğlenceli geçtiğini belirterek, “Yemek yiyoruz, çay, kahve içip nöbetimizi tutuyoruz. Hırsızın buraya gelebileceğini düşünmüyorum, çünkü köpeklerimiz var” diye konuştu.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.08.19 15:14:03
Son Düzenlenme Tarihi :