Antalya-Burdur karayoluna çıkan araç sürücüleri ve araçlarda bulunanlar, Korkuteli yol ayrımından itibaren durmadan yollarına devam edecek. Elbette çalışmalar tamamlandıktan sonra.
Bu çalışmalar kapsamında Antalya-Burdur karayolundan Döşemealtı İlçesi sınırlarında her girişe araç üstgeçitleri yapılıyor. Antalya istikametinden gelip Burdur istikametine gidecek araçlar bu üstgeçitler sayesinde ışıklı sinyalizyonlara takılmadan yollarına devam edebilecekler.
Biraz lüks bir yatırım gibi geldi. Şöyle ki;
Neredeyse her 3-5 kilometrede bir sola ya da sağa Döşemealtı İlçesinin bir mahallesine giriş sözkonusu. Böyle olunca 3-5 kilometreye bir araç üstgeçiti yapılıyor. Elbette yapılan üstgeçitin ciddi bir maliyetinin olduğunu konu içinde ayrıca değerlendirmemiz ve olayı buna bağlamamız gerekiyor.
Bir yandan vergi artışlarından söz ediyoruz, diğer yandan vatandaşın yastık altında bulunan altınlarını ekonomiye kazandırmak için milli seferberlik ilan ederken doğrusunu isterseniz bu derece sıkça yapılan araç üstgeçitleri bana göre bal gibi israf.
******
Boğaçayı Projesi elbette yüzyılın projesi benim gözümde. Ama keşke Menderes Türel enerjisini bu projeye harcayana kadar toplu taşım konusuna harcasaydı. Keşke, Boğaçayı Projesi’nden önce Antalya baştan aşağı raylı sistemle donatılsaydı.
Diyeceksiniz ki, 3 ncü etap raylı sistem için Başbakan gereken onayı verdi. 3 ncü etap Varsak’tan başlayarak Otogar, Üniversite, Adliye ve Meltem Mahallesi, Devlet Hastanesi istikametinden Müze bölgesini kapsıyor, uzunluğu 26 kilometre.
Ama Türel’in bu döneminde aynı anda 4 ncü etap olarak değerlendirebileceğimiz, Fatih’ten Organize Sanayi’ye kadar olan raylı sistemde de belli bir noktaya gelinseydi.
Boğaçayı’nın getirisi, şehiriçinin baştan aşağı raylı sisteme kavuşmasından daha az olurdu diye düşünüyorum. Çünkü, halen Antalya’nın en önemli sorunu toplu ulaşım.