Balbey ve Tahıl Pazarı Mahalleleri, Antalya’nın kalbinde yer alan ve bir o kadar da ucube, bakımsız, kaderine terk edilmiş birbiri ile içiçe geçmiş 2 mahalle. Daha doğrusu Balbey bir mahalle, Tahıl pazarı mahallesinin bir kısmının kaldığı bir bölge.
Mahallede sıkıntı büyük.
Doğup büyüdüğüm, halen de büro ve matbaamızın yer aldığı bir mahalleden söz ediyorum.
Sorun sadece bakımsızlık, kaderine terk edilmişlik de değil.
Balbey’de eski evlerden birisi yıkılmış. Yeri otopark olarak değerlendiriliyor. Burada duvara yazılmış bir yazı gördüm. “............... İçmeyin, defolun”. Atasözü veya özdeyiş değil. Ama, mahallenin durumunu en iyi anlatan 3 -4 kelime.
Bu 2 mahalle Antalya bir zamanlar kentin göz bebeği idi. Esnaflar otururdu. Elit bir mahalleydi.
Şimdi gidip bir görün.
Nasıl ucube haline geldiğini.
Nasıl kaderine terk edildiğini.
İnsanların içinde geçmek istemediği mahalleler konumuna nasıl geldiğini bir görün.
Çok mu zor kamulaştırma yapmak ! Çok mu zor planlamalar yapıp, kentin kalbinde kalan 2 mahalleyi yenilemek ?
Yıllardır bitirilemeyen projelendirme çalışmaları var. Yılan hikayesine döndü.
Bu arada bu değişim gerçekleşmemesinde bazı mülk sahiplerinin de payı olduğunu unutmamak gerekiyor. 50 m2'lik yerine bir daire istiyorlar.
Balbey ve Tahıl Pazarı Mahallelerinde “vaha” yaratmak çok zor değil. Mahalleyi çepeçevre yüksek katlı binalarla sarıp, ortasını tamamen boş bırakmak, kentin en büyük yeşil alanını yaratmak, cazibe merkezi yapmak, kafeler, sosyal donatı alanları yapmak bu kadar zor olmasa gerek.
Deniz kenarında değil ama ikinci bir Karalioğlu Parkı’nı yaratmak bu mahallede mümkün.
İki mahallenin çöküşünü izlemek acı veriyor.
Kaybolup gidişine üzülmemek mümkün değil.
Kentin kalbinin bu kadar harabe olması, tarihin izlerinin silinmesi çok üzücü.