Dostlar soruyorlar, “Birçok meslektaşın televizyonlarda proğram sunarken sen neden sunmuyorsun ? Diye.
Bir: Vaktim yok. O iş, gerçekten zor ve meşakkatli.
İki : Televizyon sahibi ile anlaşıp ya belirli saatten oluşan proğram satın alacaksınız, ya da bir sponsor bulacaksınız, her iki şekilde de televizyona mutlaka maddi destek sağlamak zorundasınız.
Gideceğiniz yerler ya belediye başkanları, ya siyasiler ya da büyük ticari kuruluşların sahip veya yöneticileridir. Bugün bir gazeteye dahi abone olmaktan imtina eden büyük ticari kuruluşların sahip ya da yöneticilerinin bir ay için 10 bin 20 bin lira para ödeyip proğramınıza sponsor olması zor değil, imkansızdır.
Geriye ya satın aldığınız proğramın parasını cebinizden ödemek kalıyor ya da proğramınızda belediye başkanlarını, siyasileri ya da sizin hatırınızı kıramayacak ticari kurumların sahip ve yöneticilerini bedeli karşılığında konuk etmek kalıyor.
Böyle olunca da sunduğunuz proğramınız “icraatın içinden” havasına bürünüyor.
Belediye başkanı, siyasi ya da başka bir konuğunuz neyi konuşmak isterse onu konuşuyor, ne anlatmak isterse onu anlatıyor. Çanak sorular geliyor, eleştiri yapmanıza “parayı veren düdüğü çalar” denilerek izin verilmiyor.
Ben güzel ve doğru işi över, yanlışı ise eleştirmekten geri kalmam. Böyle bir düşünce içinde olan birisinin televizyonda proğrama bırakın bedeli ile bedelsiz konuk bulması zor değil imkansızdır.
Bu konuda taviz vermediğimi de bilen bilir.