Sabri Gülel ve yönetimi, son 2 ayda harikülade bir iş çıkardı. “Gitmez, parasını bırakmaz” denen oyuncuları uzun pazarlıklar sonucu alacaklarından büyük indirim yaptırarak sözleşmelerini feshetti. Bu indirimlerle fesih edilen her sözleşme, ligin en düşük ikinci harcama limitine de (+) olarak yansıyor.
Ancak henüz gitmesi gerekenler tamamlanmadı. Diğer oyunculara göre yüksek maaş yükü olan ve kadro yapılanmasında düşünülmeyen Sinan Gümüş ve Milosevic’in de artık “istenmediğimiz yerde duracak kadar onurluyuz” cümlesini kurup, hak etmedikleri hiç bir bedeli vicdanen kabul etmeyip, sahada veremedikleri katkıyı masada vererek “veda” etmeleri gerekiyor.
Elbette gidenler, bununla sınırlı olmamalı.
Antalyaspor’un iki yüksek maaşlı ve iki bonservis getirisi ihtimali olan oyuncusu var ki; Haji Wright&Fernando.
Antalyaspor’un önümüzdeki sezonki kadro yapılanmasında, bu iki oyuncunun maaşlarını ve bu yüksek maaşlara rağmen çoğu zaman vasatın altında gösterdikleri performanslarını kaldırabilecekleri bir mali yapıda olduğunu düşünmüyorum.
Haji Wright, geçtiğimiz sezon transferi gündeme geldiği anda kendini korumaya alması, devre arasından önce oynanan Hatayspor maçında sakatlanmasının ardından 6 maçta kimsenin nerede olduğunu bilmemesi, ligin son 6 maçında ise gol atmayı ve takım oyununu “unutması”, ABDli golcü ile bir sezon daha plan yapmamak gerektiğini yeterince anlatıyor olsa gerek...
Ve Fernando... Geldiği ilk yıl yarım devre oynadığı topla hepimizi hayran bıraktı. Ancak geride bıraktığımız sezonda Fernando’nun kalburüstü oynadığını düşünebileceğimiz maç sayısı, 10’u geçmez. Elbette, bir süre maaşını almayan futbolcuları, direkt saha içini kriter alarak eleştirmek eksik kalsa da, Antalyaspor’un bugün itibariyle 10 maçta potansiyelini gösteren bir oyuncuya yıllık 2 milyon euro vermesi, sürdürülebilir değil.
Hep söylediğim gibi, Antalyaspor ucuza kadrosuna dahil edip, performans alıp, değerini bulduğu anda aldığı fiyattan daha fazlasına satmak zorunda. Otel de dikseniz, sponsorluk da yapsanız bir yere kadar. Bonservis bedeli ödenmeden gelen Fernando’nun sözleşme fesih bedeline ya da daha azına satılıp hem gelir elde etmek hem de O’nun 2 milyon euro’luk maaşından kurtulmak, sezonun en büyük transferlerinden biri olur.
Dünyada milyonlarca futbolcu, binlerce takım, onlarca lig var. Elbet Fernando’dan daha çok iş yapacak, maliyeti düşük, sonrasında satış potansiyeli barındıran oyuncular mevcuttur. Bulan, buluyor.
Bununla birlikte başkan Sabri Gülel'in kulübe bir "futbol aklı" getirmemesini eleştirmekle birlikte, transfer ve diğer konular ile ilgili katkı koymak isteyen tüm yöneticilerin de fikirlerini aldığını, belirlenen oyuncular ile ilgili düşüncelerini sorup maliyetleri ile ilgili fikirlerini öğrendiğini biliyoruz. Son aşamaya geldiğinde, bu fikirler ne kadar masada karşılık bulur bilmiyorum ancak en azından şu aşamada Sabri Gülel'in "akıl akıldan üstündür" mantığı ile hareket ettiğini ve transferde sadece tek bir sorumlu ile çalışmadığını net bir şekilde ifade edebiliriz. Gerisini, zaman gösterecek.