Binlerce kişinin hayatını kaybettiği, 11 ilde büyük yıkımların olduğu ‘asrın felaketi’ olarak nitelendirilen depremlerin üzerinden 7 ay geçti. Depremlerin merkez üssü Kahramanmaraş’ta yerel basın, geçen 7 ayın ardından o günleri anlattı.
6 Şubat tarihinde meydana gelen depremlerde 11 ilde 50 binden fazla kişi hayatını kaybederken, afetin merkezi Kahramanmaraş’ta da 12 bin 659 kişi hayatını kaybetti. Depremlerden en çok etkilenenler arasında yerel basın da yer alıyor. Deprem sürecinde yayıncılık açısından büyük sıkıntılar çeken Kahramanmaraş yerel basını, tüm olumsuzluklara rağmen yayın yapmaya çalıştı. Deprem esnasında kendilerini ve ailelerini kurtarma mücadelesi veren depremzede gazeteciler, zorlu şartlara rağmen bir yandan da görevlerini yerine getirmeye çalıştı.
Asrın felaketinin üzerinden geçen 7 ayın ardından yaşadıkları zor günleri anlatan basın mensubu Zekeriya Okutucu, “Depreme herkes gibi ben de yatakta yatarken yakalandım. Sabahına gazeteci olduğum aklıma geldi ve sabah telefondan haber gireyim diye ancak 2 gün boyunca iletişim problemi olduğu için yayın yapamadık. Enkazda kalanlara yardım etmeye çalıştık ve 2 gün sonra telefondan haber girmeye çalıştık. Elimizden geldiğince insanlara bilgi ulaştırmaya çalıştık. Depremde gördüm ki insanlara ’susun’ dediklerinde insanlar içi buruk olsa da sessizce oradaki çalışmayı, çabayı dinliyordu. İnsanların da aslında gazetecilerin yaşadığı şeyi yaşadıklarını gördüm. Sokaklarda vatandaşların toprak altından bir kişi çıktığında nasıl sevindiklerini gördüğümde şoka uğradım. Depremin üzerinden 7 ay geçti ve 7 ay sonra nasılız; aslında aynıyız. Depremde ofisimi kaybettim, şu anda da bir arkadaşımın ofisinde gazetecilik mesleğini devam ettiriyorum” dedi.
Bir diğer yerel medya mensubu Kenan Onaran ise, “Gazetecilik mesleğinin bu depremde artılarını gördük. Gazetecilik soğukkanlı bir meslek ve meslek gereği birçok olayla karşılaşıyoruz. Biz büyük Maraş depremini bekliyorduk, uzmanlar sık sık uyarıyordu. Biz de bu uyarıları halka iletiyorduk. Kahramanmaraş kamuoyunu bu depreme hazırlarken, bir taraftan da meslektaşlarımızı bu depreme hazırlayalım dedik. Depremden 6 ay önce AFAD ve Kızılay işbirliği ile ‘Medyada Deprem ve İlk Yardım Bilinci’ eğitim programları düzenledik. Eğitime katılan gazeteci arkadaşlara deprem anında ve sonunda kullanabileceği deprem çantası verdik ve bu çanta birçok meslektaşlarımızın hayatının kurtulmasına vesile oldu. Üçüncü gün telefon çekmeye başladı ve arkadaşlarla bir araya geldik. Gazeteci arkadaşlarla koordinasyon çadırı kurduk ve hayata geçti. Gazeteci arkadaşlar ile her ne kadar bu depreme hazırlık yaptıysak da toplum olarak hazırlıksız yakalandık. Deprem sadece Kahramanmaraş’ta, Hatay’da, Elazığ’da olmayacak, depremi yabana atmayın. Alınması gereken önlemleri şimdi alın ki, ileride yine asrın felaketlerini yaşamayalım” diye konuştu.
Kahramanmaraş’taki bir günlük gazetenin Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Mahmut Beyaz da şunları dile getirdi:
“Kahramanmaraş’ta 20 yılda gazetecilik anlamında zorlandığımı gördüm. İnternet yok, telefon yok, kimseye ulaşamıyoruz. Bu şekilde deprem süreci yaşadık. Gazetemiz günlük olduğu için 1 ila 1 buçuk aylık sürede gazete bastıramadık ve internetten yayın yapmaya başladık.”
6 Şubat tarihinde meydana gelen depremlerde 11 ilde 50 binden fazla kişi hayatını kaybederken, afetin merkezi Kahramanmaraş’ta da 12 bin 659 kişi hayatını kaybetti. Depremlerden en çok etkilenenler arasında yerel basın da yer alıyor. Deprem sürecinde yayıncılık açısından büyük sıkıntılar çeken Kahramanmaraş yerel basını, tüm olumsuzluklara rağmen yayın yapmaya çalıştı. Deprem esnasında kendilerini ve ailelerini kurtarma mücadelesi veren depremzede gazeteciler, zorlu şartlara rağmen bir yandan da görevlerini yerine getirmeye çalıştı.
Asrın felaketinin üzerinden geçen 7 ayın ardından yaşadıkları zor günleri anlatan basın mensubu Zekeriya Okutucu, “Depreme herkes gibi ben de yatakta yatarken yakalandım. Sabahına gazeteci olduğum aklıma geldi ve sabah telefondan haber gireyim diye ancak 2 gün boyunca iletişim problemi olduğu için yayın yapamadık. Enkazda kalanlara yardım etmeye çalıştık ve 2 gün sonra telefondan haber girmeye çalıştık. Elimizden geldiğince insanlara bilgi ulaştırmaya çalıştık. Depremde gördüm ki insanlara ’susun’ dediklerinde insanlar içi buruk olsa da sessizce oradaki çalışmayı, çabayı dinliyordu. İnsanların da aslında gazetecilerin yaşadığı şeyi yaşadıklarını gördüm. Sokaklarda vatandaşların toprak altından bir kişi çıktığında nasıl sevindiklerini gördüğümde şoka uğradım. Depremin üzerinden 7 ay geçti ve 7 ay sonra nasılız; aslında aynıyız. Depremde ofisimi kaybettim, şu anda da bir arkadaşımın ofisinde gazetecilik mesleğini devam ettiriyorum” dedi.
Bir diğer yerel medya mensubu Kenan Onaran ise, “Gazetecilik mesleğinin bu depremde artılarını gördük. Gazetecilik soğukkanlı bir meslek ve meslek gereği birçok olayla karşılaşıyoruz. Biz büyük Maraş depremini bekliyorduk, uzmanlar sık sık uyarıyordu. Biz de bu uyarıları halka iletiyorduk. Kahramanmaraş kamuoyunu bu depreme hazırlarken, bir taraftan da meslektaşlarımızı bu depreme hazırlayalım dedik. Depremden 6 ay önce AFAD ve Kızılay işbirliği ile ‘Medyada Deprem ve İlk Yardım Bilinci’ eğitim programları düzenledik. Eğitime katılan gazeteci arkadaşlara deprem anında ve sonunda kullanabileceği deprem çantası verdik ve bu çanta birçok meslektaşlarımızın hayatının kurtulmasına vesile oldu. Üçüncü gün telefon çekmeye başladı ve arkadaşlarla bir araya geldik. Gazeteci arkadaşlarla koordinasyon çadırı kurduk ve hayata geçti. Gazeteci arkadaşlar ile her ne kadar bu depreme hazırlık yaptıysak da toplum olarak hazırlıksız yakalandık. Deprem sadece Kahramanmaraş’ta, Hatay’da, Elazığ’da olmayacak, depremi yabana atmayın. Alınması gereken önlemleri şimdi alın ki, ileride yine asrın felaketlerini yaşamayalım” diye konuştu.
Kahramanmaraş’taki bir günlük gazetenin Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Mahmut Beyaz da şunları dile getirdi:
“Kahramanmaraş’ta 20 yılda gazetecilik anlamında zorlandığımı gördüm. İnternet yok, telefon yok, kimseye ulaşamıyoruz. Bu şekilde deprem süreci yaşadık. Gazetemiz günlük olduğu için 1 ila 1 buçuk aylık sürede gazete bastıramadık ve internetten yayın yapmaya başladık.”