Göreve geldiği günden bu yana mali disiplinden ödün vermediklerini belirten Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen, “En kapsamlı projeden en küçük malzemeye kadar harcayacağımız her kuruşun hesabını yapıyoruz” dedi.
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Dostlar Gurubu’nun
konuğu olan Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen, toplantıda önemli
açıklamalarda bulundu. Belediye bütçesini ince eleyip sık dokuyarak
harcadıklarını ifade eden Esen, harcadıkları her kuruşun mali hesabını
yaptıklarını ifade etti. Gelir-gider dengesini sağlamanın en iyi yolunun mali
disiplinden geçtiğini vurgulayan Başkan Esen, belediyedeki her kalemin, her
giderin mali hesabını yaptıklarını ve konuyahakim olduğunu belirtti. Sabit
gelirleri hesaplayarak ilerleyen yıllarda nasıl bir yol izleyeceklerini
şimdiden belirlediklerini söyleyen Esen, “İller Bankası’ndan gelen paranın
giderlerin hangi kalemini ne oranda kapatabileceğini biliyorum. Bunu bilmem
gerekiyor. Eğer bunu bilmezsek uyuyamayız. Bunu bilmezsek plan, proje veya
hizmet yapamayız. Hesabı yapılmayan bir projenin yapımına başlamamak lazım. Öncelikli
dikkat ettiğimiz şey bu. Örneğin, bin öğrenciye, 500 lise hazırlık 500 de
üniversite hazırlık öğrencisine bedava kurs verecek etüt merkezi ve hemen
arkasında yeni bir kreş planımız var. Kendi arsamızda, kendi paramızla
yapacağımız ve kira vermeyeceğimiz yerler olacak. Bunları yaptığımız zaman
verdiğimiz kiranın büyük bir yük olmasından kurtulmuş olacağız. İşte mali
disiplin böyle olur” şeklinde konuştu.
“TASARRUFA BÜYÜK ÖNEM
VERİYORUZ”
Konyaaltı Belediyesi’nin tüm birimlerinde maksimum verim
elde etmek için, attıkları her adımı önceden planladıklarını ifade eden Konyaaltı
Belediye Başkanı Semih Esen, tasarruf politikasını temel anlayış haline getirdiklerini
belirtti. Büyük küçük fark etmeksizin tüm çalışmalarında tasarrufu öne
aldıklarını söyleyen Esen, HayatPark’ta yaptıkları tasarrufu örnek göstererek ihaleden
son taşı koyana kadar büyük tasarruf sağladıklarını belirtti. Atık getirme
kumbaralarından çöp konteynerlerine kadar tüm malzemeleri kendi atölyelerinde
ürettiklerini ifade eden Esen, “Göreve geldiğim ilk zamanlarda, 2 bin tane çöp konteynerinin
alınması gerektiği söylendi. Bunun için de ihaleye çıkılması gerektiği
belirtildi. Almak yerine neden kendimiz üretmiyoruz, dedim. Kaynak, kesme,
bükme vb. makineleri almamız lazım dendi. Alalım dedim ve bu makinaları aldık.
İyi ki almışız, şimdi bunu almaya güç yetmez. Sadece çöp konteyneri değil atık
getirme istasyonu ve bu alanda kullandığımız her malzemeyi kendimiz üretiyor ve
çok büyük tasarruf sağlıyoruz” diye konuştu.
DÖNÜŞTÜRÜLEBİLİR
ATIKLARDAN BÜYÜK GELİR
Dönüştürülebilir atıklar ile önemli bir gelir elde
ettiklerini söyleyen Esen, tüm dönüştürülebilir atık alanlarından yılda 12
milyon lira kazandıklarını ifade etti. Popülist söylemler ile işlerinin
olmadığını söyleyen Başkan Esen, “Mali disiplin yapalım derken bazı popülist
yaklaşımlar vardır, ‘işe bisikletle gittim’ şeklinde. Biz bunu daha gerçek ve
gerçekçi yaklaşımlar ile uyguluyoruz. Kız yurdu, etüt merkezi, yüzme havuzu,
kapalı spor salonu ve kreş. Bunları yapmayı planlıyoruz ve çoğunun projelerinin
hazırlıklarına başladık. Bunun yanında en önemli konulardan biri, belki bununla
ilgili siz kent paydaşlarımızdan da destek isteyeceğiz, günde 2 bin tane
üniversite öğrencisine, eğer yapabilirsek bedavaya, yapamasak da minimum
ücretle öğle ve akşam yemekleri vereceğiz” dedi. Temel hizmetleri de aksatmadan
sürdürdüklerini söyleyen Esen, her kış bozulan yayla ve kırsal bölgelerdeki
yolları yenilemenin önüne geçmek için, suyun yolları bozduğu noktalara büzler
yerleştirerek bu sorunun önüne geçtiklerini ifade etti. Halkın parasını, ince
eleyip sık dokuyarak harcadıklarını kaydeden Esen, “Aksi takdirde burada
bulunmamızın bir anlamı yok” dedi.
“HAK ETTİĞİMİZ HİBE
DESTEĞİNİ ALAMIYORUZ”
Dönüştürülebilir atıkları şirketler üzerinden toplamak
yerine kendileri topladıklarını ifade eden Başkan Esen, ilçenin belirli
noktalarına ‘kendin getir’ kumbaraları koydurduklarını dile getirdi. Devletten,
sıfır atık ile ilgili tüm şartları yerine getirmelerine rağmen siyasi
nedenlerden dolayı hak ettikleri hibe desteğini alamadıklarını vurgulayan Esen,
buna rağmen atık ve geri dönüşüm ile ilgili kendi imkanları ile hizmet
verdiklerini söyledi. Esen, konu ile ilgili şu açıklamaları yaptı; “Her 10 bin
nüfusa bir atık getirme istasyonu koyduk. Bu konuda devlet, ‘eğer sıfır atık
ile ilgili bir hedef koyup çalışmalara başlarsan, bununla ilgili projelerini
bana getir, sana ne lazım, saç kesme makinası mı lazım, toplama kamyonu mu
lazım, ne lazımsa ben sana hibe vereceğim’ der. Siyasete girmeyelim diyoruz ama
ister istemez girmek zorunda kalıyoruz. Bu alanda yaptığımız proje ve çalışmalar
ortada olmasına rağmen henüz bir lira bile hibe kullanamadık. Diğer birçok
belediyenin kullandığı hibelerin yüzde 1’ini bile kullanamadık. Daha dün yine
bir projemiz ret edildi. Gerekçe de şu; “Siz zaten belli bir aşamaya
gelmişsiniz, artık bundan sonra para lazım değil” dendi. Bu adaletli bir durum
değil.”
“OKÇULUK TESİSİ
YERİNE YURT YAPIN!”
Üniversite öğrencilerinin yemek ve barınma gibi
ihtiyaçlarının görmezden gelinmesine büyük tepki gösteren Başkan Esen, amaca
hizmet etmeyen projelerin hayata geçirilmesinin anlamı olmadığının altını
çizdi. Antalya merkezinde yaklaşık 60 bin üniversite öğrencisinin olduğunu ve
bu sayının ancak 10 binin yurtlarda kalabildiğini vurgulayan Esen, geriye kalan
50 bin öğrencinin nerelerde kaldığı hakkında kimsenin bir fikrinin olmadığını
belirtti. Hal böyleyken Finike’ye okçuluk tesisi için neden milyonlarca liranın
ayrıldığını soran Esen sözlerine şöyle devam etti; “Yurt alanını özel okul
alanına çevirmenin anlamı yok. Buna karşı çıktım ve hala karşı çıkıyorum. 10
bin kapasiteli yurt hacmimiz varken 60 bin öğrencimiz oradayken ve 50 bininin
nerede kaldığından fikrimiz bile yokken, üniversitenin arka kapısının orada
yurt yapmak yerine Finike’ye okçuluk tesisi için 300 milyon ayırmanın anlamı
yok. Kültür Mahallesi’nin o halini gördükçe hala içim yanıyor ve sızlıyor.
Akşam oraya yanaşan o lüks arabaları gördükçe o arabalara binen zavallı
çocukları gördükçe içim yanıyor. Gençlerin orada o sıkıntıyı yaşamalarına izin vermemeliyiz.
Çocuklara ücretsiz yemek hizmetini devreye soktuğumuz zaman birçok şeyin önüne
geçmiş olacağız. Sizlerden bir şey istemeyeceğiz. Diyeceğiz ki ‘bize para
vermeyin’, salça, nohut, makarna, pirinç, kurbanda kestiğiniz eti verin bize.
Biz onlarla o gençlere bedava yemek vereceğiz. 2 bin öğrencilik kapasitemiz olacak.
Çevremize olan bitenden bihaber ve duyarsız kalamayız. O nedenle bu öğrenciler
konusunda bence tüm Antalya’nın artık ayağa kalkması lazım. Çocuk ve genç
istismarının, fakir istismarının zirve yaptığı bir yerdir Kültür Mahallesi.
Birilerinin bunu duyması ve bu duruma engel olması lazım. Yarın bizim çocuğumuz
da başka bir yerde aynı duruma düşebilir. Ben bu sorumluluğu içimde
hissediyorum. Gençlerimizi orada yanlışa veya ileride pişman olacakları şeylere
sürüklenmesinin önüne geçmeliyiz.Finike’de tesisi kuracağıma, iftar çadırı gibi
çadır kuracağım. ‘Gelin çocuklar, burada yemek yiyin’ diyeceğim. Hep birlikte
çocuklarımızı bu korkunç durumun içinden çıkarmalı ve korumalıyız. Hiçbir
gencimizi orada yem etmememiz lazım. Bugünkü küçük şeyler için ileride pişman
olacakları veya ruh sağlıklarını bozacak şeyler yapmalarının önüne geçmeliyiz.
Çocuklarımızı tertemiz, kendi ayaklarının üzerinde durana kadar korumak bizim
görevimiz. Bu durum için tek başına hiçbir belediye veya kurumu değil hepimiz kendimizi
eleştirmeliyiz. Her belediye veya kurum kendi bölgesinde yemek vb. yardımları
yaparsa bu durum ile başa çıkabiliriz. Yoksa bu tek başına üstesinden gelinecek
bir
Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2022.08.16 12:45:12
Son Düzenlenme Tarihi :