SON DAKİKA

logo

HKMO Başkanı Hançer: “Kentsel dönüşümün önündeki engeller kaldırılmalı”

Harita Kadastro Mühendisleri Odası Başkanı Okan Hançer, kentsel dönüşümün önündeki engellerin kaldırılmasını gerektiğine dikkat çekti.
Hançer, yazılı açıklamasında şunları söyledi : “17 Ağustos Gölcük depreminin 24.yılında, 6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinin acılarını halen sarmaya devam ettiğimiz şu günlerde depreme karşı yapılaşmış riskli alanlarda alınabilecek tedbire yönelik en önemli yöntem olan Kentsel Dönüşüm süreçlerinin önünü tıkayan engeller ortadan kaldırılmalıdır. 
Yapı ruhsatı aşamasında inşaat başlamadan önce arsa payı tespiti, arazinin halihazır durumu, hak sahipliğinin tespiti, hasılatın proje öncesi ve sonrası durumuna göre adil paylaşımının sağlanması, mülkiyet analizi, fizibilite- değerleme çalışmalarının bütün olarak ele alınıp doğru finansman yöntemlerinin uygulanmaması, birçok kentsel dönüşüm uygulamasının yapı ruhsatı aşamasına gelemeden sürecin önünü tıkayan nedenler olarak sayılabilir. 
Bu nedenle siyaset ve rant algısı bir yana bırakılarak halkın can ve mal güvenliğini koruma altına alacak bölge ve mahalle ölçeğinde uygulamalara hız verilmelidir.”
* HKMO Basın

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.08.16 14:27:59
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Vali Ersin Yazıcı: “Kadınları her alanda desteklemeye devam edeceğiz”

Antalya Valisi Ersin Yazıcı Kadınların Kooperatifler Yoluyla Güçlendirilmesi Projesi Antalya Pazarlama Ağı Toplantısı’na katıldı. Yazıcı, “Kadınların üretimden pazarlamaya her alanda öncü olmasını destekliyoruz” dedi.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından yürütülen toplantıya, Vali Ers..

Antalya Valisi Ersin Yazıcı Kadınların Kooperatifler Yoluyla Güçlendirilmesi Projesi Antalya Pazarlama Ağı Toplantısı’na katıldı. Yazıcı, “Kadınların üretimden pazarlamaya her alanda öncü olmasını destekliyoruz” dedi.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından yürütülen toplantıya, Vali Ersin Yazıcı’nın yanı sıra Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Kadının Statüsü Genel Müdürü Güler Ustaoğlu, Aile Ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Abdullah Çalışkan, Tarım ve Orman İl Müdürü Gökhan Karaca, Ticaret İl Müdürü Halil Özşahan, ve Kadın Kooperatiflerine üye kadınlar katıldı.

“İlimizde 42 tane kadın kooperatifimiz var”
Vali Yazıcı Antalya’da Kadın Kooperatiflerine sahip çıktıklarını vurgulayarak; “Kadınların üretimden pazarlamaya her alanda öncü olmasını destekliyoruz. Bizler Kadın Kooperatiflerine destek olmaya onların moral ve motivasyonlarını artırmak için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Ticaret Bakanlığımızın sağladığı imkânlar kadın kooperatiflerini ayakta tutmaya ve sayılarını çoğaltmaya yardımcı oluyor. Şu an ilimizde 42 tane kadın kooperatifimiz var. Bu kooperatiflerimizin yaşamlarını sağlıklı bir şekilde sürdürebilmesi için Tarım Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, Aile Ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Valilik imkânlarıyla da yanlarında olduğumuzu göstermeye gayret ediyoruz. İçinizde de buradaki kooperatiflerimizden arkadaşlarımız var. Onlar bizim bulunmadığımız alanlarda destek olup olmadığımızı zaten misafirlere de söyleyecektir. Zaman zaman kadın kooperatifleriyle bir araya geldim ya da beni ziyarete gelenler oldu. Sahip çıkmaya çalıştık, çalışıyorum. Belediyelerimizin sizlere yardımcı olmasını ısrarla ve inatla söylüyorum” dedi.

“Sizi destekleyip yanınızda olacağız”
Günümüzde üretilen üründen çok pazarlamanın önem kazandığını vurgulayan Vali Yazıcı; “Pazarlama çok zor bir iş. Artık öyle bir devre geldik ki ne ürettiğinizin bir önemi kalmamaya başladı. Pazarlayamıyorsanız, ürettiğiniz ürünün hiçbir önemi yok. Sadece kooperatifler için söylemiyorum. Çok kaliteli bir ürün yaptığınızda iyi tanıtamıyor, pazarlayamıyorsanız piyasada hâlihazırda ürettiğiniz ürün varsa sizin onları ekarte edip yerine geçmeniz çok da kolay değil. Ama yerel ölçekte bizler tüm samimiyetimizle gayret edeceğiz. Sizi destekleyip, sizin yanınızda olduğumuzu göstermek adına her türlü faaliyette bulunuyorum. Şunu biliyorum ki kadının elinin değdiği her şey güzelleşir. Dolayısıyla sizin elinizin değdiği her alan güzeldir” ifadelerini kullandı.

“Kadınlarımız hayatın her alanında olmalı”
Valiliğin görev tanımının içinde fakruzaruret içerisinde bulunan insanlara yardımcı olmanın ilk şartlarından biri olduğunu söyleyen Vali Yazıcı; “Bu benim en temel görevlerimden biri. Özellikle ekonomik durumu kötü olan ailelerin, kadınları evin bütün yükünü omuzluyor. Ne yazık ki bu bir gerçek, erkekler o sorumluluğu çok fazla omuzlanmıyor. Annenin sahiplenme duygusu yüzünden belki de bütün sorumluluk annede oluyor. Bizler Aile Bakanlığı olarak Sosyal Yardımlaşma olarak onlara destek vermeye çalışıyoruz. Ama o hanımefendilerin birçoğundan şunu duyuyorum. Biz de bir şeyler üretsek bize destek olsanız, biz kendimizi daha iyi hissedeceğiz diyorlar. Sürekli yardımlarla geçinmenin onları rahatsız ettiğini söylüyorlar. Kadınlarımızın güçlü ve dimdik olmasını istiyoruz. Şuna inanıyorum kadın dimdik ayaktaysa aile de dimdik ayaktadır. Kadınlarımız güçlü olmalı. Kadınlarımız hayatımızın her alanında olmalı. Elinizin değdiği her şey güzelleşiyor bu güzellikleri oluşturmaya devam edin. Bizler devlet olarak elimizden gelen desteği vermeye gayret edeceğiz. Bunun sözünü veriyoruz. Allah yar ve yardımcınız olsun. Kolaylıklar diliyorum” şeklinde konuştu.
Kadın kooperatiflerine ilişkin örnek teşkil eden uygulamaların tanıtıldığı toplantının sonunda kadın kooperatifleri tarafından yürütülen çalışmalar hakkında sunum yapıldı.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.06.09 14:52:33
Son Düzenlenme Tarihi :





Haploidentik kök hücre nakli tedavide önemli bir seçenek oluşturuyor

Prof. Dr. Can Boğa, Haploidentik kök hücre naklinin kötü huylu hastalıkları olan kişilerde kullanılan tedavi yöntemlerinde önemli seçeneklerden birini oluşturduğunu söyledi.
Başkent Üniversitesi Adana Dr. Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi Hematoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Can Boğa, doku grubu uyumsuz nakillerin son yılların en önemli keşif ve güncel gelişmelerinden birisi olduğuna dikkat çekerek, “Lösemi, lenfoma gibi kötü huylu hastalıkların tedavisinde ilacın gücünden yararlanarak iki hedefe ulaşmak isteriz. İlk hedefimiz hastalığı iyileştirmek, ikinci hedefimiz ise bu hastalıkların tekrarlama ihtimalini azaltmaktır. Bu sonuca ulaşmak amacıyla ilacın gücünün yanında hücrenin gücünden yaralanıyoruz. Hastaların doku grubu tam uyumlu gönüllü bir vericisi varsa, vericiden tümörle savaşan hücreleri topluyoruz. Bu hücreler hastalıklı hücrelerle mücadele ederek, tekrarlanmasına engel oluyor. Kötü huylu hastalıklarda kemoterapi gibi hedefe yönelik akıllı ilaçlar hastalığı tedavi edebiliyor ancak tekrar etme ihtimalini ortadan kaldırmıyor. Naklin en büyük avantajının kür şansı tanıyarak hastalığı tamamen ortadan kaldırması olduğunu söyleyebiliriz. Değişik hastalık grubuna göre hastaların ortalama yüzde 50’si tam olarak iyileşme şansı yakalıyor’’ dedi.
Tam uyumlu kardeş vericisi olmayan hastalar için akraba dışı donör taraması yapılarak, iyi uyumlu donör vericiler bulunduğunu kaydeden Boğa, “Ancak hastaların yaklaşık yüzde 60’ı bu şansı elde edebiliyor. Geri kalan hastalara ne akraba ne de akraba dışı donör bulunamıyor. Bu durumda hastalara umut olan aile içi doku grubu uyumsuz bir donörden nakil tercihini kullanıyoruz’’ diye konuştu.

Ön değerlendirme süreci tedavide başarı oranını arttırıyor
Nakil sürecinin detaylarından bahseden Prof. Dr. Can Boğa, şunları ifade etti:
“Nakli kabul eden gönüllü donörler olsa bile bağışçıların enfeksiyon hastalıkları açısından nakile bir engel oluşturmadığı ön değerlendirme yapılarak tespit edilmektedir. Aynı şekilde hastanın da uygun olması gerekir. Nakil öncesinde hastalık yükünün az olması tedavide başarı şansını arttırıyor. Bunun için uygun tedavilerle hastalık yükünü azaltıyoruz. İlk hedefimize ulaştıktan sonra hasta ve donör güvenliği bakımından engel bir durum olmaması durumunda, özetle donör ve hasta uygunluğu değerlendirildikten sonra nakil sürecine geçiyoruz. Hasta ve donör nakil için hastaneye yatırılıyor ve ilaç tedavisine başlanıyor. Nakil öncesi ilaç tedavisindeki hedefimiz hastalık yükünü biraz daha azaltmak ve verilen hücrelerin yerleşmesini sağlamak. İlaç uygulamasından bir gün sonra ilaçlar vücuttan atılıyor ve donörden alınan hücreler, özellikle yetişkin hastalarda çoğu zaman kan vermeye benzeyen bir işlemle hastaya naklediliyor.’’

Nakil sonrası yan etkilerden korunmak için tedbirlere dikkat etmek gerekiyor
Prof. Dr. Can Boğa, nakilden sonra bazen vericinin savaşçı hücrelerinin yollarını şaşırdığını belirterek, “Hastanın kendi dokusunu yabancı olarak kabul edebiliyor ve hastaların yaşam kalitelerini etkileyebilen ciltte alerjiye benzeyen reaksiyonlara, enfeksiyona, karaciğerde veya sindirim sisteminde birtakım problemlere yol açabiliyor. Bunlardan korunmak için özellikle bağışıklık sistemini baskılayan ilaç rejimi uyguluyoruz. Bağışıklık sistemini baskılayan ilaçları kullanmayı bırakana kadar da hastaların koruyucu ilaç kullanmak, sıkça kontrole gelmek, beslenmeye dikkat etmek gibi tedbirlere dikkat etmeleri gerekiyor’’ dedi.

"Merkezimizde kök hücre naklinde sağladığımız başarı, Avrupa başarı oranı ile yarışıyor"
2015 yılından sonra güncel gelişmelere paralel olarak Başkent Üniversitesi Adana Dr. Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde doku grubu tam uyumlu olmayan hastalara nakil yapmaya başladıklarını ifade eden Prof. Dr. Can Boğa, “Avrupa Kan ve Kemik İliği Nakli Birliğinin her yıl gönderdiği karnelere göre kayıtlı 300’den fazla kemik iliği nakil merkezinin ortalama eğrilerine göre düzenli hasta takip etme derecesi yönünden merkezimiz ortalama eğrileri yüzde 90’ın üzerinde yer alıyor. Hastaların düzenli takibinde birkaç yıldır aynı performansın sürdüğünü görüyoruz. Merkezimizde kök hücre nakli ile ilgili FACT-JACIE uluslararası kalite yönetim sisteminin uygulanması, graft-versus-host hastalığı dediğimiz alerjiye benzeyen yan etkinin az olması ve takip için başka merkezlere yönlendirilmeden düzenli takip edilebiliyor olmaları, hastalara önemli bir avantaj sağlıyor’’ şeklinde konuştu.

"Orak hücre hastalarında uyumsuz vericiden nakil, tedavi seçeneği olarak değerlendirilebilir"
Prof. Dr. Boğa, özellikle Doğu Akdeniz Bölgesi’ne özgü hemoglobin anormalliğinin sıkça görülmesi ve orak hücreli hastalarda naklin başarı oranının önem taşıdığını ifade ederek, “Avrupa kayıtlarında tam uyumlu kardeş vericiden bugüne kadar yaklaşık 500 civarında yetişkin hastaya nakil yapıldı. Bu olguların 80’i merkezimizde yapılan nakilleri kapsıyor. Başarı oranı ise yüzde 90’ların üzerinde. Güncel bilgilerimize göre, hastalığı sadece nakil ortadan kaldırıyor. Ancak bu hastaların önemli bir kısmının vericisi yok. Orak hücre hastalığı dünyanın en sık rastlanan genetik hastalıklarından birisi ve hastaların yaşam kalitelerinin bozulmasına yol açtığı gibi, doku hasarı yaptığı için de hastaların yaşamlarını tehdit ediyor. Amerikan kayıtlarına göre orak hücre hastalığı olan yaklaşık 50 yetişkin hastaya uyumsuz vericiden nakil yapılmış. Bizim merkezimizde de bu program başladı sonuçları yakından takip ediyoruz. Olumlu sonuçlar alındığı takdirde özellikle kötü huylu hastalıklarda yaptığımız gibi uyumsuz vericiden bu hastalara nakil yapılabilmesi hastalar için büyük bir umut olacaktır’’ dedi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.09.14 17:57:12
Son Düzenlenme Tarihi :