Belediyeler siyasi partilerin arka bahçesi değildir.
Belediye Başkanı seçilen kişi baş-kanlık koltuğuna oturduktan sonra sadece taktığı parti rozetini değil, partisiyle ilgili herşeyi bir kenara bırakmalıdır.
Yönettiği belediye üzerinden seçildiği siyasi partiye prim sağlamamalıdır.
Bu dediğim Ak Partilisi’nden, CHP’lisine, MHP’lisine kadar her başkan için geçerlidir.
Dün bir belediyeden gelen mailde, Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları Başkanı Hanife Aldemir’in “Anneler Günü vesilesi ile bölgemizde yaşayan kadınlara yönelik gerçekleştirdiğimiz Konya Mevlana gezisi büyük ilgi gördü. Hiçbir siyasi amacı olmayan gezi ile çok yararlı ve güzel bir kültürel farkındalık yaşadık” açıklaması yeralıyordu.
Böyle bir açıklama bana ters geldi.
Belediyelerin kültür gezileri düzenlemesine “tamam” bunun siyasi bir amaç için kullanılmasına “hayır” diyorum.
Ama ne yazık ki belediye başkanlarımızın çoğu belki de bir vefa borcu, belki de bir dönem daha aday olabilmek için partilerinin kadın, gençlik kollarından gelen bu tür taleplere hep olumlu cevap vermekte, bizlerin vergisini o talepler için kullanmaktadır. Hassas olunması gereken bir durumdur.
Her ne kadar konu için sadece bir ilçenin kadın kolları başkanını dile getirsem de, Ak Partili, MHP’li ve CHP’li belediye başkanlarının hemen hemen tamamı bu yanlışı yapmaktadır.