SON DAKİKA

logo

Antalya Emniyetince yapılan operasyonda 4 bin 500 litre taklit Zeytinyağı ele geçirildi

Antalya Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube polislerince gerçekleştirilen operasyonda taklit zeytinyağı ele geçirildi.

    Değişik markalara ait zeytinyağı ürünlerinin  Muratpaşa İlçesinde bulunan bir depoda taklitlerinin bulunduğuna dair bilgi elde edilmesi üzerine, bahse konu depoda Güvenlik Şube Müdürlüğü görevlilerince yapılan operasyonda, Orijinal piyasa değeri yaklaşık 112 bin 500 TL olan değişik markalara ait 2 litrelik şişe ambalaj içerisinde toplam bin 674 adet 3 bin 348 litre, 1 litrelik şişe ambalaj içerisinde toplam bin 152 adet bin152 litre, toplamda 4bin 500 litre taklit zeytin yağı ele geçirildi.

Olayla ilgili bir şahıs hakkında 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'na muhalefet suçundan yasal işlem başlatıldı.

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2018.07.09 11:35:45
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Terk edilmiş mermer ocağı rehabilite edilerek ağaçlandırıldı

Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği (BAİB), Antalya’nın Korkuteli ilçesinde yıllar önce terk edilmiş bir mermer ocağını sosyal sorumluluk ve örnek teşkil etmek adına rehabilite ettirdi.
BAİB, Korkuteli’nde yıllar önce terk edilen mermer ocağını rehabilete ettirdi. Maden sahasından alınan mermerlerin oluşturduğu basamak şeklindeki alanlar kış aylarında iş makineleri ile toprakla kapatıldı ve tohumlama yapıldı. Ardından bugün düzenlenen törenle rehabilite edilen alana sedir ve çam ağacı fidanları dikildi. Alanda dikilen fidan sayısı 250’ye ulaşırken, tören öncesi rehabilitasyon alanına ormancılar tarafından ağaçlandırma için 50 kilo sedir, 30 kilo da kızılçam tohumu atıldı. Fidanların toprakla buluşmasının ardından can suyu verildi. Alana dikilen fidanların ve ekilen tohumların zarar görmemesi adına alan dikenli tel ile çevrildi. TİM Maden Sektör Kurulu ve İstanbul Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Rüstem Çetinkaya, fidan dikim töreninde yaptığı konuşmada, “Madencilik faaliyetleri geçicidir. Bugün burada madencilik faaliyeti sona eren ve Orman Bakanlığımıza teslim edilen alanda, fidan dikim törenindeyiz. Madencilik faaliyetleri dünyanın her yerinde doğada geçici bir yara açmaktadır. Fakat bunun devamında da rehabilitasyon sahası tamamlanacaktır. Arkamızda gördüğünüz alan da 10 sene sonra karşıdaki ormanlar gibi olacak” dedi.
Başkan Çetinkaya, “Orman Bakanlığı verilerine göre madencilik faaliyetleri, ormanların binde 3,9’unda gerçekleşiyor. Bir kısmı sık dokulu orman alanlarında iken bir kısmı da orman vasfında ama ağaçların seyrek olduğu yerlerde. Orman Bakanlığımız ülkemizdeki 20-21 milyon adet olan ağaç sayısını 23 milyon adete çıkardı. Ağaç varlığı ciddi şekilde artıyor. Bakanlığın, 2021 yılında madencilikten elde ettiği gelir 2,2 milyar TL. Biz de ağaçlandırmaya katkı sağlıyoruz. Rehabilitasyon sahalarına eleştiri var. Türkiye’de birçok saha rehabilite edildi. Çalışmalar sosyal medyadan paylaşılıyor. Flora ve fauna geri dönüyor, habitat geri dönüyor. Doğal yaşamın başladığını görüyoruz. Bu sosyal medyamızdan takip edilebilir” diye konuştu.
Madencilik ile doğa, çevre ve tarımın mutlaka karşı karşıya geleceğini ifade eden Başkan Çetinkaya, “Bizim tartışmamız gereken ikisinin nasıl yapılabileceğidir. Çevre ya da maden demeden, ikisini birlikte götürmektir. Bizler en az toplumun diğer kesimi kadar çevreci olduğumuzu iddia ediyoruz. Bu ve bunun gibi faaliyetleri yapacağız. Madencilik de ülkemize lazımdır. Maden hayattır, hayat madendir” şeklinde konuştu.
BAİB Başkan Yardımcısı Mustafa Küçükyaman ise, iyi niyet göstergesi olarak Antalya, Burdur ve Isparta illerinde de rehabilitasyon yapılacağını açıklayarak, “Burada bir çalışma yaptık. İade edilmiş sahayı rehabilite ederek Bakanlığımıza teslim ettik. Ağaçlandırıp, tohumlar ektik. Bizim tek derdimiz yer altı kaynaklarımızı ekonomiye kazandırmak. İstihdam sağlayıp, ihracat yaparak, ülkemize döviz kazandırmak. Zaten 2014 yılı sonrasında açılan ocaklarda rehabilitasyon yapmak zorunlu hale geldi” dedi.
Başkan Alimoğlu ise, “Madenciler olarak, önce insan, sonra çevre, sonra da maden zihniyeti ile sürdürülebilir madencilik yapıyoruz. Doğa kadar madencilik de olmazsa olmaz. Madencilerin istihdamı, ihracatı ülkemiz adına önemli. Rehabilitasyon çalışması ülkemize hayırlı olsun” ifadelerini kullandı.
Fidan dikim töreninin ardından Türkiye Maden Sektör Kurulu Toplantısı, BAİB ev sahipliğinde Antalya’da yapıldı.
Korkuteli, Saklıkent yolunun 8. kilometresinde bulunan rehabilitasyon alanındaki fidan dikim törenine; Ticaret Bakanlığı İhracat Genel Müdür Yardımcısı Tayfun Kılıç, İhracat Genel Müdürlüğü Maden, Metal ve Orman Ürünleri Dairesi Başkanı Ali Rıza Oktay, TİM Maden Sektör Kurulu ve İstanbul Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Rüstem Çetinkaya, Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı İbrahim Alimoğlu, BAİB Başkan Yardımcıları Mustafa Küçükyaman ile Ramazan Keskin, BAİB Yönetim Kurulu Üyeleri Ahmet Tekin, Ercan Akın ve Mahmut Alkan, BAİB TİM Delegesi Mehmet Özel, Antalya Orman Bölge Müdür Yardımcısı Mehmet Karabacak, Korkuteli Orman İşletme Müdür Yardımcısı Tuncay Ayhan ve sektör temsilcileri katıldı.

Kaynak : İHA
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.05.09 17:25:40
Son Düzenlenme Tarihi :





Emziren Annelerde Kanser Riski Daha Az!

Doç. Dr. Yılmaz Güzel “Anne sütü doğası gereği normal doğum haftasında dünyaya gelmiş sağlıklı bir bebeğin ilk altı ay ihtiyaçlarını tek başına karşılayabilecek besin değerlerine sahiptir. Süt, bütün memelilerin yavruları için optimum büyümesini ve gelişmesini sağlayan tüm besin öğelerini içeren, her zaman taze, temiz ve yavrusuna verilmeye hazır bir besindir. Dünya Sağlık Örgütü raporlarına göre, gelişmekte olan ülkelerde bebek ölümlerinin en sık nedeni ishal, pnömoni gibi enfeksiyon hastalıklarıdır. Bu hastalıkları önlemenin en kolay yolunun anne sütü ile beslenme olduğu belirtilmektedir. İlk 6 ayda bebeklerin sadece anne sütüyle beslenmesi ve 6. aydan sonra tamamlayıcı beslenme ile emzirmenin 2 yaşına kadar sürdürülmesi ile yılda yaklaşık 1.3 milyon bebek ölümünün önlenebileceği hesaplanmaktadır. Ancak, anne sütü yeterli değilse veya anne emzirme yapamıyorsa, bebeklere uygun bir süt formülü verilmesi gerekir” dedi.

Doğumdan sonra salgılanan sıvı olan kolostrum, yenidoğan için “ilk aşı” olarak adlandırılır

Doç. Dr. Güzel, “Doğumdan hemen sonra salgılanan anne sütüne kolostrum denir. Genelde anne sütüne göre daha sarımsı renkte ve daha koyu kıvamlıdır. Ortalama 4-5 gün boyunca salgılanmaya devam eder. İlk başlarda miktarı göze az gelebilir ancak yenidoğan midesinin boyutu da küçük olduğundan zengin içeriği ile bebek için oldukça yeterlidir. Kolostrum bağışıklık sistemini güçlendirdiği için “ilk aşı” olarak da adlandırılmaktadır. Kolostrumun yararları arasında bebeğin üst solunum yollarını koruması, alerjik reaksiyonları önlemesi, enfeksiyon riskini azaltması, sindirim sistemini geliştirmesi, yenidoğan sarılığını önlemesi ve içerdiği büyüme faktörü ile bebeğin hızlı bir büyüme ve gelişme göstermesi sayılabilir. Kolostrumun azalması ile birlikte sütün rengi açılarak sarıdan beyaz tonlara geçer ve kıvamı daha akışkan olmaya başlar” diye belirtti.

“Yenidoğanlar ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslenmelidir”

Doç. Dr. Güzel, “Anne bebeğini doğumdan sonraki ilk bir saat içinde emzirmeye başlamalıdır. İlk altı ay sadece anne sütü ile beslemeli ve sonrasında ek besinlerle beraber iki yaşına kadar emzirmeye devam etmelidir.  Yeterli anne sütü almayan çocuklarda büyüme gelişme geriliği, orta kulak iltihabı, nekrozitan enterekolit ve sindirim sistemi yeterince gelişemediğinden enfeksiyonlar daha fazla oranda görülmektedir. Bu çocuklar ileriki yaşamalarında da birçok sorunla karşılaşmaktadır.

Zengin içeriği ile bebekleri birçok enfeksiyondan, akut ve kronik hastalıklardan korur. İçerdiği IgA ve antikorlar ile normal bağırsak florasının gelişmesine yardımcı olur ve bebeğin bağışıklık sistemini güçlendirir. Ayrıca çene ve diş gelişimini de olumlu yönde etkiler. Anne sütü aynı zamanda bebeklerin beyin gelişiminde de önemli bir rol oynar. Bebeklerin beyinleri, doğumdan sonraki ilk birkaç yıl boyunca hızla büyür ve anne sütü, beyin gelişimi için gerekli olan omega-3 yağ asitleri, protein ve diğer besin öğelerini içerir” diye söyledi.

“Anne sütü, bebeklerin sağlığı ve gelişimi için en önemli besin kaynağıdır”

Doç. Dr. Güzel, “Anne sütünün yüksek besin değeri, sindirimi kolay olması, ekonomik olması, kolayca emilebilmesi, anne ve bebek sağlığına sayısız faydası sebebiyle anneler emzirmeye daha çok teşvik edilmelidir. Doğumdan sonra anne emzirme konusunda bilgilendirilmeli gerekirse destek verilmeli ve emzirme yönünden cesaretlendirilmelidir. Sadece anne sütü ile beslenmeyle bile oluşabilecek hastalık ve ölüm oranları minimuma indirilebilir. Anne sütü, bebeklerin sağlığı ve gelişimi için en önemli besin kaynağıdır ve bebeklerin ömür boyu sağlıklı bir yaşam sürdürmeleri için hayati önem taşır” diye vurguladı.

“Emzirmenin bebeğe olduğu kadar anneye de faydası çok fazladır”

Doç. Dr. Güzel, “Emzirmenin bebeğe sağladığı sayısız faydanın yanında anneye de birçok olumlu katkısı vardır. Emzirmenin anneye sağladığı ilk belirgin fayda meme uçlarının uyarılmasıyla birlikte salgılanan oksitosin hormonunun rahmin kasılmasını güçlendirmesidir. Bu sayede doğum sonrası kanama miktarı azalır, lohusalık dönemi kanamaları daha kısa sürede biter, postnatal uterus kanamalarının azalmasıyla birlikte annede anemi önlenir ve gebelikte büyümüş olan rahim daha hızlı bir şekilde küçülüp eski haline döner. Oksitosin aynı zamanda anne ve bebek arasında sevgi bağının kurulmasını sağlamaktadır. Emziren annelerin kilo vermesi ve doğum öncesi vücut yapılarına geri dönmeleri daha kolaydır. Emzirmenin annenin ileriki yaşamında göğüs kanseri, endometriyum kanseri ve over kanserine yakalanma riskini azaltmasının yanında emziren annelerde osteoporoz görülme riski de oldukça azdır” diye konuştu. -Faselis

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.05.24 10:08:34
Son Düzenlenme Tarihi :