Şu günlerde ülkemiz oldukça hassas bir süreçten geçiyor. Bu süreçte konuştuklarımıza, yazdıklarımıza bir değil, bin kez dikkat etmek zorundayız. Çünkü, bu hassas süreçte devletin içine sızmış, başkalarının hakkını gasp ederek memur olmuş görevliler tek tek belirlenerek meslekten uzaklaştırılıyor.
Temennim kurunun yanında yaşında yanmaması.
Diğer yandan işin yargı boyutunda da bu terör örgütü ile ilişkisi olanlar belirlenmeye, ortaya deliller konmaya ve haklarında işlem yapılmaya çalışılıyor.
İşte böylesine bir ortamda herşeyi konuşmamalıyız. Böylesine bir ortamda duyduklarımızı ama olup-olmadığını bilmediklerimizi, kendi gözümüzle görmediklerimizi başkalarına da duyurmamalıyız.
Kızdığımız insanları uzaktan-yakından ilgisi olmamalarına rağmen terör örgütü “cemaatçi” diyerek suçlamamalıyız. Unutmamalıyız ki, kul hakkı denilen bir şey var ve olmayan bir şeyi olmuş gibi göstermekte kul hakkına girmektedir.
Kendimizi sakın ola polis, savcı ve hakim yerine koymamalıyız.
****
Öyle isimlerin cemaatçi diye dedikodusu yayılıyor ki. Bu tür dedikodulara kesin olarak ilgi göstermiyorum. Hatta bana bu tür bilgileri getirene, “Sende cemaatçi olmalısın, yoksa nereden bileceksin söylediğin ismin o cemaatten olduğunu” diye karşımdakini susturuyorum.
Bu süreçte doğal olarak bir hayli bilgi kirliliği mevcut. Resmi kanallardan bana iletilen açığa alınma, gözaltı sayısı ve diğer bilgileri hem gazetemizde, hem de www.elmaliguncel.com haber sitemizde paylaşıyorum.
Lütfen...Her duyduğunuza inanmayın, her duyduğunuzu da başkasına aktarmayın.
Biraz dedikoduya ara verin.