SON DAKİKA

logo


Salih Özgünsür
salihozgunsur@yandex.com



Sabri Gülel Antalyaspor'u nasıl yönetecek?

Antalyaspor Yönetim Kurulu’nun yeni başkanı Sabri Gülel ile Antalyaspor’u takip eden gazeteciler için düzenlenen iftar yemeğinde bir araya geldik. Bir basın toplantısından ziyade karşılıklı sohbet havasında geçen bir organizasyon olması sebebiyle Başkan Gülel’in söylediği tüm cümleleri direkt aktarma şansım yok. Ancak elbette Sabri Gülel’in mentalitesini ve Antalyaspor’da yapmak istediklerini kendi gözlemlerimle aktarmaya çalışacağım. Öncelikle, bu organizasyonun gerçekleşmesini sağlayan başta Sabri Gülel olmak üzere Antalyaspor Basın Sözcüsü Adnan Başkan’a ve Antalyaspor Medya Sorumlusu Murat Özgen ile katılan değerli yöneticilere teşekkür ederim.Bir Antalyaspor başkanının, göreve geldikten 15 gün gibi kısa bir süre sonra basın ile buluşması, bugüne kadar Antalyaspor ve Antalyaspor’u takip eden biz gazeteciler arasında örülen duvarın yıkılması anlamına geliyor ki dilerim bu buluşmalar artarak devam eder...

Başkan Sabri Gülel, bu sohbet esnasında gözlemlerime göre önceki başkanlardan tarz olarak biraz daha farklı yapıda bir isim. Şirket geleneğinden gelmesi sebebiyle Antalyaspor’u diğer başkanlardan farklı olarak “şirket” mantığı ile yöneteceğini zaten daha önce deklare etmişti. Bunun en önemli göstergesi, 3 haftadır irdelediği her konuda işin önce “matematiksel” boyutuna odaklanmış ve sözlerinden anladığım, Antalyaspor’u yönettiği süre boyunca da her konuda “matematik” ön planda olacak. Tesislerde uygulamaya koyduğu bazı detaylar ve yaptığı minimal değişiklikler, belki görünürde çok büyük anlam ifade etmese de Antalyaspor’un bir şirket ciddiyetinde yönetilmeye başlandığını ve bu konuda adımlar atıldığını gösteriyor.

Antalyaspor’un bugüne kadar yöneticilerinden ve kurumlardan maddi destek istediğini ancak kendisinin döneminde bu durumun farklılaşacağını belirten Sabri Gülel, kulübe sadece anlık nakit desteği sağlayacak profillerin dışında, proje üretebilecek, akıl koyabilecek ve Antalyaspor için çalışacak isimleri tercih edecek. Kurumlara maddi destek için değil, proje için gidecek. “Şirket geleneğinden gelmesi” tam da bu noktada öne çıkıyor ki, “Proje olmadan, o projeye inanmadan, matematik olarak kafama yatmadan hiç bir kuruma gitmem, gidersem de o projeyi yaptırana kadar kapıdan çıkar bacadan girerim.” Diyerek aslında hem ısrarcılığını hem de gerçekçiliğini ortaya koyuyor.

Başkan Gülel, “Başkan Vekilliği” sıfatıyla Yönetim Kurulu’nda görev yaptığı süre ve geriye dönük yaptığı değerlendirmeler için  “eleştri değil öz tespit” ifadesini kullandı. Yapılan hatalar için tek başına başkanı ya da bir kişiyi değil, tüm yönetim kurulu olarak sorumlu olduklarını ifade ederek geçmiş dönemdeki yapılan hataların sorumluları arasına kendisini de katıyor ki kendisi de yapılan hataların (örneğin hatalı transferlerin) farkında. Bu yüzden anladığım kadarıyla sportif olduğu kadar finansal ekipler de oluşturup,  diğer tüm alanlarda olduğu gibi transferde de işin hem oyuncu izleme tarafını hem de finansal olarak daha detaylı irdelenmesini isteyecek ve yapılacak transferlerde son kararı bunlara göre verecek.

Sohbetin büyük bir bölümünde sabit gelir kaynakları yaratma hususunda fikir alış verişi yapıldı. Başkan’a söylediğimi buradan da yazmakta çekince görmüyorum. Bir futbol kulübü için en büyük sabit gelir kaynağı, düzenli olarak oyuncu satışı yapmak. Gelişime açık, potansiyelli, no name ve düşük bütçeli oyuncuları getirip, kısa bir parlatma yaşatıp, aynı zamanda sportif katkı da alıp hemen yüksek bedellere satışını gerçekleştirmek, yerine daha o oyuncu gitmeden ikamesini bulmak ve bu döngüyü devam ettirmek. Bu da bir “sistem” gerektiriyor. Her ne kadar Başkan Gülel, son 3 yılda yapılan satışlardan (Paul Omo Mukairu, Doğukan Sinik ve sezon sonu satışı muhtemelen Haji Wright) memnun olsa da, “şirket” mantığı ile kulüp yönetecek bir başkan için bu rakamın yeterli olduğunu düşünmüyorum. Daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi, kulübe istediğiniz kadar sabit gelir kaynağı sokun. İstediğiniz kadar proje üretin. Düşük maliyetlere oyuncu bulup satmadıktan ve bunu düzenli hale getirmedikten sonra, Mehmedi’yi almanıza sebep olarak bir yapılanmanız olduğu sürece, yaptığınız emek, ailenizden ve şirketinizden alıp Antalyaspor için ayırdığınız vakit ve nakit boşa gider. Nitekim, başkan Gülel’in yeterli gördüğü oyuncu satışı Antalyaspor’a yetmemiş olacak ki, bugün geldiğimiz noktada ekonomik sıkıntılar konuşulmaya devam ediyor. Başkan, nasıl diğer konularda yurt dışındaki şehir ve kulüpleri kendisine örnek ve rakip görüyorsa, oyuncu satışı konusunda da Süper Lig kulüplerini değil, Avrupa’daki projeleri örnek almalı/rakip görmeli; bu kulüpler ile kendisini kıyas etmeli.

Sabri Gülel’in elinde bir sihirli değnek olmadığı aşikar. Tıpkı geçmiş başkanlarda olmadığı gibi. Bugüne kadar Antalyaspor Yönetim Kurulu Başkanlığı’na seçilen her başkan, hedefinin Antalyaspor’a sabit gelir kaynağı yaratmak olduğunu söylemişti ancak ne yazık ki kimisi bunu sadece söylemiş olmak için söyledi, kimisi için düşüncede kaldı, kimisi projesini hazırladı ancak uygulamaya geçiremedi. Sabri Gülel sözleriyle diğer başkanlardan farklı bir mentalitede olacağını belli etti. Gülel, kafasındakileri uygulamaya koyup Antalyaspor’u gerçekten içerisinde bulunduğu çıkmazdan alıp çekecek mi bunu zaman gösterecek ancak kendi adıma şunu söyleyebilirim ki; sanırım bu kulübün talihinde 14 Mart itibariyle bir şeyler değişmeye başlamış... 


Ekleme Tarihi : 2023.04.01 10:00:00
Son Düzenlenme Tarihi :

Antalyaspor'un "gündemi" .

Bu galibiyet kime yazar?.

Hatalı bir tercih mi?.

Kıskançlık ve Haset.

Bir yetkim olsaydı....

Dile kolay... .

Anlam veremiyorum.

Çok Beklersiniz!.

Vizyona alırım.

Net başarısızlık olur.

Ali Jasimi doğru ama....

Nuri Şahin'e sorular.

Yeni sezon ve "o konu".

Nuri Şahin'e çağrı! .

Sabri Gülel'e sorular .

Bunu yapacak çok adam var.

Ben yazmaktan yoruldum.

Buz gibi.

Antalyaspor'un borcu.

Salih Özgünsür

Yorum Yap