Antakya’da anız yangını
Hatay’ın Antakya ilçesinde çıkan anız yangın itfaiye ekipleri tarafından büyümeden kontrol altına alındı.
Yangın, gece saatlerinde Antakya ilçesi Dikmece Mahallesi’nde otluk alanda meydana geldi. Alevlerin yükseldiğini gören vatandaşlar durumu 112 acil çağrı merkezine bildirdi. Olay yerine gelen Hatay Büyükşehir Belediyesi itfaiye ekipleri yangını kısa sürede kontrol altına aldı. Ekiplerin soğutma çalışmaları ilerleyen saatlerde de devam etti.
Yangın, gece saatlerinde Antakya ilçesi Dikmece Mahallesi’nde otluk alanda meydana geldi. Alevlerin yükseldiğini gören vatandaşlar durumu 112 acil çağrı merkezine bildirdi. Olay yerine gelen Hatay Büyükşehir Belediyesi itfaiye ekipleri yangını kısa sürede kontrol altına aldı. Ekiplerin soğutma çalışmaları ilerleyen saatlerde de devam etti.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.06.25 14:34:54
Son Düzenlenme Tarihi :
Antalya Veteriner Hekimler Odası yönetim kurulu üyesi, Elmalı’da besi çiftliği sahibi Veteriner Hekim Fatih Özgür: Siz sütü pahalı içtiğinizden şikayetçisiniz, bizde sütü kaliteli fiyata satamadığımızdan
ATB Basın Danışmanı Vahide Yanık’ın moderatörlüğünü yaptığı Sütün ana tema olduğu panelde süt üretiminin ana kaynağı olan hayvancılıkta masaya yatırıldı ve her ikisi de değerlendirildi. Panelin konuşmacıları arasında yer alan Antalya Veteriner Hekimler Odası yönetim kurulu üyesi, Elmalı’da besi çiftliği sahibi Veteriner Hekim Fatih Özgür, konuşmasıyla süt üretiminden, süt fiyatlarına, et fiyatlarından hayvancılık konusuna kadar birçok konuya ışık tuttu.
“Dünya Süt Günü”nde Sürdürülebilir Süt Üretimi Paneli Antalya Ticaret Borsası’nda yapıldı. Sütün ana tema olduğu panelde süt üretiminin ana kaynağı olan hayvancılıkta masaya yatırıldı ve her ikisi de değerlendirildi.
ATB Basın Danışmanı Vahide Yanık’ın moderatörlüğünü yaptığı panelin konuşmacıları Antalya Veteriner Hekimler Odası yönetim kurulu üyesi Veteriner Hekim Fatih Özgür, Elmalı Süt Üreticileri Birliği Başkanı Vet. Hekim. Ali Gümüşlü, Antalya Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Zeliha Öztürk, S.S. Yazır Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı ve ATB 4. Meslek Komitesi Başkanı Yaşar Kocaoğlu katıldı.
Katılımcılar süt üretimi, sütün kalitesi ve sütün değerinin altında satılmasını masaya yatırırken, hayvancılık ve hayvancılığı olumsuz etkileyen faktörlerde ayrıntılı konuşuldu.
Antalya Veteriner Hekimler Odası yönetim kurulu üyesi Veteriner Hekim Fatih Özgür, hayvancılık konusundaki eksikleri detaylı anlatırken şunları söyledi :
“Devletin Fak Fuk Fonu vardır ya biz onun ta kendisiyiz. Hayvancılık yapan kesim onun bir numaraları entegrasyonudur. Suçlu ilan edilen kesimdir.
Siz sütü pahalı içtiğinizden şikayetçisiniz, bizde sütü kaliteli fiyata satamadığımızdan şikayetçiyiz. Peki bunun sebebi ne ?
KULAĞIMA FISILDADILAR
Ben sabahleyin bu konuşmayı yapacağım diye yapmadan önce işletmeye uğradım. Bizim sığırlar yem yiyordu. Onlarla bir konuşma yaptım. Saat 2'de bir konuşma yapacağım, bana söylemek istediğiniz bir şey var mı dedim. Onlarda kulağıma bir şey fısıldadılar.
Biz hayvanın sağımını yaparken hep şu konuşuluyor, süt kaç para ! Biz 1 litre sütü ne kadara mal ediyoruz. Önemli olan bizim bir hayvandan kaç litre süt aldığımız olmamalı aslında. Bizim ana temamız 1 litre sütü kaç liraya mal ettiğimiz olmalı . Peki ne oldu, biz 1 litre sütü neden daha pahalıya içmeye başladık !
MERALARI YOK ETTİK
Hayvanlar doğalarında merada otluyorlardı naptık mera arazilerini yok ettik, tarım arazilerini vasfından çıkardık ne yaptık büyük inşaatlar holdingler diktik. Keçimiz koyunumuz dağda otluyordu dedik ya ormana zarar veriyor, koyun keçiyi dağdan çıkartalım dedik ne yaptık et fiyatlarını yükselttik.
Peki biz bu sorunu nasıl aşacağız! Biz üretimi nasıl destekleyeceğiz. Türkiye’de kooperatif yapısı tam sistemine oturmuş bir yapı değil. Aile işletmeciliği diyoruz, mandıracılar diyor ki aile işletmelerinin verdiği süt kalitesiz. Biz bunu nasıl kaliteli yapabiliriz.
BÜYÜK İŞLETMELER 9 YIL SÜT ALACAKLARI HAYVANI 2 YILDA PERTE ÇIKARTIYORLAR
Evet büyük işletmelerde karlılılık artıyor, ben o kısma da katılmıyorum. Büyük işletmelerde karlılığı arttırmanız için 1 litre sütü kaça mal ettiğinizden ziyade bir hayvandan 40-50 litre süt almanız gerekmekte. Çünkü ne kadar fazla süt alırsanız işletmenin çalışan sayısı aynı kaldığı için maliyetlerde aynı noktada kalıyor. Vahşi kapital sistemde hayvandan daha fazla süt alıp 9 sene bakacağınız hayvanı 2 sene de perte çıkartıp hayvan çöplüğü haline getirirsiniz ki, şu anda Türkiye’deki işletmelerin ana mantığı bu.
Peki işin içinden nasıl çıkıyorlar. Tarım sigortaları sayesinde çıkıyorlar. Sigortalattırıyorlar, nasıl olsa benim hayvanım sigortalı deyip, buna da İsrail - Amerikan sistemi diyorlar.
SÜTÜN KALİTESİ İÇİN TOPLU SAĞIM MERKEZLERİ ÇÖZÜM OLABİLİR
Madem aile işletmelerinden kaliteli süt almak istiyorsunuz, o zaman kooperatiflerimize ne yapacağız, 10'lu-20'li aile işletmeleri kurabiliriz ama merkezi bir sağım sistemi yaparız. Örneğin Yazır Köyünüm göbeğine. deriz ki yetiştiriciye kardeşim köyde bir sağımcımız var köyde, profesyonel yetiştirdik, hayvanlarınızı getirin, böyle işletmeler var, böyle modeller var. Getiririz orada her ahırda 100-200 litre hayvanın sütünü sağacağımıza bir sağım merkezinde bir noktada 5 ton süt sağarız. Ne olur ! 50 tane aile işletmesini bir sağım merkezinden yönetmiş oluruz. Hem kaliteli süt elde etmiş oluruz, hem de aile işletmelerinin göçlerinin önüne geçeriz.
ÇOBANLARIN SORUNLARI ÇÖZÜLMELİ
Bunu çoğaltabiliriz. Ne yapabiliriz? Et açığını kapatmak için dağdaki mera alanlarını tarım vasfından çıkartmayız, sürdürebilirliğini arttırırız, çobanlarımızın evlilik sorunları var. Kimse çobana kız vermek istemiyor. Bu şekilde çobanlığı bırakan evlatlarımızın yaşam koşullarını arttırabiliriz, ortada çobanlığa devam etmelerini sağlayabiliriz.
Bunlar yapılabilir. Sadece gönül vermek, akıl vermek gerekiyor.
Endüstriyel hayvancılığın bize götürüsü ne olacak ! Bugün açığı endüstriyel hayvancılıkla kapatabilirsiniz.
AİLE HAYVANCILIĞI BIRAKTIĞINDA BİLGELİKTE KAYBOLUYOR
Aile ne yapıyor 100 yıllık çobanlık geleneğini bırakıp gidiyor. Orada sadece çarığını çıkarıp gitmiyor. Bilgeliğini de bırakıp gidiyor. Çok büyük bir kayıp.
Aile işletmelerinden bahsediyoruz. Yedi ceddi hayvancılık yapan bir adam aile işletmeciliğini bırakıyor. Çok büyük bir kayıp. İnşaat sektöründen bir adamın hayvancılığa girmesi gibi kolay anlatılacak bir durum. İnşaat sektöründen bir adam milyonlarını hayvancılığa yatırır, biz bunun örneklerini gördük, bir sürü firma ismi de verebilirim. Hayvancılığa girdi 5 yıl sonra kapısına kilit vurdu gitti. Ama aile işletmeleri öyle değil ki, aile işletmesi zarar etse bir tane sığırını satıyor, ama üretime devam ediyor.
AİLE İŞLETMECİ HAYVANCILIKTAN 30-40 YILDA ÇIKAR
Aile işletmesi 3-5 yılda hayvancılıktan çıkmaz. Belki 30-40 yılda bırakır. Bizim için çok büyük kayıp olan şey de bu zaten. Bu bilgelik, bu aşk, bu sevda. Bunun önüne geçemezsek, açığı nasıl kapatacağız, süt açığımız var, sütü kalitesiz üretiyoruz diyoruz hep aile işletmelerinde. Buzağılarımız ölüyor. Neden buzağılarımız ölüyor. Hayvanlarımızı daha fazla vahşi şekilde süt elde etmek için fabrikasyon yemlerle maliyetlerimiz artıyor.
BUZAĞI KAYBI ÇOK YÜKSEK
Buzağı kaybının %30'ları geçtiği durumlar oldu. Büyük işletmelerde bile dünya kadar buzağı kaybettik. Bu rakamları bulmuştur. Belki şuan konuşulan rakam %10'dur.
Buzağı ölümleri şuan için ithalatın önündeki engellerden birisi. Buzağı neden ölüyor koruyucu hekimlik yapılmıyor, hayvan sahipleri bu konuda bilinçli değiller, işletme sahipleri aşılama için maliyet hesabı yapıyorlar, koruyucu hekimliği ön plana almıyorlar, maliyet hesabı yapıyorlar.
Büyük işletmelerde de bu sorunlar var. Maliyet hesabı çıkartıyor, benim hayvanım sigortalı, nasıl olsa alırım parasını diyor.
Bugün bir aile işletmesindeki buzağı öldüğü zaman o evden cenaze çıkmıştır. Oturur ağlarlar. Ama bir işletmede buzağı öldüğünde nasıl olsa sigortadan paramı alırım diyor. Duygusal bakmaz. Aile işletmeleri duygusaldır. Endüstriyel hayvancılık duygusal değildir, kapital felsefe ile bakar.
BUZAĞI ÖLÜMLERİNİN ÖNÜNE NASIL GEÇEBİLİRİZ
Peki buzağı ölümlerinin nasıl önüne geçeceğiz ! Devlet olarak aşılama proğramlarının uygulanmasını, hijyen kontrollerinin yapılması lazım. İthalatın önünü açarak yurt dışında olan Türkiye’de olmayan bir sürü hastalığı da getirdik biz. Bunlarda buzağı ölümlerinin nedenleri arasında. Türkiye’de görülmeyen bir sürü hastalık şuan ithalatla geldi.
Niye ithalat yapıyorsunuz diyoruz, düve fiyatları çok artıyormuş. 5-6 aylık bir düvenin maliyeti 150 bin lira. İthal ediyorsunuz 90-100 liraya. Getiriyorsunuz aracılar para kazanıyor. İşletmelere bakıyorsunuz kendi düvelerini satıp ithal düveleri işletmelere katıyorlar. Çünkü, endüstri hayvancılığında duygusal diye bir şey yoktur. Onlar hep para odaklıdır. Daha fazla parayı nasıl kazanabilirizi düşünürler.
ET FİYATLARI YÜKSELDİKÇE DAMIZLIK KESİMLERİ BAŞLIYOR
Et fiyatları arttıkça hayvancılar çok seviniyor. Ben sevinmiyorum. Neden. Et fiyatları arttığı zaman damızlık hayvan kesiliyor. Türkiye’de et açığını kapatabilmeniz için, evet sütün para etmesi lazım. Bunu bir kenara koyuyoruz. Biz hep Avrupa ile kendimizi kıyaslıyoruz.
Avrupa’da domuz denen bir hayvan var ve pazar payı %30. Bizim ülkemizde domuz eti yenmediği için biz hayvan sayısını %30 düşük alıyoruz.
KOYUN VE KEÇİCİLİK ET AÇIĞINI KAPATIR
Peki biz hayvan ve et açığını nasıl kapatabiliriz ? Et açığını kapatacak yegane unsur koyunculuk ve keçiciliktir. 2024 yılına gelindiğinde en fazla azalan sektör koyun ve keçiçiliktir. Bu şekilde gidersek 350-400 lirayı gören et fiyatlarını 1000'li rakamlarda görebiliriz.
Sütte kaliteli süt üretmemiz, kooperatifleşmeyi daha iyi hale getirmemiz gerekiyor. Devlet eliyle örgütlenmeyi daha sistemli hale getirmeliyiz.
Meraları tekrar daha aktif hale getirmemiz, ıslah etmemiz gerekiyor. Tüketerek büyümekten çok üreterek büyümeye geçmemiz gerekiyor.” dedi.
HAYVAN SÜT DIŞINDA ALTERNATİF OLMAZ
Hayvansal süt dışında alternatif sütlere bakış açısın sorunu yanıtlayan Özgür, “Ben bir veteriner hekimim. Bir hayvan süt veriyor. Otu veriyorsunuz, yemi kesip veriyorsunuz, bambaşka şeyler veriyorsunuz, bembeyaz bir şey veriyor size. Bir sığır hasta olduğu zaman ilk ne olur biliyor musunuz! Sütü kesilir. 1 gram süt vermez. Ve o hayvan o zehirli sütü vermeden ölür. Sağlık ve hijyen konusunda hiç bir süt insanı öldürmez. Ben kimyasal yollarla elde edilen her şeye karşıyım. Alternatif süt iddialarını hiç şekilde hayvanın verdiği sütle kıyaslayamazsınız.
MİNİK AMERİKA MODELİ YARATMAYA ÇALIŞTIK, ÇÖZÜM BÖLGESEL PROJELER
Bizim milli tarım politikası uygulamamız gerekiyor. Biz minik Amerika yaratmaya çalıştık işletmeleri kapatarak. Çok büyük işletmeler yarattık.
Biz yağış alan bir bölge değiliz ki. Kuraklık sorunu ile boğuşuyoruz. Bizim Amerika'daki gibi uçsuz bucaksız arazilerimiz yok. Hiç sulamadan biçtiğimiz mısırımız yok. Biz sulamak zorundayız. Oradaki sistemi burada uygulayamayız. Çünkü biz kaba yem fakiri bir ülkeyiz. Kaba yemi sulamadan elde eden bir ülke değiliz. Belki Karadeniz ve Kars bölgesi için bunu konuşabiliriz. Ama Akdeniz ve İç Anadolu için bunu konuşamayız.
Onun için diyorum mera hayvancılığı, ette koyun keçi açığımızı kapatabiliriz.
Oralar gibi aynı koşulları yaşamıyoruz, aynı iklimlerde yaşamıyoruz, yağış alan bir bölge değiliz. Onun için biz Milli Tarım Politikası, Türk modeli yaratmak zorundayız. Kendi tip hayvanlarımızı bulup o modelde ilerleyeceğiz.
Biz yoncayı sulayarak elde ediyoruz. Enerjide dışa bağımlı bir ülkeyiz. Adamlar 50 kuruşa mal ediyorsa biz 5 liraya mal ediyoruz. Bizim kaba yemimiz pahalı, onun bizim girdi maliyetleri yüksek. Enerjide dışa bağımlı bir ülkeyiz. Mazotumuz pahalı, suyumuz pahalı, elektriğimiz pahalı.
Biz gerçekçi olup gerçek tarım politikaları uygulayacağız. Haddimizi bileceğiz, minik Amerika olmayacağız,
Almanya olmayacağız, biz Türk modelini uygulayacağız. Biz bölgesel üretim modellerine geçeceğiz. Her şeyi her yerde yetiştirmeyeceğiz. Antalya bölgesi, Manavgat bölgesi keçicilik uygunsa onlara ekstra bölgesel destekler vereceğiz, elmacılık için uygun yerlere elma desteği vereceğiz, kuru tarım yapılacak yerlere de kuru tarım desteği vereceğiz.” dedi. * FERUDUN ÖZGÜNSÜR