Derler ya “Ömer Paşa avlusunda yalan söyleyen, Yeşil Cami önünde kendi söylediği yalana inanır.” Gerçekle uzakla-yakınla bir ilişkisi yok.
Siz Elmalı’da ne konuşulmaya başlanmışsa ona inanın, gerçek payı yüzde 100’dür.
Fısıltı Gazeteciliği deniliyor bu haberin yayılma şekline. Zaten, “İki kişinin bildiği sır olmaktan çıkmıyor mu ?” Elmalı’da küçük bir yerleşim yeri olunca...Daha biz yazmadan, ya da yazmaya cesaret edemeden haber Elmalı kamuoyunun gündemine yerleşiyor.
“Yazmaya cesaret edememek” ifadesini sakın yanlış yorumlamayın. Bu sözden kastım, bazı şeyleri yazmamızın kanunen bir sorumluluğu olduğundan. Yazarsanız, haklı da olsanız da biranda kendinizi mahkemede bulursunuz. Yüklü bir tazminat davasıyla karşı karşıya kalırsınız.
Biz kaldık. Hem de devletin ajansının bize servis ettiği bir haberden dolayı. Yerel mahkeme tazminat ödemeye hükmetti. Elbette üst mahkemeye taşıdık. Bozdu. Bu arada bizim yatırdığımız 5 bin lira gibi bir para da çoktan o kişinin cebine girdi.
Alabilirseniz, alın.
Fısıltı Gazetesi’yle yayılan haberin cezai bir soruşturması da yok. Neymiş, bilmem nerenin müdürü önce görevden alınmış. Sonra göreve tekrar iade edilmiş. Neymiş, filan yerin malzemeleri bir dosttan alınıyormuş. Neymiş, filan fırına filan kişi ortakmış. Neymiş bilmem ne şirketinin aldığı araç arızalı çıkmış. Yüklü bir tamir parası ödenmiş...
Fısıltı Gazeteciliği’nde son haberler bunlar. Fısıltı Gazetesi’ne inanmayın diyordum da...
Ben inanmaya başladım, sizi bilemem.
Fısıltı Gazeteciliği şu anda Elmalı’nın en yüksek tirajlı sanal gazetesi. Kabul edelim.
Hayırlı olsun Elmalı’ya...
Dinlemeye devam fısıltıları...