SON DAKİKA

logo

Sonbaharda kapıyı çalan 5 önemli hastalık

İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Aktaş, sonbaharda sık görülen hastalıkları ve korunma yöntemlerini anlattı.
Sonbaharın gelmesiyle birlikte hava sıcaklıkları yavaş yavaş düşmeye başladı. Bununla beraber ortaya çıkan ani ısı dalgalanmaları ise eğer dikkatli olunmazsa hastalıklara yakalanma riskini oldukça artırıyor. Yapılan klinik çalışmalar bahar aylarında bazı hastalıkların daha fazla yaşandığını gösteriyor. Bunun sebebi ise genellikle başta ani ısı değişimleri olmak üzere yağmur, rüzgar ve polenler gibi faktörlerin vücut direncini düşürmesi şeklinde tanımlanıyor. Medline Adana Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Aktaş, “Bu hastalıklardan korunmak bizim elimizde. Yeter ki hazırlıklı olalım ve gerekli önlemlerimizi alalım” diye konuştu.
Doç. Dr. Aktaş, sonbaharda yakalanma riski yüksek olan 5 hastalığı şu şekilde sıraladı:
1- Üst solunum yolları hastalıkları
Mevsim geçişlerinde yaşanan ısı değişimleri üst solunum yolu enfeksiyonlarına zemin hazırlıyor. Vücudun bağışıklık sisteminin zayıflamasıyla beraber burun, sinüsler, farenks, larenks veya bronşlar gibi üst solunum yollarını ilgilendiren akut enfeksiyonlar yaygın hale geliyor. Bu enfeksiyonlar ise hafif ateş, öksürük, hapşırma, yorgunluk, burun tıkanıklığı gibi belirtilerle kendini gösteriyor ve genellikle bulaşıcı olduğundan etkileşimin fazla olduğu ortamlarda yakın temastan kaçınmak gerekiyor. Bunun yanı sıra bulunulan ortamı sık sık havalandırmak, C vitamini yönünden iyi beslenmek ve hava sıcaklığının değişkenliğini göz önünde bulunduracak şekilde giyinmek önem kazanıyor.

2- Alerjik rinit
Halk arasında ‘saman nezlesi’ olarak da adlandırılan mevsimsel alerjik rinit, en sık rastlanan alerjik hastalıklardan biri olarak öne çıkıyor. Bahar aylarında özellikle havada uçuşan polenler nedeniyle artış gösteren alerjik rinit, hapşırık, burun akıntısı, burun tıkanıklığı, burun kaşıntısı, öksürük, geniz akıntısı, koku
almada güçlük, gözlerde kaşıntı, sulanma ve kızarıklık ile kendini belli ediyor. Alerjik belirtilerin kontrolü ise birden fazla tedavi yönteminin birlikte uygulanmasıyla sağlanıyor. Korunmak için ilk ve en önemli adım alerjik rinite neden olan etkenlerden uzak durmak olurken, verilen tedavinin kısaltılmaması gerekiyor.

3- Sindirim sistemi sorunları
Mevsim geçişlerinde reflü, gastrit, peptik ülser gibi mide rahatsızlıklarında gözle görülür bir artış gözleniyor. Nedeni ise bu süreçte nem oranındaki farklılıklar, gün ışığından yararlanılan sürenin azalması ve değişen hava şartlarına vücudun tepki göstermesi oluyor. Daha önceden hafif şikâyetleri olan bireylerde alevlenmeler olabilirken, hiç şikâyeti olmayanlarda da yakınmalar başlayabiliyor. Şişkinlik, geğirme, ağza ekşi su gelmesi, bulantı, kusma ve karnın üst kısmında gece uykudan uyandırabilecek kadar şiddetli hissedilen yanma veya ağrı sık yaşanan belirtiler arasında yer alıyor. Bu sorundan kaçınmak için kızartmalar, yağlı ve baharatlı yiyecekler ile kahve türü ve gazlı içeceklerden uzak durmak gerekirken, öğün atlamayarak sık ama az yemek yemek de önem kazanıyor.

4- Ürtiker (Kurdeşen)
Araştırmalar, her dört kişiden birinin yaşamı boyunca en az bir kez ürtiker (kurdeşen) geçirdiğini gösteriyor. Ürtikere en çok bahar aylarında polenlerin artması sebep oluyor. Deriden kabarık, basmakla solan, etrafı kızarık, sınırları net ve kaşıntılı döküntüler, ürtiker sorununun işaretleri oluyor. Bu döküntüler 24 saat içinde kaybolurken, vücudun başka yerlerinde tekrar çıkıyor. Ancak bu belirtiler hastaları özellikle geceleri daha çok rahatsız ediyor ve yaşam kalitelerini düşürüyor. Ürtikerden korunmak için diğer alerjik hastalıklarda olduğu gibi alerjenlerden kaçınmak alınacak tedbirler arasında ilk sırada geliyor.

5- Depresyon
Havalardaki serinlemeyle beraber açık alanlardan kapalı alanlara geçilmesi ve metabolizmadaki değişimler bireylerde farklı tepkilere yol açabiliyor. Bunlar genellikle şiddetli yorgunluk hissi ve birtakım ruhsal değişimler olarak karşımıza çıkıyor. Bahar yorgunluğunun belirtileri ise halsizlik, yorgunluk, sürekli uyuma isteği ve geçmeyen baş ağrıları oluyor. Bu gibi değişimlerin ardından yaşanması muhtemel bir depresyondan korunmak için mümkün olduğunca doğayla baş başa olacak şekilde açık havada vakit geçirmek, düzenli spor yapmak, sağlıklı beslenmek, uyku düzenine dikkat etmek ve metabolizmanın vitamin-mineral eksikliklerini gidermek gerekiyor.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.10.05 21:09:17
Son Düzenlenme Tarihi : 2023.10.05 21:13:37

Yorum Yap






MMO’dan havuz hijyeni ve bakımı uyarısı

Makine Mühendisleri Odası (MMO) Antalya Şube Başkanı Prof. Dr. İbrahim Atmaca, yaz aylarının gelmesiyle birlikte sitelerde, turizm tesislerinde ve su parklarında havuzların açılacağını ve yoğunluk yaşanacağını belirterek, havuz hijyeni konusunda uyarılarda bulundu. Başkan Atmaca, havuz hijyeni ile..

Makine Mühendisleri Odası (MMO) Antalya Şube Başkanı Prof. Dr. İbrahim Atmaca, yaz aylarının gelmesiyle birlikte sitelerde, turizm tesislerinde ve su parklarında havuzların açılacağını ve yoğunluk yaşanacağını belirterek, havuz hijyeni konusunda uyarılarda bulundu. Başkan Atmaca, havuz hijyeni ile ilgili tedbirlerin, havuz kaynaklı mikrobik birçok hastalığı önlemek adına mutlaka alınması gerektiğinin altını çizerek, “Çünkü havuzlar, insan ile taşınabilecek her türlü biyolojik kirleticiyi muhteviyatında bulundurabilir” dedi.

Ana bakımlara dikkat
Havuz bakımları konusunda da uyarılarda bulunan Prof. Dr. İbrahim Atmaca, “Yüzme havuzlarında su hazırlama ve dezenfeksiyonu için gereken ekipmanların tesiste bulundurulması ve sürekli bakımlarının yapılarak sezon boyunca çalışır durumda tutulması, güvenli işletme şartlarının oluşması için son derece önemli. Bu nedenle yılda bir kez, havuzun kullanımda olmadığı dönemde bu cihazların ana bakımları mutlaka yapılmalı. Havuzu henüz devreye almayan yöneticilerin bu ana bakımları yapması son derece önemli” diye konuştu.

Kimyasal miktarı belirlenirken insan faktörü devreden çıkartılmalı
Havuz hijyenini sağlamak üzere ph dengeleyici, klor, yosun önleyici, berraklaştırıcı ve çöktürücüler gibi birçok kimyasal kullanıldığını da hatırlatan Atmaca, “Bunların ölçülerek, miktarlarının ilgili standartlara uygun gelecek şekilde kullanılması havuz kullanıcıları için önemli. Bu noktada muhakkak insan faktöründen uzak otomatik dozajlama ve kontrol sistemlerinin tercih edilmesi gerekmektedir. Otomatik dozajlama ve kontrol sistemleri ile kimyasalların standartlarda önerilen düzeyde kullanımı kullanıcı sağlığı yanı sıra işletme ekonomisi açısından da önem arz ediyor. Hatta havuz tahliye sularının kanalizasyon hattına atılmadan kullanılan kimyasallardan arındırılması da çevrenin korunması adına son derece önemli. Tüm bu sebeplerden dolayı kimyasal kullanımı insan faktöründen arındırılmalı, otomatik dozajlama ve kontrol sistemleri tesislerde bulundurulmalı, bahsettiğimiz büyük bakımlarda kimyasal dozaj sistemlerinin bakımı, dozajın yapıldığı bağlantı yerlerinin sökülmesi ve temizlenmesi şeklinde yapılmalıdır” ifadelerini kullandı.

Kimyasalların depolanmasına dikkat
Havuz hijyeninde kullanılan birçok kimyasalın depolanmasına da özen gösterilmesi gereken hususların da altını çizen MMO Antalya Şube Başkanı, “Bu kimyasallar muhakkak kapalı, kontrollü, kuru ve serin bir ortamda muhafaza edilmeli. Oluşabilecek kimyasal buharların solunması son derece tehlikeli olduğundan depolamanın yapıldığı ortamlar çok iyi bir şekilde havalandırılmalı” diye konuştu.

Kaçak akım korumaları ihmal edilmemeli
Havuzların kullanıldığı dönemde havuz tabanının temizliğinin her gün, havuz duvarlarının temizliğinin ise haftada en az bir kez yapılması gerektiğini vurgulayan Başkan Atmaca, “Ayak dezenfeksiyon havuzları, her gün havuz kapandığında boşaltılmalı, temizlenmeli, dezenfekte edilerek doldurulmalı ve bir gün sonraya hazır edilmelidir. Havuzun yapımı, bakımı ve işletilmesinde hijyen tedbirleri yanı sıra kaçak akım korumaları da dikkat edilmesi gereken noktaların başında geliyor. Herhangi bir çarpılma riskine karşı önlem olarak, havuz pompaları elektrik trafosu ve diğer tüm elektrikli aygıtlar için merkezi topraklamanın yapılması, kaçak akım korumalarının varlığı ve çalışır vaziyette olduğunun kontrolü de kullanıcı can güvenliği açısından önemlidir” diyerek, havuz kullanıcılarına, işletme yetkililerine ve havuz sorumlularına önemli uyarılarda bulundu.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.06.01 16:08:39
Son Düzenlenme Tarihi :





Hurda toplayarak geçimin sağlayan adamın sokak köpeği şefkati

Antalya’nın Serik ilçesinde geçimini hurda toplayarak sağlayan adam, hurdanın yanı sıra onlar için yiyecek de toplayıp biriktiriyor. Sokak hayvanlarına karşı oldukça şefkatli davranan hurdacı, hayvanları kirlenen eldivenlerini çıkartıp öyle seviyor.
Serik ilçesine bağlı Merkez Mahallesinde hurda toplayan Sabri Şahin, sokak hayvanları için de aynı zamanda yiyecek toplayıp biriktiriyor. Hayvanlara oldukça şefkatli davranan Şahin, onları kirlenen eldivenlerini çıkartıp öyle seviyor. Çalıştığı iş yerinde mesai bitiminde oğlunun rahat bir şekilde ders çalışması için babalık görevini yaptığını belirten Sabri Şahin, "Çöp topluyorum boş zamanlarımda. Mesela iş dönüşünde evde boş durmayayım diye. Evde çocuk var, rahat bir şekilde ders çalışsın diye evde durmuyorum. Delikanlı oldu, 15 yaşına geldi. Ona şöyle yap böyle yap dersen ona ayıp olur. Kendi haline bırakıyorum ve babalık görevimi bu şekilde yapıyorum" şeklinde konuştu.

"Sokak köpekleri dilsiz olabilir ama bizi anlıyorlar"
Sokak köpeğini sevmek için kirlenen eldivenleri çıkarak elleriyle şefkatini gösteren Şahin, "Sokak köpekleri dilsiz olabilir ama bizi anlıyorlar. Göz ardı etmeyelim. Bu canlıların yaradılışlarındaki sebeplerden birisi de yüce Allah’ı bize hatırlatmaktır. Bütün canlıların biz insanlara faydası var. Hurda topluyorum, yiyecekleri de sokak hayvanlarına veriyorum. Onlar bana alışmışlar, benim zenginliğime gelmiyorlar ama sevmişler. Allah razı olsun, ben de onları seviyorum. Allah bu sevgiyi vermiş, benim de onlarla paylaşmam gerekiyor. Ekmek verdiğim için mi, bilmiyorum benim yanıma geliyorlar" diye konuştu.

Kaynak : İHA
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.04.16 11:54:30
Son Düzenlenme Tarihi :