Salih Özgünsür
salihozgunsur@yandex.com
Aslında bu, bugünlük mevzu değil.
Konu, sadece Antalyaspor da değil.
Çok uzun zamandır dillendirilen bir gerçek, sadece Antalyaspor camiasına biraz geç tecelli etti. Türk futbolunda, deniz bitti. Sadece Antalyaspor için değil, tüm Türk futbolu için artık borç bataklığı devri başladı.
Uzun yıllardır Türk futbolunda dönem dönem yorumcular, dönem dönem başkanlar bu ifadeyi kullanıyordu; deniz bitecek, deniz bitiyor. O günlerde kimse bu duruma yeteri kadar dikkat çekmeyince, ülke federasyonu bu ateşin üzerine yaptığı anlamsız hamlelerle benzin dökünce..
Bugün geldiğimiz noktada sadece Antalyaspor değil, geçtiğimiz sezon şampiyonluk yaşayan ve çeşitli kurumlardan aldığı desteklerle meşhur olan Trabzonspor dahi borç batağı içerisinde.
Kulüplerin yabancı oyuncu aşkı, 2 milyon euro fazla olsun ama eski yıldız olsun kafası, yetiştirmeye ve geliştirmeye dair on yıllarca herhangi bir yatırım yapılmaması, her dönem yabancı genç futbolcularla kendi genç futbolcularımız arasındaki farkların anlatılması ama buna karşın tek bir hamle dahi yapılmaması, ülke olarak el birliği ile bizi buraya getirdi.
Bunun yanında ülkedeki futbol takımlarının menfaatlerini düşünmesi gereken Türkiye Futbol Federasyonu’nun, yayın hakları ile ilgili Arap milyarderlere çektiği peşkeş, 500 milyon dolarlık yayın ihalesinin bu peşkeş ile yarıdan fazla azalması, yayın gelirinin TL; kulüp ödemelerinin euro üzerinden yapıldığı bir ekonomide artan döviz kuru, Türk futbolunun sonunu getirdi.
Evet, Antalyaspor’un büyük bir borcu var ancak Türk futbolunda tek borçlu kulüp Antalyaspor derseniz, iki yüzlülük edersiniz. Maaşları ödeyemeyen tek kulüp Antalyaspor derseniz, yine iki yüzlülük edersiniz.
Bugün Antalyaspor özelinde bu borcun ortaya çıkmasında, herkesin payı var. Eski yönetimlerin, şehrin, biz medyanın, Antalyalı iş adamlarının, Antalyalı yöneticilerin... Bugüne kadar yapılanlar, Antalyaspor’u bu borca mahkum bıraktı. Ancak gelin, bundan sonrası için Antalya olarak daha farklı olalım.
Kısa bir araştırma yaptığınızda, çeşitli idari kurumların bazı kulüplere ne denli büyük maddi yardımlar yaptığını öğrenebilirsiniz. Vatandaşın parasıyla kurumu adına loca satın alanlar, kulübün elektrik ödemesini üstlenenler ve daha niceleri...
Yine kısa bir araştırma yaptığınızda, turizmin lokomotifi konumunda görünen ancak Antalya’nın çeyreği etmeyecek şehirlerde turistlerden alınan “şehir vergileri”nin yurt dışındaki kulüpler için ne denli büyük bir gelir kapısı olduğunu görebilirsiniz.
Buyrun, tüm Antalya olarak, Antalya’daki kurumlara baskıya.
Antalyaspor’un elektrik parası ödememesi için hangi kurum öncü olacak?
Antalyaspor’un turizmden hak ettiği dilimi alması için hangi yerel ya da ulusal yönetici elini taşın altına koyacak?
Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzon olunca devletin her kurumunda gösterilen kolaylığın, verilen tavizlerin, hatta ve hatta verilen arazilerin Antalyaspor için de gösterilmesini/verilmesini sağlamak için neden şehir olarak baskı yapmıyoruz?
Eğer dileğiniz şehrinizin takımının borçlarının azalması, ligde mücadele edebilir mali yapıda olması ise yol basit ve açık. Baskı... Ama elimizi taşın altına koymayalım, bir sadece borçları konuşalım derseniz, koca bir şehre de yazık...
Ekleme Tarihi : 2023.04.12 12:29:36
Son Düzenlenme Tarihi :
