SON DAKİKA

logo

Çocuğunuz sık hastalanıyorsa, bilmeniz gereken 17 gerçek

Memorial Bahçelievler Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Anıl Doğan Bektaş, sık hastalanan çocuklara yaklaşım ile ilgili önemli bilgiler paylaştı.

Çocuk hastalıkları polikliniklerine başvuruların en sık sebeplerinden biri de ebeveynlerin, çocuklarının sık hastalandığından endişe etmesi oluyor. Çok sık hastalanma durumu aileleri kaygılandırıyor ancak aslında bu çocukların yarısı tamamen sağlıklı olarak kabul ediliyor. Oldukça küçük bir oranda, immün (bağışıklık) yetmezlik ya da kronik hastalık bulunuyor. Çocuklarının sık hastalandığı düşüncesi ile doktora başvuran ailelerin çocuk hastalıkları konusunda bilinçli olması önem taşıyor. Memorial Bahçelievler Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Anıl Doğan Bektaş, sık hastalanan çocuklara yaklaşım ile ilgili önemli bilgiler paylaştı. 

 

Çocuk yılda 10-12 kez ÜSYE geçirebilir 

Çoğunlukla 5 yaşın altında, kreşe veya okula giden ya da kreş veya okula giden kardeşi olan çocuklarda, üst solunum yolu enfeksiyonları yılda 10-12 kez geçirilebilir. Bir üst solunum yolu enfeksiyonunun da ortalama 7-15 gün arası sürdüğü düşünüldüğünde,  bu çocuklar yılın yarısını hasta şekilde geçirebilmektedirler. Bu, sık hastalanma olarak kabul edilmemelidir. 

 

Bağışıklık yetmezliği araştırılmalıdır

Yılda 2-3 defadan fazla ağır enfeksiyon, 3’ten fazla otit, sinüzit, bronşiolit, bronşit gibi enfeksiyonlar, sık karşılaşılan enfeksiyon etkenleri dışındaki etkenlerle enfekte olmak, iki aydan daha uzun süreli antibiyotik kullanımı, beklenmeyen bir komplikasyon gelişen, çoğunlukla ayaktan ve ağızdan tedavi yeterli olmayan hastalarda bağışıklık yetmezliği araştırılmalıdır.

 

Sık hastalanan çocuklarla ilgili bilmeniz gerekenler

  1. Kreş ve anaokuluna giden çocukların özellikle ilk iki yılda enfeksiyon geçirme sıklığı oldukça yüksektir.
  2. Pasif sigara içiciliği de üst solunum yolu enfeksiyon riskini artırmaktadır.
  3. 5 yaş altı çocuklar sonbahar-kış sezonunda 5-6 defa üst solunum yolu enfeksiyonu geçirebilirler.
  4. Sağlıklı çocuklar, yaşamlarının ilk 3 yılında genellikle 1 pnömoni (zatürre) ve 2 otitis media (orta kulak enfeksiyonu) dışında ciddi bir enfeksiyon geçirmezler, tedaviye yanıtları iyidir ve büyüme gelişmeleri normal olarak izlenmektedir.
  5. Tekrarlayan enfeksiyonları olan çocukların %30 kadarının altta yatan alerjik yapıları vardır, bu nedenle kronikleşmiş alerjik rinit (saman nezlesi) olan çocuklar yanlışlıkla sık tekrarlayan üst solunum yolu enfeksiyonu tanısı alabilmektedir.
  6. Ancak alerjik alt yapısı olan çocuklar otit, sinüzit ile dirençli ve uzun süreli üst solunum yolu enfeksiyonlarına daha yatkındır, bu çocukların da büyüme ve gelişmeleri normaldir. 
  7. Bu çocuklarda alerjik alt yapılı çocuklara özgü yüz görünümleri (burunda sürekli ellerle burnu silmeye bağlı yatay çizgi vb.) olabilir.
  8. Alerjik alt yapısı olan çocuklarda kanda IgE düzeyleri yüksek saptanabilir, genellikle ailede de alerjik yatkınlık mevcuttur.
  9. Alerjik yatkınlığı olan çocuklarda bağışıklık yetmezliği alerji ile birlikte görülebilir.
  10. Sık hastalanan çocukların %10’unda kronik bir hastalık da vardır ve bu çocukların aynı zamanda büyüme gelişmeleri de yaşıtlarına kıyasla geride kalmıştır.
  11. Bağışıklık (immün) yetmezliği olan çocuklar, sık hastalanan çocukların yaklaşık %10’unu oluşturur. Bu çocuklarda büyüme gelişme geriliği, ailede bağışıklık yetmezliği olan birey varlığı, erken kardeş ölümü, tedaviye dirençli ve genellikle hastane yatışı gerektiren enfeksiyonlar geçirme sık karşılaşılmayan enfeksiyon etkenleri ile sık hastalanma, kronik ishal, sık tekrarlayan apseler, iyileşmeyen cilt yaraları, yaygın cilt lezyonları, lösemi ve lenfoma gibi kanser türleri nedeniyle bağışıklığı baskılanmış çocuklar olabilir.
  12. Sık hastalanma şikayeti olan çocuklarda detaylı bir öykü ve fizik muayene, bunun gerçekten sık hastalanma mı yoksa normal bir durum mu olduğunun ayırt edilmesinde en kıymetli tanı aracıdır.
  13. Hastalanma yaşı, sıklığı, hangi bölgede geçirilen enfeksiyon olduğu gibi detaylar hem etkenin belirlenmesinde hem de gerçekten bağışıklık sorunu olup olmadığının saptanmasında çok önemli bir yer tutmaktadır.
  14. Çocuğu değerlendiren pediatri hekimi, gerekli tetkikleri istedikten sonra hastada bağışıklık hücrelerinin yaşa göre normal sınırlarda olup olmadığını, anemi veya alerjik yatkınlığı olup olmadığını inceler. Sonrasında ise gerekli görülen çocuklarda ileri inceleme kararını verir.
  15. Çocuklarda enfeksiyon sıklığını azaltabilmek ve geçirilen enfeksiyonların daha kolay atlatılmasını sağlayabilmek için, çocukları mümkün oldukça havasız ve kalabalık ortamlardan korumalı, pasif sigara içiciliğinden uzak tutmalı, dengeli beslenme ve yeterli uyku uyuduklarına dikkat edilmeli, alerjik yatkınlığı olan çocuklarda alerjenlerden mümkün oldukça kaçınılmalıdır.
  16. Bağışıklık yetmezliği olan çocuklarda da tanının zaman kaybedilmeden konulması ve bu çocukların özellikle ağır enfeksiyonlara karşı korunması çok önemlidir.
  17. Çocuklar paketli gıdalardan uzak tutulmalı, hareketsiz yaşamdan uzak tutulmalı, uygun psikolojik ortam sağlanmalı ve sık antibiyotik kullanımından kaçınılmalıdır. * Memorial  Bülten



Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.09.18 10:50:36
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Uzmanı, genetik testler sayesinde kişiye özel kanser tedavisini anlattı

Tıbbi Onkolog Prof. Dr. Züleyha Çalıkuşu, günümüz teknolojisi ve modern tıbbın, kanser hücresinin genetik haritasını ortaya koyan yöntemler geliştirdiğini ve böylece de kişiye özel tedaviler uygulandığını, bunun da tedavide önemli bir adım olduğunu söyledi.
Tüm dünyanın en önemli sağlık sorunları arasında yer alan kanser hastalığının tedavisinde son dönemde öne çıkan ve hastalığın seyrini olumlu yönde değiştiren ‘kişiye özel tedaviler’den bahseden Acıbadem Adana Hastanesi Tıbbi Onkoloji Hekimi Prof. Dr. Züleyha Çalıkuşu, bu kişiye özel tedaviler ile hastanın kansere neden olan hücrelerine yönelik genetik haritalarının çıkartıldığını ve hastaların genetik şifrelerinin çözüldüğünü anlattı.
Geçmişte kanser tedavisi denildiğinde, her hastada belli başlı yöntemler uygulandığını hatırlatan Prof. Dr. Çalıkuşu, gelişen teknoloji ile tıp biliminin ortaklığının, bugün kişiye özel tedavi yaklaşımlarının önemini daha net şekilde ortaya koyduğunu ifade etti.
Gelişen teknolojiyle tümör hücrelerinin özelliklerinin daha iyi anlaşıldığına dikkat çeken Çalıkuşu, “Tedaviler kişiye ve tümöre özel şekilde planlanıp, kanserli hücreleri hedef alan uzun süreli tedavilerle hastalık kontrol altında tutuluyor, yaşam süresinin uzaması sağlanıyor. Kanser hücrelerinin taşıdığı fakat normal hücrelerde bulunmayan hedefler belirlenerek etkinliği yüksek, yan etkisi az, bu nedenle de daha konforlu olan biyolojik tedaviler kanser tedavisindeki en önemli gelişmeler olarak gözleniyor” dedi.

“Akıllı ilaçlar kanser tedavisinde çığır açtı”
Kanserin, kişinin kendi sağlıklı hücrelerinden geliştiğini ve her hücrenin kişiye özel genetik şifre taşıdığına da değinen Çalıkuşu, kanser hücresinin genetik haritasının çıkarılarak tedavide başarı oranının artığına dikkat çekti.
Hastalığın seyri sırasında uygulanan moleküler genetik testlerin sayesinde, hangi ilacın hangi hastada daha faydalı olabileceğinin belirlendiğini dile getiren Çalıkuşu, “Böylece hastanın uygulanacak hedefe yönelik tedaviden göreceği faydanın ortaya çıkarılması mümkün olabiliyor. Günümüzde tümör hücrelerinde çoğalma yollarını keserek tümör hücrelerinin ölümüne yol açan son derece etkili ’akıllı ilaç’ ya da ’hedefe yönelik ilaç’ olarak da adlandırılan tedavilerin keşfedilmesi ise kanser tedavisinde yeni bir çığır açtı” diye konuştu.
Prof. Dr. Çalıkuşu, bir hastaya kişiye özel tedavi seçeneği sunabilmek için kişinin kanser dokusu veya kanında dolaşan tümörün DNA’sının elde edilerek özel yöntemler ile tümörün akıllı ilaçlara uygun olup olmadığının test edildiğinin de altını çizdi.
Günümüzde moleküler patoloji olarak adlandırılan hassas gen analiz yöntemleri ile tümörün kaynaklandığı organa bakılmaksızın kanserleşme sürecinde ana rol alan gen bozukluklarının tespit edildiğine değinen Çalıkuşu, “Sonuçlar ile günümüze kadar yapılan çalışmalar ve elde var olan hedefe yönelik tedavi ilaçları gözden geçirilerek hastaya uygun bir tedavi seçeneği olup olmadığına karar verilir” şeklinde konuştu.
Bazı moleküler genetik testlerin ülkemizde de uygulanabildiğini, ancak çoğu geniş panel testlerinin Amerika ve Avrupa’daki bazı merkezlerde incelendiği bilgisini veren Çalıkuşu, “Hastaların kan ya da biyopsi örnekleri bu laboratuvarlara gönderilip alınan sonuçlara göre tedavileri planlanıyor. Genetik testler, başta akciğer, meme, malign melanom, kalın bağırsak ve böbrek kanserleri olmak üzere birçok kanser türünde kullanılıyor” diyerek sözlerini tamamladı.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.05.30 17:28:39
Son Düzenlenme Tarihi :





Aracına ceza yazılacağını öğrenince "Deprem bölgesine yardımdan dönüyorum" dedi ama ikna edemedi

Antalya’nın Manavgat ilçesinde cadde plakasız, kazalı ve önünde Türk bayrağı olan bir aracın saatlerdir park halinde olduğu ihbarı trafik ekiplerini harekete geçirdi. Araç sahibine ulaşılamaması üzerine olay yerine Asayiş Büro Amirliği ekipleri de çağrılırken, yaklaşık 2 saat sonra aracı park eden..

Antalya’nın Manavgat ilçesinde cadde plakasız, kazalı ve önünde Türk bayrağı olan bir aracın saatlerdir park halinde olduğu ihbarı trafik ekiplerini harekete geçirdi. Araç sahibine ulaşılamaması üzerine olay yerine Asayiş Büro Amirliği ekipleri de çağrılırken, yaklaşık 2 saat sonra aracı park eden kişi aracın başına geldi.
Trafik ekipleri, şahsa aracın plakalarının olmaması ve muayenesinin geçmiş olması nedeniyle ceza uygulanacağını ve aracın bağlanacağını belirtti. Ceza yazılacağını öğrenen şahıs, depremin ilk gününden beri deprem bölgesine yardım taşıdığını, plakaları da çıkartmaya vaktinin olmadığını söyledi. Aracı kullanan Halil Bağrıyanık’a plakasız araç kullanmaktan 6 bin 890 TL, araç sahibine de muayenesiz olmasından bin 979 TL ceza uygulandı ve araç bağlandı.
112 ihbar hattına gelen ‘İbrahim Sözen Caddesi üzerindeki dolmuş durağında yaklaşık 2 saattir plakasız, kazalı ve önünde Türk bayrağı asılı şüpheli bir araç bulunduğu’ ihbarı Manavgat Emniyet Müdürlüğüne bağlı ekipleri harekete geçirdi. Olay yerine Asayiş Büro Amirliği ve Trafik Denetleme Büro Amirliğine bağlı ekipler sevk edilirken, trafik ekiplerinin yaptığı kontrolde park halindeki kapalı kasa kamyonetin tescilli olduğu, plakalarının üzerinde bulunmadığı, ayrıca muayenesinin de olmadığı belirlendi. Trafik ekiplerinin aracı trafikten men ederek yediemin otoparkına çekmeye hazırlandığı sırada aracı kullandığı ve park ettiği belirlenen Halil Bağrıyanık isimli şahıs geldi. Trafik polislerinin ceza uygulayacağını, ayrıca aracı bağlayacağını öğrenen Bağrıyanık, depremin ilk gününden beri deprem bölgesinde yardım dağıttığını, aracı deprem bölgesine sıfır götürdüğünü belirterek, “Depremzedelere yardım dağıtırken bu hale geldi. Yolda gelirken birilerinin saldırısına uğradım. Plakaları çıkartıp takacak vaktim olmadı. Yolda uygulama yapan polisler işim bitince plakalarımı çıkartarak taktırmamı söyleyip bıraktılar” diye konuştu.
Halil Bağrıyanık, araca ceza yazılmaması ve bağlanmaması için telefonla aradığı araç sahibini trafik polisleriyle görüştürmek istese de bunda başarılı olamadı.
Trafik ekipleri tarafından tescilli aracı plakasız kullanmaktan aracı kullanan Bağnıyanık’a 6 bin 890, aracın muayenesinin geçmiş olması ve 2. kez yakalanmasından dolayı araç sahibine bin 979 TL olmak üzere toplam 8 bin 869 TL para cezası uygulandı. Araç trafikten men edilerek yediemin otoparkına çekildi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.05.18 14:25:20
Son Düzenlenme Tarihi :