SON DAKİKA

logo

Sokak hayvanları için ‘Kısırlaştırma Merkezi’ açıldı

Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, ‘4 Ekim Hayvanları Koruma Günü’nde ‘Kısırlaştırma Merkezi’nin açılışını yaptı.
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, ‘4 Ekim Hayvanları Koruma Günü’nde ‘Kısırlaştırma Merkezi’nin açılışını yaptı. Açılışa hayvan severler yoğun ilgi gösterdi. Karalar merkez hakkında bilgi vererek, "Adana Büyükşehir Belediyesi olarak sokak hayvanlarını kısırlaştırarak popülasyonun kontrolünü sağlamaktadır. Aynı zamanda trafik kazalı, hasta, yüksekten düşme gibi nedenlerle tedaviye ihtiyaç duyulan durumlarda müdahale araçlarımız adreslerinden alınarak merkezimizde gerekli tıbbi tedavileri yapmaktadır" diye konuştu.
Karalar, Adana Büyükşehir Belediyesine bağlı ‘Sokak Hayvanları Geçici Bakımevi’nin 2020 yılı Mayıs ayından itibaren Söğütlü Mahallesi’ndeki mevcut yerleşkesinde 116 dönüm arazi üzerine kurulu, 110 personel ve 5 araçla 7/24 saat hizmet verdiğini belirterek, "Adana Büyükşehir Belediyesi olarak 3 bin - 3 bin 500 kısırlaştırma sayısını 2021 yılında 5 bin 500, 2022 yılında 7 bin 500 seviyelerine çıkardıklarını söyleyen Karalar, “Açılışını yaptığımız bu merkezde ve mevcut bakımevindeki yürütülen kapasite artırma çalışmamızla birlikte 2024 yılından itibaren 15 bin sokak hayvanını kısırlaştırarak, mevcut sayı iki katına çıkarılarak popülasyonun kontrolü sağlamak için çalışmalarımız devam edecektir” şeklinde konuştu.

“30 bin kısırlaştırma merkezi açmalıyız”
İlçe belediye başkanları ile görüştüğünü belirten Karalar, “İlçe belediye başkanlarını sunduğumuz projede, kısırlaştırma merkezleri sayısını 30 binlere çıkarttığımızda 3 yıl içerisinde hayvan popülasyonunun azaldığını göreceğiz” ifadelerini kullandı.
Kısırlaştırma merkezinin açılışına yapan Karalar, hayvan severlere sertifika vererek onlarla hatıra fotoğrafı çektirdi.
Açılış törenine Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Veteriner Hekimler Odası Başkanı Nihat Köse, Hayvanların Yaşam Hakları Konfederasyonu Başkanı Nesrin Çıtırık, bürokratlar ve hayvan severler katıldı.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.10.04 21:18:08
Son Düzenlenme Tarihi : 2023.10.04 21:18:20

Yorum Yap






Freni boşalan kimyasal yüklü tır alev alev yandı, faciadan dönüldü

Antalya’nın Döşemealtı ilçesinde freni boşalan kimyasal madde yüklü tır, aynı yönde seyreden kamyonete çarpıp devrildikten sonra alev aldı. boya yüklü bir tır alev alev yandı. Olayda kamyonette bulunan 3 kişi hafif şekilde yaralanırken tırda bulunan tonlarca boya ve tinerden çıkan alev ve dumanlar..

Antalya’nın Döşemealtı ilçesinde freni boşalan kimyasal madde yüklü tır, aynı yönde seyreden kamyonete çarpıp devrildikten sonra alev aldı. boya yüklü bir tır alev alev yandı. Olayda kamyonette bulunan 3 kişi hafif şekilde yaralanırken tırda bulunan tonlarca boya ve tinerden çıkan alev ve dumanlar gökyüzünü siyaha bürüdü. Karayolunda trafik kilitlenirken yangın itfaiye ekiplerinin müdahalesiyle 1 saatte kontrol altına alınabilildi.

Facianın eşiğinden dönülen kaza Antalya Antalya Burdur karayolu Çubukbeli mevkiinde bu sabah saatlerinde yaşandı. Edinilen bilgiye göre Nihat Duman idarsindeki 34 ZJ 2517 plakalı boya ve tiner yüklü tırın freni patladı.Tırı kontrol edemeyen sürücü, aynı yönde seyreden Mehmet Badır idaresindeki 07 YBA 51 plakalı kamyonete arkadan çarptı. Çarpmanın ardından yan yatan tırda başlayan yangın 14 ton boya ve tinerlerin alev almasıyla birlikte alev topuna döndü. Kazada tır sürücüsü Nihat Duman ile kamyonette bulunun sürücü Mehmet Batır ile yolcular Haşim Şen ve Beşir yıldız kazayı hafif yaralı olarak atlatırken ihbar üzerine bölgeye çok sayıda sağlık ve itfaiye ekibi sevk edildi. Antalya Büyükşehir Belediyesi İtfaiyesi ekiplerinin köpükle yaptığı müdahale ile yaklaşık bir saatte söndürülen yangın sebebiyle Antalya Burdur karayolunda trafik kilitlendi. Siyah dumanların gökyüzünü kapladığı olayda itfaiye ekipleri soğutma çalışması yaptıktan sonra yol trafiğe yeniden açıldı.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.05.29 14:01:11
Son Düzenlenme Tarihi :





Sürdürülebilir Beslenme Sağlık Veriyor ve İsrafı Önlüyor

Dünya nüfusu 2000 yılından bu yana sürekli artıyor ve 2050 yılında da büyük bir artış öngörülüyor. Türkiye'nin nüfusunun da 2050 yılında 100 milyonu aşması bekleniyor. Bu hızlı nüfus artışı, insanları besleme, su temini, enerji sağlama gibi temel ihtiyaçların karşılanması konusunda büyük zorluklara neden oluyor. Artan insan nüfusunun tükettiği enerji gerek besinlere gerekse iklimlere zarar verebiliyor. Sürdürülebilir beslenme ile nüfusun artan gıda talebi karşılanabiliyor. 
Akdeniz beslenme biçimi, Nordik diyeti, Çift piramit diyeti, vegan ve vejeteryan diyetlerle sürdürülebilir beslenme biçimleri karbon ve su ayak izini düşürmeye katkı sağlıyor. 
Memorial Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Uzman Diyetisyen Aslıhan Altuntaş, sürdürülebilir beslenmenin faydalarını ve yöntemlerini anlattı.
Artan nüfus gıda talebini artırıyor
Artan insan nüfusu, gıda talebini artırmakta ve gıda endüstrisini daha verimli olmaya yönlendirmektedir. Son 10 yılda gıda endüstrisindeki yenilikler ve gelişen teknolojiler, daha fazla gıda üretimi ve sürdürülebilirlik için önemli adımlar atılmıştır. Gıda endüstrisindeki yenilikler ve sürdürülebilirlik odaklı yaklaşımlar, artan nüfusun beslenmesini karşılamak ve çevresel etkileri azaltmak için önemli adımlardır. Ancak, daha fazla çalışma ve yatırım gerekmektedir, çünkü nüfus artışıyla birlikte gıda güvencesi ve sürdürülebilirlik konularında hala önemli zorluklar vardır. Artan insan nüfusunun iklim ve çevreye etkisi oldukça büyük bir endişe kaynağıdır. Nüfus artışı, daha fazla enerji, su ve gıda talebi demektir, bu da doğal kaynakların aşırı kullanımına ve çevresel baskılara yol açmaktadır. Bu durum ekosistem hizmetlerinin azalmasına ve doğal kaynakların tükenmesine neden olabilir.
Sürdürülebilir beslenmenin farklı çeşitleri bulunuyor
Artan insan nüfusuyla birlikte iklim değişikliği, çevresel bozulma ve kaynakların tükenmesi gibi sorunlarla mücadele etmek için sürdürülebilirlik odaklı politikalar ve çözümler gerekmektedir. Bu çözümlerden biri de sürdürülebilir beslenme çeşitleri olabilmektedir.
Sürdürülebilir beslenme çeşitleri;
Akdeniz beslenme tipi; taze gıdalar ve doymamış yağlar tüketilir. İşlenmiş ve paketli gıdaları tüketim oranı düşüktür. Ülkemiz için en uygun seçenek Akdeniz beslenme modeli olarak belirlenmiştir. Sürdürülebilir diyetlere çok kültürlü bir yaklaşım ile yerli veya yerel gıda sistemlerini anlayarak, gıdalar ve diyetlerle ilgili kültürel bilgideki çeşitliliği korumak için de fırsatlar sunabilmektedir. Aynı zamanda, yemek ve kültüre ilişkin geleneksel bilginin korunmasının önemini de gündeme getirmektedir. 
Ekolojik ayak izi bakımından beslenme modelleri incelendiğinde, Akdeniz diyetinin diğerlerine göre azot, karbon, su ve enerji ayak izinin daha küçük olması, dünyamızın sağlığına daha az olumsuz etki gösteren sürdürülebilir bir beslenme modeli olarak görülmektedir.
Nordik diyeti; İskandinav ülkeleri olan Danimarka, Finlandiya, Norveç, İzlanda, İsveç gibi ülkelerdeki geleneksel yeme biçimi Nordik diyetine dayanmaktadır. Akdeniz diyeti ile benzerlik göstermektedir. Zeytinyağı yerine kanola yağı kullanılması Akdeniz diyetinden en önemli farkıdır.
Çift piramit diyeti; klasik besin piramidinin yani Akdeniz beslenmesinin yanına besinlerin ekolojik ayak izleri sınıflandırılmaktadır. Hem bireysel hem de ekosistem açısından yeterli olacak besinleri göstermektedir.
Vegan ve Vejetaryen diyetler; kırmızı et, tavuk, balık veya peynir gibi hayvansal kaynaklı besinlerin elimine edildiği diyetlerdir.
Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) tarafından yürütülen “Live Well Plate for Low Impact Food in Europe” (LIFE) projesi’ne göre; sürdürülebilir bir diyetin 6 temel ilkesi bulunmaktadır.
- Sebze ve meyve tüketimini artırmak
- Besin çeşitliliğini sağlamak
- Et tüketimini makul seviyelere indirmek
- Gıda israfını önlemek
- Sertifikalı gıda satın almak
- Şeker, şekerli içecekler, yağ, tuz ve tuz içeriği yüksek gıdaların tüketimini azaltmak.
Meyve sebze tüketiminde her zaman mevsiminde olanları tercih etmek, mümkünse pazarlardan alışveriş yapmak önem kazanmakta.
Her gün mor, kırmızı, turuncu, sarı, koyu yeşil, açık yeşil, beyaz olmak üzere 7 farklı renkte sebze ve meyve her gün tüketilmelidir.  6 yumruk sebze ve 2 yumruk kadar meyve günlük minimum tüketim olmalıdır.
Günde 1-2 su bardağı yoğurt veya kefir, haftada 1 kez kırmızı et, haftada 1 kez balık veya haftada 1 kez tavuk ana yemek olarak tercih edilebilir. Diğer günlerde protein ihtiyacı bezelye, barbunya, nohut, kuru fasulye veya börülce gibi bitkisel proteinlerden gelebilir ve sebzeler de haftada en az 2 gün ana yemek olabilir.
Bu temel ilkeler uygulandığında karbon ayak izi düşürülmekte ve sürdürülebilir bir beslenme şekliyle hem sağlığa hem de doğaya faydalı olunabilmekte.
* MEMORİAL BASIN

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.07.16 15:42:28
Son Düzenlenme Tarihi :