SON DAKİKA

logo

MEÜ Teknoloji Transfer Ofisi’nin, ’TÜBİTAK 1601 Projesi’ kabul edildi

Mersin Üniversitesi (MEÜ) Rektörü Prof. Dr. Erol Yaşar’ın talimatları doğrultusunda 3 Nisan 2023 tarihinde açılan ’TÜBİTAK 1601 TTP (Teknoloji Transfer Profesyoneli) Çağrısı’ üzerine çalışmalara başlayan MEÜ Teknoloji Transfer Ofisi’nin proje başvurusu kabul edildi.
MEÜ’den yapılan açıklamaya göre, yaklaşık iki ay süren TÜBİTAK değerlendirmesi sonucunda projenin fonlanmasına karar verildi. 3 Temmuz 2023 tarihinde destek sürecinin başlatılmasına karar verilen proje sözleşmenin imzalanması ise 1 Ağustos 2023 tarihi itibariyle başlayacak. Temel olarak, Mersin TTO’nun kurumsal alt yapısının, üniversite-sanayi etkileşiminin güçlendirilmesini ve fikri ve sınai mülkiyet haklarının ticarileştirilmesi üzerine odaklanan; iki yıllık bir süreci içeren ve üniversite projelerini geliştirme, yönetme, değerlendirme ve iyileştirme başlıkları altında çeşitli alt hedefleri olan projeyle, Ar-Ge ve yenilikçilik temelinde MEÜ’nün performansının artırılması amaçlanıyor.
Projede üst hedef olarak ise araştırma-teknoloji geliştirme ve yenilik projelerini TÜBİTAK odaklı kamu-üniversite ve sanayi iş birliğini geliştirme, üniversitede üretilen bilgi ve yapılan buluşları ’Fikri Sınai Mülkiyet’ (FSM) çerçevesinde koruma altına alma ve uygulamaya aktarma (ticarileştirme) adına Mersin TTO’nun hizmet alt yapısının güçlendirilmesi yer alıyor.
Proje ile Mersin TTO yeniden yapılanacak ve ilgili tüm taraflara profesyonel hizmet veren bir ara yüz haline dönüştürülecek. Bu doğrultuda MEÜ akademisyenlerinden oluşan Mersin TTO Yürütme Kurulu da kuruldu. Yine aralarında Almanya ve Finlandiya’dan gelen profesyoneller ile Mersin’in güçlü kurum ve kuruluşlarından oluşan Mersin TTO Danışma Kurulu oluşturulurken, bu kurul TÜBİTAK’a sunulan yıllık performans programı doğrultusunda çalışmalarına devam ediyor.
Proje ile kamu, sanayi ve üniversite ’projeler ara yüzü’ konumunda olan ve ’iş birliğinin katı hali’ şiarı ile çalışmalara başlayan Mersin TTO, bölgesel, ulusal ve uluslararası proje alt yapılarına entegre olan, bu alt yapılardan beslenen ve bu alt yapıları besleyen bir yapıya dönüşüyor. Temel önceliği; yürütme ve danışma kurulları, MEÜ akademisyenleri ve bölgesel aktörlerle Mersin inovasyon uzayını oluşturmak ve üniversitenin bir araştırma üniversitesine dönüşmesine katkı vermek olan Teknoloji Transfer Ofisi, Mersin Üniversitesi’ni, ’Girişimci ve Yenilikçi Üniversiteler’ endeksinde üst sıralara yükseltmeyi hedefliyor.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.08.20 15:58:32
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Annelerinin plastik atıklarla beslediği yavru leyleklerin rehabilitasyonu tamamlandı

Antalya’nın Kumluca ilçesinde bitkin ve hasta bulunmasının ardından rehabilitasyonu tamamlanan 3 leylek, doğaya bırakıldı. Balık ve su ürünleri ile beslenen leyleklerden yavru olanlarının anneleri tarafından plastik atıklarla beslendiklerini tespit edildi.
Kumluca’da vatandaşlar tarafından bit..

Antalya’nın Kumluca ilçesinde bitkin ve hasta bulunmasının ardından rehabilitasyonu tamamlanan 3 leylek, doğaya bırakıldı. Balık ve su ürünleri ile beslenen leyleklerden yavru olanlarının anneleri tarafından plastik atıklarla beslendiklerini tespit edildi.
Kumluca’da vatandaşlar tarafından bitkin ve hasta bulunan 1 leylek, bakım ve tedavisinin yapılması için belediye sokak hayvanları bakım ve rehabilitasyon merkezine getirildi. Vatandaşlar Eski Cami Mahallesi’nde aydınlatma direğindeki yuvada hasta olan iki ayrı leyleğin daha olduğunu belirtti.
Leyleklerin tedavisi için hareket geçen Kumluca Belediyesi, hasta leylekleri de yuvadan aldı. Leylekler Kumluca Belediyesi tarafından koruma altına alındı. Leylekler Sarnıç Tepesi Hayvanat Bahçesi’ndeki geçici yuvasına götürüldü. Temmuz’da teslim alınan leyleklerin yaklaşık 1 ay boyunca itinayla bakımları yapıldı. Leylekler balık ve benzeri yiyeceklerle beslenip kısa sürede toparlanmaları sağlandı. Leyleklerin tedavisi plastik atık yemiş olabileceği göz önünde bulunarak tedavileri ona göre yapıldı.

"Yavru olanların anneleri tarafından plastik atıklarla beslendiklerini tespit ettik"
Kumluca Belediyesi Veteriner Hekimi Sinan Ulusoy, “Bir zamanlar Kumluca’nın simgesi olan leylekler ilçenin logosunda bile yer almışlardı. Leylekler artık eskisi kadar ilçemize göç yapmıyorlar. Önceki yıllarda, portakal bahçeleri salma sulama sistemiyle sulanırken, sulama yapılan bahçeleri adeta işgal eden leylekler, sulama yapan bahçıvandan bile kaçmazlardı. Böcek, yılan ve değişik haşerelerle beslenen leylekler, portakal bahçelerinin damla sulama sistemiyle sulanmaya başlamasıyla, ilçeye eskisi kadar göç etmez oldular. Duyarlı vatandaşlar tarafından hasta olduğu bildirilen leyleklerimiz Kumluca Belediyemize ait Sokak Hayvanları Bakım ve Rehabilitasyon Merkezine getirildi. Burada ön bakımları ve tedavisi yapıldıktan sonra bakım ve beslenmesine devam edilmek üzere Kumluca Sarnıç Tepesi Hayvanat Bahçesi’ne geçici yuvalarına götürüldü. Balık ve su ürünleri ile beslenen leyleklerimizden yavru olanların anneleri tarafından plastik atıklarla beslendiklerini tespit ettik. Bu plastikleri anne leyleğimizin solucan, yılan gibi şeylere benzettiğini düşünüyoruz. Finike Doğa Koruma ve Milli Park Şefliği ile birlikte Günay Sahil Tesislerinde doğal yaşam alanlarına bıraktık” dedi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.08.17 14:44:22
Son Düzenlenme Tarihi :





Psidia’nın Gizemli Pagan Kenti: Kremna

Burdur’un Pagan tapınaklı Psidia kenti Kremna 2 sene önce başlayan kazı çalışmalarıyla gün yüzüne çıkarılıyor. Kazı başkanı Prof. Dr. Ayça Polat Becks, “Yaptığımız kazı çalışmaları Kremna’yı bölgede yavaş yavaş bir çekim noktası haline getiriyor” dedi.
Gökyüzüne doğru yükselen sarp kayalıklarla çevrili, antik Psidia’nın en önemli kentlerinden biri olan Kremna, günümüzde de keşfedilmeyi bekleyen gizemleri barındırıyor. Burdur’un Bucak ilçesi Çamlık Köyü içerisinde 46 hektarlık bir alana yayılan kentin, Helenistik dönemden Roma İmparatorluğu dönemine kadar yerleşim olarak kullanıldığı öngörülüyor.
Kremna Antik Kenti, özellikle teknik özellikleriyle dikkat çekiyor. Burdur’un Bucak ilçesinde bulunan Kremna konum itibari ile etrafı uçurumlar ile çevrili kartal yuvasını andıran oldukça yüksek bir alanda yer alan bir kent. Forum yapısı, bazilika kompleksi, hamam yapısı, 230 metre uzunluğunda korint düzenindeki sütunlu caddesi ve 2 tiyatrosuyla yörenin oldukça zengin ve anıtsal kentlerinden birisi olduğunu gösteriyor. 2 yıl önce başlayan kazı çalışmaları halen devam ediyor.
Kremna Antik Kenti’nde çalışmaları yöneten kazı başkanı Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Fen- Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. B. Ayça Polat Becks kazı çalışmaları hakkında yaptığı açıklamada, “Kremna Antik Kenti’ndeki kazılara biz 2 sene önce başladık. Bu ikinci sezonumuz. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izni Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün izni ile Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi adına burada kazı başkanlığını yürütüyorum. Ekibimizde 30’un üzerinde bilim insanı ve 10 işçi yer alıyor. Kremna bizim antik çağda Psidia dediğimiz bölgede yer alan önemli bir antik kent. Yaklaşık 46 hektar büyüklüğünde bir alana sahip. Bölgenin Helenistik kökenli yerleşimlerinden bir tanesi olma özelliği taşımakta. Ama esas önemini Roma İmparatorluğu döneminde kazanıyor. Bir çok kamusal yapıya ev sahipliği yapıyor burası. Roma döneminde bölgenin koloni kentlerinden biri haline geliyor. Tam da o dönemde forum yapısı bazilika kompleksi, hamam yapısı, 230 metre uzunluğunda korint düzenindeki sütunlu caddesi, 2 tiyatrosuyla oldukça yörenin zengin ve anıtsal kentlerinden birisi oluyor. Kremna geç antik çağ ile birlikte varlığını büyüyerek devam ettiriyor. Çünkü güçlü bir Hristiyanlık evresinin olduğunu görüyoruz burada. Kentte şu ana kadar tespit ettiğimiz 10 kadar kilise var. Daha sonra Bizans dönemi sonrasında kentin yavaş yavaş terk edildiğini yaptığımız çalışmalarda görüyoruz. Tabi önümüzdeki yıllarda yapacağımız kazılar kentin kronolojisinde değişikliklere neden olabilir. Belki kent düşündüğümüzden çok daha erken dönemlerde iskan görmüş olabilir. Bu gibi konulara önümüzdeki yıllarda daha rahat cevap verebilirim” şeklinde konuştu.

Kısa zamanda kent hakkında daha çok bilgi edinmeyi amaçlıyoruz
Kremna Antik Kenti’ndeki çalışma sürecinin nasıl ilerleyeceğini açıklayan Prof. Dr. Ayça Polat Becks, “Biz belli bir plan çerçevesinde hareket ediyoruz. Örneğin bu yıl hamam yapısının önünde yer alan Prof. Dr. Jale İnan hocamızdan kalan atık toprağımızın tavsiyesine başladık. Önümüzdeki sene yine hem hamam yapısında hem de sütunlu caddede kazı çalışmalarına devam etmeyi planlıyoruz. Bunun dışında da diğer alanlarda yapacağımız jeofizik olsun ölçüm, çizim gibi rölöve çalışmaları gibi belgeleme çalışmamız da eş zamanlı olarak devam edecek. Kısa zamanda mümkün olduğunca çok belgeleme ve kent hakkında en yüksek seviyede bilgi edinmeyi amaçlıyoruz." dedi.

Kremna ilerleyen yıllarda UNESCO Kültür Mirası Listesi’ne girebilir
Kremna Antik Kenti hakkında UNESCO Kültür Mirası Listesi’ne girebilir iddialarına da cevap veren Ayça Polat Becks, “Kremna çok yeni başlayan bir kazı ama önemli bir antik kent. Psidia bölgesinin 5 Roma koloni kentinden biri ve korunagelme düzeyiyle de esasında anıtsal yapıların rahatlıkla yüzeyde okunduğu bir kent. Bunlar tabii uzun soluklu çalışmalar. İlerleyen yıllarda bizim bu listeye aday olma yolunda bir dosya hazırlama planlarımız olacak. Ama bunlar tabi ilerleyen yıllarda önümüze gelecek. Üzerinde çalışacağımız noktalar olacak” sözlerini sarf etti.

Kremna Antik Kenti dron kameralar ile korunuyor
Antik kentte alınan güvenlik önlemlerine de değinen Prof. Dr. Becks, “Kazıların başlamasıyla birlikte antik kentte güvenlik önlemleri de ister istemez artırıldı. Bu konuda Bucak İlçe Jandarma Komutanlığı bize gerçekten çok destek oluyor. Hem Burdur Müzemiz hem de yerel güçlerimiz ile birlikte bölgede hem kurulan kameralarla hem de jandarmamızın dronları ile bazen de uydudan güvenlik konusunda bize yardımcı oluyorlar” dedi.

Kremna’da çok fazla tapınak yer alıyor
Kremna Antik Kenti ile ilgili çok fazla Pagan tapınağının yer aldığı şeklinde çıkan haberler hakkında açıklama yapan kazı başkanı Becks, “Kremna kült yönü ile ön plana çıkan bir kent. Biz hem Kremna kent sikkelerinden kentte pek çok tanrı ve tanrıçaya tapıldığını biliyoruz. Hem de yüzeyde okuduğumuz arkeolojik kalıntılara baktığımızda kentte çok sayıda tapınak kalıntısının var olduğunu görüyoruz. Tabii bunlar günümüzde kısmen toprak altında bulunuyor. Önümüzdeki yıllarda yapacağımız çalışmalarla hem imparatorlar kültü ile ilgili hem de Helen ve Roma Pantionu ile ilgili tanrılara adanmış tapınaklardan bazılarını kazmayı ve ayağa kaldırmayı planlıyoruz” şeklinde açıklamada bulundu.

Kazılar bölgeyi bir çekim noktası haline getiriyor
Kazılar başladıktan sonra bölgeye çok fazla yerli ve yabancı turistin ilgi gösterdiğine de değinen Becks, “Burada Bakanlığımız ve Türk Tarih Kurumu’nun desteğiyle 2 yıl önce başladı kazılarımız. Bu kazıların varlığı bölgede Kremna’yı yavaş yavaş bir çekim noktası haline getiriyor. Bundan da çok mutluyuz. Zaman içerisinde bunun artacağına da inanıyoruz. Elbette ki hem yerli hem yabancı ziyaretçilerimiz oluyor. Her geçen gün biz de yapılan çalışmaları merak eden, kentte açığa çıkan yerleri görmek isteyen yerli ve yabancı turistlerin buraya geldiğini görüyoruz ve bundan da gayet memnunuz” diye konuştu.

13 Ağustos meteor yağmurunu takip etmek isteyen vatandaşlar Kremna’ya akın etti
13 Ağustos’ta başlayan ve 1 Eylül’e kadar devam eden Perseid Meteor yağmurunu takip etmek isteyen vatandaşların Kentin yüksek bir konumda olmasından dolayı Kremna’ya akın ettiklerini söyleyen Prof. Dr. Ayça Polat Becks, “Kremna konum itibari ile etrafı uçurumlar ile çevrili baya kartal yuvası gibi oldukça yüksek bir alanda yer alan bir kent. Bu haliyle etrafı açıklık olduğu için gökyüzü gözleminin iyi yapılabildiği noktalardan birisi. Öyle de olunca gerçekten de Bucaklılarımız meteor yağmurunu izlemek için buraya gelmeyi tercih ettiler. Zaten biz de Kremna sikkelerinden de antik çağda da astronomi ile alakalı bir takım kültlerin var olabileceğine dair bir takım ön bilgiler ediniyoruz. Ama tabi bir şeyler söylemek için çok erken. Önümüzdeki yıllarda yapacağımız çalışmalar ve kazılar bize yörenin, kentin inanç sistemi ve diğer başka konularla ilgili daha geniş bilgiler sağlayacak" diyerek eski zamanlarda da burada astronomi ile ilgilenildiğini dile getirdi.
Geçtiğimiz günlerde Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi’nden gelen heyetin de incelemelerde bulunduğu Kremna Antik Kenti Burdur’da bulunan üçüncü önemli antik kent olma yolunda önemli bir potansiyeli olduğunu gösteriyor.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.09.22 15:30:49
Son Düzenlenme Tarihi :