Antalya’da siyaset kazanı ısındı ama kelimenin tam anlamı ile kaynayıp- fokurdamaya başlamadı. Özellikle Ak Parti ve CHP’nin başta büyükşehir belediyesi olmak üzere ilçe belediye başkan adaylarının açıklanmasıyla beraber, kazan fokurdamaya başlar. Varolan ve varlığı yaptığı haberlerle açık ve net olan, adeta “ben yandaş medyayım” diye bağıran “Benim ipim başkasının elinde” diyen yandaş medya burnundan solur “seçimlik” gazeteler basılır, belden aşağı vurmalar başlar.
Projeler değil, iftiralar ve çamurlar havada uçuşur. Seçmen gözünde rakip adaylar değersizleştirilmeye çalışılır. Yıllardan bu yana düzenli olarak yayınlanan ve hiçbir zaman “taraf” olmayan, seçimlerde dahi bu tarafsızlığı koruyan gazetelere dini ve milli bayramlarda ilan verilmez ve abone dahi olunmazken yandaş medyalara ciddi rakamlar aktarılır. Biraraya gelmeleri fikren mümkün bile olmayanlar, “yandaş medya” konusunda ortak hareket ederler ve yandaş medyanın finansmanı için havuz oluştururlar. İşin içinde bir partinin yönetiminde görev alan dişli birisi varsa, yalakalara ve o partide bir yere gelmek isteyenlere “şu kadar para vereceksin” talimatını vererek, yandaş medyanın yaşaması konusunda kendi üzerine düşen maddi sorumluğu azaltırlar.
Yani işin uyanıklığına kaçar...
Peki “yandaş medya” yı besleyenler amaçlarına ulaşır mı ? Siyasette arzu ettikleri noktaya gelir mi ? Seçmen bu gazeteleri nasıl yorumluyor ? Bu gazetelerde çıkan ve bir kişi ya da partiyi hep eleştirirken, başka bir kişi ya da partiyi göklere çıkaran haberlere kamuoyunun bakış açısı nedir ? “Yandaş Medya” yı besleyenlere biz gibi “tarafsız” basının duruşu nedir ?
Bir başka yazımda bu soruları cevaplandıracağım.
Antalya’da siyaset kazanı ısındı ama kelimenin tam anlamı ile kaynayıp- fokurdamaya başlamadı. Özellikle Ak Parti ve CHP’nin başta büyükşehir belediyesi olmak üzere ilçe belediye başkan adaylarının açıklanmasıyla beraber, kazan fokurdamaya başlar. Varolan ve varlığı yaptığı haberlerle açık ve net olan, adeta “ben yandaş medyayım” diye bağıran “Benim ipim başkasının elinde” diyen yandaş medya burnundan solur “seçimlik” gazeteler basılır, belden aşağı vurmalar başlar.
Projeler değil, iftiralar ve çamurlar havada uçuşur. Seçmen gözünde rakip adaylar değersizleştirilmeye çalışılır. Yıllardan bu yana düzenli olarak yayınlanan ve hiçbir zaman “taraf” olmayan, seçimlerde dahi bu tarafsızlığı koruyan gazetelere dini ve milli bayramlarda ilan verilmez ve abone dahi olunmazken yandaş medyalara ciddi rakamlar aktarılır. Biraraya gelmeleri fikren mümkün bile olmayanlar, “yandaş medya” konusunda ortak hareket ederler ve yandaş medyanın finansmanı için havuz oluştururlar. İşin içinde bir partinin yönetiminde görev alan dişli birisi varsa, yalakalara ve o partide bir yere gelmek isteyenlere “şu kadar para vereceksin” talimatını vererek, yandaş medyanın yaşaması konusunda kendi üzerine düşen maddi sorumluğu azaltırlar.
Yani işin uyanıklığına kaçar...
Peki “yandaş medya” yı besleyenler amaçlarına ulaşır mı ? Siyasette arzu ettikleri noktaya gelir mi ? Seçmen bu gazeteleri nasıl yorumluyor ? Bu gazetelerde çıkan ve bir kişi ya da partiyi hep eleştirirken, başka bir kişi ya da partiyi göklere çıkaran haberlere kamuoyunun bakış açısı nedir ? “Yandaş Medya” yı besleyenlere biz gibi “tarafsız” basının duruşu nedir ?
Bir başka yazımda bu soruları cevaplandıracağım.