SON DAKİKA

logo

Hatay Büyükşehir Belediyesi Başkanı Savaş: "Gastronomi şehri tescilimiz hala devam ediyor"

Hatay Büyükşehir Belediyesi tarafından kurularak Tarihi Antakya Sokakları’nda hizmet veren ve depremde yıkılarak kullanılamaz duruma gelen UNESCO Hatay Gastronomi Evi, Antakya EXPO Alanı A Blok’ta yeniden açıldı.
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) gastronomi alanında Hatay’ı “Yaratıcı Şehirler Ağı”na layık görmüş ve Hatay mutfağının lezzetleri tescillenmişti. Hatay’da 6 Şubat Depremlerinde hasar görerek yıkılan binalardan birisi de UNESCO Hatay Gastronomi Evi olmuştu. Deprem sonrası kullanılmaz halde olan Hatay Gastronomi Evi, Antakya EXPO Alanı A Blok’taki yeni adresinde Hatay mutfağındaki 600 çeşit yemek ve tatlının yanı sıra mutfak kültürünü tüm konuklarının beğenisine sunacak.
“GASTRONOMİ ŞEHRİ OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Gastronomi Evi’nin açılışında yaptığı konuşmada EXPO alanının, yapılırken ve yapıldıktan sonra birçok siyasetçi tarafından polemik haline getirildiğini kaydeden Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş, “320 dönüm arazi içerisine inşa ettiğimiz tüm EXPO mekânlarının toplamı 750 milyona mal olmuştu. Ama spekülasyon yapmak isteyen siyasetçiler bunu 4 milyar, 5 milyar, 6 milyar en son 8 milyara kadar çıkarttılar. Ama gerçekte 750 milyona yapmış olduğumuz bu 2 mekân şu anda deprem sonrası Hatay Büyükşehir Belediyesinin konuşlandığı yer oldu. Bütün birimlerimiz bu mekân içerisinde Hatay halkına hizmet etmeye devam ediyor” dedi.
Savaş, konuşmasına şöyle devam etti:
"Biz, 2017’de gastronomi şehri olmuştuk. UNESCO tarafından tescillenmiştik. Bu tescilimiz hâlâ devam ediyor ve bizim taahhütlerimiz de hâlâ devam ediyor. Taahhütleri yerine getirdiğimiz sürece de Gastronomi Şehri olmaya devam edeceğiz. Bu taahhütlerden bir tanesi de gastronomi alanında bir mutfak yapmamız. Bu mutfakta Hatay’ın kendine özgü yemeklerinin yapılması ve toplumun bu hizmetten faydalanması gerekiyor. Gastronomi Evi depremde yıkılınca EXPO alanındaki A Bloğun en üst katının terasıyla birlikte gerçekten çok müthiş bir gastronomi evi yaptık. Burada Hatay’ın kendine özgü yemekleri uygun fiyata ve çok güzel bir manzara içerisinde sunuluyor. Eşinizle, dostunuzla, gelen misafirlerinizle de kullanabileceğiniz, kullanırken karnınızı doyurabileceğiniz, seyir anlamında da göz zevkinize katkı sağlayacak bir mekân oldu. Sadece Hataylı hemşerilerimize değil, Türkiye’mize de hayırlı olsun."
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.09.12 17:57:58
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Yaylalarda hububat hasadı başladı

Antalya’nın Gazipaşa ilçesinin yaylalarında hububat hasadının başladığını söyleyen Ziraat Odası Başkanı Yusuf Çelik, su sıkıntısından dolayı verimde geçen yıla oranla yarı yarıya düşüş olduğunu kaydetti.
Ülkemizin önemli sebze ve meyve üretim merkezlerinden olan Gazipaşa’da üreticiler yaylalar..

Antalya’nın Gazipaşa ilçesinin yaylalarında hububat hasadının başladığını söyleyen Ziraat Odası Başkanı Yusuf Çelik, su sıkıntısından dolayı verimde geçen yıla oranla yarı yarıya düşüş olduğunu kaydetti.
Ülkemizin önemli sebze ve meyve üretim merkezlerinden olan Gazipaşa’da üreticiler yaylalarda hububat hasadına hazırlanıyor. Özellikle Topsekisi, Maha, Berem ve Çayıryakası yaylalarında domates, salatalık, fasulye, kabak, lahana, marul ve maydanoz üreten çiftçiler, şimdilerde nohut, arpa ve buğday gibi ürünlerin hasadına başladı.

“Geçen yıla oranla yarı yarıya düşüş var”
Gazipaşa Ziraat Odası Başkanı Yusuf Çelik, ilçenin buğday başta olmak üzere nohut, arpa gibi hububat üretiminin büyük bir bölümünün yaz aylarında yaylada yapılan üretimle karşılandığını ve Gazipaşa’nın birçok yaylasında mayıs ayında ekim yapan üreticilerin ektikleri ürüne göre temmuz, ağustos ve eylül aylarında hasat yaptığını, buğday hasadının en fazla Çayıryakası Yaylası’ndan yapıldığı, nohut hasadının bazı bölgelerde başladığını ve eylül ayında da devam edeceğini belirtti.
Çiftçilerin ’su kesilecek’ diye sürekli bir kuşku içinde olduğunu belirten Ziraat Odası Başkanı Yusuf Çelik, su sıkıntısından dolayı verimde geçen yıla oranla yarı yarıya bir düşüş olduğunu dile getirdi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.08.19 15:13:54
Son Düzenlenme Tarihi :





Ramazan Sonrası Hazımsızlığa Dikkat!

Ramazan süresince yavaşlayan metabolizmanın, bayramda aşırı besin yüklemesine maruz kalması midede hazımsızlık, şişkinlik gibi birçok sağlık sorununa yol açabiliyor. Uzman Diyetisyen Ebru Çağıl, bu rahatsızlıkların önüne geçmek için bayramda doğru beslenme yöntemlerini uygulamak ve özellikle zencefil ve zerdeçal içeren fitoterapötik takviyelerden destek almak gerektiğini vurguladı.

Ramazan ayı boyunca öğün sayısının daha az olması ve sindirim sisteminin günün belirli saatlerinde dinlendirilmesi sonucunda beslenme alışkanlıklarında değişiklikler meydana gelir. Bayramın gelişi ile bu beslenme alışkanlıkları eski düzene uyum sağlamaya çalışır. Özellikle oruç dönemini geride bırakırken bayram sofralarında yediklerimizin içerikleri yoğunlaşabiliyor.
Hamur işleri, tatlılar, yüksek yağlı besinler, meşrubat veya çay, kahve gibi kafein içeriği yüksek içecekler gün boyu misafirler eşliğinde tükettiklerimiz listesinde yerini alıyor. 

Uzman Diyetisyen Ebru Çağıl, Ramazan süresince dinlenen metabolizmamız zengin bayram sofralarında hızlı ve yoğun porsiyonlara maruz kaldığı için çeşitli sağlık sorunlarıyla karşılaşabildiğimizi söyledi. Hazımsızlık, şişkinlik gibi sindirim şikâyetlerinin en sık karşılaştığımız sorunlar olduğunu ifade eden Çağıl, “Bu rahatsızlıkların önüne geçmek için doğru beslenme modelini bulmak, hareket halinde olmak ve gerektiğinde tamamen bitkisel desteklerden faydalanmak gerekir” dedi.  

Beden sağlığının korunabilmesi için Ramazan sonrasında basit tedbirlerin yeterli olduğunu dile getiren Çağıl, şu önerilerde bulundu:

8 adımda doğru beslenme modeli
Oruç döneminden sonra gün içindeki öğün sayısını birden değil, kademeli olarak artırmakta fayda var. 
Bayramda sağlıklı bir kahvaltı ile güne başlanmalı. 
2-3 ana öğün yapılabilir fakat öğünler tatlı, börek gibi bayramlık ikramlarla geçiştirilmemelidir. Gün içindeki tatlı, çerez gibi atıştırmalıklar sınırlı olmalıdır. 
Çay ve kahve ile kafein alımının en çok arttığı zamanlar bayram günleridir. Bunlar mutlaka şekersiz içilmeli ve sınırlı tüketilmelidir. Aksi takdirde mide yanması, mide ekşimesi gibi durumlar yaşanabilir. 
Bayramda bol su tüketilerek hem porsiyon kontrolü sağlanabilir hem de kafeinli içeceklerin alınması önlenebilir. Gündüz içilemeyen su tüketim alışkanlığı böylece tekrar kazandırılmış olur. 
Bayramın adından da anlaşılacağı gibi ‘’şeker’’ tüketimi normale göre fazla olabileceği için porsiyon kontrolü özellikle önem taşımaktadır. Tatlı seçimleri şerbetli tatlılardan yana değil, sütlü tatlılardan yana olmalıdır. 
Olabildiğince hareketli olmak, asansör yerine merdiven kullanmak, yürüyüş gibi aktiviteler metabolizma hızını artırmak ve daha sağlıklı sindirim düzeni için önemlidir. 
Özellikle ramazan sonrasında yiyeceklerin daha rahat sindirimi için çiğneme süresi artırılmalıdır.

Bayramda sindirim problemi yaşayanlar için doğal destekler
Uzm. Dyt. Ebru Çağıl, özellikle bayramda mideye fazla yüklenmekten kaynaklanan hazımsızlık, şişkinlik gibi şikayetleri önlemek için doğru beslendikten sonra bitkisel desteklerden de yararlanmak gerektiğini vurguladı. 
Bu bitkisel desteklerin en başında Zencefil ve Zerdeçal’ın geldiğini belirten Çağıl, “Zencefil; şişkinlik ve hazımsızlığı önlemesi, ağrı hafifletici olması, inflamasyonu önlemesi gibi özellikleri sayesinde sindirim kanalında tedavi edici özelliğe sahip en güçlü bitkilerden biridir. Mide yüzeyinde ‘gerçek mide koruyucu’ özellik sağlar ve midedeki besinlerin daha kısa sürede bağırsağa geçişini sağlayarak midenin rahatlamasına destek olur. Zencefilin sadece besin olarak tüketimi içerisindeki Gingerol ve uçucu yağların tam olarak emilmemesine sebep olabilir. Bu yüzden özel olarak ekstrakte edilmiş takviye formunda kullanılması gerekmektedir” dedi. 

Zerdeçalın ise karın ağrısı, gaz sancısı, besinleri iyi hazmedememe ve karın bölgesinde şişkinlik halini önleyen bir diğer doğal kaynak olduğuna dikkat çeken Çağıl, “Aynı zamanda zerdeçal sindirim kanalında inflamasyonu ve mide ülserini önleyici etkinliğe sahiptir.  Safra asidi salgısını da düzenleyerek hazımsızlık şikayetlerinin önlenmesine yardımcı olur. Yaygın olarak baharat formunda tüketilen zerdeçalın emilimi tek başına oldukça zordur. Bu sebeple tek başına besin olarak tüketmek yerine, emilim düzeyi yüksek formülasyonları tercih etmek hazımsızlık şikayetlerinde en doğru seçenek olacaktır” diyerek sözlerine devam etti.

Zerdeçal ve zencefilin sofra kültüründeki tüketimi ile fitoaktif olarak alımında büyük farklar olduğunu vurgulayan Çağıl, etkinliği klinik çalışmalarla test edilen bitki temelli fitoaktif içeriklerin daha etkili olduğunu, emilim düzeyleri de göz önünde bulundurularak standardize bitkisel takviyelerin tercih edilmesi gerektiğini söyledi. Bu iki fitoaktifin bir arada olduğu sinerjistik kombinasyonların en doğru bilgisi için eczacınıza danışabilirsiniz.


-FASELİS BSN.

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.04.19 10:21:55
Son Düzenlenme Tarihi :