Bu Ramazan ayında ilk ve son kez bir iftar davetine, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’in iftar yemeğine katıldım. Bu davete icabet etmemin en büyük ned-ni, huzurevi sakinleriyle aynı masada iftar yapacak olmamdı. Oturduğum masa da iki yaşlı vardı ve özellikle biriyle uzun sohbet etme imkanı buldum. 

Çok mutlu oldum.

Böylesine bir ortamı sağlayan Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’i kutluyorum. 

Bu arada, yakında Döşemealtı’ndaki huzurevine taşınacak sakinlerin bir endişesini de Türel’e iletmek istiyorum. “Biz çözüm makamıyız” diyen Türel elbette çözecektir de, ben yaşlılarımız oraya  yerleşmeden bana ilettikleri sorun çözümlensin istiyorum. 

Yaşlıların endişesi, Huzurevi’nden Antalya’ya, Antalya’dan da Döşemealtı’na ulaşımın nasıl sağlanacağı şeklinde. 

Haklılar, şu anda huzur evinin yakınlarından toplu taşım araçları geçmiyor.

Huzurevi sakinlerinin toplu taşım araçlarının geçtiği noktalara kadar sıcakta - soğukta, yağmurda yürümeleri de çok zor.

Döşemealtı’ndaki yeni huzurevi’nin, sahiplerine kavuşmasına az bir zaman kalmış. Huzurevi, kendisi içinde bir odanın bulunduğu Halil Akyüz adlı bir hayırsever tarafından yaptırılmış. Elbette büyükşehir belediyesi de maddi destek sağlamış.

Bir hikayesi var.

Türel bizimle paylaştı, ben de sizlerle paylaşayım.

Bir medya grubu yöneticileri, o dönemde milletvekili olan Menderes Türel’den, şimdiki yere bir hayırseverin huzurevi yaptırmak istediğini, ancak şart olarak bu binanın Ak Partili Döşemealtı Belediyesi’nden, CHP’li  Büyükşehir Belediyesi’ne devrini istediğini kaydederler ve Türel’den  bu konuda aracı olmasını ister. Bu hayırlı işe kayıtsız kalmayan Türel, devreye girer ve hayırseverin istediği şekilde devir olayını çözer.

“Bir gün tekrar belediye başkanı seçilip, Döşemealtı Belediyesi’nden, Büyükşehir Belediyesine devri konusunda aracı olduğum bu binanın  büyükşehir belediye başkanı olarak tarafımdan açılacağı hiç aklıma gelmezdi” diyen Türel, bir sabah çalışma arkadaşlarıyla  geldiği huzurevi inşaatında, bugünkü görüntüsünden oldukça uzak bir görüntü ile karşılaşır.

 Türel şöyle devam ediyor:

“Çok üzüldüm, çünkü huzurevi inşaatın çoktan bitmesi  ve hizmete girmesi gerekliydi. Arkadaşlara sordum, yapılmayan birkaç küçük bürokratik işlemden dolayı inşaatın tamamlanamadığını öğrendim. Çok basit şeylerdi. Mesela, bir mülk sahibi arsayı bağışlamış ama tapuya gidip imzasını atmamış. Hayırsever vatandaşın adresini tespit ettik, aldık götürdük ve imzasını attırdık. Hayırsever vatandaş, “Kimse benden imza atmamı istemedi” diyerek o dönemdeki yönetimin ilgisizliği ortaya koydu. Mesela 206 metrekarelik bir şahıs tapusunun kamulaştırılması gerekliymiş. Yapılmamış. Yapılmayınca inşaat tamamlanamamış. Bu sorunu da çözdük.”

Çok güzel bir bina.

Butik bir otel düşünün...Aynı. 

İkişer kişilik odalar, dinlenme salonları, bahçede kamelyalar ve spor aletleri..

Kutluyorum Türel’i ve çalışma arkadaşlarını.

*****

Bazı medyaya konu olacak, Sarısu’ya yapılacak “Bayanlar Plajı”. Birçok şey yazılacak ve söylenecek. Olay başka yönlere çekilecek. 

Tesettür Plajı olsa ne olur....

Neresi kötü ?

Ki, Türel “Bayanlar Plajı” diyor.

Bu söz eleştirileri bana göre silip- süpürecek.

 Çocukluğumda Mermerli Plajı vardı. Yat limanının hemen yanında...Öğlene kadar sadece bayanlar gidip denize girebilirdi. Öğleden sonra ise erkeklere hizmet verildi.

Hatırlıyorum, mahallenin hanımları ve kızları toplanıp giderlerdi. Ellerinde sarmalar, börekler...Denize girirler, Mermerli Parkın’da da evlerinden getirdiklerini yerlerdi.

Bu konuda da Türel’i kutluyorum.